Trabzon'a Gelin ( Düzenlenece...

By nuitvid

14.1M 493K 246K

İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası... More

1. Bölüm - Hayatımın Değişeceği Gün
2. Bölüm - Beklenmedik Haber
3. Bölüm - Rüya Değil
4. Bölüm - Trabzon'da İlk Gün
5. Bölüm -İlk Karşılaşma - Düğün Günü
6. Bölüm - Fotoğraf Çekimi - Düğün Günü
8. Bölüm - Evde Devam - Düğün Günü
9. Bölüm - İmam Nikağı - Düğün Günü
10. Bölüm - Sabah
11. Bölüm - Yavaş Yavaş Isınma
12. Bölüm - Beraber İlk Gece
13. Bölüm - Alışveriş
14. Bölüm - Akşam
15. Bölüm - Uzungöl
16. Bölüm - Dağ Evi Tatili
17. Bölüm - Korku
18. Bölüm - Film
19. Bölüm - Salıncak
20. Bölüm - Part 1
21. Bölüm - Part 2
22. Bölüm - Kıskançlık
23. Bölüm - Özür Dilerim
24. Bölüm - Ağlıyordu!
25. Bölüm - Etkiliyor Beni...
26. bölüm - 1
27. Bölüm - Kıskandığını Belli Ediyorsun
28. Bölüm - Hamam
29. Bölüm - Doya Doya Öptüm
30. Bölüm - Cadı Karı
31. Bölüm - Dokunma Bana
32. Bölüm - Sana Doyamıyorum
33. Bölüm - Hasta Çok Hasta
34. Bölüm - Benim Olmaya...
35. Bölüm - Taş Mübarek Taş
36. Bölüm - 1.Kısım
37. Bölüm - 2. Kısım
38. Bölüm - Anne Olabilirdim
39. bölüm - ne yapayım Mecnun olup Leyla'yı ?
40. bölüm - botokslu Hatce
41. bölüm - hamsi köy sütlacı
42. bölüm - bayram
43. bölüm - hastane
44. bölüm - sürpriz
* karakterlerimiz *
45. bölüm - Rize
46. bölüm - karlı Ayder
47. bölüm - hadi aşkım
48. bölüm - senin yüzünden
49. bölüm - hamilelik
50. Bölüm
51. Bölüm - Kuru İftira
52. Bölüm - Hastane
53. Bölüm - Alışveriş
54. Bölüm - İki Melek
55. Bölüm - 1. Kısım
56. Bölüm - 2. Kısım
57. Bölüm - İstanbul
58. bölüm - Doğum Günü
59. Bölüm - Gerçekler
60. Bölüm - Savaş
61. Bölüm - sakin ol
62. Bölüm - Sezon FİNALİ

7. Bölüm - Düğün Salonu - Düğün Günü

265K 9.1K 4.8K
By nuitvid

7. Bölüm - Düğün Salonu

Biz geldiğimizde şimdiden otopark dolmuştu düğün salonu kapalı bir yerde olucaktı anlaşılan.

Arabadan inerken ve düğün salonuna kadar giderken Zeynep abla gelinliğimi toplamakta gerçekten çok yardımcı oldu.

Davetlilerin olmadığı gelin odasına giden özel bir yol vardı ve bizi oradan yönlendirdiler.

Odaya girdiğimizde odada 2 tane garson kıyafetli görevli vardı.

Odadaki rahat geniş koltuklara direkt kendimi bıraktım, diğer ayakkabılarımı giymem gerekiyordu.

Gelinliğin uzunluğu yüzünden yüksek ayakkabılar olması gerekiyordu.

Ve bu üzerimdeki gelinlik çok ağır

Görevliler 10 dk sonra salona gireceğimizi ve son hazırlıklarımızı yapmamız gerektiğini söyledi sonra da odadan ayrıldılar.

Toprak bizimle gelin odasına gelmeden önce içeride birkaç kişiye hoşgeldiniz demek için arabadan iner inmez içeri gitmişti.

" Abla şu ayakkabıları giymeme yardım eder misin , gelinlikten doğrulamıyorum "

Tam Zeynep abla bana doğru geliyordu ki kapıdan içeri Toprak girdi.

" Yenge Ece ağlıyormuşta bir bak istersen "

" Tamam, sende İpeğe yardım et o zaman içeri girdiğinizde görüşürüz "

Deyip çıktı...

Odada Toprak ile yanlız kaldık..!

" Neye yardım edeceğim "

" Ayakkabımı giymeme "

Deyip eteğimi topladım.

