Part-35

22.9K 804 28
                                    

Medhat:

"Bay Abozeid, Zehra Hanım çiçekleri tekrar geri gönderdi efendim."

Arkamı bile dönmeden elimdeki yarım bardak viskiyi kafama diktim.Yanan boğazım sesimin kötü çıkmasına neden oldu "Öteki çiçeklerin yanına koy, yarın ki çiçeği hazırlayın göndermeden önce bana getirin notu koymalıyım." Serkan titrek sesiyle "Emredersiniz efendim."

Boşalan bardağa biraz daha viski doldurdum.Perdenin arasından tam karşıyı izlemeye başladım.Zehra...Ne kadar da güzeldi.Şu an darmadağınık kıyafetlerini dolabından yere atmış söylenerek katlıyordu.Bu beni güldürdü çünkü bu hali çok tatlıydı.Hep söylenir zaten.Zehra...Darmadağınık ettiği sadece kıyafetleri değildi, benim hayatımı da darmadağın etmişti.37 gündür onun tam karşındaki apartman dairesindeyim.Beni evinden kovduğu gecenin sabahı burayı boşaltmıştım.Onu burdan her gün her gece seydiyordum.Yatağında öylece yatmış ağlayışlarını,dışar çıkarken ne giyeceği hakkında kararsızlığını, komik videolar izlerken attığı kahkahalarını, pencereden dışarı bakarken sigara içişini, odasında iç çamaşırlarıyla gezişini...Zehra...Benim güzel sevgilim, bana inanmamıştı.Ben onu aldatmamıştım.

Cassandra, çok eski bir defter.Evet biz bir zamanlar nişanlıydık, evet onu sevmiştim ama o sevgimi bitirmişti, hemde bunu ihanetle yapmıştı.Cassandra ben Newyork'a gittiğim sırada beni kendi şirketlerinin ortağı Hyde ile aldatmıştı.Onu o adamla bizim yatağımızda bastağım gece onun nasıl bir sürtük olduğunu anlamıştım.Onu o kadar çok sevmiştim ki...Ama o aşiftenin tekiydi.

Ondan ve o pis heriften ölesiye intikam almak istiyordum.Yaptım da.Black Holding giyim departmanını batırarak tabiki.Zaten o gece o sürtükle de batırdığım departman için konuştuk.Bana departmanı tekrar ayağı kaldırmam için yalvardı.Bana kalsa o gece onunla o lanet restorana gitmezdim fakat bu işten karlı çıkabilirdim ve egomun biraz tatmin edilmesi fena olmazdı.Ondan departman için holdingin %24'lük bir bölümünü istedim o da hemen bir imzayla bana verdi.Yani o sürtükle o gece gazetelerin yazdığı gibi romantik bir barışma yemeği yemedik.Ben sadece bir kadeh şarap içerken o da şampanya içti.Evrakları imzalayıp evlerimize dağıldık.

Zehra'yı gerçekten çok özlemiştim.O benim herşeyimdi.

Onu ilk kez gördüğüm gün aklıma takıldı. O sıralar yeni bir proje için o şehre gitmiştim.Sahilin kenarında bir mekanda oturmuştum.Simsiyah omuzlarına dökülen saçları vardı.Beyaz, üzerinde kırmızı sarı yeşil çiçekleri olan askılı bir elbise vardı.Kahverengi kalın çerçeveli gözlükleri vardı.Elinde bol pudralı elmalı tarçınlı pay vardı.Sahilin kenarında teyzesi ve iki küçük kuzeniyle yürüyordu.Bir yandan etrafı seyrederken bir yandan da elmalı payı yiyordu.Pudra tüm dudaklarına bulaşmıştı.Bu hali çok tatlıydı.Bir şekilde ilgimi çekmişti ama o bunun farkında bile değildi.

Gece boyunca aklımdan çıkmadı hep onu düşündüm.Ertesi akşam onu görebilmek için sahile indim ama yoktu, gelmemişti.Araştırma yaptım adını soyadını yaşını mail adresini telefon numarasını öğrendim.Yaşı çok küçüktü.Ondan vazgeçmeyi denedim.Onu düşünmemeyi denedim ama yapamıyordum.Beni bu küçük kıza çeken bir şeyler vardı.

Onunla iletişime geçmeye karar verdim ama bunu bir anda telefonuna mesaj atarak arayarak yapamazdım.Sosyal paylaşım sitelerinde kendi adıma hesap açtım ama onun tek bir hesabı bile yoktu sadece email adresi vardı bunuda aniden yapmam saçma olurdu.

En sonunda bir gün bir hesap açtı ve hemen onunla tanıştım.

Onu izleyerek bir günü daha geride bırakmıştım.Bugün evden çıkmamıştı.Odasındaydı.Sigarasını yeni yakmıştı kitabını okuyordu.Evde olduğu günler zaten hep kitap okuyordu.Artık dayanamıyordum.Telefonumu elime aldım ve isminin üzerine bastım.Telefonunun çaldığını duyunca eline aldı ve ekrana uzun uzun baktı.Daha sonra sessize alıp bir kenara fırlattı ve ağlamaya başladı.Ağlamasına dayanamıyordum.Hemen bir mesaj yazıp gönderdim.

"Ağlama sevgilim.Karşındayım bak bana.Ağlama."

Perdeyi sonuna kadar açtım ve bakmasını bekledim.Mesajı okur okumaz gözlerini olduğum yöne çevirdi.

Uzun zamandır değmemişti gözleri gözlerime.Neden her baktığında yanıyordu canım?

Perdeyi hemen sonuna kadar çekti.Eminim şu an çok kötüydü.Bana ihtiyacı vardı.Ona ihtiyacım vardı.

Hemen evden çıkıp onun evine koştum.Kapıyı arkadaşı açtı.Onu geçip odasına aniden girdim.Pencerenin dibine çökmüş ağlıyordu.Beni görünce şaşırdı ama bana "Git burdan!" Diye bağırmayı da ihmal etmedi.Onu dinlemedim.Yanına çöküp ona sarıldım.İlk kurtulmaya çalışsa da sonrada o da bana sarıldı ve ağlamaya devam etti.Arkadaşı bu halimizi görünce odanın kapısını kapatıp gitti.

Alnından öptüm avutmaya çalıştım.Göğsüme sokuldu ağlıyordu.Durdu yüzüme baktı hıçkırıkların arasından zorlukla konuştu "Sen beni aldattın." Yüzünü ellerimin arasına aldım "Hayır Zehram.Ben seni aldatmadım." İç çekti "Aldattın.Sen artık benim için bittin." Gözlerinin içine baktım "Hayır.Yemin ederim." Benden kurtulup ayağı kalktı "Zaten artık bunun bir önemi yok.Benim hayatımda başka biri var."

İşte o an dünyam başıma yıkıldı.Zorlukla konuşabildim "Ha...hayıır.Sen yalan söylüyorsun." Ellerini göğsünde birleştirdi "Yalan değil.Adı Ozan."

Öylece kalakaldım.Zehra'nın evine arkadaşının sevgilisinden başka erkek gelmiyordu ama Zehra neredeyse her gün dışarı çıkıyordu.Zaten 37 gün geçmişti barışmamamızın sebebi inadından diye düşünüyordum demek sebebi hayatında başka biri olmasıymış.Bunu bana nasıl yaptı?Ben bununla artık nasıl yaşardım?

Hiçbir şey demeden aniden yerimden kalktım ve onu o odada yalnız bırakıp evden çıktım.Artık Seattle'a geri dönme vakti gelmişti...

Umarım yeni bölümü beğenmişsinizdir.Yorumlarınız ve votelerinizle bana destek olabilirsiniz.İlginiz için hepinize çok teşekkür ederim :))

Buldum SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin