KIZIL MAFYA ✔️

By LAZKIZI137

208K 9.2K 3.3K

Karanlıktaysan, gölgen bile seni yalnız bırakır. Ω Kimileri sadece geceleri yaşar, kimileri sadece geceleri... More

Kızıl Mafya Tanışma
☆1. Bölüm☆
☆2. Bölüm☆
☆3. Bölüm☆
☆4. Bölüm☆
☆5. Bölüm☆
☆6. Bölüm☆
☆7. Bölüm☆
☆8. Bölüm☆
☆10. Bölüm☆
☆11. Bölüm☆
☆12. Bölüm☆
☆13. Bölüm☆
☆14. Bölüm☆
☆15. Bölüm☆
☆16. Bölüm☆
☆17. Bölüm☆
☆18. Bölüm☆
☆19. Bölüm☆
☆20. Bölüm☆
☆21. Bölüm☆
☆22. Bölüm☆
☆23. Bölüm Sezon Finali☆
☆24. Bölüm Yeni Sezon☆
☆25. Bölüm☆
☆26. Bölüm☆
☆27. Bölüm☆
☆28. Bölüm☆
☆29. Bölüm☆
☆30. Bölüm☆
☆31. Bölüm☆
☆32. Bölüm☆
☆33. Bölüm☆
☆34. Bölüm☆
☆35. Bölüm FİNAL☆
☆Özel Bölüm☆

☆9. Bölüm☆

8.1K 361 86
By LAZKIZI137

Hiç özlemiyor gibi davranmak, dünyanın en zor şeyi.
-Cedric

~~~~~~~~~
Arkadaşlar vote ve yorumlar çok az. Sizden istediğim vote atmanız ve yorum yapmanız size güveniyorum.
~~~~~~

