Buldum Seni

By sakine_

1.9M 62.1K 2.9K

©Tüm hakları saklıdır.30 Temmuz 2014 Evet.Bu bir kaçırılma hikayesi fakat kaçırılmayla başlayan bir aşkın hik... More

Buldum Seni
part-1
part-2
part-3
part-4
part-5
Part-6
Part-7
Part-8
Part-9
Part-10
Part-11
Part-12
Part-13
Part-14
Part-15
Part-16
Part-17
Part-18
Part-19
Part-20
Part-21
Part-22
Part-23
Part-24
Part-25
Part-26
Part-27
Part-28
Part-30
Part-31
Part-32
Part-33
Part-34
Part-35
Part-36
Part-37
Part-38
Part-39
Part-40
Part-41
Part-42
part-43
Part-44
Part-45
Part-46
Part-47
Part-48
Part-49
Part-50
Part-51
Part-52
Sezon Finali Part-53
-Final-
Merhaba!!
2.Sezon-1. Bölüm
2.Sezon-2.Bölüm
2.Sezon-3.Bölüm
2. Sezon-4.Bölüm
Yeni Bölüm Ne zaman Gelecek?Hikaye Hakkında Bilgi
2.Sezon-5.Bölüm(Tekrar uzaklaşmaya da mecalim yok tekrar yaklaşmaya da)
Merhaba
2.Sezon-6.Bölüm(Bebeğimiz için)
Bir şey diycem

Part-29

26.6K 816 41
By sakine_

Vücudumdaki tüm kanının birden çekildiğini hissettim.Demek bazı insanlara göre ben Medhat'in küçük kaltağıydım ve bana zarar vermeyi bile düşünüyorlardı.Medhat'in sesiyle irkildim:

-''Zehra iyi misin?''

Ona öylece baktım.Kaşlarını çatmıştı.Eimdeki telefona baktı ve elimden birden çekip mesajı okudu.Bana baktı.Gözlerindeki dehşeti gördüm, gözlerindeki korkuyu, gözlerindeki siniri gördüm.Birden sarıldım.Fısıldadım:

-''Ben küçük bir fahişe miyim?''

-''Asla.Bu yazan kimse onu geberteceğim.''

-''Bana zarar verirse?''

-''Sana kimsenin zarar vermesine izin vermem!''

Birden ayrıldı.Telefonundan hemen birkaç kişiyi aradı.Birkaç dakika odaya bir sürü adam geldi.Medhat bana baktı:

-''Odaya çık Zehra.''

-''Ama ben...''

-''Sana çıkmanı söylüyorum!''

O kadar koca adamın içinde bana bağırmıştı oysa ki ben sadece korkuyorum diyecektim.Usulca odadan çıktım.Hızlı adımlarla hatta koşarak odaya çıkıp kapıyı kapattım.Yatağın içine girdim.Yorganı başıma kadar çektim.Korkuyordum.Bana kimsenin zarar vemesini istemiyordum.Kalbim deli gibi çarpıyordu.Medhat'in biran önce odaya gelmesi için dua ediyordum.Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama gelmedi.Gözlerimi sımsıkı kapadım.Yatağa iyice sindim.Uyuyamıyacağımı anlayınca çekmeceden ilacımı aldım ve korku içinde gözlerimi sımsıkı kapadım.

Uyandığımda saat 9'du.Medhat yatakta yoktu.Aklıma aniden dün geceki mesaj geldi.''Küçük fahişe''.Hemen banyoya gidip yüzümü yıkadım.Bugün okula gitmeliydim çünkü teslim etmem gereken bir ödev vardı.Sade bir tişört altına kot ve vazgeçemediğim nikelarımı giydim.Çekmeceden ödevi alıp büyük mango çantama yerleştirdim.Aşağı indiğimde Bayan Wilson ortalarda yoktu.Çalışma odasına gittim fakat Medhat orada da yoktu.Evde kimse yok muydu yani? Medhat'i aradım fakat cevap vermedi.Evi dolaşmaya kalksaydım geç kalacaktım.Otoparka indiğimde Hummer çalışır vaziyetteydi.Gidip bindim.Derek'i görünce rahatladım.Medhat'i sordum bugün işlerinin yoğun olduğunu söyledi.Okula gideceğimi söyledim.Okula geldiğimizde aceleyle hocayı bulup ödevi teslim ettim.Ardından bir derse girip eve gitmek üzere kampüsün önüne çıktım.Karşı kaldırımda duran Hummer'a bindim.Biner binmez kapıların kilit sesiyle irkildim.

-''Derek?''

-''Derek, Bay Abozeid ile beraber efendim.''

-''Medhat nerede?''

-''Bay Abozeid çiflikte sizi bekliyor efendim.''

-''Çiflik mi?''

-''Evet efendim.''

Araba hareket ediyordu.Aşırı hızlıydı.Adama dönüp:

-''Peki senin adın neydı?''

-''Parker efendim.''

Uzun bir yol gittikten sonra büyük bir çiflik evine geldik.Ne kadar da güzel bir yerdi.Arabadan indim ve Parker'ı takip ettim.Görkemli salona girdiğimizde :

-''Nerede Medhat?''

-''Hoşgeldin küçük fahişe.''

Kafamı arkama çevirdiğimde ise 40'lı yaşlarda yakışıklı bir adamın bana doğru geldiğini gördüm.

-''Medhat nerde? Parker!?''

Parker arsız bir gülümsemeyle bana yaklaşıp:

-''Efendim küçük fahişe?''

-''Sen...Beni kandırdınız! Medhat bunu öğrenince hepinizi öldürecek.''

Adam bana iyice yaklaşıp:

-''Önce biz onu öldürmeyelim de!''

-''Ne yaptınız ona nerde o?!''

-''Ona bir şey yapmadık ama sana her an herşeyi yapabilirz.''

-''Bırakın beni!''

-''Duydum ki seni kaçıranlara aşık oluyormuşsun? Ee artık bende bir aşk bekliyorum tatlım.''

Bana iyice yaklaşıp elini yüzümde gezdirdi.Gezdirdiği eline vurdum.Önce şaşırarak bana baktı ardından tek kaşını kaldırıp bana tokat attı.Attığı tokatla yere düştüm ve daha fazla tutamadığım gözyaşlarımı boşaltıverdim:

-''Götür şu küçük zilliyi.Onun icabına akşam bakacağım.''

Parker beni birden olduğum yerden kaldırdı ve sürüklereyek merdivenlerden çıkardı:

-''Bırak beni canımı yakıyorsun!''

-''Eğer sesini kesmessen daha çok yanacak canın!''

-''Aşağılık pislikler!''

İşte bir tokatta ondan yedim.O tokat beni bir odaya savurdu.

-''Kes sesini şıllık yoksa patrondan önce ben işimi halledeceğim seninle.''

Kapıyı hızlıca çarpıp kilitledi.Ağladım.Medhat'in beni kurtarması için dua ettim.Bir an önce beni bulması için dua ettim.

Odanın içinde deli gibi bağırıyordum.Kapıya duvara yumruk atıyordum.Birden aklıma çantam geldi.Telefonumu alıp Medhat'i arayabilirdim.Çantam yatağın üzerindeydi onu araba bırakmadığım için Allah'a şükrettim.Hemen içinden telefonumu alıp Medhat'i aradım.Uzun uzun çaldı fakat cevap vermiyordu.Bir sürü sesli mesaj bıraktım.En sonunda açtı:

-''Zehra?''

-''Medhat beni kaçırdılar acele et bir çiflikteyim Seattle'ın çıkışında bu adamları tanımıyorum kurtar beni lütfen çok korkuyorum.''

-''Ben... ben seni kurtaramam.''

Birden başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Sanki nefesim kesildi.Boğuk bir sesle:

-''Ne demek kurtaramam.Beni kaçırdılar... Bana... bana tecavüz edecekler...''

-''Benim önemli bir toplantım var beni bir daha arama.''

-"Ne dediğinin farkında mısın?''

-"Sen benim için sadece bir eğlenceydin Zehra.Şimdi ufak bir eğlence için işlerimi bozup bu adamlara bulaşamam bir daha beni aramasan iyi olur çünkü sana yardım etmeyeceğim''

Kekeliyordum:

-"Me...Medhat..."

-"Senin gibi küçük bir kıza aşık olacağımı mı sandın?Bitti anlıyor musun?Seni sevmedim,sevmiyorum,sevmeyeceğim..."

Telefonu birden kapattım.Kalbim daha fazlasını kaldıramazdı.Bunları söyleyen adam Medhat olamazdı.Ben onu sevmiştim, güvenmiştim.O beni yarı yolda bırakmazdı.Ben şimdi ne yapacağım?Kalbim o kadar kırık ki parçaları kayboldu sanki bedenimde.Kalbim sıkışıyor.Duvarlar üzerime geliyor.Kriz geçirecektim.Hayır buna izin veremezdim dayanmalıydım.İlacım yanımda yoktu.Ellerim titremeye başlamıştı bile.Uyumalıydım.Yatağa attım kendimi ama faydası yoktu.Ya burada kriz geçirip gerçekten ölecektim ya da kurtulmaya çalışıp ruhumun ölmesine şahit olacaktım.Bu kadar erken pes edemezdim.Uyumalıydım.Yatağın baş ucunda duran gümüş takı kutusuna zorla uzandım.Ensemin hizasına getirdim.Bunu yapabilirdim.1,2,3...

...

-''Ölmemiş hala nefes alıyor.''

-''Ne yani intihar etmeyi mi kalkmış küçük fahişe?'' 

-''Bu kız başımıza iş açacak patron.''

-''Bir şey olmaz.''

-''Kendine geldiğinde odama getirin.''

-''Ama kızın ensesi olduğu gibi şişmiş ve kanaması var.Doktor çağırmalıyız yoksa elimizde kalacak.''

-''Ben şidim Walter'ı ararım gelir icabına bakar.Dikiş gerekirse atar ilacını verir.Sonrada odama getirisiniz.Bu kız beni çıldırtıyor.''

-''Patron yalnız Medhat'ten hala ses çıkmadı bu sence de garip değil mi?''

-''Demek ki o ihalenin parası küçük fahişeden daha önemliymiş.Eğer aksi olsaydı burayı başımıza çoktan yıkmıştı.''

-''Sadece oyalanmış mı yani kızla?''

-''Görülüşe bakılırsa evet.Hadi oyalanmayın.''

...

Ensemdeki dayanılmaz ağrıyla gözlerimi açtım.Sanırım kendimi bayıltmayı başarmıştım.Elimi enseme götürdüğümde kurumak üzere olan kanımla karşılaştım.Başımı kaldıramıyordum.Güçlükle yerimden kalktım ve büyük boy aynasına doğru yürüdüm.Ensemden akan kan tişörtümün arkasına bulaşmıştı.Başım dönüyordu.Ensemi incelediğimde sağ kulağmın biraz altındaki yerin çizildiğini gördüm ve kanının oradan aktığını anladım gümüş kutu vurmanın şiddetiyle orayı kesmiş olmalıydı.Yatağa gidip oturdum.Yapacak bir şeyim yoktu.Medhat beni kurtarmayacaktı.Beni sevmiyordu, hiç sevmemişti kalbim istenilmeme, kandırılma duygusuyla kasıldı.Yapacak hiçbir şey yoktu.Teslim olacaktım.Kimseye yalvarmayacaktım.Öldürseler bile sesimi çıkarmayacaktım çünkü ben zaten o telefon konuşmasından sonra ölmüştüm.Vücudum dışarda gürleyen gökle beraber parçalara ayrıldı.Aldığım nefes yetersizdi...Korkuyordum.Çok korkuyordum...Kapının aniden açılmasıyla gözlerim gelenlere kaydı.Parker ve elinde bir siyah deri bir çanta olan yaşlı beyaz saçlı bir adam odaya girdi.Adam bana yaklaşıp güler yüzle:

-''Sakin ol canım.Ben doktorum yarını tedavi edeceğim.''

Adamın yüzünde güven verici bir ifade vardı.Hiçbir şey demeden onlara arkamı döndüm ve parmağımla ensemi gösterdim. Adam arkama oturup inceledi daha sonra:

-''Ufak bir dikiş lazım.Eğer biraz daha aşağı gelseymiş omuriliğini zedeleyebilirmiş.''

Çantayı açtı.İçinden bir şey çıkardı.Eline eldiveni giyip yarama dokundu.

-''Acıyor mu?''

-''Hıhh evet.''

-''Pekala peki ya burası?'' 

Yaramın aşağısına dokundu.

-''Evet.''

-''Başka ağıran bir yerin var mı?''

-''Kalbim.'' Bunu fısıltıyla söylemiştim.

-''Anlayamadım?''

-''Hayır ağrım yok başka.''

 Yaramı tentirdiyotla sildi.Daha sonra dikiş atmaya başladı.İpin tenimden geçerken çıkardığı o ses tüm odayı doldurmuştu.Sanki o dikiş ensemdeki değil, kalbime atılıyordu.Ama bir faydası yoktu.Tıpkı ensem gibi kalbim de kanıyordu.Bittiğinde derin bir nefes aldım.Doktor bana:

-''Yat ve dinlen.Biraz ağrı kesiciye ihtiyacın olacak geçmiş olsun.''Parker:

-''İşin bittiyse çıkalım.'' Kafasını sallayıp odadan çıktılar.Ve Parker kapıyı üzerime kilitledi.

Yaşadığım hüznün tarifi yoktu.Daha dün gece bana kimsenin zarar veremeyeceğini buna izin vermeyeceğini söyleyen adam bugün beni kurtların ortasında yapayalnız bırakmıştı.İşin kötü yanıda onu hala deli gibi seviyor oluşumdu.Belki bir umut gelir beni kurtarır diye bekliyordum ama geçen her saat umutlarımı bir bir tükeniyordu.Artık ağlamıyordum.Gözlerimdeki yaşlar iflas etmişlerdi.Öylece oturuyordum.

Kapı yine aniden açıldı.Parker gelmişti:

-''Kalk.'' Hiçbir şey söylemeden yerimden kalktım hava kararmıştı.Kapıdan çıkarken kolumdan tutup beni kendine çekti:

-''Patronla işin bitsin sonra benimsin güzelim.O dolgun vücuduna sahip olmak için çıldırıyorum.''

Derin bir nefes aldım.Korkuyla gözlerim açıldı.Bir şey demek için dudaklarım aralandı fakat o gücü kendimde bulamadım.Bunlar ne kadar adi adamlardı böyle.Sonra beni kapının dışına itti:

-''Yürü.''

Beni koridorun en sonundaki odanın önüne götürdü sonra kapıyı çalıp kolumdan tutup içeri girdirdi.Havuza bakan pencerenin önünde duran 40'lı yaşlardaki iğrenç adama tiksintiyle baktım.Önüne döndüğünde elindeki viski şişesini fark edebilmiştim.Parker'a işaret verdi ve Parker gözlerini benden ayırmadan çıkıp kapıyı sakince kapattı.Adam elindeki viski şişesini pencerenin önündeki ufak içki tezgahın koydu ve yaklaştı:

-''Daha iyi misin?''

Yüzüne bile bakmadım.

-''Hadi ama naz yapma seni çok mutlu edeceğim.''

Yüzümü ona bakmam için çevirdi.Nefret dolu gözlerle ona baktım.

-''Senden nefret ediyorum pislik.''

-''Düzgün konuş yoksa pişman ederim.''

-''Ben hayatımda pişman olacağım kadar oldum.''

-''Bak bak küçük kızımız yoksa hala yakışıklı prensini mi bekliyor?Biliyor musun tatlım hayat masallardaki gibi değildir.Büyü artık öğren bunu.''

-''Kimseyi beklediğim falan yok benim.''

-''O zaman başlayalım ha ne dersin?''

Continue Reading

You'll Also Like

947K 14K 55
Ne yani kendinizi ne zannediyorsunuz? İstemiyorum gerekiyorsa hem dersten bırakın , hem okuldan atın... Bu kadar asabi olunmaz didem , o çok konuşan...
60.5K 1.2K 41
Ben Nefes 17 yaşımda üniversite hayalleri kurarken yâşça büyük Urfanın en zengin en tehlikeli Şariwan ailesine gelin giden Nefes. Babam doğduğumda...
11.1K 643 19
Şimdi bir rüzgar esti buradan. Ayrılık vakti geldi, dedi. Saçlarımı savuran deli rüzgar, ilk defa huzur vermedi. Son cümlemizi fısıldadı kulağıma. Bı...
2M 59.4K 71
Çiçek serisi 1 Zengin , güçlü ancak bir o kadar da sert ve soğuk bir adam . Adeta çelikten bir duvar. Hayatında yeniliklere , aşka ve kadınlara asla...