Önüme diz çöktü ve beyaz kısa topuklu ayakkabılarımı çıkardı.

Ben ise o benim ayakkabılarımı çıkarıp giydirirken yüzünü seyrettim.

Ne kadar sert ve soğuk davransa da sonuçta daha beni tanımadığı için öyle davrandığını düşünüyorum.

Gerçekten müthiş bir suratı vardı, kusursuz ...

Ayakkabılarımı giydirdikten sonra yanıma geçip oturdu.

" Teşekkür ederim "

Dedim ama o kafasını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı yorgun gibi gözüküyordu ama az önce de çok enerjikti, değişik...

Cevap vermedi...

" Evleniyoruz " diye kısık sesle konuştu.

Tek bir kelime etti sanki istemiyormuş gibi, sanki ben bilmiyormuşum, unutmuşum da hatırlatıyormuş gibi.

" Biliyorum " dedim.

" Neden daha beni görmeden tanımadan evlenmeyi kabul ettin ? "

Gerçekten soru mu bu şimdi, ben kabul etmedim ki... Zorunda kaldım.

Ama şimdi sesine bir dikkat kesildim de tok ve kalın bir sese sahipti, etkileyici ve hoş geliyordu kulağa.

" Etmedim "

Dediğimde sanki çok olağan bir şey demişim gibi gözlerini açıp kafasını kaldırmadan bana çevirdi ve tip tip suratıma baktı.

'Ne bakıyon topraam' demek istesem de demedim.

" O yüzden şuan üzerinde gelinlik var ve birazdan benim karım olacaksın "

Dedi dalga geçer bir ses tonuyla.

" Babam, ailene benim seninle evlenmem konusunda bir söz vermiş ve bu sözü daha bize danışmadan vermiş, ne kadar istemesem de babam seninle evlenmem konusunda kararlı olduğu için vazgeçiremedim "

Birden duruşunu dikleştirdi ve bana kaşlarını çatarak " Ne yani şimdi sen benimle zorla mı evleniyorsun? " dedi.

O bilmiyor muydu bunu...

Offff!

" Sen çok isteklisin galiba benimle evlenmeye " diye dalga geçer bir ses tonuyla konuştum.

" Ben evlilik sorumluluğu alacak kadar sorumluluk sahibi bir insan değilim, üstelik sen daha 19 yaşındasın bense 24 "

" Farkındayım "

" Tamam o zaman madem ikimizde bu evlilik işini istemiyoruz bunu halledebiliriz "

Ne diyor ya bu.

Nasıl halledeceğiz acaba.

" Nasıl yani "

" Yani şu şekilde, şimdi ikimizde gidip şu imzaları atacağız ve herkeze gerçek bir karı koca olduğumuza inandıracağız, belli bir süre sonrasında da anlaşamadığımızı söyleyip boşanırız "

Yuh !

Gerçekten ciddi mi bu adam...

Ben şok olmuş bir şekilde ona bakarken o tekrardan konuştu.

" Olur mu "

" Oldu olacak sözleşme falan da imzalayalım "

" Yok, öyle bir şey yaparsak anında babama gider bu durum, zaten ikimizde istemiyorsak sıkıntı yok "

Aslında bu benim için iyi olabilir ondan boşandıktan sonra okula başlayıp kendime yeni bir hayat kurabilirim.

" Tamam oldu ama ne kadar süre evli kalıcaz ?"

" 1-2 sene boyunca evli kalsak yeterli sonra da yavaş yavaş kavga etmeye başlarız ve onlar kuşkulanmadan boşanırız "

" Tamam "

"Anlaştık o zaman " diyip sanki bütün dünyanın yükünü omuzunda taşımışta şimdi kurtuluyormuş gibi rahatlayarak elini uzattı.

Bende resmen bütün korkumdan arınmıştım, gülümseyerek elini sıktım " Anlaştık "

Ne kadar yakışıklı falan olsada yine de mutluydum.

Ama içimdeki ses ' Salak bulmuşsun yakışıklı taş gibi kocayı bunuyorsun ' derken içeri bir görevli geldi.

'' Efendim hazırsanız sizi içeri alalım "

Toprak kolunu bana uzattı ve bende gülümseyerek koluna girdim.

İkimizde gülümseyerek kocaman salona yavaş yavaş adımlayarak girdik.

Herkes bize bakarak alkışlıyor bir yandan da sesli bir şekilde giriş müziği çalıyordu.

Alkışlar eşliğinde nikah masasına kadar ilerledik.

