Benimle Evlenir Miyim?

By animecikertenkele

128K 10.2K 12.5K

Yasaklı bir bölgedeki bir bank maddi sıkıntılar yaşayan, son işini de batırmış olan Laçin'i ve kötü bir haber... More

0.0 "Tedavi..."
0.1 "Bebek..."
0.2 "Kabulleniş..."
0.3 "Teklif..."
0.4 "Mutlu Eden Şey..."
0.5 "Balık..."
0.6 "Aptal..."
0.7 "Arzulamak..."
0.9 "Ben çok üzgünüm..."
1.0 "Seni seviyorum.."
1.1 "İtalya..."
1.2 "Ellerim.. "
1.3 "Dönüş..."
1.4 "Ayrılık..."
1.5 "His..."
1.6 "Mutlu... Ama son değil."
1.7 "Kontrol..."
1.8 "Haber..."
1.9 "Yüzük..."
2.0 "Anne..."
2.1 "Açıklama..."
2.2 "Erkek...
2.3 "Gurur..."
2.4 "Sona Yakın..."
Yeni
Final | part.1
Final | part.2
Özel Bölüm 1

0.8 "Kıskançlık..."

5K 365 432
By animecikertenkele

Medyada bugünden Kinya Seçiler var, altta ise Laçin

sa cuguladalarım naber

iyisinizdir umarım lgs sonuçları açıklanan varsa kısa bir şey söylemek istiyorum.

belki klişe olabilir ama doğruluğundan eminim.

"Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkar."

Önemli olan okuduğunuz okul değil. Sizin kapasitenizi belirleyecek olan ise basit bir sınav değil. Bildiklerinizi rakamların arkasına saklayamazsınız. Ama ne yazık ki bulunduğumuz ülkede böyle, canınınız sağ olsun tekrardan. Dünyanın sonu değil ❤

ithaf: Azm1048

Rica etsem arkadaşlarınıza bu kitabı önerebilir misiniz?

BÖLÜM ŞARKISI: ON MY WAY

BÖLÜM KİTAP ÖNERİSİ: Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile

BÖLÜM KİTAP ÖNERİSİ: ZWEİG - DÜNÜN DÜNYASI

İyi okumalar.

SINIR: 40 VOTE 200 YORUM

**

Kimya Seçiler tabiri caizse olduğu yere çivilenmişti. Bu ve bunun gibi cesur hareketleri ilişkileri boyunca hep o yapardı. Lakin Laçin Saygıner de gözünü karartmış gibi görünüyordu. Sanki bu gece bir başkası onun bedenini, zihnini ele geçirmiş gibi duruyordu. Elleri, dudakları ondan bağımsız işlev görüyormuş gibi görünse de Laçin kendini bu geceye hazırlamıştı. Bu kalabalık ortamda Kimya Seçiler'e kim olduğunu hatırlatacaktı.

"Şey, afedersin." Anın büyüsünü Kimya'nın çalan telefonu bozmuştu. Laçin bozulsa da belli etmedi ve yüzünü ellerinin arasına alarak telefonu açmaya giden Kimya'yı beklemeye başladı. O da bir an önce telefonunu alıp Özgür'ü aramak için can atıyordu. Arkadaşı bu konu hakkında onu desteklemişti.

Ondan yaklaşık 3 metre uzakta olan Kimya Seçiler'i izledi. Fazlasıyla hararetli bir şekilde bir şey konuşuyordu, anlaşılan özüne dönmesi çok çabuk olmuştu. Genç kadın en sonunda derin bir nefes verip, telefonu kapattı. Laçin'e yaklaştığında Laçin onu izlediğini belli etmemek için etrafa bakındı.

Kimya masanın üzerindeki çantasını omzuna taktığında Laçin kaşlarını çattı. "Ne oldu?" diye sordu devamında. Kimya geçiştirmek istercesine baktı.

"Yeni evimde birkaç sorun çıkmış, ilgilenmem gerekiyor Laçin. Sen keyfine bak. Teşekkürler getirdiğin için." Kimya daha fazla bir şey demeyip gitmeyi kalkışınca Laçin bileğinden tuttu. Laçin'in arabasıyla gelmişlerdi ve Kimya'nın nasıl gideceğini merak etti.

"Şey, ben bıraksaydım." Kimya Seçiler, bileğini kendine doğru çekti ve başını olumsuz bir şekilde salladı.

"Yok, gerek yok. Taksiyle giderim." Laçin daha fazla üstelemedi ve gitmesine izin verdi. Ama bu saatte ne işi çıktığını da merak ediyordu. Ayrıca Kimya ona yeni ev aldığını da söylememişti. Böyle şeyleri sahte de olsa nişanlısına bahsetmesi gerekmiyor muydu?

Aslında gecenin böyle biteceğini ummamıştı. Kimya Seçiler ona bu gece sonunda aşık olmalıydı ve batırdığı işlerini kurtarmalıydı!

Yanına gelen Ömer ile başını kaldırdı. Ömer samimi gülümsemesiyle ona bir kokteyl uzattı. Laçin de teşekkür edercesine mırıldandı. Bu adam kesinlikle iyi biriydi. Kimya'nın ömrünün yarısından fazlası Ömer'le geçmişti. Ayrıca sağlık problemleriyle de birebir ilgileniyordu.

"Selam, bu tür ortamlar çok sıkıcı değil mi?" Konuşmayı başlatan Ömer oldu. Kravatını hafiften gevşetti çünkü bu gibi davetlerde sıkılıyordu. Laçin de tebessüm ederek onayladı.

"Kaçmak için bir bahanem olsaydı bir dakika bile durmazdım..." diyerek mırıldandı. Oysaki o Kimya gibi değildi ve canı isteyince istediği her şeyi yapamıyordu. Kendini bazen paralı bir asker gibi hissediyordu. Ya da Kimya Seçiler'in kuklası.

"Canının sıkkın olduğunu anlıyorum ama davet yüzünden olduğunu pek zannetmiyorum." Laçin, Ömer'e baktı ve ne demek istediğini anlamaya çalıştı. Canı hiçbir şeye sıkkın değildi. Sadece hafif bir gerginlik vardı.

"Sanırım seni sıktım, üzgünüm." Ömer yanlış bir hareket yaptığını düşününce Laçin cevap verdi.

"Hayır, hayır, aksine pek benlik insanlar yok. Sohbet etsek iyi olurdu." dediğinde Ömer başıyla onayladı ve şampanyasından bir yudum aldı.

"Kimya hep böyleydi Laçin, inan bana canını sıkmana değecek hiçbir şey yok." dediğinde Laçin anlamadığını belli edercesine kaşlarını yukarı kaldırdı. Artık önüne gelen herkes onu Kimya hakkında bilgilendiriyordu. "Demek istediğim... En baştan başlamak gerekirse teşekkür ederim. Kimya'nın sana ihtiyacı vardı ve sen ona yardım ettin. Fakat görüyorum ki kendini rolüne fazla kaptırmışsın." dediğinde Laçin alayla güldü. Tam olarak ne imâ ettiğini anlamamıştı. Az çok tahmin edebiliyordu.

"Yanlış anlama lütfen. Sadece senin için söylüyorum. O birine bağlanacak birisi değil. Kimya kimseye güvenmez. Bu yüzden onun sana olan davranışları seni üzmesin. Bebek doğduktan sonra Kimya senin bu ülkeden gitmeni isteyecek ve ailene en iyi şekilde bakacak, bundan eminim. Ama sen Kimya'yla bu anlaşmayı yaptın Laçin, bu nedenle sakın sen de Kimya'ya bağlanma." Laçin artık her şeyi daha iyi kavradığında gülümsedi. Zoraki bir gülümsemeydi ama Ömer'in inanabileceği türdendi.

"Endişelerini anlıyorum. Ama merak etmeyin. Kimya sadece resmî olarak eşim olacak." dediğinde Ömer başıyla onayladı.

Konuşma devam edecek gibi görünürken Eda, Ömer'in koluna girdi. Cidden davet başladığından beri enerjisi hiç tükenmemişti. Kimya onda en çok bu huyu seviyordu. İnsanları mutlu etmeyi ve mutlu olmayı biliyordu. Eda detaylı bir şekilde Laçin'i süzdü. Daha sonra da Ömer'e baktı. Samimi bir şekilde Laçin'e elini uzattı.

"Selam! Eda ben, Kimya'nın arkadaşıyım." dediğinde Laçin de ona aynı sıcaklıkla elini uzattı ve kendini tanıttı.

"Ah, ayrıca kartımı da vereyim. Küçük bir organizasyon şirketim var. Düğün hakkında değiştirmek istediğin şeyleri arayıp haber verebilirsin. Her şeyle yakından ilgileneceğim." dedi ve yeniden Ömer'in koluna girip o masadan ayrıldılar.

Laçin cidden artık ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

**

Kimya Seçiler saatine baktığında on saniye erken işe koyulduğunu fark etti. Bugün bir senedir beklediği defile için hazırlıklarını kontrol ediyordu. Dün gece defilenin olacağı yer hakkında bir sıkıntı çıkmıştı ve bu onu çileden çıkarmıştı.

"Ah, sanırım bu sefer dakik olan sensin." Kimya Seçiler, arkadaşı Selim'e yaklaştı. Dün gece arayan oydu ve ona defile için yer ayarlamasında yardımcı olmuştu. Kimya cidden ona minnettardı. Ama ayrıca Selim'in ona olan ilgisinden de bihaber sayılmazdı. Birkaç sene önce takılmışlardı ve her şeyin eskisi gibi olabileceğine inanıyordu.

"Evet, seni bekletmek istemedim. Yer ile ilgili bir sıkıntı yok şimdilik." dediğinde Kimya tebessüm etti ve genç adamın omzuna dokundu.

"Selim, çok teşekkür ederim. Beni büyük bir dertten kurtardın." dediğinde Selim Bey geniş bir şekilde gülümsedi. Uzun zamandır görüşemiyorlardı ve bu defile buluşmaları için iyi bir bahane olmuştu. Kimya Seçiler şu sıralar ortalıklarda görünmüyordu ve herkes onun evlilik hazırlığında olduğunu biliyordu. Defileden sonra da düğünü gerçekleştirmeyi planlıyordu.

"Ben senin için her zaman buradayım Kimya." dediğinde Kimya Seçiler masaları gezmeye başladı. Ortalıklarda telaşla hazırlıkları yapan Ogeday'a baktı. Defileden sonra ona izin verse iyi olacaktı çünkü en çok onu strese sokmuştu.

"Ogeday bir sorun mu var?" diyerek ona seslendiğinde genç adam hızla başını kaldırdı ve tedirgin bir şekilde patronuna baktı. Ona nasıl açıklayacağını kesinlikle bilmiyordu, muhtemelen kovulacağını düşünüyordu. Sert bir şekilde yutkundu.

"Şey... Kimya Hanım... Elbiselerden birisi yok." dediğinde Kimya Seçiler derin bir nefes verdi ve sakin olmaya çalıştı. Nedense tüm terslikler onu buluyordu. Daha fazla stres yapmak istemedi. İçinden yirmiye kadar saymaya başladı.

"Ben halledeceğim. Tüm masalar ve çiçekler hazır mı?" diyerek konuyu dağıttı. Çünkü hatırladıkça sinirleniyordu. Eğer işinin iyi gitmesini istiyorsa, bunu kendisi yapmalıydı. Buna emin olmuştu. Ogeday hızlı bir şekilde onayladı.

Selim ise onun kafasını dağıtmak için konuyu dağıtmaya çalıştı ve onu belinden tutarak mekanın arka tarafına götürdü. Kimya Seçiler ise bu sırada etrafı daha iyi inceleme fırsatı bulmuştu. Aşırı büyük bir yer olduğu söylenemezdi ama en azından ferahtı. Zaten aşırı davetli yoktu. Sağ taraf tamamen camla kaplıydı ve içerisinin aydınlık olması huzur veriyordu. Arka tarafta küçük bar tarzı bir yerdi. Ön taraftada yaklaşık yirmi adet masa vardı. Olabildiğinde açık renkli çiçekler tercih etmişti. Daha doğrusu çalışanlara seçtirmişti çünkü Kimya Seçiler oldu olası çiçeklerden hoşlanmazdı.

"Biraz oturup bir şeyler içmeye ne dersin?" Genç adamın dediği şeyle düşünürmüş gibi yaptı. Muhtemelen Ömer bunu öğrenirse o mekanı basıp Kimya'yı ve Selim'i kendi elleriyle öldürürdü. Onun kızgın hâli aklına gelince nazik bir şekilde reddetti.

"İçmem ama sana eşlik edebilirim." dediğinde genç adam tebessüm etti. "Sevinirim." diye mırıldandı.

Oturduklarında genç adam nihayet konuşmak istediği konuyu açtı. "Laçin'i şu sıralar görmüyorum. Taşınmamış ama ortalarda yok." dediğinde Kimya sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve alayla güldü.

"Ne o? Komşunu mu özledin yoksa?" dedi ve Selim de gülünce cümlesine devam etti. "Hayır, taşınmadı. Sadece şu sıralar benim evimle ailesinin evi arasında mekik dokuyor." demesiyle genç adam anladım dercesine başını salladı ve eliyle kısa saçlarını düzeltti.

