Buldum Seni

By sakine_

1.9M 62.1K 2.9K

©Tüm hakları saklıdır.30 Temmuz 2014 Evet.Bu bir kaçırılma hikayesi fakat kaçırılmayla başlayan bir aşkın hik... More

Buldum Seni
part-1
part-2
part-3
part-4
part-5
Part-6
Part-7
Part-8
Part-9
Part-10
Part-11
Part-12
Part-13
Part-14
Part-15
Part-16
Part-17
Part-18
Part-19
Part-20
Part-21
Part-22
Part-23
Part-24
Part-25
Part-26
Part-27
Part-28
Part-29
Part-30
Part-31
Part-32
Part-33
Part-34
Part-35
Part-36
Part-37
Part-38
Part-39
Part-40
Part-41
part-43
Part-44
Part-45
Part-46
Part-47
Part-48
Part-49
Part-50
Part-51
Part-52
Sezon Finali Part-53
-Final-
Merhaba!!
2.Sezon-1. Bölüm
2.Sezon-2.Bölüm
2.Sezon-3.Bölüm
2. Sezon-4.Bölüm
Yeni Bölüm Ne zaman Gelecek?Hikaye Hakkında Bilgi
2.Sezon-5.Bölüm(Tekrar uzaklaşmaya da mecalim yok tekrar yaklaşmaya da)
Merhaba
2.Sezon-6.Bölüm(Bebeğimiz için)
Bir şey diycem

Part-42

24.6K 687 27
By sakine_

Sinirle elimdeki arabanın anahtarını vestiyere fırlattım ve odaya doğru hızla ilerledim.Medhat arkamdan bana yetişti.Üzerimi delirmiş bir şekilde ortalığa fırlatırken sinirle içimdekileri kusuyordum resmen ''O züppe piç yüzünden işimin ilk günü mahvolacaktı Medhat!Adam resmen pişkin pişkin anahtarı ve kendi dosyasını almış!Onun yüzünden ben zan altında kalıyordum,Tanrım eğer bana müsade etseydin tırnaklarımı anında boğazına saplayacaktım!'' Medhat tuvalet masasına yaslandı ve ellerini göğsünde birleştirip sakince konuştu ''Hayır tatlım bunu yapamazdın.O dosya o adamın sayılır kimseye hesap vermek zorunda değil.'' Üzerimde sadece siyah iç çamaşırlarım vardı dehşet içinde Medhat'e döndüm ''Onun yüzünden işimden olacaktım ben! Stajım yanacaktı! Ne demek hesap vermek zorunda değil!'' Medhat yine aynı şekilde cevap verdi ''Tatlım lütfen sakin ol geçti artık hem ben ona haddini bildirdim.'' Haykırarak ''sakin olmanın canı cehenneme!'' Sütyenimi hızlıca açıp Medhat'in suratına sinirle fırlatıp geceliğimi giymek üzere giyinme odasına girdim.Arkamdan Medhat'in kıkırdama sesi geliyordu.Bu daha çok sinirimi bozdu.Banyoya gidip dişlerimi fırçalarken Medhat elinde benim sütyenimle banyoya girdi ''Tatlım çok ateşlisin.'' gülüyordu.Ağzımdaki macunun köpüklerini ona doğru püskürttüm.Gözlerim ateş saçıyordu.Onun ise keyfi yerindeydi ''Hey hey sakin ol lütfen.'' 

İşim bitince yatağa gidip yattım.Medhat arkamdan bana sarıldı onu doğru dönüp sımsıkı sarıldım.Ağlamaklı bir şekilde konuşmaya başladım ''Beni en çok kıran senin bana güvenmemendi Medhat.Yolda giderken bana ima ettiğin şey çok çirkince bir şeydi.Beni çok kırdın.'' Saçlarımdan öptü ''Sevgilim özür dilerim.Ben sadece...'' Doğrulup ona baktım ''Ne sen sadece.Resmen bana güvenmedin beni doğru düzgün savunmadın bile.'' O da doğruldu ''Zehra olayın aslını bilmeden seni savunamazdım bu adil olmazdı tatlım.''Yataktan kalkıp bağırmaya başladım ''Olayın aslı sana anlattığım gibiydi.Bana inanmadın.Bana o dosyayı benim aldığımı ima ettin sen!'' Ellerini saçlarının arasında gezdirdi ''Zehra hayır ben onu ima etmedim belki kaybetmişsindir ya da unutmuşsundur diye...'' Sabahlığımı üzerime giyerken ''Yalan söylüyorsun Medhat neyi ima ettiğini ikimizde biliyoruz!'' Derin bir nefes aldı ''Zehram lütfen gel yatağa.Hey o sabahlığı çıkar üzerinden yanıma gel.'' Kapıya doğru ilerdim ''Sakın peşimden gelme!'' İnleyerek ''Zehra!''

Odadan çıkıp aşağı indim.Mutfakğa girdiğimde ne kadar saçma sapan abur cubur varsa kucağıma toplayıp televizyon odasına gittim.Buraya pek fazla gelmezdim çünkü televizyon izlemek gibi bir huyum yoktu.Elimdekileri geniş rahat koltuğun önündeki tahta sehpaya bırakıp, neredeyse duvarı kaplayacak büyüklükteki televizyonun yanındaki raflardan film seçmeye koyuldum.Elime aldığım vcd Tifany'de Kahvaltı filmiydi.Vcd'ye yerleştirip koltuğa kuruldum.Sinirim hala geçmemişti.

Troy Hamilton'un iki kardeşi vardı.Taylor ve Miranda.Taylor benden iki yaş büyüktü şirkette onunda hissesi vardı ve Bay Hamilton'dan sonra şirketin baş avukatıydı.Mirandayı daha tanımıyordum ve umarım onunla tanışmamda Taylor'la olduğu gibi olmaz.

Bu gerizekalı yüzünden ilk staj günüm mahvoluyordu.Hani şu zengin her istediğini elde edebilen tipler var ya bu tanımın karşılığı kesinlikle Taylor Hamilton'dı.

Odaya girdiğinde pişkin pişkin ''Elbette Zehra'da bitmiyor.Bende bitiyor.'' demesini beni şaşkınlık içerisinden çileden çıkarmaya yetmişti.Neymiş efendim, kendi hisse dosyasını istediği zaman istediği şekilde alabilirmiş bu yetki onda varmışmış.Abisi Bay Troy hayretler içerisinde ona kızarken bende içimden ona küfürler savuyordum.

Taylor bana yaklaştı ve elimi tutup nazikçe öptü ''Bayan Zehra inanın sizi kötü duruma düşürecek bir şey yapmak aklımın ucundan bile geçmezdi.Lütfen özrümü kabul edin.'' Biraz Medhat'in yanımda olmasının verdiği cesaretle ellerimi göğsümde kavuşturdum ''Fakat düşürdünüz Bay Taylor ve bunu daha stajımın ilk gününde hemde iki büyük patronumun buna şahitliğle.'' Dudaklarını büzüp yeşil gözlerini gözlerime kitledi ''Tanrım düşünümedim.'' Daha da sinirlenmiştim ''Ne demek düşünemedim...'' Bu sırada araya Medhat girdi Taylor'a dönüp tehditkar bir şekilde ''Umarım bir daha böyle bir yanlış yapmazsın Taylor yoksa bu durumdan sadece %23'lük hissen bile seni kurtarmaz.Sen daha işe bugün başlamış genç bir stajeri hoş olmayan bir duruma düşürdün bu makul karşılanacak bir durum değil.Olay bana, yani EN YÜKSEKTEKİ ADAMA kadar ulaştı hemde gecenin 11 buçuğunda...'' Medhat en yüksekteki adama cümlesini üzerine basa basa söylemişti.Ses tonunda korkulacak bir sakinlik vardı.

Medhat'in bu sözleri karşısında sadece Taylor değil Bay Troy da tırstı.Taylor sakin ve yapmacık bir masumlukla Medhat'e ''Üzgünüm Bay Abozeid.Bir daha böyle bir şeyin olmayacağına sizi temin ederim.'' Medhat usulca başını salladı elini bana uzatıp o şeytani gülüşünü yüzüne takındı ''İyi geceler Baylar.'' Medhat'in elini sıkıca tutup ikisine de hiçbir şey demeden odadan çıkıp asansöre bindim.

Arabanın önüne gelince Medhat anahtarı bana fırlattı ''Tatlım stres atman için buna ihtiyacn var.'' Gülümseyerek yan koltuğa oturdu ve bende sinirle şoför koltuğuna kuruldum.Arabayı deli gibi sürerken bir yandan da söyleniyordum.Eve gelene kadar hiç susmadan buna devam ettim.Medhat'e beni susturmak için bir şey yapmadı zaten.Sakindi.

...

Dudağımın köşesine konulan minicik öpücükle uyandım.Karşımda keyifli gülümsemesiyle Medhat Abozeid duruyordu.Bana iyice sokuldu ''Üzgünüm tatlım dudağının kenarında çikolata kalmıştı.'' Kıkırdadım ''Saat kaç?'' Beni kucağına alırken konuştu ''Sabah 5'e geliyor sanırım.'' Ellerimi boynuna sardım ve beni odaya çıkarmasına hazırlandım.Yatağa yatınca yorganın içine girip söylendim ''Tanrım çok uykum var yarın o lanet şirkete gitmek o lanet herifi görmek istemiyorum.'' Medhat arkamdan bana sarıldı.Yüzünü boynuma gömerken ''O herifi yok edebilirim tatlım.'' Huysuz bir şekilde ''Bunu biliyorum.Bunu hak ediyor ama ben vicdanlı biriyim bu yüzden olmaz.'' Boynuma öpücük kondurdu ''Evlen artık benimle lütfen Zehra.'' Gözlerimi sımsıkı kapadım.''Medhat lütfen.'' Bana sıkıca sarıldı ''Pekala uyu hadi.''

İşe gittiğimde dünden kalma huzursuzluk tüm bedenimin kas katı kesilmesine neden oluyordu.Bay Hamilton kardeşi adına benden öğlene kadar her fırsatta özür diledi.Böyle yapması beni bunaltıyordu.Bu kadarı fazlaydı sanırım Medhat'ten korktuğu için böyle yapıyordu.Öğlene kadar iki kez o salak herifi gördüm.İlk önce kahve makinasının önünde daha sonra toplantı odasından çıkarken.Bu iki karşılaşmamaızda da bana sanki hiçbir şey olmamış gibi aptal aptal sırıtyordu.

Kahve makinasının önünde beni görür görmez ''Ah Zehra! Nasıl gidiyor?'' Ona ters ters bakarken ''Nasıl gidebilirse öyle gidiyor Taylor.'' Dudaklarını büzüp küçük bir çocuk gibi ''Tanrım ne kadar aptalım.Dün ki olay için gerçekten çok üzgünüm.'' Derin bir nefes aldım ''Bu konu dünde kaldı lütfen daha fazla üzerinde durmamıza bile değmez.'' 32 diş sırıttı ''Öyleyse sevindim.Çünkü sonuçta aynı ortamda çalışıyoruz yani ilk günlerden seninle sıkıntı yaşamak istemem sonuçta profesyonel olmak önemli.'' Gözlerimi çevirdim ''Ah tabi haklısın o yüzden barış.'' cümle bitirirken sol parmaklarımla barış işareti yaptım. Ona aynı şekilde barış işareti yaptı ve kocaman sırıttı ''Sorun yok o zaman ha?'' Başımla onaylayıp yapmacık bir gülümseme takındım ''Evet yok.Şimdi izin verirsen kendime ve Bay Hamilton'a kahve almalıyım.'' Kahkaha attı ''Yalnız bende Bay Hamilton oluyorum.'' Sinirden tüm hücrelerim birbirleriyle savaş verirken ona dik dik baktım sonra kahveleri alırken ''Senin ağabeyin olan Bay Hamilton.Yani bu şirkette senden daha fazla hissesi ve söz sahibi olan Bay Hamilton.'' Kahveler elimdeyken tek topuğumun üzerinde dönüp onun ne diyeceğini bile dinlemeden uzun koridorda yürümeye başladım.

İkinci karşılaşmamızda ise ben toplantı odasından Bay Hamilton'un ajandasını almış çıkarken o da girmek üzereydi.Beni görünce bir şey diyecek gibi oldu fakat ondan kaçmaya çalıştığımı sezdiğinden sanırım sadece aptalca sırıtıp göz kırptı.Piç kurusu.

