Arkadaşlar yorumları arttırabilirseniz çok şukela olur fjkhg bu arada bölümler geç geliyor farkındayım ama babamda kalıyorum artık,elime laptop zar zor geçiyor,zaten geçtiği anda yazmaya çalışıyorum.Lütfen anlayışla karşılarsanız sevinirim.
Bölüm ithafı isteyenler yorumlardan belirtebilir :3
Herkese iyi okumalar!
Rachel
‘’Alo?’’derken beni arayan kişiyi yanlış görüp görmediğimi kontrol ettim.Ekranda ‘babam’ yazısını görünce yanlış görmediğimi anladım.Gerçekten babam aramıştı.Tam tamına 48 gündür konuşmadığımız için kaşlarım şaşkınlıkla atıldı.Beni neden aradığına anlam veremediğimden yüzüne kapatmaktan vazgeçip onu dinledim.
‘’Rachel,nasılsın?’’Sesi gergin çıkıyordu.Buda demek oluyordu ki sevimli üvey annem nedeniyle aramıştı beni.Gözlerimi devirdim.Başka ne beklenirdi ki zaten?
‘’Sadede gel.’’Emir veren sesim muhtemelen babamı kızdırmıştı.Bunu sesli nefes alıp vermesinden anlamıştım.Ki anlamasam bile babaydı sonuçta.Kim kızının kendisine böyle davranmasını isterdi ki?’Peki kim babasının kendisine böyle davranmasını isterdi Rachel?Cevap veriyorum,hiç kimse!Bu yüzden ona acımayı bırak.Biraz kendini düşün.’Alex’in sesi beynimde yankılanırken ona hak verdim.Babam ona böyle davranmamı hak ediyordu.
‘’Hafta sonu eve gel.Seni…Seni görmek istiyorum.’’dediği an kaskatı kesildim,bir şey oldu.Boğazım,dilim damağım kururken ne diyeceğimi düşünüyordum.Düşündüğümle kaldım.Önceden hiç böyle bir şey dememişti çünkü.Hazırlıksızdım.
‘’Bir arkadaşını getirebilirsin,misafir ederiz.’’deyip beni bir şey söyleme durumundan kurtarırken derin bir nefes verip onu onayladım.Telefonu kapatıp ekrana şaşkın gözlerle bakarken Alex’in ‘evet’ demesini umdum.
Bu arada..Amma heyecanlandım be.
*
‘’Artık beni rahat bırakmalısın Sam.İnsanlar bizi yan yana görmeye alışıyor ve bil diye söylüyorum,bu durum benim hiç hoşuma gitmiyor.’’Peşimden yürüyen Sam’e dönüp beni dinleyip dinlemediğini kontrol ettim.Dinliyordu.Dün sırf ona kalbimi açtığım için aramızın iyi olacağını düşünmüş yada düşünüyor olabilirdi.Ki bunun imkansız olduğunu ikimizde biliyorduk.Sadece o görmezden geliyordu.Ayrıca bir kadın için aldatılmak çok ağır bir şeydir.Ki ben aldatılmanın en ağırını yaşadım.Kuzenimle aldattı beni,kuzenimle!!Onu affetmemi nasıl beklerdi?Bu kadar yüzsüz olamazdı her halde.Yada olur muydu?Olurdu.Sam’di bu.
‘’Bence bugün Matt’in partisine gelmelisin.’’dediğinde Sam,durdum.Kaşlarımı çatıp yüzüne döndüm.Cidden mi?Her gün parti yapmaktan bıkmıyor muydu bu çocuk?Peki ya insanlara ne demeli?Beleş içkiyi buldukları an damlıyorlar gerçi,onlara sözüm yok artık.Bir dakika!SAM GERÇEKTEN ARAMIZIN İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYOR MUYDU?!Düşünmese çağırmazdı.Mantıken.
Dün ona ‘Zaman gösterecek’ dememeliydim!!Umutlandı sanırım…
‘’Hayır,Matt’in partisine falan gelmeyeceğim.’’Ağzını bir şey demek için açtı.Elimle susmasını işaret edip lafı ağzına tıktım.
‘’Gelmeyeceğim!Beni hiçbir güç buna zorlayamaz!’’
*
‘’Gidiyoruz!’’diye bağırıp yatağımda zıplayan Alex’e şaşkınlıkla bakıp kaşlarımı çattım.Kesinlikle ona parti durumunu söylememiştim ama Matt boş durur mu?Direk Alex’i kendi tarafına çekmiş.Ama bunu tahmin etmeliydim.Sam güçlü ve büyük oynuyordu.
Elimdeki yastığı suratına fırlatıp ayağa kalktım. ‘’Saçmalama!Aptal sevgilinin aptal partisine gitmeyeceğim.Hem…Yatağımda zıplamayı kes.Pike bozuluyor.’’Yatağımın yanına gidip bozduğu pikemi düzeltmeye çalıştım.Alex durulup bana tek kaşını kaldırdı. ‘’Lanet titizin tekisin değil mi?’’Omuz silktim.Titiz değil fazla düzenliydim.O sadece abartıyordu,ki onun odası benim odamın yanında çöplük gibi kaldığına göre bu düzenim ona ister istemez fazla gelirdi.Çok pasaklıydı.
‘’Ayrıca,birincisi Matt ile sevgili falan değiliz.İkincisi, hem Sam’i Jack ile sinir edersin hem de yeni arkadaşlar ediniriz.’’Kolumu dürtükleyip kaşını gözünü oynattı.Parmaklarımı ortaya çıkarıp işaret parmağımı tuttum.’’Birincisi,odandaki kahve kupasını gördüm.’’deyip ikinci parmağıma geçtim. ‘’İkincisi Sam’i kıskandırmaya çalışacak kadar çocuk değilim.’’orta parmağımı gözüne doğru tuttum.Sonra diğer parmağıma geçtim.’’Üçüncüsü arkadaş edinmeye ihtiyacım yok.’’
Alex kahkaha atıp elimi tutunca ‘amacın ne dostum’ şeklindeki bakışımı yüzüne yüzüne sokmaya çalıştım.O ise beni takmamış ellerimi tuta tuta dans ediyordu.Bu şapşal haline gülümsemeden edemeyince saçlarını yüzüme savurdu.Huylanıp ellerimi ellerinden çekip yüzümü kaşıdım.Huylandığımı anlayınca iyice kahkaha atıp saçlarını savurdu.Hunharca savuruyordu.Birazdan başının döneceğine bahse girebilirdim.
Kendimi ondan uzaklaştırırken saçlarının değdiği her yerimi kaşıyordum.Bir süre sonra dayanamayınca ‘Tamam yeter!Gidiyoruz.’’diye bağırdım.O aptal aptal danslar etmeye devam ederken ben derin derin nefesler alıyordum.Bu kız kesinlikle başımın belasıydı.
Alex
Derin bir nefes alıp gülümseyerek Rachel’ı izledim.Partiye gelmeden önce yeni bir arkadaş edinemeyeceğini düşünüp kendi kendine bana gülmüş olabilirdi belki ama son gülen iyi gülerdi ve şuan ben iyi gülüyordum.Evet ona arkadaş bulmuştum,kızlar çok şekerlerdi ve hiçbir kötülük yoktu onlarda.Geçmişlerini araştırmış olabilirdim.Benim yokluğumda onu depresyondan çıkarabilirlerdi.Onlara güveniyordum.Ki onlar olmasa bile bugün Emma ile Rachel hakkında bir konuşma yapmıştım ve Rachel’i çok sevdiğini öğrenmiştim.Emma ile de bu durumu aşabilirdi.Ama başkalarının da yanında olması fena olmazdı.
Rachel yeni bir fondip yapıp çığlık atarken bugün fazla içtiğini fark ettim.Jack’e ona dikkat etmesi için talimatlar vermiştim ama lanet olası beni dinlememişti.Ne zaman beni dinlerdi ki zaten?Kim beni dinlerdi?!Alex hep boş boş konuşsun zaten.
Sinirle Jack’i kalabalığın içinde aramaya başladım.Buranın insanları partiyi neden bu kadar seviyordu acaba?Hani gerçekten merak ettim.Çünkü sahildeki partide gördüğüm yüzler burada da vardı.Hiçbir partiyi kaçırmayan tayfaydı bu sanırım.
