2.Sezon-1. Bölüm

23.5K 739 45
                                    

Nereye gideceğim şimdi ben? Türkiye'ye geri dönmek şuan yapacağım en son şey gibi görünüyor.

Taksi şoförü kocaman bavulumu bagaja sığdırmaya çalışırken bende usulca arka koltukta ki yerimi aldım.Orta yaşlı şoför direksiyon başına geçtiğinde aynadan bana nereye gideceğimizi sorduğun da durdum.Çantamdaki telefonu alıp rehberimde o ismi aradım.Bunu gerçekten yapacak mıydım?

-''Zehra?''

-''Taylor...''

-''Hey sen iyi misin?''

-''Nerdesin?''

-''Manhattan. Ama bunu neden sabahın köründe soruyorsun?''

-''Açık adresini atarsın hoşcakal.''

-''Zehra?''

Telefonu kapattım ve şoföre ''Havalanı lütfen.'' dedim.

...

Taylor evinin kapısını açar açmaz ona sıkıca sarıldım.İlk şaşırsa da bana karşılık verdi.İçeri girdiğimiz de kahverengi deri geniş koltuğa oturduk.İkimiz de hiçbir şey konuşmuyorduk. Taylor kahve yapmak için birkaç dakikalığına mutfak bölümüne geçti. Taylor'un evi tarihi bir binanın en üst katındaydı.İçi epey zevkli döşenmişti.Kapı uzun bir koridora açılırken hemen sol tarafta mutfakla birleşik salon bulunuyordu.


Taylor elinde iki kahveyle yanıma geldiğinde kahveyi elime aldım ve önümüzde ki tahta orta sehpaya bıraktım. ''Medhat'i terk ettim.'' dedim. Her zaman ki patavatsızlığıyla ''Bunu anlayabiliyorum.'' dedi. Gözlerimi çevirdim ve bana ''Tamam tamam.Sebebi nedir peki? En son kaybolmuştu, evlenecektiniz.'' dedi.İç geçirdim ve ona olanları anlattım.

''... olay bu. Ve bu konu bir daha açılmazsa sevinirim.'' dedim ve devam ettim ''Senin yanına gelme sebebim ise...'' Sözümü kesti ve ''Gidecek başka yerin olmaması.'' dedi. Onaylarcasına başımı salladım.Kahvemi elime aldım kahvemi izlemeye başladım.Canım o an kahveyi içmek yerine izlemeyi tercih ediyordu.Kahve hiç bu kadar kötü kokar mıydı? Taylor o sırada benim sonuna kadar arkamda olduğunu, onun yanında yaşayabileceğimi ve buna benzer şeyler zırvalıyordu.Bense o an kahvenin ne kadar iğrenç olduğunu düşünüyordum.Tanrım... Midem çok kötü olmuştu.Taylor'ın dediklerine konsantre olmaya çalışıyordum ama olmuyordu.Aniden sözün ''Taylor lavoba ne tarafta?'' diye sordum.Taylor eliyle uzun koridoru gösterir göstermez hemen önüme gelen ilk kapıyı açıp karşımda ki klozete içimde ne varsa boşalttım.

Taylor'ın salonundaki koltukta sere serpe uzanırken ona döndüm: ''Üzgünüm.'' Bana ''Sanırım 150 falan oldu ve ben yine 150. kez sana önemi yok diyorum.'' dedi sinirli bir şekilde.Yerimden doğrulup ona doğru döndüm ''Sanırım uçak yüzünden açlığı da hesaba katarsak bu gayet normal.'' dedim utana sıkıla. Taylor elini kafasına götürdü ve bana ''Senin beyin hücrelerin mi yandı? Sana bunu son yarım saattir anlatıyorum Zehra.'' dedi. Koltuğa tekrar uzandım ama midem hala bulanıyordu.Sanırım çok fena midemi üşütmüştüm.


...

''Süper bir yer!'' dedi Taylor heyecanla ve devam etti ''Bulabileceğimin en iyisini buldum Zehra.Hem bana yakın hem yeni okuluna hem de bu şirket hafife alınacak bir şirket değil.'' dedi. İçimde azıcık beliren heyecanla sordum ''Sadece bir cv'yle kabul ettiler.Bu doğru mu?'' Elindeki bardağı sertçe masaya bırakırken kaşlarını kaldırdı ''Doğru mu mu? Zehra Amerika'nın en iyi üniversitelerinden birinde okuyordun ve Amerika'nın en iyi şirketinde staj yaptın ki staj dosyanda yazanlar azımsanacak şeyler değil.'' dedi. Kollarımı birleştirdim ve derin bir nefes aldım ''Ne zaman başlıyorum peki?'' diye sordum. Evde çıkmak üzereyken seslendi ''Çarşamba günü.'' Taylor evden çıkar çıkmaz kendimi deri koltuğa attım ve düşünmeye başladım.

