Part-39

25.6K 780 25
                                    

Yeryüzündeki cennet...Burası tamda yeryüzündeki cennet.Masmavi uçsuz bucaksız deniz, beyaz kumlar, şirin küçük tahta evler ve en önemliside yunan tanrıçalarını kıskandıracak yakışıklılıkta olan bu adam.

Medhat yine hayatımın en güzel günlerini yaşatıyordu bana.Aslında bunun sebebi bu dünya harikası yerde olmaktan çok beraber olmamızdı.2 günde hemen hafiften bronzlaşmış teni beni çıldırtıyordu.

2 gündür durmadan onu izliyordum.Bu bana huzur veriyordu, beni mutlu ediyordu.2 gündür sanki balayında gibiydik.İlk gece hazırlanan muhteşem akşam yemeği ve yatak odası bunun ispatıydı.Şirin tahta evin içi bembeyaz mobilyalarla döşeliydi.Bu beyazlığın içinde kırmızı güllerle süslenmiş, hoş tütsülerle bezenmiş bir yatak odası bizi bekliyordu.İlk gece, gerçekten muhteşemdi.Muhteşem bir yemeğin ardından yapılan muhteşem bir seks.

Ertesi sabah ise Medhat'in yatağa getirdiği enfes kahvaltı.Biraz adayı gezdikten sonra artık tam anlamıyla tatil yapmak için denize girdik.Deniz harikaydı.Ne kadar açılırsan açıl su hemen derinleşmiyordu.

Daha sonra tekne turuna çıktık.Teknenin bir ucun güneşlenip şampanyalarımızı içiyorduk.Medhat ''Krem nerde?'' Ona döndüm ''Tatlım daha 10 dakika önce kremlendik.'' İnatla kremi arıyordu ''Olsun senin tavuk gibi kızarmanı istemiyorum.'' Kahkaha attım ''Tavuk mu?'' Kremi bulup eline sürdü ve başıma geçti ''Evet.Bu yüzden gel bakalım buraya.'' Usulca ona yanaştım.Kremi ilk elmacık kemiklerime ve burnuma sürdü.Çünkü biliyordu yüzüm çok hassastı.Daha sonra boynumdam omuzlarıma ve yavaş yavaş vücudumda kremsiz bir yer bırakmadı.

Mutluydum çünkü mayokinimin içine gayet rahat bir şekilde girmiştim.Medhat giydiğim şeyin renklerini ne kadar eleştirse de ona kulak asmadım tabiki.

Akşam olduğunda küçük şirin tahta eve gittik.Önce duş aldım.Ardından bembeyaz kısa bir elbise giydim.Saçlarımı saldım.Hafif bronz tenime elbise yakışmıştı.Medhat beni görünce ''Çok güzelsin.'' Bana yanaştı ve omzuma minik bir öpücük kondurdu.Sonra durup bana baktı ''Hayatımın sonuna kadar bu güzellikle yaşamak istiyorum Zehra.Hayatımın sonuna kadar yalnız benim olmasını, yalnız beni sevmesini, yalnız ve yalnız bana böyle büyüleyici bakmasını.'' Bu sözler karşısında kızaran yanaklarım hemen kendilerini gösterdikler ve utandığımın şahidi gözlerim kendilerini yere sabitlerken dişlerim alt dudağımı arasında eziyordu bile.Çenemi hafifçe tutup ona bakmamı sağladı ve gözlerime masumca baktı ''Utanmana gerek yok sevgilim.Ben sadece sana demek istediğim...'' Sözünü kestim ve ondan bir adım uzaklaştım ''Evet ben ne demek istediğini anlıyorum Medhat.Fakat bunu daha önce de konuşmuştuk.Ben hazır değilim.'' Bana yaklaştı ''Ben bunu biliyorum küçücüğüm sadece sana içimden geldi.Seni bekleyeceğim.Söz veriyorum.'' Gülümsedim ''Teşekkür ederim.''Medhat arkasında sakladığı çiçeği saçlarımın arasına yerleştirdi"Böyle daha güzel."

Elimden tutup beni kendine çekti ''Hadi akşam yemeği bizi bekliyor.'' Ona katıldım ve beraber kumsala indik.

Masa denizin içindeydi.Ayak bileklerimize kadar sudaydık.Yemekler çok güzedi.Yemeğimize eşlik eden hafif özgün müzikler çok güzeldi.Ve benim kafamda hafiften güzelleşiyordu.

Yemeğimizi bitireli çok olmuştu içki içiyorduk.Medhat her ne kadar tamam bu kadar yeter dese de umursamadım içiyordum.Başım biraz dönüyordu.Medhat'e baktım.

Bana ne kadar güzel bakıyordu böyle, etkilenmemek elde değildi.Masadan kalkıp başına gittim.Ona eğildim ve dudaklarını hafifçe öptüm.Şaşkınca bana baktı "Zehra?" Ona gülümseyip arkamı döndüm ve ışıltılı denizde derine doğru yürümeye başladım.Medhat arkamdan seslendi"Zehra ne yapıyorsun?" Ona döndüm biraz uzaklaşmıştım ve su dizlerime geliyordu "Ayılmam gerekli.Su çok güzel.Hadi gel sevgilim." Ona elimi uzattım.Gülümseyip kafasını iki yana salladı ve kalkıp bana doğru gelmeye başladı.Yanıma geldiğinde elimi tuttu ve "Delisin sen." Kıkırdadım.

Buldum SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin