Son Dördün

By nomoneyno

219K 16.7K 11.1K

SERİNİN ÜÇÜNCÜ KİTABIDIR!! " Ne olacak şimdi? " " Ailelerimizin başlattığı şeyi bitireceğiz. " More

Bilgilendirmemsi
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
??
1.1
Yarışma 💁🏽‍♀️
Yarışma Soruları
Sonuçlar 💫
1.2
Girls In Love
1.3
Wattys2019
1.4
1.5
1.6
1.7
1.9
2.0
2.1
Etkinlik!!
2.2
2.3
2.4
2.5
Biraz isyan biraz duyuru
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
Etkinlik Şeysi
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
Yeni kitap 🤷🏽‍♀️
4.0
FİNAL
İstekler
Duyuru :(
SURVİVOR ÖZEL BÖLÜM

1.8

3.9K 387 317
By nomoneyno



Kaybedişin verdiği o keskin, acı dolu his ile kavruluyordum. Sanki biri beni kızgın bir kazanın içine atmış ve ateşi sonuna kadar körüklemişti. Etim çekiliyordu sanki.

Kamer, dudakları dudaklarımda öylece duruyordu. Hareket etmiyordu. Benim durumum da farklı sayılmazdı. Fakat ben artı olarak katlanılamaz bir acı hissediyorum.

Vücudumdaki bütün kan beynime toplandığı için hareket edememe durumum her şeyin dank etmesi ile son buldu ve kendimi son sürat geri çekip, hissettiğim bütün acıdan güç alıp avcumu Kamer'in yanağına geçirdim.

'' Senden, senden nefret ediyorum. ''

Tokadımın etkisi ile yana dönen başını bana çevirmeden öylece duruyordu. Bunun aksine benim gözyaşlarım durmuyordu.

'' Bu yaptığın yüzünden seni asla affetmeyeceğimin bilince ol. ''

Bunu söyler söylemez bilmediğim sokaklara doğru koşmaya başladım. Arkamdan adımı haykıran kişinin Baran olduğunu biliyordum. Sesini duymuştum fakat bakmaya gücüm yoktu.

Ya bizi öyle gördüyse düşüncesi beynimi kemiriyor, bel boşluğuma katlanılamaz bir acı veriyordu. Sanki kızgın bir bıçak sayısızca saplanıyordu bedenime.

Kararan hava ve dolan gözlerim sayesinde yolumu net göremesem de, sokakların dönüşlerinden dönüyor ve bilmediğim yerlere doğru arşınlıyordum.

Bir süre sonra yorgun düşen bedenim bana daha fazla koşamayacağımı, bırak koşmayı bir adım dahi atamayacağımı haykırmaya başladığında durdum ve kendimi sadece sokak lambalarının aydınlattığı karanlık sokağın duvarına doğru bıraktım.

Sırtım sıcak havaya rağmen buz gibi olmuş duvar ile buluşur buluşmaz gözyaşlarımı bıraktım. Gözlerimde bir damla bile yaş bırakmak istemezcesine ağlıyordum.

Aklım almıyordu. Benim sakladığım o öpücüğü aldığını kabul etmek istemiyordum. Bir yanım bunu yapmasının mantıklı bir sebebi olduğunu söylerken diğer yanım beni sevdiğini haykırıyordu.

Beni sevdiği düşüncesini barındırmak istemiyordum zihnimde. Kamer'den bahsediyorduk. Sütkardeşimden. Dostumdan. Sırdaşımdan. Başım sıkıştığında sığındığım kişiden bahsediyorduk. Bu yüzden canım yanıyordu. Bu yüzden kabullenemiyordum.

Saat ilerledikçe hava yakıcı sıcağından arınmış ve üşütmese de içimi ürperten serinliğine kavuşmuştu. Oturduğum için basenlerimi dahi kapatmayan elbisem, hava biraz daha serinlerse üşümeme engel olamayacaktı.

Ama ben asla yerimden kalkmak istemiyordum. Yaşananlara inanmak da istemiyordum. Az önce gerçekleşen şeyin rüya olması için belki de her şeyimi verebilirdim. Çok güzel rüyalar görürken bazen annem tam zamanında beni uyandırırdı. Şakasına kızardım ona. Ama şu an resmen annemin uyanmam için baskı yapmasını diliyordum.

Cüzdanım, kimliğim, telefonum, ev anahtarım hepsi elbiseme uygun olsun diye aldığım küçük çantamda kalmışlardı. Çantam da düğün salonunda. Eve nasıl gideceğimi bilmiyor, içten içe de herkesin telaş içinde beni evde beklediğini bildiğimden eve gitmek istemiyordum.

Mucizevi bir şekilde Baran'ın sadece arkamdan bağırmakla kalmayıp peşimden gelmiş olmasını ve birazdan endişe ile gelip bana sarılmasını istiyordum ama beni bulmak için fazla geç kalmıştı. Sanırım o Kamer'in yanında kalmıştı.

Buraya geldiğimde yorgunluktan bir yere oturmam için yalvaran bacaklarım şimdi uyuştuğu nedeniyle kalkmam için yalvarıyordu. Ama zaten bilmediğim bir yerdeyken, evi bulmaya çalışsam karşıma çıkmasından korktuğum insanlara rastlamak istemiyordum.

Bu yüzden oturuşumu düzeltip biraz daha bekledim. Aynı zamanda olanlar beynime akın ediyordu. Kamer'in bu saçma davranışının kendince mantıklı bir sebebi varsa bile, benim aşık olduğum adam için sakladığım öpücüğümü almış olmasından dolayı onu içten içe affetmeyecektim.

Tahmin ettiğim gibi hava oldukça serinlemiş ve beni üşütmeye başlamıştı. Üşümemi nasıl önleyeceğimi bilmeden biraz kıvrıldım yerimde. Başımı soğuk duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Kibritçi kız gibi hissediyordum o an kendimi. Ve bedenim uykusuzlukla yorgunluğu harmanlayıp bilincimi kapatmıştı.

******

Uyuşan boynumun altında hissettiğim eller ile gözlerimi açtığımda aydınlanmış havayla buluştu bakışlarım. Burada uyumuş olmalıydım. Aynı elleri bacaklarımda da hissettiğimde, korku birden bütün bedenimi kaplamıştı. Bana dokunan kişiye bakmak için başımı kaldırdığımda onun yüzünü gördüm.

'' Sakin ol. Benim. ''

Bedenim anında gevşemişti. Gece istediğim mucize geç de olsa gelmişti. Gelmiş olması benim için oldukça yeterliydi.

'' Çok üşümüşsün. Yardım et de seni arabaya götürelim. '' Onun dediğini yapıp beni kaldırmasına yardım etmek adına kollarımı boynuna doladım. Beni daha rahat bir şekilde havalandırdı ve yürümeye başladı.

'' Herkes seni arıyor deli kız. Çok korkuttun bizi. ''

Baran'ın sözleriyle beraber dün gece yaşananlar aklıma geldiğinde kendimi inanılmaz suçlu hissetmiştim. Biliyordum olanlar benim suçum değildi ama onun için sakladığım öpücüğü koruyamamış olmak beni geriyordu.

Kapı açılma sesinden hemen sonra beni sıcak arabanın içine bıraktı ve kapımı kapatıp sürücü tarafına yürüdü. Hava yine sıcaktı ama bedenim dün gecenin soğuğunu henüz atamamıştı. Arabaya bindi ve çalıştırmadan bana döndü.

'' Ne oldu da bu kadar sinirlendin? ''

Görmemiş olduğuna mı sevinsem yoksa ona anlatmak zorunda olmama mı üzülsem bilmediğim için susmayı tercih etmiştim. O da önüne dönüp arabayı çalıştırdı.

'' Anlaşıldı. Kendine geldiğinde mutlaka anlatacaksın deli kız. Bizi bu kadar endişelendirmenin nedenini oldukça merak ediyorum doğrusu. ''

'' Hiç endişeli görünmüyorsun. '' Gördüğüm şeyi ona da söylediğimde gülümsedi.

'' Dün geceden beri seni arıyorum. Bu civarda bakmadığım dükkân kalmadı. Baban polisi aramak istedi ama ben istemedim. Kendim bulmak istedim. Ve buldum da. Seni öyle duvarın dibinde donmuş kedi gibi kıvrılmış halde bulmasaydım kafayı yemek üzereydim.''

'' Annem ve babam nasıl? '' Sokağı dönerken cevapladı.

'' Ela abla delirmiş durumda. Baban ise onu sakinleştirmek için sakin kalmaya çalışıyor ama odada ağlarken yakaladım. Hepimizi bitirdin deli kız. İşte bu yüzden bana anlatacaksın. ''

Onlara bunu yaşatmış olmaktan pişmanlık duyuyordum. Kendime ve onlara eziyet etmekten başka bir şey yapmamıştım. Yolun geri kalanında ben dışarıyı izlemiştim o da konuşmak için girişimde bulunmamıştı. Ama eninde sonunda benden zorla da öğrenecekti ne olduğunu.

Evin önünde durduğumuzda inmek istemiyordum. Bir süre oturmaya devam ettiğimde o da bunu anladı ve bana döndü.

'' Git önce herkese görün. Gönüllerini al. Ben arabayı bırakıp seni almaya geleceğim. Anlaşıldı mı? ''

Bana emrivaki konuşmasından hoşlanmazdım ama bu sefer itiraz etmeden onayladım ve arabadan indim. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapı açılır açılmaz annemin bana sarılması ile gözyaşlarım yine akmaya başlamıştı.

'' Kuzum sen nerelerdesin? Nasıl korktum haberin var mı? ''

'' Özür dilerim annem. Çok özür dilerim. ''

Beni içeri alıp kapıyı kapattı. Aynı diyaloğu babamla da yaşadığımızda ikisi de üzerlerindeki korkudan arınmış bir açıklama bekliyorlardı benden. Karşımdaki koltukta oturuyorlardı ve ben onlara ne diyeceğimi bilmiyordum.

'' Kamer tartıştığınızı söyledi. Nasıl bir tartışma bu? Seni bütün gece sokakta tutacak kadar ne olmuş olabilir? '' Babamın sorusuna bir cevap vermem gerekiyordu ama gerçekten bilmiyordum.

'' Özel bir konu bu baba. Gerçekten size söyleyemem. Sadece çok sinirlendim ve o anki öfkem ile koşmaya başladım. Özür dilerim düşünemedim. ''

'' Senin bir anlık öfken bizi bitirdi Dolunay. Neler düşündük biliyor musun? Acaba iyi mi? Nerede? Ne yapıyor? Başına bir şey gelmiş midir? Gecenin bir vaktinde yolda ayyaşlarla karşılaşmış mıdır? Delirttin bizi kızım. ''

Babamın dediklerinden sonra gözlerim tekrar dolmuştu. Bunu fark ettiğinde koltuktan kalktı ve bana sarılıp saçlarımdan öptü.

'' Bizimle istediğin her şeyi paylaşabilirsin Dolunay. İstersen gel sinirini bizden çıkar ama ortadan kaybolma kızım. Bunu bize yapma bir daha. ''

Annem de gelip bana sarıldığında ikisinden sürekli özür diliyordum. Onlara bunu yapmaya hakkım yoktu.

Kapının çalması ile ikisi de benden ayrıldı ve annem kapıyı açmaya gitti. Birkaç saniye sonra da yeniden geldi.

'' Baran gelmiş. Hava alman içi gezecekmişsiniz. Git üzerini değiştir yeterince üşümüşsün zaten. '' Annemin dediğini onaylayıp koşarak yukarı çıktım ve üzerimi değiştirip telefonumu da aldığımda tekrar aşağı indim. Onlara görüşürüz dedikten hemen sonra da evden çıktım.

Baran kaldırımda oturmuş beni bekliyordu. Her şeye rağmen gülümseyip yanına gittim ve omzuna dokundum. Dokunmamı hiç beklemiyordu galiba çünkü yerinde sıçramıştı.

'' Sakin ol. Benim. '' Bugün beni bulduğunda kurduğu cümleyi şimdi ben ona kurmuştum ve o da bunu fark edip gülümsedi.

'' Nasıl gitti? '' Bunu derken kaldırımdan kalkmış ve yürümeye başlamıştı. Ben de yanına gidip adımlarına ayak uydurdum.

'' Beklediğimden daha sakinlerdi. Muhtemelen beni bulmuş olmanın rehavetine kapıldılar. Akşam işkence edeceklerinden korkmuyor değilim. ''

Kahkaha attığında oturup onu izleyesim gelmişti. Çok güzel gülüyorsun şerefsiz.

'' Bu sıcakta sahilde güneşin altında oturmak mı istersin? Yoksa annemler evde yokken eve gidip rahatça konuşmayı mı tercih edersin. Evde yemeğimiz de olur. ''

Beni eve atıyor diye düşündüğümde kahkaha atmıştım. Bu kahkahama anlamsızca baktı. Elimi boş ver anlamında sallayıp eve gitmeyi seçtim.

Eve gidene kadar konuşmamıştık. Çünkü hava gerçekten sıcaktı ve insanın ağzını açası bile gelmiyordu. Eve girer girmez kapalı olan klimayı açtım ve karşısına kuruldum.

'' Bakıyorum keyfin yerinde. Umarım bu halini olayları bana anlatırken de koruyabilirsin. ''

Bunu der demez bütün büyü bozulmuştu benim için. Gülümsemem yüzümde solmuş, yutkunuşlarım boğazımda kalmıştı. Baran bunu fark ettiğinde ofladı.

'' Sadece şaka yapmıştım. Ne kadar önemli bir konu olabilir ki? Bekle beni içecek koyup geliyorum. Ve sakın, ağlama. ''

Sanki ağlamamak kolaymış gibi ağlama diyordu bana. Üzülmemi istemediğinde mi yoksa ağlamamı çekemeyeceğinden de bilemiyordum.

Elinde iki bardak kola ile yanıma oturdu ve bir bardağı bana uzattı. Hissediyorum geliyor.

'' Anlat. '' Ve geldi.

'' Kamer beni öptü. '' Baran içtiği koladan bir yudum aldı ve yuttuğunda bana döndü.

'' Gördüm. '' Onu beklerken içtiğim kola birden burnuma kaçtığında yanma hissi ile öksürmeye başladım.

'' Ne demek gördün? O zaman ne olduğunu niye anlattırıyorsun? ''

'' İyi de, sen zaten onu sevmiyor musun? Niye öpmesine bu kadar sinirlendin ki? Ayrıca niye tokat attın ben onu merak ediyorum? ''

Kendime geldiğimde sorduğu soru ile kapana sıkışmıştım. Şimdi nasıl diyecektim çünkü ben seni seviyorum ve senin için sakladığım ilk öpücüğümü sütkardeşim aldı diye. Tabi ki söylemeyecektim.

'' Beni sevdiğini düşünmüyorum. Ona olan ilgimi fark etmişti ve öylelikle öpmüştü. Öğrendiğine göre bu konuyu kapatabilir miyiz artık. ''

Kafama dank eden şey ile birden ona döndüm.

'' Demek ki anonim Kamer'miş. '' Baran anlamadığını belli eden bir ifade ile bana baktığında onun henüz anonimi bilmediğini hatırlamıştım. Kolamdan bir yudum aldım.

'' Bana bilinmeyen numaradan biri yazdı. '' Baran'ın kahkaha atarak sırtını koltuğa yaslaması ile sallanan kolum, tuttuğum kolanın birkaç damlasının elime dökülmesini sağlamıştı.

'' Yavaş, hayvan. '' Güldü sadece.

'' Demek sana da şu meşhur anonimlerden biri dadandı. Önce Saye abla, sonra Yalın abi şimdi de sen. '' Dediğinin gerçekliği ile güldüm.

'' Sana aşık olmak istiyorum falan demişti bana. Kamer de dün beni öptü. Demek ki anonim Kamer. ''

Beni onayladığında kalbim ağrıyordu. Sevdiğim adamla konuştuğum konuya bakar mısınız? Resmen ölüyormuş gibi hissediyordum. Yüzümün düştüğünü gören Baran kolasını sehpaya koydu ve eliyle çenemi tutup başımı kendine çevirdi.

'' Duygu değişimlerini anlıyorum deli kız. Kamer'in seni sevmediğini düşünüyorsun ve emin olmadan öptüğü için kızgınsın. Ama iyi yandan bak. Sevdiğin adam seni seviyor. Sevgisini belli etmek için bilinmeyen numaradan yazmış. Daha ne istiyorsun ki? ''

Resmen kendimi duvarları üzerime gelen bir odada hissediyordum. Baran bu konuda her konuştuğunda o duvarlar biraz daha sıkıştırıyordu beni. Artık bu yanlış anlaşılmayı düzeltmem gerekiyordu.

'' Baran, benim sana bir şey söylemem gerek.''

'' Söyle deli kız. '' Tam onu sevdiğimi es geçip her şeyi anlatacakken kapının açılması ile duraksadım.

'' Biz geldik! '' Salona giren Yaren abla ve Evren abi ikimize muz görmüş maymun kıvamında bakıyorlardı.

'' Evren, ben mi yanlış görüyorum yoksa manyak Ela'nın deli kızı koltuğumda mı oturuyor? ''

Dediklerine karşı gözlerimi devirdim ve oturma pozisyonumu değiştirdim.

'' Yaren abla sanki hiç evinize gelmemişim gibi konuşuyorsun. ''

Omuz silkip elindeki torbaları bırakmak için mutfağa girdiğinde ben de ayaklandım.

'' Ben gideyim. Konuştuk zaten her şeyi. Görüşürüz sonra. ''

Baran ile vedalaşıp evden çıkmıştım. Gerçekten olanlar akıl sağlığımı zedeliyordu. Telefonumun melodisi kulağımı doldurduğumda elimi arka cebime attım ve telefonu aldım. Ekranda yazan Kamer yazısı birden bütün öfkemi ortaya sermişti. Şimdi neden arıyordu beni?

Yine de sakinliğimi olabildiğince koruyup telefonu açtım.

'' Ne var? '' Ama ne kadar da sakinim...

'' Buluşalım mı? ''

Ona deli gibi kızgın olmama rağmen böyle bir şeyi neden yaptığını da aynı delilikle öğrenmek istiyordum. Bu yüzden onu birkaç sokak ilerideki parka çağırdım ve telefonu kapattım.

Gerçekten sakin olmam gerekiyordu. Evet, ilk öpücüğüm gitmişti ve bunun acısını yaşıyordum fakat artık elimden bir şey gelmezdi. Gün gece yeterince kendimi üzmüştüm zaten. Şu an sadece Kamer'in bunu neden yaptığını öğrenmek ve arkadaşlığımızın bitip bitmeyeceğine karar vermem gerekiyordu.

Kamer benim için gerçekten çok özel biri olmuştu hayatımda. Bunun başında sütkardeş olmamız gelse de aramızdaki uyum, arkadaşlık, sırdaşlık benim için daha önemliydi. Ona çok sinirliydim ve tokat attığımda ondan nefret ettiğimi ve asla affetmeyecek olduğumu söylemiştim. Nefret etmiyordum fakat nedeni ne olursa olsun öpücük konusunda onu affedebileceğimi sanmıyordum.

Bunları düşünürken parka varmıştım ve sanırım Kamer benden hızlı gelmişti çünkü geldiğim yöne doğru olan banklardan birinde oturuyordu. Ona doğru ilerlemeye başladığımda kafasını telefondan kaldırdı ve beni gördü. Gerildiğini bedeninden anlayabiliyordum ve ondaki gerginlik bana da geçmişti.

Yanına gidip bir şey söylemeden oturdum. Benden tarafa döndü ve ona olan kırgınlığımın seviyesine ölçmek adına yüzümü inceliyormuş gibi hissettim o an.

'' Sadece nedenini söyle. ''

Yutkunup elleriyle yüzünü sıvazladı.

'' Bak ben özür dilerim. Sen Baran'ı sevdiğinden bahsediyordun ve Baran da salondan çıkmış bize doğru geliyordu. Ona olan sevgini böyle bir durumda öğrenmemesi için susman gerekiyordu ve ben de anın gerilimi ile seni susturmak için öptüm. ''

Ben, beni sevdiğini söylemesine hazırlarken kendimi o Baran'ın öğrenmemesi için beni öptüğünü söylüyordu. Bütün dengem birden altüst olmuştu.

'' Kamer, ağzımı kapatabilirdin ve bileyim kaş göz yapabilirdin. İlk öpücüğüm olduğunu ve bunu Baran için sakladığımı biliyordun. Beni öpmen gerekmiyordu. ''

'' Bize doğru gelirken ağzını kapatsam sence de onun hakkında bir şeyler konuştuğumuzu anlamaz mıydı? Ya da karşında kaş göz yapsam. ''

Bu dediği bir an için mantıklı gelmişti kulağıma. Ama yine de böyle bir şey için öpmüş olmasını kabul edemiyordum.

'' Anlıyorum, iyiliğim için böyle saçma bir şey yaptın. Ama, ama sana çok kızgınım Kamer. Kızgınlığı bırak çok kırgınım. Ve dediğim gibi arkadaşlığımız devam etse bile, ben seni bu konu hakkında hiçbir zaman affedemem. Kendime haksızlık etmiş olurum. ''

'' Arkadaşlığımız devam etse bile mi? Bitirmeyi mi düşünüyordun? ''

'' Doğruyu söylemek gerekirse beni sevdiğini düşünüyordum. Ve böyle bir durumda da seninle arkadaşlık kurmaya devam edemezdim. Anlıyorsundur umarım. ''

Başını sallaması beni anladığının göstergesiydi. İçim bir nevi rahatlamıştı. Beni sevmiyordu. Benim için yaptığını söylüyordu. Ama bu, yaptığı hatayı ne yazık ki görmezden gelmemi sağlamıyordu.

Telefonuma mesaj geldiğinde elimde tuttuğumu yeni fark ettiğim telefonun ekranını çevirdim.

Anonimimsi: Bir daha ortadan kaybolursan seni öldürürüm.

Gözlerim şaşkınlıktan yuvalarından çıkmak üzereyken Kamer konuştu.

'' He bu arada, seni sevdiğimi falan düşünmüşsün ya hani. Sen kesin anonimi de ben sanmışsındır. Ben değilim o. ''

Evet Kamer. Az önce anladım zaten. Sen değilsin. Ama kim?

*******

Selam ehe :)

Bir şey söylemem gerek bundan sonra hikayede çok fazla aileler olmayacak. Çünkü çok fazla karakter birikti ve her birini hikayeye dahil edemem.

Vee dünü telafi etmişimdir inş :)

Yazara her zaman güvenin anacım.

Hadi pamuk eller yorumlara 🖤

Continue Reading

You'll Also Like

236K 4.1K 3
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
251K 28.2K 31
[tamamlandı] 05**: Bir daha ağlama, tamam mı? Çünkü, Sen gül diye herkesi ağlatabilirim ama sen ağlarsan bütün savaşları kaybederiz. kapak tasarımı...
39K 546 13
Kısaca GÖTÜ yiyen okusun arkadaşlar. Valla net konuşmak gerekirse..Benim duyduklarım,arkadaşlarımın anlattıkları vs. vs. Hepsi yaşanmıştır.
286K 18.3K 35
Siz: Kardeş sen böyle anonim manonim bana yazıyorsun. O zaman ayıp olmuyor mu? +0563: Neden? Okulda arkadaşlarınla anonim hikayeleri çok beğendiğini...