Toprak benim sandalyemi çekip oturmama yardımcı olurken sonra da kendi tarafına geçti ardından nikah şahitleri masalarına tanımadığım iki adam oturmuştu.

Nikâh memuru mikrofonu eline alıp konuşmaya başladı.

Bütün konuklara hoşgeldiklerini falan söyleyen o konuşmayı yaptıktan sonra asıl soruya geldi.

" Siz, Murat kızı İpek Tuncer, Mahmut oğlu Toprak Aras'ı, iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta bir ömür kocanız olarak kabul ediyor musunuz ? "

Keşke direkt kocanız olarak kabul ediyor musunuz diye sorsaydı ömür boyu evli kalmayacağımızı bile bile evet demek zorunda kalmazdım.

" Evet. " biraz sesli ve normal bir tonda söylesem de,herkesten büyük bir alkış kopmuştu.

" Siz Mahmut oğlu, Toprak Aras, Murat kızı İpek Tuncer'i, iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta bir ömür karınız olarak kabul ediyor musunuz? "

Toprak da " Evet " dedikten sonra nikah memuru " Bende sizi karı koca ilan ediyor, bir ömür mutluluklar diliyorum" diyip defteri uzattı.

İkimizde imzaları attıktan sonra , şahitler de imzalarını attı ve ben hiç düşünmeden Toprak'ın ayağına bastım .

Toprak yüzünü buruştururken ben kulağına eğildim.

" Adettendir. "

Bazı kızlar ayağına bastığımı anlamış olucak ki kahkaha sesleri geldi.

Sonra nikah memurun uzattığı nüfus cüzdanını aldım ve ayağa kalktık.

Hiç beklemediğim bir şekilde Toprak belimden tutarak beni kendisine çevirip anlımdan öptü sonra müziğin sesini duyunca elimden tutup dans pistine kadar getirdi . Sanki biraz hızlı gidiyorduk ama içimden bir şey bu durumun yanlış olmadığını söylüyordu.

Biz tam ortaya geldiğimizde bütün salon da sadece bizim olduğumuz yere gelen ışıklar vardı diğer her yer karanlıktı.

Toprak elini belime sararken bende ellerimi onun omzuna koydum.

İkimizde biribirimizin gözlerine odaklanıp başka yere bakmıyorduk .

Ve ikimizde anlaşmanın verdiği rahatlıkla gülümsüyorduk .

Dans adımlarımız birbirine uyum içindeyken dudaklarını aralayıp konuştu.

" Az önceki konuşmayı yapmadan önce kendimi çok huzursuz hissediyordum ama şu an gerçekten çok rahatladım. "

Bende rahatlamıştım.

" Fark ettim, omuzlarından koca bir yük kalkmış gibi. "

" Evlilik gibi bir sorumluluğa girmek istemiyordum ama şimdi yaptığımız anlaşma sayesinde rahatım. "

" Bende o zaman senin kadar rahat olmalı mıyım? "

" Hayır , sen benim kadar rahat olamazsın. "

" Sebep ? "

" Çünkü artık kağıt üzerinde de olsa sen benim karımsın ve fazla rahat olma. "

Bu ne demek oluyor şimdi ya, şuan milletin ortasında dans ediyor olamasaydık bağırarak inatlaşırdım ama neyse... Elbet bir gün yeri geldiğinde konuşurduk.

" O ne demek şimdi? "

" Şu demek, sen artık herkesin gözünde benim karım olarak bilineceksin o yüzden davranışların da bu doğrultuda olmalı. "

Ya bu adam resmen öküz ya !

Sanki adını çıkarıp boynuzlayacağım herifi.

" Şu ifadeni düzelt istersen, millet bize bakıyor. "

" Ne varmış ifademde. "

" Beni öldürmek istiyor gibi bakıyorsun. "

Hem sinirlendir hem de surat ifademe karış, babamgil burada olmasaydı eğer ben yapacağımı biliyordum ama neyse...

Yüz ifademi düzeltip müzik bitene kadar dansa devam ettik .

Müzik bittiğinde herkesin alkışlarını aldık ve 2. kez yeni bir müzikle tekrardan dansa devam ederken bu sefer başka çiftler de kalkıp dans ettiler.

Zeynep abla da eşini sürükleyerek sahneye getirdi, Mustafa abi pek istekli görünmüyor olsa da Zeynep Abla'ya karşı gelememişti.

Bütün müzik boyunca sadece Toprak'ın gözlerine baktığımı yeni fark ettim .