Kıvanç

Onunla konuşmayı sarılmayı o kadar çok istiyorum ki. Daha önce çok kez konuştuk ama bu sefer Abi-Kardeş gibi. Kim bilir neler yaşadı ne yaralar aldı. Ama şimdi her şey bitti Ertanın bize oynadığı oyunu tersine çeviricez. Ama Doğam bir uyansın, bir iyileşsin o zaman bizden korkmalı Ertan.

~~~~~~

Doğa

Tiz bir ses var gidip gelen. Neredeyim ki ben. Bir dakika!

Kutlama, kaza, hastane, benimle konuşanlar, ışık, annem ve babam ve tekrar ışık.

Artık uyanmalıydım değil mi?

Kendimi zorlayarak birkaç denemenin ardından gözlerimi kırpıştırarak açtım. Ama tekrar kapattım çünkü odada ki ışık fazla yoğundu. Biraz bekleyip tekrar açtım ve ışığa gözümü alıştırmaya çalıştım. En sonunda gözüm alışınca etrafa bakındım odada sadece bir kişi vardı oda arkasını dönmüş pencereden bakıyordu. Sanırım Kıvanç'tı.

Yani, abim...

Tam bana döneceği sırada eski halimi alıp gözlerimi kapattım. Düzenli nefes alıp vermeye başladım. Neden böyle yaptım bilmiyorum, belkide onun senini dinlemeye ihtiyacım vardı. Bir de ne diyeceğini merak ediyordum.

Derin bir nefes verdi. Ve seslerden anladığım kadarıyla yanıma bir yere oturdu.

-Hadi be Doğam aç gözlerini. Doktorun dediğine göre asıl tehlikeyi çoktan atlatmışsın. Uyanmak sana kalmış. Uyansan ya, dönsen bize. Sence de biz senden yeterince mahrum kaldık mı güzelim. Bizi daha fazla bekletmesen. Sen burada böyle hareketsizce yatarken kalbimiz onlarca parçaya bölünüyor, kahroluyoruz. Hele ki Azra.

Kalbin durduğunda Azrayı görmen lazımdı nasıl korktu. Doğruyu söylemek gerekirse hepimiz korktuk. O korkuyu tekrar hissettik, derinden. Kaybetme korkusunu. Aynı acıyı aynı kişi için bir kez daha çektik.

Kalbim mi durmuş! Yok artık.

-Bak uyanınca nasıl bir tepki vereceksin hiçbirimiz tahmin edemiyoruz. Ya bizi istemezsen diye düşünüp çıkmaza giriyoruz. Bu bizi daha da korkutuyor. Ama bizi istemeseydin o gün bütün aile ile konuşmak istemezdin. Ya da o kolyeyi sıkı sıkı elinde tutmazdın.

Umarım beni duyuyorsundur güzelim. Azranın sana çok ihityacı var. Ailemizin kayıp prensesine ihtiyacı var. Bizi bırakma olur mu? Bizi bırakırsan bir daha asla toparlanamayız. Bize bunu yapma.

Sonra ani gelişen bir hareketlenme ve kapanan kapının sesi. Sanırım odadan çıkmıştı.

Kalbime öküz oturdu desem yeridir, çünkü sonlara doğru sesi titremişti.

Onları istiyor muydum?

Kesinlikle evet.

Onlara geri dönmeliydim. Onlara geri dönmeli ve karşılarında dimdik durmalıydın. Annem ile babamın son istekleriydi bu.

İçimdeki boşluk onlarla dolabilirdi. Bu demek değil ki beni büyütenleri unutacağım.

Asla! onlar kalbimin bir köşesinde duracak daima.

Ama dediğim gibi bu içimdeki boşluk dolmadıkça toparlanamayacaktım, sürekli dağılacaktım. Her ne kadar yenilmezim desem de içten içe bunun doğru olmadığını biliyordum. Aile güç demekti. Ailenden güç alıyorsan karşında kimse duramazdı. Benim de bir ailem vardı. Beni seven, isteyen ve bekleyen.

Bende aileni daha fazla bekletmek istiyorum onlara kavuşmak ve onlarla güçlenmek istiyorum. Ayrıca alınması gereken bir intikam var. Aslında intikam değil intikamımız. Bu artık "Aile" işi, ailemimizin intikamı.

Artık hazırım!

Demişler ki öldü. Söyleyin onlara Kızıl Kraliçe geri döndü.

Nasıl giriş ama. Tam benlik.

Gözlerimi tekrar açtım. Gözlerimle odayı incelerken kapı açıldı, gelen Azraydı. Beni fark etmemişti çantasını koltuğun üzerime bıraktı ve açtığı kapıyı kapattı. Yüzü solgun görünüyordu.

Bu kadar mı çok sevmişti beni.

Yok keyiften bu halde kız. Seninle ilgisi yok yani.

Uzun zamandır ses seda çıkmayan iç sese; Selam, Merhaba, Güle güle.

Azraya tekrar odaklandım. Sonunda beni fark edince gözleri kocaman açıldı hızlı adımlara yanıma uçtu. Evet evet uçtu.

-U-uyanmışsın. Allahım çok şükür. Şey sarılabilir miyim?

Son söylediği şeyle beraber gözlerim doldu şefkatli bir gülümseme ile kafa salladım.

Çocukça ellerini çırptı. Sonra yavaşça sarıldı, bende karşılık verdim tabi ki. Sonra ayrıldık gözleri parlıyordu. Güzel bir duygu insanın kız kardeşinin olması.

-Sen burada bekle bizimkileri çağırayım.

Daha cevap bile veremeden koşarak çıktı. Ayrıca burada bekle nedir deli kızım.

Hadi ama... Nereye gidebilirim ki?

Birkaç dakikanın ardından, Levent be- ya da dur ya baba diyeyim en iyisi sonra annem sonra da abim girdi. Onlara bu şekilde hitap etmem çok tuhaf bir his; anne, baba, abi veya kardeşim.

Ne bilim tuhaf işte.

Beni düşüncelerimden ayıran annemin sesiydi.

-Kızım.

Kafamı çevirdiğimde annem bana yaklaşıyordu ama sanki izin ister gibi bir hali vardı. Yıllarca kayıp yavrusunun hasretini çekmişti nasıl hayır derim ki. Zaten normalde de demem de boşverin.

Derin bir nefes alarak Ona küçük bir gülümseme bahşettim ve kafamı salladım.

Gözlerinin ışıldadığına yemin edebilirim. Bana dikkatlice sarıldı ve anladığım kadarıyla saçlarımı kokladı. Tuhaf oldum biran. Çok uzun zamandır bu duygulardan uzağım.

Benden ayrılınca babamda geldi sarıldı. Sonra da abim.

-Ay çekilin ben bir daha sarılcam.

Azra gelip tekrar sarılınca bizden bir kıkırtı çıktı.

-Ablam iyisin değil mi? Ağrın sızın var mı? Aç mısın? Bir şeyler getireyim mi? Ya da dur ben direk doktoru çağırayım bir kontrol etsin. Ay tutmayın da beni doktoru çağırayım.

Anında odadan çıkınca annemle babamdan tekrar bir kıkırtı. Abim ise kafasını iki yana sallamakla yetindi. Ben ise sadece gülümsüyordum.

Doktor gelince kontrolleri yaptıktan sonra biten serumu çıkardı.

-Evet kendini iyi hissediyorsan çıkış işlemlerini halledebilirsiniz. Yazdığım ilaçları da düzenli kullanırsan 2 haftaya hiçbir şeyin kalmaz. Ama haftaya gel kontrollerini yapalım. Tekrardan geçmiş olsun.

-E çıkayım o zaman. Sevmiyorum zaten hastane ortamını. Çok bile durdum.

Doktor kafa sallayarak çıktıktan sonra Azra elinde poşetle yanıma geldi.

-Beyler müsaade isteyelim sizden. Sizde çıkış işlemlerini halledin.

Onlar çıktıktan sonra yataktan kalktım. çaktırmayın karnımdaki yara sadece sızlıyordu. Azra kıyafetleri çıkartıp bana verdi. Kıyafetleri alıp banyoya gittim. Zor bela giyindikten sonra aynada kendimi süzdüm. Karnındaki yara görünmüyordu. İzi kalacaktı bu kesin.

Bende sende iz bırakacağım Ertan. Böyle alnının ortasında yeni bir havalandırma deliği güzel duracak.

Neyse giydiğim kıyafeti süzdüğümde bedenlerimiz aynıydı sanırım tam olmuştu.

Zevklerimiz benziyor sanki ama çok değil birazcık. Banyodan çıktıktan sonra annemle Azra bana döndü.

-Ay ablamla aynı giyiyoruz.

Kıkırdadık. O sırada Kıvan- ay abim kapıyı tıklatarak.

-Hanımlar hazırsanız çıkalım.

Kafa sallayarak odadan sonra da hastaneden çıktık. Evime gitsem iyi olucaktı.

-Şey aslında ben eve gitsem iyi olacak. Hatta sizde gelin biraz konuşalım.

Abim biraz düşündü sonra babama baktı. - bu arada bana hala tuhaf geliyor. - Babam da kafa salladıktan sonra arabaya bindik. Evi tarif ettikten sonra arkama yaslandım.
Bu arada Oğuz nerede gelmedi yanıma. Eğer geçerli bir sebebi yoksa vay haline.

Eve vardığımızda araba içeri doğru girecekken korumalar önümüzü kesti. E normal bir durum çünkü arabanın camları filmli yani içerisi görünmüyor e haliyle bende.

-Ben hallederim.

Yarama dikkat ederek arabadan indim.Serhat beni görünce hızla yanıma geldi.

-Doğa hanım siz miydiniz kusura bakmayın camlardan göremedik. Bu arada geçmiş olsun iyisiniz değil mi?

-Sağol serhat iyiyim iyi. Ve sorun değil.

Korumalar yolu açınca abim camı açıp bana baktı.

-Siz geçin geliyorum ben.

Kafa sallayıp içeri girdi garajın önüne park etti. Bende Serhata döndüm.

-Oğuzdan bir haber var mı?

-En son bugün geldi ve geri gitti. Bize bir şey söylemedi. Sizinle konuşacakmış.

Kafa salladım ve arkamı dönüp gidecekken bir araba sesi geldi. Arkamı dönüp bakınca arabadan Oğuz indi. Ve bu araba da benim kaza yaptığım bebeğimdi.

-Valla kızılım biliyorum kızgınsın ama geçerli bir sebebim var o da bu bebeği eski haline getirmek, baya zordu.

-Hadi yine iyisin gelmediğin için kızmayacağım.

Arabamın yanına gidip kaputunu dokundum.

-Seni çok özledim bebeğim.

Oğuz kıkırdayarak beni izliyordu.

-İyisin değil mi?

-Evet evet turp gibiyim. Sonuçta intikam için iyi olmam şart. Bu arada sen bahsettin mi benim olayı.

-Sadece Kıvança.

-Tamam geliyor musun?

-Kızıl ufak bir işim var sonra hemen gelicem.

Kafa salladım o da kendi arabasını getirtmişti. Binip gitti.

-Serhat arabayı garaja alırsın sen.

Ardından bizimkilerin yanına gittim.

-Kusura bakmayın beklettim sizi de.

-Önemli değil kızım.

Kızım. Umarım bu duruma alışmam zor olmaz. Kapıyı açıp girdiğimizde aileme döndüm.

-Mütevazi evime hoşgeldiniz. Salon bu tarafta. Salona geçip oturduk. Otururken yaram biraz sızlamıştı. Elimde olmadan yüzümü buruşturunca annem ellerimi tuttu.

-İyi misin kızım? Yaran mı acıyor. Birşey ister misin?

Huh! Başlıyoruz. VARAN 1.

-Yok yok iyiyim "annem". Ufak bi sizi sadece.

Kadının göz pınarlarını kurutacağım yakında. Nasıl sevindi yaa.

Babam derin bir nefes alınca ona döndüm.

-Kızım bu Ertan ne zamandan beri seninle uğraşıyor.

-Ailem, yani beni büyüten ailem öldükten sonra başladı. Tehditler savurdu durdu. Bir arkadaşım sayesinde yer altına girdim ve güçlendim. Adımı duyan korkar oldu. Buna rağmen Ertan hiç geri adım atmadı. Hâlâ da uğraşıyorum işte.

-Yer altı dedin. Adın ne?

-Kızıl Kraliçe

-Güçlü kraliçen benim. Bunca zaman tek başınaydın. Artık buradayız Bir daha ayrılmak yok.

VARAN 2

-Kesinlikle bir daha ayrılmak yok "babam".

Gözleri ışıldadı. Bu ışıltılı gözlerin odağı olmak iyi hissettiriyor.

-Peki bizden nasıl haberin oldu?

Masanın üstünde duran kutuya baktım. Abim de kutuyu gösterdi.

-Ertanın en son ki oyunu. Aynı bize doğanın resimlerini göstersiği gibi ona da benim resimlerimi göndermiş. Bir de kolye.

Babam düşünceli bir şekilde kafa salladı. Abim oturduğu yerden öne doğru eğilerek dirseklerini dizlerine dayadı ve bana döndü.

-Bundan sonra yalnız değilsin güzelim. Artık biz varız. Ertan artık bir kişi ile değil koca bir aile ile uğraşmış olucak. Tabi eğer sen de bizi kabul edersen.

VARAN 3.

-O nasıl söz. Ben sizi çok daha önce kabullenmiştim. Sadece birbirimize kavuşmamız biraz gecikti. Ama olsun şuan buradayız beraberiz. Önemli olan bu. Bundan sonra başınıza belayım "Abim"

Bir abi şefkati ile tatlı bir gülümseme gönderdi bana.

-Şimdi bu işi daha detaylı konuşmamız gerekiyor. Bildiklerimi de size aktarmalıyım. Öncelikle izniniz ile odama çıkayım.

Kafa salladılar. Bende dikkatlice ayağa kalktım. Azra hemen ayağa kalkıp yanıma geldi.

-Şey abla. Kendini zorlanırsın yardıma geleyim mi?

Gülümseyerek kafa salladım.

-Gel güzelim gel.

Diğerleri otururken biz yukarıya doğru çıkmaya başaldı.

-Güzelin miyim gerçekten?

Kıkırdayarak kafa salladım.

VARAN 4!

-Elbette güzelimsin. "Kardeşim" den başla kim benim güzelim olucak.

Gülümseme ile karışık dolu gözleri ile bana baktı ve yavaşça belime sarıldı. Odaya girmemiz ile Azranın gözleri kocaman oldu.

Odam bu şekildeydi.

-Burası odaysa benimki ne acaba merak ettim

-Abartma kız normal oda işte.

-Ay ne abartması abla ya. Bu oda başlı başına mükkemel. Şurası ne?

-Banyo istersen ba-

Bak dememe kalmadan direk daldı banyoya. Ve yine şaşkın bir Azra.

Odamın aksine banyom daha siyahtı, zıtlıkları severim.

-Neyse kıskanmadım benimde banyom var.

-Sen daha giyinme odamı görmedin.

-Giyinme odan mıııı?! Yok artık.

-Gel hadi.

Ben önde o arkada giyinme odama ilerledik.

-Ben birde kendi o dolabıma büyük derdim. Şu saatten sonra ağzımı kapıyorum.

Kıkırdadım. Dolabımın alt kısmına eğileceğim sırada acıyla inledim.

-Ah abla ahh her ne kadar iyiyim desen de yaran taze. Ne alınacak söyle ben alayım.

-Şu mavi kapaklı dosyayı alsana.

Dosyayı aldıktan sonra bana döndü.

-Peki bu neyin dosyası.

-Ertan ile ilgili ne var ne yok hepsi bunun içinde. Hadi aşağıya inelim.

Kafa sallayarak yanıma geldi. Tam kapıya giderken telefonuma mesaj geldi.

Baktığımda kayıtlı olmayan bir numaraydı.

05********

Oyun devam ediyor.

Ertan yine durmuyor. Bu numarayı tekrar kullanmayacağını bilsem de yine de araştırabiliriz.

-Kaşlarını çattığına göre iyi değil.

-Sadece, oyun devam ediyor güzelim.

Aşağıya indiğimizde koltuklara yerleştik Azra dosyayı masanın üzerine koydu.

-Öncelikle canım ailem az önce Ertan'dan bir mesaj aldım. Dediğine göre oyun devam ediyormuş. Artık oyuna katılıp kendi kurallarımızın vakti geldi. Var mısınız?

İşte sayın seyirciler karşınızda gözlerinde yılların intikamının ateşini barındıran Korkmaz ailesi. Ailenim komple mafya olduğunu düşünürsek, intikamımız da Korkmazlara yakışır şekilde olacak.

Daha önce de dediğim gibi. Aile güç demekti, ben ailemle güçlüydüm. Ve bu oyununda kazanan biz olucaktık.

Telefonumu alıp o numaraya mesaj attım. Attığım mesajı görmen dileğiyle Ertan.

05*******

HODRİ MEYDAN!

~~~~~~~~~

Hayatla oyun oynuyorum, hep düşeş atıyorum kendimi seviyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

KORALTANLAR By |hiv

Teen Fiction

335K 18.5K 30
Ünlü anonim bir YouTuber olan Ahu bir gün yurtta otururken gelen bir aramayla doğum esnasında karışmış olduğunu öğrenir. Ona önyargılı yaklaşan abile...
479K 26K 34
Gerçek aile kitabıdır. Bitter aşığı kızın hikayesi... #yeni 1 #yeniaile 1 #hata 1 #zengin 1 #karışma 1 #hayat 1
246K 16K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
3.1K 193 35
"Gel gel korkma." "Yazgı yumuşak davran baksana şuna çok tatlı bir okuyucu o." "Buraya girerken benim gerçek yüzümü bilerek girmeli değil mi?" "Öküz...