"Taşınsaydı üzülürdüm, belki alışamamıştır diye düşündüm." dedi. Selim'in işi buydu. Yüksek binalar, binalar, alçak binalar, lüks binalar ve kesinlikle binalar. Laçin Saygıner ile uzun zamandır rakiplerdi. Bu nedenle genç adam, Laçin'in ona büyük bir nefret beslediğine emindi. Ve Laçin'in işleri pek iyi gitmediğinde Selim'in gözde rezidanslarından birine taşınması gurur kırıcıydı. Selim'in ise hoşuna gidiyordu.

"Laçin'den pek hoşlanmıyorsun, yanılıyor muyum?" Kimya Seçiler bunu dedikten sonra buz kütlesinden farksız bakışlarını karşısında ki adama çevirdi. O da kısa bir süreliğine afalladı. Kimya Seçiler lafı dolandırmaktan pek hoşlanmazdı bu nedenle ona direkt olarak sormuştu.

"Belki inanmazsın ama ona sempati duyuyorum. Biz düşman değiliz, sadece aynı işi yapan rakipleriz." dediğinde Kimya tebessüm etti ve başını onaylarcasına salladı. Laçin'in kimseyle sorunu olsun istemiyordu, özellikle de çevresindeki insanlarla. "Ama merak ettiğim bir konu var." Genç adam sözlerine devam etti.

"İkimiz de aynı işi yapıyoruz. İsteseydin defile mekânı için Laçin'den de yardım alabilirdin. İşleri biraz kötü gitse de hâlâ birkaç bağlantısı olduğunu tahmin edebiliyorum. Sen onu gerçekten sevdiğine emin misin?" Kimya Seçiler hiç bozuntuya vermedi ama Selim'in onu köşeye sıkıştırmak istediğinden emindi. Genç kadın ilk başta kıkırdadı daha sonra da kıkırdaması büyük bir kahkaya dönüştü. Selim ise onu hayretle izliyordu.


"Aptal, bugün ne kadar komiksin." dedi ve önüne döndü.

Selim ise ciddi duruşundan hiç vazgeçmeden devam etti. "Kimya ben ciddiyim. O adamdan emin mis-" Sözlerine devam edemeden çalan telefon aynı teneffüs zili gibiydi.

"Sanırım benimki..." Kimya Seçiler mırıldanarak çantasındaki telefonu aradı. En sonunda bulduğunda arayanın Laçin olduğunu gördü. Resmen ders sonrası çalan teneffüs zili gibi yetişmişti. Kimya Seçiler hızla telefonu açıp kulağına götürdü ve yüzüne en samimi maskesini takındı.

"Efendim aşkım?" Kimya bunu söylediği için eve gidince kendini asmayı düşünmüştü ama Kimya da biliyordu ki yanındaki adam oldukça şüpheli ve zeki biriydi. Şu an kesinlikle Laçin'le atışacak durumda değildi.

"Kimya iyi misin? İlaçlarını almadın mı?" demesiyle Kimya içten içe sinirlense de Selim'in onu dinlediğini bildiği için bozuntuya vermedi.

"Beni şımartıyorsun. Selim'leyim. Akşama seni almaya gelirim hazırlanıp." dediğinde Laçin huysuzca mırıldandı. O adamdan hiç ama hiç hoşlanmıyordu. Geçen gün kapısının önüne - çocukça görünse bile - muz kabuğu bile bırakmıştı ve daha sonra kamera kayıtlarını imha etmek için aya bir dil dökmüştü.

"Canım komşumla sevgili karım (!) beraber takılıyor. Üstelik eski sevgililer, Allah'tan başka ne isterim ki?" Onun alayla söylediği şeye karşılık Kimya güldü. Söyleyiş tarzındaki alay hoşuna gitmişti. "Aman bana ne, akşama ne giyeceğim ben?" diye sormasıyla Kimya Seçiler düşünürmüş gibi yaptı. Laçin fazla resmî şeyler giymekten hoşlanmazdı ama eşofmanla gelmesini de istemezdi.

"Özgür'e gidip bakabilirsin." demesiyle Laçin onaylarcasına mırıldandı.

"Kendine dikkat olur mu? Fazla oyalanmadan eve git. Ne olursa olsun çantanda biber gazı bulunsun. Yakın mesafeye girerse nereye vurman gerektiğini biliyorsun. Görüşürüz." dediğinde Kimya Seçiler de fazla uzatmadan veda etti.

"Benim gitmem gerekiyor. Sen burada mı olacaksın?" Kimya Seçiler ayağa kalkıp dizüstü, düz sarı elbisesini düzeltti ve çantasını omzuna taktı.

"Ben biraz gecikirim. Akşama görüşürüz." demesiyle Kimya Seçiler oradan ayrıldı.

***

Laçin |

"Düğünden önce aldatıldım Özgür, görüyor musun?!" Sinirle askıdaki ceketi çıkarıp yatağa fırlattım. Şu Kimya denen kadın resmen bu dünyaya beni görmezden gelmek ve sıkıntıya sokmak için gelmişti.

"Aga kusura bakma, ben Kimya Seçiler olsam ben de seni Selim denen piçle aldatırdım." Canım arkadaşımın (!) bu kadar açık sözlü olmasına bayılıyordum. Keşke bana olan desteği sadece maddi anlamda olmasaydı.

"Kapat çeneni." diye mırıldandım. Onum da dikkati dağılmış olacaktı ki yenilginin getirdiği sinirle oyun kolunu yere fırlatmıştı. Gözlerimi devirdim ve komodinin üzerindeki saati elime aldım.

"Sen de benimle gelmek ister misin?" diye sorduğumda başını oyundan kaldırıp iğrenirmişçesine bana baktı. Akşam restoranda olmayacağını bildiğim için ve yalnız kalmamak için sormuştum. Muhtemelen Kimya çok yorgun olacaktı ve misafirlere eşlik edecekti. O sırada oldukça sıkılacaktım.

"Benim ne işim var, sen git işte nişanlınla." dediğinde derin bir nefes verdim. O da gözünü kolumdaki saate kestirmişti. Gözlerini kıstı ve bana düşmanca bir bakış attı.

"Onu restoranı ilk açtığımda bir ton para verip almıştım. Bir şey olursa senin derini yüzerim." dediğinde alayla ona baktım. Ondan çaldığım ilk şey değildi ama elimdeki her şey gittiği için ve az da olsa zengin gözükmem için pahalı şeyler giymem gerekiyordu.

"Saçlarım böyle mi kalsın, yoksa daha derli toplu bir şeyler mi yapayım?" dediğimde yüzünü ekrandan çevirmeden cevap verdi.

"Aga güzel saçların var dağınık kalsın." dediğinde son bir kez aynaya baktım. Kimya muhtemelen birkaç dakikadır kapıda bekliyordu ve beni öldürmek için can atıyordu. İyi göründüğümü düşünerek Özgür'e veda edip aşağı indim.

Bahçe kapısının arkasında arabasına yaslanarak beni bekleyen kadını gördüğümde tebessüm ettim. Dizinin altında, dar ve deri bir lacivert etek giymişti. Saçlarını her zaman ki gibi salık ve dalgalı bırakmıştı. Ben onun yanına yaklaşmıştım ama o beni hâlâ görmemişti. Parmaklarının arasındaki sigarayı aldım.

"Selam karıcığım, beni öpmeyecek misin?" Hızla kaşlarını çattı ve sert bir şekilde omzuma vurdu. Acıyla inledim.

"Aptal, kalp hastasıyım ben." demesyile elimdeki sigarayı gösterdim.

"Kusura bakma bir ayyaş, aynı zamanda keş olduğundan kalp hastası olduğunu anlayamadım." dediğimde bugün fazla cesaretli olduğumu fark ettim. O da sürücü koltuğuna geçerken aynı zamanda arkamdan söylenmeye devam ediyordu. Ben ise ona aynadan incelemeye devam ettim. Gözlerini ortaya çıkaracak şekilde göz makyajı yapmıştı ve bunu asla dile getirmeyeceğimi bildiğim şekilde güzel olmuştu.

"Tanımadığın birkaç kişi olacaktır. Endişelenmene gerek yok. Sadece fazla içme ve sana yönelttikleri sorulardan kaç. Özellikle de Selim'e yaklaşma." dediğinde istemsizce yumruklarımı sıktım. O adam hiç hoşuma gitmiyordu ve Kimya bunu bildiği halde her seferinde o adamın adını ağzına alıyordu.

"Neden yaklaşamıyorum?" diye sorduğumda Kimya gözlerini bana çevirdi, kısa süreliğine de olsa düşünceli olduğunu görmüştüm.

"Bu gece benim için çok önemli. Selim de bana çok yardımcı oldu. Eğer atışırsanız seni koruyamayabilirim. Ayrıca Selim bizden şüpheleniyor. Seni sorguya çekerse cevap verme." dediğinde alayla güldüm. Sanırım herkes bana Kimya ile ilgili yargı dağıtmaya çok meraklıydı. Ama hiçbiri onlara cevap verme zorunluluğum olmadığını anlamıyordu.

"Senin için katlanabilirim. Zaten pek ortalıklarda da dolanmam." dediğimde memnun olmuşcasına başını salladı.

Yaklaşık yirmi dakika sonra, sessiz yolculuğumuz sona ermişti. İkimiz de arabadan indikten sonra kolumu Kimya'ya uzatmıştım. O da koluma girdiğinde parmağındaki tektaş yüzük dikkatimi çekmişti. İstemsizce tebessüm ettim. Belki de içeridekilere nispet yapacak olma duygusu hoşuma gidiyordu. Kimya'nın organizasyonu olduğu için erken gelmiştik ve tüm davetliler henüz gelmemişti.

"Eğer moda işleri pek ilgi alanım değil dersen arkadaki barda oturup da izleyebilirsin." dediğinde yanağından makas aldım ve 3 numaralı bakışımı attım.

"Eğer güzel kızlar varsa en önde oturabilirim." dediğimde karnımda hissettiğim dirsekle istemsizce eğildim ve karnımı tuttum. Kimya ise zafer gülüşünü sergiledi.

"Kimya birazcık daha alta vursaydın geleceğini karartıyordun, farkında mısın?" dediğimde gülümsedi ve sıralı, bembeyaz dişlerini görme şerefini bana bahşetti. Kalbimde hissettiğim minik hızlanmayla elimi karnımdan çekip kalbime götürdüm ve sert bir şekilde yutkundum. Çok güzel gülümsemişti lan.

"Kimya Hanım. Gelmeye başlıyorlar. Selim Bey de yarım saat sonra burada olacakmış. Kızlar hazır, makyözler işini tamamladı. Hiçbir sorun yok. Her şeyi hallettim. Atıştırmalıklar da tamam. Sizin konuşma metninizi de dün gece mail olarak atmıştım. Umarım incelemişsinizdir, incelediniz değil mi Kimya Hanım? Lütfen incelediğinize dair yemin eder misiniz?" Kimya yanına ışık hızında gelen asistanına şaşkın bir şekilde baktı, anlaşılan herkesten daha çok gergindi. Orta yaşlı kadın gözlüklerini yakasına taktı ve derin bir nefes verdi.

"Sakin olun Jale Hanım. Metni inceledim. Şimdi arkada biraz işlerim var. Keyfinize bakın." dediğinde rahatlamışcasına Kimya'ya onay verdi. Daha sonradan bana baktı. "Hoş geldiniz Laçin Bey." dediğinde gülümsedim. Kimya'nın etrafında çalışan insanların bu kadar normal olması garibime gitmişti.

Kimya gözden uzaklaşınca, dediği gibi barda oturdum. Kimya'yı çalışırken çok merak ediyordum. Ya da arkadaş ortamlarında. Açıkçası benim yanımda kızgın, huysuz, mutsuz, nefret dolu olduğu için onu yeterince tanımadığımı fark etmiştim. Belki de Ömer gerçekten haklıydı. Çocuk doğunca ben gidecektim, daha doğrusu Kimya kıçıma tekmeyi basacaktı. Onu tanımak için yeterince fazla vaktim olmayacaktı.
Aslında çocuk konusunda endişe etmeye pek fırsatım olmamıştı. Neler olacağını bilmeden hareket ediyordum. Babamın bozulan işleri, annemin sağlık sorunları, kardeşimin okulu ve bana atılan iftiranın ağırlığını kaldıramadığım için benim kanımdan olan bir çocuğu terketmeyi göze almıştım. Tamam... Böyle söyleyince fazla acımasızca geliyordu. Kimya ona iyi annelik yapabilir miydi, bilmiyorum. Belki de pahalı hediyeler, bakıcılarla çocuğa annelik yapabileceğini zannediyordu. Ben buralardan gidince başka ülkede nasıl yapacaktım? Belki Amerika'ya giderdim, ya da Avrupa ülkesine. Orada aşık olabilir, kendime yeni bir hayat kurabilirdim. Peki ya kendi bebeğimi düşünmeden yapabilecek miydim?

"Aptal! Bunları yeni mi düşünüyorsun?" diyerek alnıma vurdum. Daha fazla düşünmek istemiyordum, aksi takdirde Kimya ile tanıştığıma pişman olabilirdim.

İnsanların kalabalıklaşması sonucunda Kimya çok meşgul görünüyordu. Sürekli koşuşturuyor, olabildiğince herkesle sohbet etmeye ağırlamaya çalışıyordu. Açıkçası modadan zerre anlamazdım. Etrafımda da çok anlayan kadın yoktu. Nihayet Kimya eline mikrofonu alıp konuşmasına başladığında pür dikkat onu izliyordum. Bir yandan da içkimi yudumlarken duyduğum sesle başımı yana çevirdim.

"Mekânı nasıl buldun?" Sesin sahibi ne yazık ki Selim denilen herifti. Duruşumu dikleştirdim ve yüzüme yalancı bir tebessüm yerleştirdim. Çok şükür bugün, her gün olduğu gibi yakışıklı günümdeydim ve onun altında kalmaya hiç niyetim yoktu.

"Mekânı incelemedim, şu an en güzel şey Kimya gibi görünüyor." dediğimde sesli bir şekilde güldü.

"Seninle içebilir miyim?" Hayır, aslında hayatımdan defolup gitsen çok iyi olacak. Aslında Kimya'dan da uzak durursan sevinirim. Senin gibi iki yüzlü yavşaklardan nefret ederim.

"Tabii, neden olmasın?" dememle memnun bir ifade belirdi yüzünde. Bu adama bir şey söyleyememekten hiç hoşlanmıyordum. Ama bugün Kimya için katlanmaya çalışacaktım.

"İşler nasıl? Baban toparlayabiliyor mu sen olmadan?" İş konuşmaya mı gelmişti cidden? Elimdeki bardağı sıktım ve ona baktım.

"Babam bugüne kadar ben olmadan yaptı. İnan bana şu saatten sonra da her şeyi halledebilir." dememle kaşlarını çattı.

"Bana kızgın değilsin değil mi?" diye sorduğunda Kimya'dan aldığım oyunculuk derslerini uygulamaya karar verdim.

"Aslına bakarsan sadece Kimya için buradayım bugün. Yalnızca onu izlemek istiyorum." Kimya'yı izlemesem bile senin gibi lanet herifleri çekmek yerine kıçımı kaldırmadan bütün gün bar sandalyesinde oturmayı tercih ederim. Evet, gerekli bir intikam olmasa da geçen gün kapına muzu ben koydum. Çünkü seni öldürmek istiyorum.

"Ortak bir noktamız varmış desene." dediğinde sonuna kadar gözlerimi açtım ve kaşlarımı kaldırdım anlamadım dercesine. "Söylesene, beni kandırabileceğini mi zannettin?" diyerek devam ettiğinde sert bir şekilde yutkundum ve bir an olsun gözümü kaçırmayacak şekilde karşımdaki adama baktım.

"Onu gerçekten sevmediğini biliyorum. Belki o senden hoşlanıyor olabilir. Ama sen onu kullanıyorsun." demesiyle alayla güldüm.

"Kimya Seçiler'i yeterince tanıdığından emin misin? O, onu kullanmama izin verecek kadar aptal bir kadın mı? Tamam, belki iş konusunda yenilgiye uğradım. Ama Kimya benim nişanlım. Parmağındaki yüzüğü görüyor musun? Onu ben verdim." dediğimde onun da sinirlenmeye başladığını farkettim. Yumruklarını sıkmaktan parmakları bembeyaz olmuştu.

"Ben kırk yaşındayım Laçin, sen ise yirmi yedi. Aşk ve iş konusunda senden daha tecrübeliyim. Kabul ediyorum, gençsin ve yakışıklısın. Belki de Kimya'nın seni sevme nedeni budur. Ama sen onu parası için kullanıyorsun." Parmağını gözüme sokarcasına bana doğrulttuğunda alayla ona baktım.

"Kırk yaşındasın ama on yaşında bir çocuk gibi seni sevmeyen bir kadını kıskanıyorsun." dememle tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Peki o zaman, Kimya'da tam olarak neyi seviyorsun?" Artık cevap vermememem gerektiğini hissettiğimde sustum. Beni yeterince sinirlenmişti ve ona zaferi tattırmayacaktım.

Cevap vermeyeceğimi anlayınca o devam etti. "Parasını?" Düşünürmüş gibi mırıldandı ve gülümsedi. "Hayır, hayır belki de güzel diye." Kollarını birleştirdi ve aptal çenesi oynamaya devam etti. "Anlıyorum, kendinden büyük kadınlardan hoşlanıyorsun?"