Etrafa bakındığımda gerçekten çok kalabalıktı resmen bütün Trabzon buradaymış gibiydi.

Bir kaç kızın bana gıcık gıcık baktığını da fark etmedim değil.

Kıskançlık bakışıydı bunlar sanki.

Onca davetlinin arasında gözlerim annemin gözleriyle denk geldi.

Ağlamamak için kendini zor tuttuğunu burdan bile anlayabiliyordum.

Sırf o benim de üzgün olduğumu düşünmesin diye içten bir gülümseme yerleştirdim suratıma.

Keşke abim de burda olsaydı.

Ne kadar gerçek aşkla yapılmış bir evlilik olmasa da onun da yanımda olmasını çok isterdim .

Şarkı bittiğinde herkes yavaş yavaş yerlerine geçmeye başladı ve Toprak da beni belimden tutup yönlendirerek bir masaya doğru götürdü .

Masaya geldiğimizde masa da Toprak'ın annesi, babası, halası, amcaları , tanımadığım yaşlı bir adam ve de kadın vardı.

Halası ve diğer 2 amcasıyla dün akşam tanışmıştık .

Toprak gidip yaşlı adamın elini öptü.

" Tanıştırayım dede, eşim İpek "

Ben dedesi olduğunu anlayınca direkt

" Öpeyim efendim. "

Diyerek elini öptüm .

" Efendim mi? Artık dede diyeceksin gelin kızım, madem Toprak'ın eşi sensin, artık bende senin deden sayılırım. "

Ardından Toprak, babaannesi olduğunu düşündüğüm kadının da elini öpünce bende öptüm.

Babaanne de ona o şekilde hitap etmemi söyleyince onayladım .

Etrafa bakındığımda yemekler davetlilere dağıtılıyordu.

Zeynep abla yanımıza gelip " Siz odaya geçin, sizin için oraya servis yapacaklar, yemek servisi bittikten sonra tekrardan gelirsiniz. "

Toprak yine beni belimden tutarak yönlendirirken,

" Neden çoğu kız bana kötü kötü bakıyor ? "

Dememle gülmeye başladı.

" Sence? "

" Ne bileyim ben ya, tanımama rağmen nefret besleyen bakışlar yolluyorlar. "

" Ailem senden önce de devamlı bana evlenecek birilerini arıyordu ve o sana kötü kötü bakan kızların hiçbirini beğenmediler, neredeyse köydeki bütün kızları görmeye gitmişlikleri var hatta köyü de geç bütün Trabzon desek yeridir bir de... "

Deyip durdu

" Bir de? "

" Nerdeyse hepsiyle bi gönül eğlendirmişliğim var denilebilir. "

Ya bu nasıl bi rahatlık ya bir de utanmadan söylüyor!

Şerefsiz!

" Sen de bunu rahat rahat bana söylüyorsun öyle mi ? "

"Öyle. " deyip gelin odasının kapısını açtı.

İçeri geçtiğimiz de garsonlar yemekleri koltuğun önündeki geniş sehpaya bırakıyorlardı.

Biz içeri girince onlarda hemen çıktılar .

" Ya ben şimdi yiyemem ki. "

" Sebep ? "

" Gelinlikle mi yiyeceğim? "

" Başka nasıl yiyeceksin ? "

" Ya üzerime falan dökülürse? "

" O zaman dökme İpek! Ne yapayım ?"

" Yemeyeceğim ben."

" Saçmalama sabahtan beri bir şey yemedik. "

" Ya of banane, üstüm falan batarsa bu seferde içeri gitmem düğüne bensiz devam edersin. "

" İpek ne yapayım yani ben mi yedireyim sana."

" Ya hayır... Sen ye ben yemeyeceğim. "

" Şu an gerçekten çocukça davranıyorsun. "

" Yani ... "

" İpek sen artık evli bir kadınsın ve biraz büyüsen mi hani .?! "

" Bir anlaşma yaptık ve bu anlaşma da sadece kağıt üzerinde evli olacağız dedik, bu da benim anlayış açımdan evli bir kadın olduğum anlamına gelmez. "

" Bunu sadece kendi açından düşünebilirsin çünkü başka hiç kimse bu durumu bilmeyecek. "

" Bu sadece kendi açımdan değil senin açından da böyle olmalı. "

" Seninle inatlaşamayacağım, gerçekten, ne halin varsa gör. "

Öküz !!!

...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ♥️

Sizleri seviyorum, iyi ki varsınız ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

754K 51.5K 33
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.4M 54.1K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...
1.5M 50.5K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
1.3M 50.6K 54
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...