Öğle yemeği için şirketten çıkmak üzere asansörde Medhat'le konuşuyordum ''Hayır tatlım sorun yok günüm gayet güzel geçti.'' Medhat normal konuşuyodu ama sanki biraz meşgul gibiydi ''Senin adına sevindim tatlım.''  O sırada sanırım odasına biri girdi ve onunla işle ilgili bir iki cümle konuştu.Bana döndüğünde ''Üzgünüm tatlım.'' Cevapladım ''Sorun değil.Öğlen beraber yeriz diye düşünmüştüm.Gelebilecek misin Medhat?'' Sıkıntıyla cevap vedi ''Sanmıyorum.Sen keyfine bak yoğunum.'' Derin bir nefes aldım ''Pekala.Ben yemeğe çıkıyorum.'' Keskin bir tonla cevap verdi ''Seni seviyorum Zehra.'' Gülümsedim ''Seni seviyorum Bay Abozeid.''

Yemek için şirketin yakınındaki Blue adlı restorana girdim.Tek başıma oturur oturmaz sezar salata sipariş edip telefonumu elime alıp maillerime bakmaya başladım.Alışveriş siteleri, birkaç eski arkadaş, yine alışveriş siteleri ve yine ve yine...

''Zehra!Bu ne büyük tesadüf.Yalnızsın sanırım.'' Kafamı kaldırdığım da yine o aptal sırışla karşımda dikilmiş Taylor'a baktım.Ben cevap vermeden karşıma oturdu ve ''Hadi ama hemen sinirlenme.Bak sende yalnızsın bende.'' Sert olmamaya özen göstererek ''Aslında Medhat gelecekti Taylor.'' YALAN! Medhat falan gelemeyecek ama ben şirkette görmemek için sürekli kaçtığım bu adamla öğlen yemeği yemek falan istemiyorum.Bana hınzırca güldü ''Medhat'in gelmeyeceğini biliyorum.'' Aniden çıkan cılız sesimle ''Ne?'' Menüye bakarken umursamaz bir şekilde cevap verdi ''Telefonla konuşurken duydum.'' Ellerimi hava kaldırıp sonra oflayıp arkama yaslandım ''Tanrım!Taylor bu çok ayıp!'' Garsona gelmesini işaret etti ve garson gelene kadar alay edermişcesine bana bakarak ''Söni sövüyorum Böy Aöbozeid.'' ve kahkahayı patlattı.Gözlerim faltaşı gibi açıldı.Sinirden eminim şu an yüzüm kıpkırmızıydı.Garsona şiparişini verdikten sonra ona hiddetle döndüm. ''Taylor benim özel hayatım seni ilgilendirmez bu çok ayıp ayrıca iğrenç bir taklitçisin.'' Taylor'ın keyfi yerindeydi ''Üzgünüm ama asansörde bir köşeye sıkışıp seni dinlemek bana gayet cazip geldi ki senin benden sürekli kaçtığın göz önünde bulundurulursa.'' Kaşlarımı çattım ''Senden kaçtığım falan yok benim.'' Tek kaşını kaldırdı.Pes ederken cevap verdim ''Tamam kaçıyordum çünkü...'' Sözümü kesti ve kendinden emin bir şekilde ''Çünkü dün gece ki yaptığım şey affedilir gibi değildi,ben zengin züppenin tekiyim, şımarığım ve çok da yakışıklıyım ha bir de piçim.Haklısın.'' Durdum hiçbir şey diyemedim.O devam etti ''Fakat senden özür de diledim ve biz barış imzladık öyle değil mi? Tekrar barış?'' Bana yavru köprek gibi bakıp sol elini barış işareti yaptı.Gözlerimi çevirdim ve sonra gülümsemeden edemedim.Başımla onaylayarak sol elimle barış işareti yaptım ''Tekrar barış...'' 

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 54.7K 51
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çare...
45.6K 4K 34
Psikolojik hasta olan bir asker ve psikiyatristin hikayesi...
2.1M 102K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...
6M 406K 46
Ceylin, kendi içinde yaşayan, dış dünyayla ilişki kuramayan, tek dostu kitaplar olan bir üniversite öğrencisidir. Hayata dair beslediği tek sevgi ken...