"Seni öldüreceğim." Gözlerimi sıkıca yumdum ve sakin olmaya çalıştım. Benim sinirlenmemeden zevk alıyor gibiydi. Derin bir enfes verdim. O da mırıldanmasını kesti ve ayağa kalktı.

Ben de ona karşılık olarak oturduğum yerden kalktığımda yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı. "Belki de yatakta iyidir."

Yazardan |

Genç adam duyduğu şeye inanamadı ve ilk önce idrak etmeye çalıştı. Onun sessizce söylediği şey adeta kendisini çıldırtmak için, kışkırtmak için söylenmiş bir hakaretti. Sinirle ona baktığında artık kendinden geçmiş gibiydi. Hızla yumruk yaptığı ellerini yanındaki adama geçirdi. Afallayan adam yere düştü ve böyleyece etraftakilerin dikkatini çekmeyi başardı. Fakat Laçin içindeki öfkeyi hâlâ bastıramamıştı yerde duran adamı yumruklamaya devam ediyordu. Belki de onun oyununa gelmişti ama söylediklerini hatırladıkça deliyr dönüyordu.

Tek duyduğu etraftaki kadınların çığlıklarıydı. Yaklaşık bir dakika sonra yerde yatan adama baktığında duraksadı ve ayağa kalktı. Daha sonra herkesin onları izlediğini fark etmişti. Davetliler şaşkın gözlerle Laçin'e bakıyordu. Laçin hiçbiriyle göz teması kurmadan Kimya'yı aramaya başladı.

Kimya Seçiler olanların şaşkınlığıyla kitlenmişti. Yerinden hareket edemiyordu. Öfkeli değildi. Sadece şaşkınca yerde yüzü kan içinde olan adama, bir de sinirden kudurmuş olan Laçin'e bakıyordu. Onu ilk defa böyle görüyordu ve... Ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

Kimya, Laçin'e baktığında onun gözlerindeki pişmanlığı gördü ve daha sonra ellerindeki morluklara baktı. Laçin, Kimya'nın onu izlediğini fark ederek hızla ona yaklaştı. Tedirgindi.

"Kimya, lütfen anlatmama izin ver."dediğinde yanağında hissettiği acıyla sersemledi. Kimya normalde duygularını belli etmemekte ustaydı ama bu sefer dayanamamıştı. Laçin yana savrulan yüzünü Kimya'ya çevirdi. İnsanların onu izleyip izlememesi umurunda değildi, Kimya hayal kırıklığına uğramıştı. Laçin uysal bir şekilde ellerini genç kadının omzuna yerleştirdi.

Kimya hızla Laçin'i itti. "Çek ellerini üzerimden!" Sinirle haykırışını duyan Laçin'in pişmanlığı artmıştı. Ne olursa olsun o adama vurmamalıydı. İnsanların gözündeki itibarı zaten yerle bir olmuşken Kimya'yı da kötü duruma düşürmüştü.

"Kimya lütfen yapma böyle." Fısıltıdan farksız gözlerini Kimya'ya dikti ama genç kadın ona bakmıyordu bile.

Buz mavisi gözlerini en sonunda oes edercesine Laçin'e çevirdi. Kesinlikle sinirli değildi. Oldukça sakindi. "Bitti. Gidebilirsin." Kimya Seçiler parmağındaki yüzüğü Laçin'in avucuna koydu ve topuklu ayakkabının çıkardığı tok sesle oradan uzaklaştı.

Laçin'i ise Kimya'nın gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı mahvetmişti. O Kimya'nın gözünde artık sadece koca bir hayal kırıklığıydı.

**

Eveeeeeeett. 3500 kelime 💗

Kimya nişanı attı, sizce bundan sonra neler olacak?

Anti selimleri görelim?

Bölümü beğenenler?

Yeni kapağımızı beğendiniz mi

Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın ama umarım beklediğinize değmiştir. Bu arada kitabı gerçekten seviyorsanız, arkadaşlarınıza önerip destek olursanız sevinirim 💗

Hadi eyw

Continue Reading

You'll Also Like

3.8M 67.9K 21
[Bir ömür uçsam ufkun ötesine, Bazen yalnız bazen birlikte] *Olamayan Hayalin Karekteri bu kitap senin için. "Aynı yeryüzünde değil,aynı gökyüzündeyi...
427K 22.4K 49
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
45.4K 1.8K 28
bu sefer karışan bebekler bir değil ikiyse ikizler doğum da karıştıysa ? merak ediyorsan ikizlerin eğlenceli mizah dolu maceralarını okumak istiyor...
2M 82.6K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...