«Kod Adı: Bordo»

By _TomrisMet_

846K 50.9K 39.5K

DİYARBAKIR/SUR «2016» Siz şimdi sanıyorsunuz ki her eline silah alıp, kamuflaj giyen asker oluyor. Yok aslanı... More

◽"Çete'ye Hoşgeldin!"◽
🐺
◽"Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!"◽
◽"Bilmediğiniz Şeyler Var..." ◽
◽ "Korku Üzerine Egemenlik Kurulamaz..."
◽ "Hangimiz TEHLİKELİ MADDE?" ◽
◽ "Özgür Fikirler Uygulamaya Geçtiği Zaman, Türk Milleti Yükselecektir!"
◽"Sessiz Sessiz...◽
◽"Operasyon/Kandar 1/2!"◽
◽ "Operasyon/Kandar 2/2!"◽
◽"Uğrunda Yaşanacak Ve Ölünecek Tek Bir Gaye Vardır..."
◽ "En Karanlık Gece, En Aydınlık Gündüzü Getirir!"◽
◽"Disiplin Şiarımız, Görev Aşkımız, Feda Canımız! "
◽ "Kahramanlar İçin İdealdir!" ◽
◽ "Şimşeği Çaktıran Göktür! Ve Gök Ebedidir!"
◽ "Av Olmaktansa, Avcı Olmayı Tercih Ederim!"
◽ "Siz Yaşamak İçin Mutlu Olmak Zorundasınız Ama Ben Değilim."
◽"Bu Gün İstediklerin İçin Mücadele Etmiyorsan!" ◽
◽ "Vatan İçin Yapacaklarımızın Hududu Yoktur!" ◽
◽"Minnet Esarettir!"◽
◽ "Kimsede Olmayan Asillik, Senin Kanında Var."
◽ "Bu Topraklar Şehit Verdikçe, Devlet İlelebet Payidar kalacaktır..."◽
◽ "O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.."◽
◽ "Yola Düşerde Gezersem O Halde Neyleyim Sen Yoksan O Derde?"
◽ "Güzel Anam, Canım Anam, Kolay Değildir.. " ◽
◽"Uyuyan Milletler Ya Ölür, Ya Da Köle Olarak Uyanırlar!" ◽
◽ "Türklük Gibi Makam Da, Kat Da Yoktur!" ◽ ◽
◽ "Uğrunda Ölmeyeceğin Bayrağın Altında Yaşamayacaksın." ◽
◽ "Aksada Kanım Zalimi Güldürmem!" ◽
◽ "Akıllı Oynadığınız Kadar Şanslısınız!"
◽ "Operasyon/Deniz 1/2"◽
◽ "Operasyon/Deniz 2/2!"
◽ "Ben Bu Gece Ölmezsem, Ölmem Ölmem Hiç Bir Vakit.." ◽
◽ "Kar Beyaz Umutlarımız Vardı Yaşımızda Daha Büyük..."◽
◽ "Deli Kızım Uyan..." ◽
◽ "İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına.."◽
◽ Ölüm bile ihanetten daha şerefidir..."◽
◽ "Tek başımızayız ama asla yanlız değiliz." ◽
◽ " Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben. "◽
◽ " Bir ince pusudayım yolumun üstü engerek!"◽
◽ "Yerdeki ordusu biziz Allah'ın Titresin Dünya Ne mutlu Türküm!" ◽
◽ " Kurban Turkun Bayragına! "◽
◽ "Operasyon /Gever..."◽
◽ "En Karanlık Olanıydı,En Aydınlık Görüneni."◽
◽ "Dağlar Demirdendi Dediler , Türk'ün Yüreği Çeliktendi. Öğrettik"◽
/S&C
◽ "Ah Bir Ataş Ver..." ◽
◽ " Aklı olan Delirsin.. "◽
◽ "Yoldaşa Haber Salın, Yol Yordu."◽
/Yeni
◽ "Tarihler Daima Bizi Yazdı, Zerre Şüpheniz Olmasın. Yine Bizi Yazacaktır" ◽
◽ "Hangi Dağın Kurdusun?" ◽
◽ " Her Zilletin Elbet Bir İzzet Var İçinde!"◽
◽ "Bin Atlı akınlarda Çocuklar Gibi Şendik!" ◽
▫️"Sert Adamlar, Sert Oynar..." ▫️
◽ "Korku Bir Reaksiyondur, Cesaret İse Devamında Verilen Bir Karardır!"◽
◽" Askerler İçin Barut Kokusu, Lavanta Kokusundan Üstündür!"
◽ "Ruhun Mu Ateş, Yoksa O Gözler Mi Alevden?"
◽ "Mefkuresinden Başka Her Varlığı Unutan Kahramanlar Gibi Sen.."
◽ Final Part .1.◽
◽ Final Part .2.◽
/Lasă-mă să mor acum
◽ Final Part .3.◽
◽️Final Part .4.◽️

◽ "Köyün itleri birbirine küs olsada kurdu görünce birleşir."◽

11.2K 759 1K
By _TomrisMet_

Çete!
Selamın aleyküm..
Keyifli okumalar..

Bu bölüm, Şehit Eren BÜLBÜL 'e ithaf edilmiştir...

"VATAN hastalığı diye bir hastalığımız var, Allah şifa vermesin..."

🕸️
"Köyün itleri birbirine küs olsada kurdu görünce birleşirler."
🕸️

... Yüzbaşı Ömer Köse...


"Yüzbaşı..."

Huzurla gülümsedim. Bu duyguyu özlemiştim, gerçekten özlemiştim. Yavaşça doğruldum. Ve Deniz'in tam gözlerinin içine baktım.

"Buradayım bebeğim.. Buradayım."

Gözleri doldu. Menevişlerinin bu halini sevmemiştim.

"Yine hayalsin. Değil mi?"

Sen öyle dersen. Ben tükenirim Yeşilli.

"Nolur..."

Öyle bir bakıyordu ki yüzüme. Hani alıp içime soksam yine geçmez gibiydi acısı.

"Nolur en azından bu sefer uzun kal. Söz geçen seferki gibi dokunmaya çalışmayacağım."

Eğilip alnımı alnına yasladım.

"Ben buradayım Bebeğim. Hiç bir yere gitmeyeceğim. Buradayım. Yüzbaşın burada."

Birden uzaklaştı benden.

"S-sen...Gerçeksin..."

Elini kaldırdı yavaşça. Titriyordu. Çekip öperdim ellerinden ama bekledim. Biiraz önce onun yüzüne dokunduğum gibi dokundu. Bana. Başımı eline yasladım.

"Gerçeksin..."

Kolundan tuttuğum gibi kendime çekip sarıldım. Dayanamadım ne yapayım?

"Asıl sen gerçek misin Yeşilli? Menevişlerin gerçek mi? Ellerin gerçek mi? Bu sesin.."

Öyle sıkı sarılıyordu ki bana. Sanki bıraksa kaçacakmışım gibi.

"Bırakma. Sakın. Bırakma."

Sanki mümkünmüş gibi daha sıkı sardım sarmaladım.

"Asla.. Asla güzelim. Asla. Bırakmam."

"Bırakma..."

Saçlarını okşadım. Bukleleriyle bile oynadım ama yine doyamadım.

"Taptığım gamzelerini görmek istiyorum Yeşilli."

Yüzünde gördüğüm o gülümseme benim kalbimi yerinden çıkaracaktı.

"Yüzbaşın ölecek sana."

"Yeşillin de pek farklı bir durumda değil.."

...Faryalı...


Yüzbaşı dolaylı yoldan baban demişti değil mi? Dolaylıyı molaylıyı bırak oğlum Faryalı baya baya baban dedi lan.

Derya kaptan Faryalı Derya kaptan! senin jeton paraşütle mi atlıyor anasını satayım bi düşmedi!Açayım mı konuyu daha? Hayırsız sen diyorum! Babasını ziyarete gitmeyen hayırsız gavat diyorum! Düşsün o jeton artık da!

İlk defa iç sesime hak verdim. Nedenini şöyle açıklayayım.

Ben işi düştüğünde babasını arayan ve neredeyse 2 buçuk yıldır da yanına gitmeyen piç herifin tekiyim. Hadi onu geçtim en son konuşmamızda bana 'eğer sana bir şey olursa topuklarına sıkar karadenizde bayrak niyetine salladırırım ' demişti.

Dur lan dur! Babam varsa benim onbeşlik kesin vardır, onbeşlik burdaysa Ertuğrul abim bir saate buradadır, o bir saate burdaysa birazdan yoğun bakımın kapısını ya Gizem ablam kırar yada Mehmet.

Önce babam dalar, sonra Ertuğrul abim, ardına annem gelir ama benim onbeşliğim merhametlidir. Babam gibi topuğuma sıkmaz en azından.. Ulan ben kimi kandırıyorum. Ben ona boşuna onbeşlik demiyorum beni evire cevire döver üstüne oturup helvamı da yer , ablam.. ablamdan fazla korkmam, Mehmet abim yumuşak kalpli zaten. E tüm bunlar biter babam bir tur daha geçer üzerimden ben daha sonra kalp ameliyatına tekrar girerim. Sadece kalp mi olur orası tartışılır tabi.

"Beyefendi tüm tahliller yapıldı şimdi sizi eski odanıza al-"

"MAYIN!ALMAYIN!"

Hemşire korkuyla yerinden sıçradı ben bağırınca. Ama olsun Arada heyecan iyidir.

"Neden beyefendi!"

Evet soru güzel. Cevapla Faryalı Neden?

"Ben ölmek için çok Genç ve mükemmelim hemşire hanım."

"Beyefendi siz iyi misiniz?"

"Hiç iyi değilim hemşire hanım!"

"Beyefendi siz gerçekten iyi değilsiniz."

" Yok kızım yok o turp gibi. Hadi sen dışarı çık."

Gözlerimi sıkıca kapattım.

Babam mıydı lan o?

Elindeki de feride miydi? Yoksa benim bu laz gözlerim mi yanlış gördü?

"Beyefendi izniniz varmı burası yoğun bakım!"

Bir an gözlerimi açıp hemşireye 'kızım kahvaltıda bir porsiyon yürek mi yedin? Kaldıysa bir porsiyon da ben istiyorum' diyecektim.

Babam vardı.

Yemedi.

" Ciddi misun? "

Heeeh babam laza da geçiş yaptı çok güzeeel. Hayde buyrun cenaze namazına. çekinmeyin çekinmeyin.

"Beyefendi lütfen çıkar mısınız?!"

Lan kızım niye babamı alevlendiriyosun?! Senden sonrası da var ya lan bu işin! Ölü taklidi yapsam gider miydi ki acaba?

"Var kızım var. Hadi."

Hemşire babama inanmayıp telefonumdan doktoru arayınca yüzü kızara kızara çıktı odadan. Babamın gözleri Çakır mavisidir. O gözlerle bir bakar sanarsın ki x-rey cihazına girdim.

Dua mı okusam?
Koruyucu sureler neydi lan Nenem öğretmişti. Nasla Felak sureleri miydi Geliyor mu o? Baya baya geliyor.

"Euzübillahimineşşeydanirracim Bismillahirrahmanirrahim."

Babam tam başımda durdu ve koltuğa oturdu. Feridemin namlusunu da ritmik hareketlerle yere vuruyordu.

" Et duanı et. Ben bekliyirım. "

Hatim falan mı indireyim babam ya?

"Babam. Etma da."

"Ula sağa yaşaman içun pi kaç saniye daha vereyrım sen hala konuşaysun."

Adam haklı beyler dağılın. Babam yavaşça oturduğu yerden kalktı. Yutkundum. Feridemi de koltuğa bıraktı. İyi bari en azından ağzım,Burnum şekil değiştirmeyecek.

Yada... emin değilim.

"Faryalııı atayi damarım atayi! Boyna fışki yiyisın! Ula ha bu dünyada gara toprağa ya sen beni sokacasun ya Allah sokacak! "

Neden bu kadar haklısın bey baba?

"Babam bi dinle-"

"Dinliyırım ula anlat Dinliyırım! Buyur!"

E ama babam bu replik böyle değilki öyle laps diye sorulur mu?Hayır senin burda beni dinlememen gerekiyordu.

Bahane bulmama zaman bile vermedin.

"Şey babam..."

"Ula daha bahanen bile yok! Yok ula yok senin gibi god gafalidan anca misineya yem olur! Ula ben kime ne diyirım? onda da bir işe yaramazsın!"

Babam vurdu gol oldu! Ağır yedim ama.

"Babam ama ayıp olayi da!"

"Bak benim zelası geri oğlum. Karşında eski asker olmasa bahanelerini dinlerdim. Ama üzerinde hucum yeleği bile yokken mermi önüne atlamak ne lan!? Sen beni derlitmek mi istiyorsun oğlum! Çömez misin lan sen?! Ne bu mermiyi görürüm kafayı gömerim ayakları! Kaç eğitim aldın lan sen?! Bu yaptığını sen tasdikliyor musun?! "

Ama yani bi laz bi istanbul ağzı benim kafada kafa yani! yanayi da! Hayır yani kimsede demiyor bu çocuk yoğun bakımdan yeni çıktı! Görevli de mi yok lan!

" Baba o an başka bir şey yapamazdım. "

"Faryalı... Koçum.."

"Babam?"

"Beynini sikeyim oğlum senin. Evde o kadar taktir belgesi olmasa diyeceğim ki bu çocuk gerçekten olmamış! Ama hızını ve mermisini en iyi tanıyan adam senken nasıl oluyor da itmeyi aklına getiremiyor! Bu deli cesareti değik geri zekalı! Bu aptal cesareti!"

Haklı mı?
Haklı.
Konuşmaya yüzüm var mı?
Yok.
O zaman?
Susayım ben..

"Ama ne olursa olsun. Seninle gurur duyuyorum..."

Ney?

"Anlamadım baba."

Babam yavaşça yattığım yatağın kenarına oturdu. Babam da iyi değil. Valla değil. Hayır yani ben küçükken böyle değildi bu adam.

"Beni gazi babası da yaptın. Sırf bunun yüzünden Gurur duyuyorum.."

Gözlerim doldu. Baba şımarıyorum ama..
Dayanamayıp sarıldım.

"Çabuk da sevinme kıvırcık Ertuğrul bir saate burda. Haydi bendan yırttın. Ananida bi sekilde atlatursun da Ertuğrul görevden geliy buraya.."

Güldüm. Yani biliyorum abimi. Davar gücü var mübarek. Hiç benzetemedim ki kendime.

"Babam... En sevdiğim babam."

"Oğlum yalakalığa lüzum yok. Ertuğrulun elinden seni kurtarmayacağım. Ayrıca geri zekalı benden başka baban mı var?"

Yüzümü buruşturdum.

"Baba hiç mi umut yok?"

"Dün yediğin hurmalar bu gün bir yerlerini tırmalar kıvırcık oğlan. Ertuğrula geçen kafa tutmuşsun. Bide geldiği görevde kafası bozulmuş e birde sen ergen çömezler gibi vurulunca. Kurtuluşun kalmadı. "

Babam odadan çıktığında ağzım açık bir şekilde kalakaldım. Ben? Ertuğrul abime kafa tutmak? Küfür gibi lan o ney öyle?!
Ertuğrul abime ne zaman kafa tuttum ki ben? Ben öyle bir gerizekalılığı yaptım mı gerçekten? Hatırla oğlum Faryalı.

Dur lan dur geçen ay ben abimle sap diye dalga geçmiştim ya.

Beni gelsin gorgonlar siksin!

Yok lan iyileşmeden bişey yapamaz. Yani yapmaz! Davar dedik bağrımıza bastık.
Ertuğrulum yapmaz öyle şey.

Vasiyetimdir!

Helvamı hamsili yapın!

...Yazan'dan devam...

Yüzbaşı, Deniz'in kontrolleri yapılırken onu camdan izliyordu. Deniz ona gülümseyince o da gülümseyip el salladı. Bakışlarını Leyla çevirdi. İşinin bitmesini istiyordu artık. Ama şöyle bir sıkıntı var ki. Deniz ne babasını ne de annesinin ondan salladıklarını bilmiyordu. Doğan komutanım annesinin hastaneye gelmesine bir süre izin vermemişti, Leyla izin verdiği zaman görecekti onun iyiliği için.

Leylanın son kontrolleri de yaptıktan sonra odadan çıkmasıyla hemen yanına gitti Yüzbaşı.

"Durumu ne Leyla?"

"Sandığımdan daha iyi Abi. İki gün daha burda daha sonra taburcu edeceğiz. Bir süre göreve çıkamayacak. Daha sonrasında ben inisiyatif kulkanırım. Tedavisi evde devam edecek."

Yüzbaşı rahat bir nefes verdiğinde yanlarına Soner gelmişti.

"Komutanım Faryalının abisiyle ablası geldi."

"Tamam koçum git geliyorum ben."

Soner gitmeyince bir şey olduğunu anlamıştı Yüzbaşı ve anında kaşlarını çatmıştı.

"Ne oldu Soner?"

"Buraya önceden eğitim verdiğimiz bir bölük geliyor komutanım."

"Nasıl? Neden?"

"Komutanım biliyorsunuz. Yemin törenleri vardı. Hepsi de itiraz etmiş Faryalı ve deniz onlara beraber eğitim verdiği için biz komutanlarımız olmadan yemin töreni yapmayacağız diye dilekçeler yazmışlar bir sürü. Bu gün de onların yemin törenleri var. Sami komutanım Genelkurmay başkanınından inisiyatif kullanarak onları buraya göndermiş. Anlayacağınız komutanım birazdan gözünüzün gördüğü her yerde asker olacak."

Yüzbaşı yüzünü sıvazladı. Canına yandığı ülkesinde bir tane akıllı yoktu ki zaten.

"Ben biliyorum ne yapacağımızı. Hem bizimkilere de moral olur. Habersiz cama yaklaştırır yada bahçeye indiririz onlar da yeminini burada eder. Sen onları hazır et."

"Emredersiniz komutanım!"

"Leyla hastalar için sorun olur mu?"

Leyla hayır anlamında kafa salladı.

"Emin ol onlarada motivasyon olur abi."

"Tamam Leyla."

Demişti ki bulundukları koridordan koşarak bir asker geçti. Yüzbaşı kaşlarını çattı.
Kimdi ki bu? Yüzü de tanıdık sanki. Dur dur! Ertuğrul SUSMAZ bu beyler bayanlar. Cehenneme Hoşgeldiniz.

"Lan! ERTUĞRUL ABİ!"

Hızla Faryalı'nın katına geldiğinde Ertuğrul'u neredeyse 8 askerler tutmaya çalışıyordu.

"Beyefendi lütfen burası bir hastahane!"

Ertuğrulun bakışları birden leylaya döndü ve onu tutanları yavaşça(!) itti. Leylaya yaklaşmaya başladı.

"Faryalı iti burada mı?"

"Faryalı diye bir hastam yok."

"Ahmet... Ahmet Susmaz!"

Leyla yutkundu.

"Beyefendi sizin hastama zarar vermeyeceğinize nasıl emin olabilirim?"

"Doğru diyorsunuz hanımefendi emin olamazsınız olmayın da çünkü ben o salağı bir güzel benzeteceğim"

Arkadan gelen Sedat hemen Leyla ile Ertuğrulun arasına girdi.

"Sen bi uzaklaş bakayım birader."

Sedatda en az Ertuğrul kadar iri yarı bir askerdi.

"Sen kimsin lan! Çekil! Doktorla konuşuyoruz burada!"

"Hadi ya! Ben daha çok bağırdığını görüyorum ama o ne olacak! Kendini ne sanıyorsun sen."

"Ertuğrul Susmaz. Şu an içerdeki gavatın abisiyim!"

"Faryalının abisisin. E o zaman ne diye bağırıyorsun kardeşim!"

Ertuğrul sıkılmıştı artık.

"Sen-"

"Ertuğrul..."

Nur hanım gelmişti. Faryalı'nın annesi.

"Annem."

Kısa süreli bir sarılma faslından sonra tekrar bu sefer sakin bir ses tonuyla Leylaya döndü.

"Özür dilerim Leyla. Sana o kadar hızlı çıkışmamalıydım ama Faryalı'yı görmem gerek."

"Üzgünüm Ertuğrul bey bu gün hastayı çok yorduk. Yanına daha fazla kişi alamayacağım."

Ertuğrul derin bir nefes aldı.

"Tamam.. Tamam bekleyeceğim."

⚠ 🇹🇷 ⚠

...Üsteğmen Deniz DOĞANAY...

Şu an belkide hayatım boyunca olmak istediğim yerdeydim. Sevdiğim insanın yanında. Babamın ölümünden sonra hep kendimi eksik hissetmiştim ben.

Ölümü hayatımın dönüm noktasıydı. Hayallerim hep onun gibi bir asker olmaktı. Görmesini isterdim beni. Üniformamla.

Çünkü ben babam varken pembe süslerle çevrili, el üstünde tutulan bir hayatın içindeydim. Babamın barut kokan kanatları altında güven çemberindeydim. Kötünün anlamını bilmez kurtlar sofrası denildi mi ürker ve babamın kanatlarına sığınırdım. Kimse bana bir şey yapamaz dünya benim etrafımda dönüyor sanırdım. Kulağımda kötü söz değil babamın Türküleri annemin masalları dolaşırdı... Ama sonra bir baktım... Önce babam gitti. Sonra ben o kanatların kalktığını gördüm. Güven yoktu artık. Etraf barut kokuyordu. Ama babam değil. Ben kokuyordum. Buram buram. Güvenerek Tuttuğum o nasırlı eller benimdi artık. Ve ben kötüyü gördüm. Babamın çemberi kırıldı, hayat neymiş onu gördüm.

Şimdi o barut kokan kanatlar altına tekrar girdiğimi hissediyordum işte. Üstelik bu sefer kurtlar sofrası da korkutmuyordu beni. Çünkü o sofranın kurdu bendim artık. Ömer vardı artık. Hayır hayır Yüzbaşı ve Yeşil vardı. Ya da Köse ve Iska. Biz beraber oldukça bizi durduramazlardı.

"Hanımefendi Sizi başka odaya alacağız."

Yavaşça hemşireye döndüm. Başım ciddi derecede dönmese ve yürümekte zorlanmasam tekerlekli sandalyeye oturmazdım. Ama malesef hala eski gücüm yerinde değildi.

"Ben yardımcı olayım."

"Hayır. Kendim yapsam daha iyi olacak."

Hemşire hemen arkama geçip tekerlekli sandalyeyi itmeye başladı. Kapıdan çıktığımızda hemen yanımda Yüzbaşı belirtmişti.

"Siz yolu gösterin. Gerisini ben hallederim."

Hemşire sandalyeyi bıraktı ve önümüzden ilerlerken. Yüzbaşı göz kırpıp arkama geçti. Başımın üzerine kondurduğu öpücük ile dudaklarım yukarı doğru kırılmıştı.

"Bakma öyle Yeşilli. Sana yardım edecek biri varsa o da benim."

"Nasıl bakmayayım? Niye bakmayayım?"

"Öpesim geliyor."

Kafamı kaldırıp ona aşağıdan baktım. O da bana bakıyordu.

"Biz ne ara böyle.... Bu kadar?"

"Biz bir ara olduk işte Yeşilli. Ama güzel olduk. Ayrıca o kadar ayrı kaldık. Şu an bunları soracağına Beni ne kadar sevdiğinden bahsedebilirsin mesela?"

Bakışlarımı ona çevirdim. Aklıma Faryalının bir sözü gelmişdi.

"Bize uyan çok güzel bir Faryalı sözü var biliyor musun Ömer?"

Ömer'in düşündüğünü yüzünden anlamıştım. Gözleri kısılmış kaşlarını çatmıştı.

"Filozofumuz yine ne demiş merakla bekliyorum."

"Aşk delilikti, biz delinin delisiyiz."

" Kızım bu mevlananın sözü."

"Evet."

"Sözü sevdim. Ama Mevlanayı sevmem."

"Biliyorum. Ben de sevmem. Ama bu demek değil ki söz bizi anlatmıyor."

Yüzbaşının yüzünde öyle güzel bir gülümseme belirdi ki görünce ben bile gülümsedim istemsizce.

"Hmm. Aşk delilikti, biz delinin delisiyiz demek.. Delinin delisiyiz. Bak bu hoşuma gitti işte. Yüzbaşı bunu sevdi."

Asansöre gelince tedirgin bakışlarımı ona çevirdim.

"Yüzbaşı.."

"Söyle bebeğim."

Bebeğin sana kurban olsun.

"Tim.. Onlarla karşılaşacağım birazdan."

Hemen önüme geçip diz çöktü.

"Streslenmene hiç gerek yok. Hepsi seni çok özledi. Faryalının aile durumu biraz karışık o yüzden, herkes buradaydı normalde sen uyanana kadar başında beklediler."

Yutkundum. Sanki aradan yıllar geçmiş gibi hissediyorum. O derece özlemiştim onları.

"Ömer, Faryalı'nın ailesi geldiyse Sude nerede?"

" Onun iyiliği için benim kardeşimin yanına gönderdim çok itiraz etti ama sonuçta gönderdim.."

"İyi yapmışsın.. Tamam hadi gidelim."

Yüzbaşı doğrulduğunda asansörün de kapısı açıldı arkama geçip beni asansörden çıkardığı an etrafımı bizimkiler sarmıştı.
Yavaşça ayağa kalkıp tek tek sarılmaya başladım. Önce Feyza'mdan başladım sarılmaya.

"Çok özledim seni Kartal'ım."

"Bende seni özledim. Yanlız bir daha buraları boş bırakma. Sen gidince benimle felsefe tartışan kimse kalmadı."

"Bundna sonra hep buralardayım. Tartışırız.."

Geri çekilip Ali abime döndüm. Onu gerçekten çok özlemiştim.

" Abim..."

"Küçüğüm."

"Sana sığınmayı özledim Abi."

Ali abimin gözleri mi dolmuştu ne?

"Abin senin için yanar da yakar da abim. Bu kollar sana hep açık. Ayrıca çabuk ayaklan Hala demeyi öğrenen bir Yeğenin var artık."

"Onur'um konuşuyor mu abi?"

"Evet. Üstelik ilk hala dedi."

Güldüm yaşlarımı silip.

"Onu halası yesin. En kısa zamanda gideceğim yanına."

Geri kalan herkese tek tek sarıldığımda bacaklarım beni daha fazla taşıyamadığı için sandalyeye oturdum.

"Beyler bayanlar hadi artık yeter sonra hasret giderirsiniz. Onun sinlenmesi gerek."

Yüzbaşı tekrar sandalyeyi hareket ettirip yoğun bakımın kapısını açan hemşireye devetmek zorunda kaldı beni içeri alamıyorlardı.

İçeri girdiğimde Faryalının söylediği türküyü duydum. Yoğun bakıma girdiğimiz zaman bir kapıdan daha geçtiğimizde ona ulaşabiliyorduk. O yüzden o beni göremiyordu ama ben onu görüyor ve duyuyordum. Hemşireyi durdurdum.

"Mühür gözlüm seni
elden sakınırım,
Kıskanırım yar
Kardan esen yelden sakınırım, Kıskanırım heyy.
Yağan kardan,esen yelden
Yağan kardan, esen yelden
Sakınırım, Kıskanırım heyy."

Türküyü bitirdiğinde odaya girmiştik. Yavaşça buraya bakmış sonra önüne dönmüştü. Ve dönmesiyle tekrar bakması bir oldu.

"Kardeşim."

O bir sürü kabloya bağlı olduğu için kalkamıyordu.

"Geldim kardeşim."

Benim yatacağım yatağı hazırlamak için sandalyeyi bıraktıklarında ayağa kalktım.
Yatağını yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Ama o beni tuttuğu gibi çekip sarıldı.

"Nasıl özledim be kızım."

"Sen bir de bana sor devrem."

Benden ayrılıp yüzüme baktı. Sanırım hasar tespiti yapıyordu.

"Hoşgeldin kardeşim. Yeniden hoşgeldin."

⚠ 🇹🇷 ⚠

Soner dışarda sıraya dizilen askerleri özellikle sessiz olmaları için uyarmıştı.
Tüm bölük hazır olunca Soner hemen hastahaneye girip asansörü es geçerek merdivenlerden hızlıca çıktı. Faryalı ve denizin bulunduğu kata geldiğinde kapıdaki bekleyen tim ve Faryalının ailesini gördü.
Ömer Yüzbaşı kapının önündeydi Soneri görünce ona ilerlemeye başladı.

"Herşey hazır mı koçum ?"

"Hazır komutanım."

Yüzbaşı, Leyla ile beraber odaya girmişti hemen. Gözleri direk Deniz üsteğmeni bulmuştu zaten.

"Birkaç test için Lab katına çıkmamız lazım o yüzden geldik."

Faryalı yavaşça doğruldu. Yüzbaşı ani bri refleksle oma atılmıştı.

"Yavaş lan öyle hızlı kalkılır mı?"

Leyla da Deniz üsteğmene yardım edip yanlarında getirdikleri iki tekerlekli sandalyeye onları yerleştirdi. Yoğun bakımdan çıktıklarında koridor boştu çünkü herkes dışarıda süpriz için bekliyordu. Ertuğrul bile. Asansörle başhekimin odasının bulunduğu kata geldiler. Odaya girdiklerinde masasında oturan başhekimin arkası dönüktü. Ama o sandalyede oturan
Sami Yılmazdı. Faryalı ve Deniz ayağa kalkmaya yeltendiğimde. Leyla ve Ömer onları durdurmuştu.

"Durun. Durun."

Koltuğundan kalkıp ikilinin yanına geldi.

"İyi görünüyorsunuz."

"Sağolun komutanım!"

Sami Yılmaz ne dışarıdakileri ne de bu iki meraklıyı daha fazla bekletmemek için Yüzbaşıya döndü.

"Başlayın."

"Ne oluyor komutanım?"

"İzleyin."

Sami Yılmaz balkonun kapısını açıp dışarı çıktı. Balkonda Metin binbaşı da vardı.
Hastanenin bahçesi tamamen askerdi.
Sami Yılmaz emri ile yemin töreni başlamıştı.

"Sabah 5'te kalkarım,
SABAH 5'TE KALKARIM!

Ben dağlara çıkarım,
BEN DAĞLARA ÇIKARIM!

Elini verme bana,
ELİNİ VERME BANA!

G3 gibi sıkarım,
G3 GİBİ SIKARIM!

Tıraş sabah olacak,
TRAŞ SABAH OLACAK!

Uykum yarım kalacak,
UYKUM YARIM KALACAK!

Eğitim camilide,
EĞİTİM CAMİLİDE,

Yine götüm donacak,
YİNE GÖTÜM DONACAK! "

Yüzbaşı sırıttı. Bu çocuklar yeni döneme damga vuran çocuklardı.

" Aralıkta gelmişim,
ARALIKTAN GELMİŞİM!

Ben dağları delmişim,
BEN DAĞLARI DELMİŞİM!

Hiç de haberim yokmuş,
HİÇ DE HABERİM YOKMUŞ!

Allahım ben neymişim?
ALLAHIM BEN NEYMİŞİM?!

Travers neyin nesi?
TRAVERS NEYİN NESİ?

Bu Türk'ün ayak sesi,
BU TÜRK'ÜN AYAK SESİ!

Sıkı dur geliyoruz,
SIKI DUR GELİYORUZ!

Amerikan conisi,
AMERİKAN CONİSİ!

Giderim ben her yere,
GİDERİM BEN HER YERE!

Güçlüyüm ona göre,
GÜÇLÜYÜM ONA GÖRE!

Türk komandosuyuz biz,
TÜRK KOMANDOSUYUZ BİZ!

Helaldir mavi bere,
HELALDİR MAVİ BERE!

Korku peşimi bırak,
KORKU PEŞİMİ BIRAK!

Ölüm size son durak,
ÖLÜM SİZE SON DURAK!

Komandoyum ben artık ,
KOMANDOYUM BEN ARTIK!

Yandın sen kuzey ırak,
YANDIN SEN KUZEY IRAK!

Traşı unutmuşum,
TRAŞI UNUTMUŞUM!

Kaba sakal olmuşum,
KABA SAKAL OLMUŞUM!

Geldi Deniz üsteğmen,
GELDİ DENİZ ÜSTEĞMEN!

Şimdi başı tutmuşum,
ŞİMDİ BAŞI TUTMUŞUM! "

Deniz üsteğmen kahkaha atarken Sami Yılmaz bile gülmüştü.

" Birileri fena çektirmiş çocuklara. "

" Estağfurullah komutanım. Hiç yapmam öyle şeyler. Tarzım değil. "

" Görüyoruz üsteğmen görüyoruz. "

" Silahını kaybettim,
SİLAHIMI KAYBETTİM!

Ne yapsam bilmiyorum,
NE YAPSAM BİLMİYORUM!

Duymuş Ahmet üsteğmen,
DUYMUŞ AHMET ÜSTEĞMEN!

Domaldım bekliyorum,
DOMALDIM BEKLİYORUM! "

Faryalı kahkaha attı dolu dolu.

"Komutanım yazanı bulsunlar bana. Lütfen komutanım!"

"Fatih onbaşı yazmış Ahmet. Bulursunuz birazdan gelir yanınıza."

"Canım çeker bir kızı,
CANIM ÇEKER BİR KIZI!

Kanım akar kırmızı,
KANIM AKAR KIRMIZI!

Dünyaları verseler,
DÜNYALARI VERSELER!

Değişmem ay yıldızı,
DEĞİŞMEM AY YILDIZI!

Kaldırırım her taşı,
KALDIRIRIM HER TAŞI!

Akmaz gözümün yaşı,
AKMAZ GÖZÜMÜN YAŞI!

Bu takım kurban sana,
BU TAKIM KURBAN SANA!

Yaşa Metin Binbaşı,
YAŞA METİN BİNBAŞI!

Artık ordu malıyız,
ARTIK ORDU MALIYIZ!

Bu ağacın dalıyız,
BU AĞACIN DALIYIZ!

Kim yan bakarmış bize,
KİM YAN BAKARMIŞ BİZE!

300 Ispartalıyız,
300 ISPARTALIYIZ!

Tanrım affet bu kulu,
TANRIM AFFET BU KULU!

Komandolar tutkulu,
KOMANDOLAR TUTKULU!

Komandolar gümletsin,
KOMANDOLAR GÜMLETSİN!

Hainleri mahvetsin,
HAİNLERİ MAHVETSİN!

Yakarım bu dünyayı,
YAKARIM BU DÜNYAYI!

Ömer KÖSE emretsin,
ÖMER KÖSE EMRETSİN! "

Yüzbaşının yüzünde gururlu bir gülümseme belirdi.

" Bu şiirin sonu yok,
BU ŞİİRİN SONU YOK!

Sabaha kadar sürer,
SABAHA KADAR SÜRER!

Bize müsade artık,
BİZE MÜSADE ARTIK!

Birinci takım gider,
BİRİNCİ TAKIM GİDER! "

Öyle büyük bir alkış tufanı koptu ki korgeneralinden tut çömezine kadar herkes alkışamıştı. Islıklar havada uçuşuyordu.
Kolay değil Komandoydular artık.

"Türk Silahlı Kuvvetlerine bir bölük deli daha kattın Binbaşı. "

"Komutanım size cevabı bu bölük bitiş konuşmasıyla verecek. Ben değil."

Ve konuşmayı bölük başında şiiri okuyan Fatih onbaşı devraldı.

"Karanlıklar çöksede
Ümitler tükensede
Çok geç kaldık densede
Yine sabah olacak
Herkesin bittiği yerde
Vatanımın üstüne
Bir umut güneşi gibi
Komandoları doğacak!"


...Bölüm Sonu...

✔️BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR ✔️

Allah'a emanet olun 🤚 🌹

Continue Reading

You'll Also Like

5.2K 298 24
Bora hayatıma girene kadar hayatım oldukça sıradandı. Sıradan bir hayatı olan sıradan bir dansçı... Bora'nın hayatıma girmesiyle her şey değişmeye ba...
52.2K 3K 26
Ben İpar Gök, İpar yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çiçekti. İsmimi babam koymuştu, annemle karşılaştıkları ilk gün ona İpar hatun...
5.4K 1.7K 7
Genç kız gözlerini önce benim arkama çevirdi daha sonra düz ve saygılı bir sesle kalbimi tekleten şeyi söyledi. "Pardon Füsun hanım kim?" sesindeki...
5.8K 575 63
Hayat aşık olmak için çok kısa. Aşk bana göre değil. Ben bu hayata köle gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya geldim. Üniversiteyi okuyup okuduğum bölüm...