‘’Affedersiniz,geçmeliyim.Affedersiniz geçebilir miyim?Pardon geçeyim ben!!’’Müziğin sesi açık olduğu halde,insanların beni duymadığını bildiğim halde yanlarından geçmek istememi dile getirmem gerçekten boş bir lüzumsuzluktu.Ama annem her zaman nazik olmam gerektiğini söylemişti.Bende öyle yapıyordum.Ta ki biri yüzüme ağzındaki içkiyi tükürüp aptal aptal kahkaha atana kadar!
Bu.Parti.Gerçekten.Berbat.Geçiyordu!!!Benim açımdan tabi.Rachel hanım gayet iyi eğleniyordu.
‘’Seni lanet olası pis sürtük!!’’deyip kıza dalacakken biri beni belimden tuttu.Karşımdaki sarışın alkolün verdiği sarhoşlukla bakıyor ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.İki dakika düşünüp sonra bunların komik olduğunu aklınca dile getirmiş olacak ki yeniden kahkaha atmaya başlayıp salak salak dans etmeye devam etti.Geri zekalı kevaşe.Sinirle beni durduran kişiye döndüğümde elleri belime sarılı bir Matt ile karşılaştım.Arkama dönmemle yüzlerimiz birbirinin dibine girmiş, burunlarımızın arasında en fazla iki santim bir aralık kalmıştı.İkimizde şaşkınlıkla birbirimizin dudaklarına bakıyorduk.Bana eğilirken onu kendimden uzaklaştırıp eteğime çeki düzen verdim.Yüzümün her tarafı alkollüyken onunla öpüşmeyecektim.Hatta onunla asla öpüşmeyecektim.Gitmeme az kalmıştı.Onu üzmek istemiyordum.
Ellerimle yüzüme dokunup yüzümü buruşturdum.Matt ondan uzaklaşmama bozulmuş bir şekilde beni izliyordu.Kot eteğimin cebinde telefonum titrerken çıkış kapısını ayaklarımın ucunda aramaya başladım.Telefonu cebimden çıkarırken kapıya doğru ilerliyordum.Matt elimi tutup arkamdan ilerlerken sağ elimdeki telefonumun ekranına bakıyordum.Bay Spark beni neden arıyordu?Yoksa Rachel ile konuşup değişmediğini fark etmiş beni de azarlayacak mıydı?Dişlerimi heyecandan kemirirken aramayı kabul etme tuşuna basıp telefonu kulağıma dayadım.Matt ile dışarı çıktığımızdan dolayı serin hava suratıma çarparken Bay Spark’ın sakin ses tonunu duydum.
‘’İlerleme kaydedebildiğine sevindim.Bugün onu hafta sonu için yanıma çağırdım ve kabul etmesinin beni şaşırttığını söylemeden edemeyeceğim.Gerçekten babanın dediği gibi iyi bir oyuncuymuşsun,tebrikler Alexis.Hem senin hesabına hem de babanın hesabına yüklü bir miktar para bırakıyorum ,elbette hafta sonu ikinizin de buraya gelip Rachel’in eskiye döndüğünü görmek şartıyla.’’
Gülümseyip başımı salladım.Sonradan beni görmediği aklıma gelince konuştum.
‘’Tabi efendim.Hafta sonu görüşmek dileğiyle.’’Telefonu kapayıp sevinçle kahkaha attım.Babam kesinlikle şuan mutlu olmalıydı.Babam mutlu ise annemde mutluydu.Annem mutluysa bende mutluydum.Olay buydu.Gerçekten ama gerçekten ailemiz sadece bu döngüye bağlıydı.Ama üzülmedim.Şuan mutluydum.Sadece mutlu.
‘’Kiminle buluşuyorsun?’’deyip kızgınca bana bakan Matt’i fark ettiğimde hala aptal aptal sırıtıyordum.Hiçbir şey umurumda değildi şuan.Dans etmek coşup eğlenmek istiyordum.
‘’Hiç.Hiç kimseyle.’’deyip elimi tutan elini sıkıp evlerinin kapısına koştum.Onu da arkamdan çekeliyordum.Bir süre sinirle baktıktan sonra mutlu olduğumu fark edip oda bu konuyu boş verdi.Sevgi demek birinin mutluluğundan seninde mutlu olman demekti.Ve biliyordum.Matt bunu dillendirmese de beni seviyordu.Bunun için pişmanlık duymam ve üzülmem gerekiyordu belki de ama üzülmüyordum.Ben gitsem bile bir gün yeniden bir araya gelecektik.