Neyi düşünüyordum ki zaten hiç aklımdan çıkmıyordu.Benden sonra tepki verdi mi acaba? Bir haber gelmedi 2 haftadır.Acaba nasıldı? Beni bulmak isteseydi bunu yapması birkaç dakika bile sürmezdi.Demek gitmeme izin vermişti.Peki ya vermeseydi? Bunu gerçekten ister miydim? Beni nikah masasında anlamsız bir sebepten dolayı bırakan adama katlanabilir miydim? Gün geçtikçe azalan sevgisine gün geçtikçe artan umursamazlığına gün geçtikçe ilişkinin kötüye gitmesine...Gitmeseydim bir haftaya kalmaz yalandan bir düğün yapardı.Koskocaman salon, birçok üst tabakadan davetli, hediyeler, süsler...Herşey, herkes olurdu o salonda ama o olmazdı, ben olmazdım, biz olmazdık.

Günlerdir bunları düşünüyorum.Bir süreliğine Taylor'ın yanında yaşamaya karar verdim zaten onunda bu duruma bir itirazı yok.Buradaki okula hemen kaydımı aldık ve iş bulduk.Daha doğrusu Taylor buldu gerçi o bulduysa kesin bir şeyler çıkacak diye korkuyorum.

Saate baktığımda evden çıkmam gereken saatin 20 dakika ilerisinde olduğumu gördüm ve hızlıca çantamı alıp evden çıktım.Metroya bindiğimde derse yetişebilme ihtimalimi hesaplıyordum.Hesaplamalarıma göre metro 2 durakta durmadan giderse derse vaktinde yetişebilirdim fakat buna imkan olmadığını idrak edince çantamdan kulaklığımı çıkardım kulağıma taktım ve fondaki müzikle beraber etrafı izlemeye başladım.


Çok hızlı olmasa da belirli bir hızda koşarak dersin ilk 5 dakikasına yetişmeye çalışıyordum.Amfinin kapısının açık ve içeri dışarı girip çıkan öğrencileri görünce derin bir nefes aldım ve adımlarımı yavaşlatıp usulca içeri girdim.Ortalarda bir köşeye oturdum.Benim oturduğumu gören Aundrey yanıma geldi. Aundrey burdaki ilk ve yakın olduğum arkadaşımdı. Düm düz sarı saçları ceylanı andıran ela gözleri ve kusursuz fiziğiyle herkesin dikkatini çeken bir tipti. Bıkkın bir ses tonuyla ''Hey şu kendini bilmiş yaşlı adam bugün gelmeyecekmiş.'' dedi. Kıkırdadım ve ona ''Aundrey kanun hocamızı böyle tasvir etmen doğru değil.'' dedim. O ise kendinden emin bir şekilde ''Ama aksini idda edemezsin.'' dedi. Yapmacık bir ürkeklikle ''Tabiki edemem ama kendime saklayamayı tercih ederim.''deyip göz kırptım.Birlikte kıkırdadık. Daha sonra yanımıza sınıftan birkaç kişi geldi.Epey geyik yaparken bir yandan da telefonumdan haberleri okuyordum ''Ünlü iş adamı başarıya doymuyor.'' Bir şey oluyor.Yer ayağımın altında değil sanki. ''Zehra?!''

...

Gözlerimi açtığımda nerde niye olduğumu idrak edemiyordum.Zaten gözlerimi de tam açamıyordum.''Zehra?'' başımdaki kişiye baktım. ''Taylor?'' Taylor yanıma yaklaştı ''Veliniz olarak burdayım.Ne oldu sana?'' diye sordu.Ona ''Bende anlamadım aniden oldu hatırlamıyorum tansiyonum düşmüştür.'' 

O sırada yanımıza zayıf uzun boylu bir doktor geldi.Bana kendimi nasıl hissettiğimi sordu bende ona iyi olduğumu fakat neden böyle bir şey olduğunu anlamadığımı söyledim.Doktor ''Şu sıralar böyle olması gayet normal önemli olan bu süreci zararsız atlatmak 4 hafta gibi bir sürecin sonuna gelmişsiniz. ''Anlamıyordum sözünü böldüm ''4 hafta derken?'' doktor ''gebeliğiniz Zehra Hanım embriyo süreci tamamlamış.''

Taylor ''Hassiktir!''



Buldum SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin