KALBİM SENİNLE

By anyelaygn

141K 4.5K 292

Aşka inanmayıp karısına ihanet eden ve her seferinde kadınlarla gününü gün eden yakışıklı dük bir gün aşık ol... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
KALBİM SENİNLE KİTAP OLUYOR!!!
biraz saygı
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.Bölüm
13.Bölüm Part-2
14.Bölüm Part-1
14.Bölüm Part-2
15.Bölüm Part-1
Yeni Bölüm Değil!
15.Bölüm Part-2
16.Bölüm -Alıntı-
17.Bölüm -Alıntı-
16.Bölüm part-1
16.Bölüm Part-2
17.Bölüm Part-1
17.Bölüm Part-2

7.BÖLÜM

6.1K 258 14
By anyelaygn

Christian teyzesinin bu yorumuna karşılık umursamaz bir tavırla omuz silkerek karşılık verdi. Evet hiç bir zaman başkalarının düşüncelerini ve hislerini umursamamıştı. Her zaman canı ne isterse onu yapardı. Kimseninde onu engellemesine izin vermezdi. Bunun nedeni ise yetiştirilme şekliydi. Babası ve annesi onun her zaman her istediğini yerine getirmiş hatta ona ingiltere kralı gibi davranmışlardı. Christian bu yüzden kendini herkesten üstün görürdü. Kimsenin onun yanına ciddi manada yaklaşmasını istemezdi. Hislerini kimseyle paylaşmazdı. Çünkü o ulaşılmazdı. İnsanlar onu izin verdiği kadarıyle tanıyabilir ya da onunla konuşabilirdi. Başka türlüsü zaten mümkün değildi.

Genelde insanlarda onunla konuşmak hatta onunla kısa hoş bir sohbet edebilmek için birbirini çiğnerlerdi.

Christian da onları kibirle izleyerek hepsini alaycı gözlerle süzerdi.

Sonuçta o karun kadar zengindi, yakışıklıydı ve sosyetenin en çok konuşulan isimlerinden biriydi.

Havaya girmesi için bunun gibi bir çok sebebi daha vardı.

Teyzesinin sesli bir şekilde boğazını temizlemesiyle düşüncelerinden sıyrılıp boş gözlerle ona baktı.

"Bazen hissizin teki olduğu düşünüyorum. Gerçekten bir kez olsun birinin ne hissettiğini umursadığın oldu mu?" Diye sordu teyzesi.

Christian ise kuru bir şekilde 'hayır' diye cevapladıktan sonra kendine bir kadeh porto şarabı doldurdu. Bu aralar yaptığı tek şey sarhoş olana kadar içmekti.

Teyzesi aldığı cevaptan hoşnut olmayarak sesli bir şekilde homurdandı.

Gitme vaktinin geldiğini anlayarak sessizce çıkıp gitti. Christian boş gözlerle teyzesinin ardından baktı. Evet kabalık ettiğini biliyordu ama elinde değildi. Yalnız kalmak istiyordu. Zaten hep yalnız değil miydi?

Şarabından bir yudum aldıktan sonra masasının üzerindeki evraklara gelişigüzel baktı. Zamanın çoğunu çalışarak geçiriyordu. Gerçi servetini elinde tutabilmesi için bunu yapmak zorundaydı. Deri koltuğuna oturunca biri kapıyı çaldıktan sonra içeriye girdi. Uşak Burgonya dükünün geldiğini haber verdikten sonra Christian onu içeri almasını söyledi ardından uşak usulca dışarı çıktı.

****

Cassandra yaşadığı şokun etkisinden hala kurtulamamıştı. Evlendiği adam tam bir kaçıktı. Kesinlikle iflah olmaz biriydi. Onunla ne yapacağını hiç bilmiyordu.

Aslında biliyordu. Onu bir güzel parçalarına ayırıp her bir parçasını sokak köpeklerine yedirmeliydi. Evet bunu yaparsa dünyanın en mutlu kadını olacaktı. Bu adam onun sadist damarının ortaya çıkmasına neden oluyordu.

Üzerindeki geceliğini hışımla çıkardıktan sonra hizmetçisinin yardımıyla korsesini giyindi. Hizmetçi korsesinin bağcıklarını sıkarken canını acıtınca hizmetçisini fırçalayarak bütün sinirini ondan çıkardı. Şarap rengi elbisesinide giyindikten sonra Fransız bir markinin eşi tarafından bir partiye davetli olduğunu hatırladı. Uşağa arabayı hazırlatması için emir verdi. Belki biraz eğlenerek kafasını dağıtabilirdi.

Markinin evine geldiğinde bir an önce kendini bahçeye attı. Tanıdıklarıyla birbir selamlaşırken ayaküstü bir kaç kişiden yeni dedikodular öğrenmeyide ihmal etmedi.

Sosyetede ne olup bittiği her zaman ilgisini çekiyordu. Sonuçta bir düşes olduğu için kendine başka uğraşlar bulamıyordu. Sabahtan akşama kadar balo, parti,suarelere katılmaktan günün nasıl geçtiğini anlayamıyordu. Fakat Cassandra bu tarz şeyleri seviyordu. Her zaman gösteriş meraklısı, kendini yükseklerde gören biriydi. Gerçi buna yetiştirilme tarzının büyük bir etkiside vardı. Sonuçta bir dükün tek kızıydı ve ondan beklenileni yaparak bir dükle evlendi. Ardından ihtişamlı yaşantısına biraz daha zenginlik katarak yaşamaya devam etti. Kocası İngiltere'nin en nüfuslu ve zengin adamlarından biriydi. Elinin uzanamayacağı yer yoktu. Hayalinin ötesinde bir zenginliğe sahipti. Ama zenginliği bir tek para, mal ve mülklerle sınırlıydı. Kişilik olarak beş para etmezdi. Gerçi şu anda kendisininde ondan geri kalır yanı yoktu. Fransa'ya geldikten sonra günahkar olarak yaşamına devam etmişti. Herkesin onu kınamasına ve lanetleyip bir daha onunla konuşmak istememesine neden olacak bir sürü günah işlemişti. Sanki içinde bir yerlerde saklı olan şeytan daha fazla dayanamayarak kendini ortaya çıkarmıştı. Cassandra her ne kadar bazen yaptıklarından pişmanlık duysada kısa bir süre sonra yeniden kendisini eskisi gibi hissediyordu. İçinde ise pişmanlığa dair en ufak kırıntı dahi kalmıyordu. Fakat bundan fazlasıyla memnundu. O kadar günahın üzerine birde vicdan azabı çekmek insanı hayattan soğutabilirdi.

Cassandra o sırada belindeki bir elin sıcaklığıyla bütün düşüncelerinden sıyrıldı. Fransız marki ona cüretkar olmaya çalışan bir bakış attıktan sonra eline minik bir buse kondurdu. Cassandra anında mesajı alıp Fransız markiye işveli bir gülümseme gönderdi. Markinin eşi bir anda yanlarında bitince ikiside kendine çeki düzen verdi. Markiz kuşku dolu bir ifadeyle ikisini süzdükten sonra Cassandra'ya yapmacık bir şekilde gülümedi.

"Leydim eşinizle gelirsiniz diye umduk fakat görüyorum ki partiye tek katılmışsınız."

Cassandra kadına kaşlarını çatarak baktı.

"Tek geleceğimi belirtmiştim pusulada."

Markiz ona acıyarak bakmaya başlayınca, Cassandra sinirlenmeye başladığını hissetti. İnsanların onu acımasından nefret ederdi.

"Clarence dükünüde davet ettik bu yüzden karı koca olarak birlikte gelirsiniz diye düşündük." kadın özellikle 'karı koca' kelimelerini vurgulayarak söylemişti.

Cassandra bozuntuya vermeyerek yüzüne her zamanki umursamaz gülüşlerinden birini yerleştirdi.

"Eşimle bu sabah görüştük fakat bana partiye geleceğine dair herhangi bir şey söylemedi. Eğer öyle olsaydı haber..." diyemeden Christian'la o an gözgöze geldi. Cassandra bir anda konuşma yetisini kaybetti. Gözlerini dikip kocasına bakarken markizde Christian'a baktıktan sonra ona küçümseyen bir bakış attı.

"Anlaşılan dük cenapları partiye katılmak için sizi değil metresini uygun görmüş. Açıkçası basit bir kadına tercih edilmek kötü bir şey olmalı." Dediği an Cassandra elindeki kadehi kadının ağzına sokup onu susturmak istedi. Bu kadına rezil olduğu için bir şeyleri parçalamak istiyordu. Özellikle kadının pişmiş kelle gibi sırıtmaya devam etmesi Cassandra'yı iyice çileden çıkarıyordu. Fakat Cassandra bu kadına ne yapacağını biliyordu.

Şimdilik markiz için kuracağı şeytani planları bir kenara atarak kocasına odaklandı. Markiz 'iyi eğlenceler' dedikten sonra kocasını da alıp gitti.

Cassandra ne yapacağını bilemeyerek açık büfeye yöneldi. Pastırmalı sandviçlerden bir kaç tanesini ağzına attı. Sonra çikolataları, kurabiyeleri de mideye indirirken kocasını gözlemlemeyide ihmal etmiyordu. Çoğunlukla metresiyle duruyordu. Fakat yanına yaklaşan güzel kadınlarada flörtöz bakışlar atmayı ihmal etmiyordu. Cassandra sinirle ağzındakini çiğnerken gözlerini başka tarafa çevirdi. Kocasının onu izlediğini bilmesini istemezdi. Gerçi kocasının ona baktığıda söylenemezdi. Cassandra vakit geçtikçe sıkıldığını hissediyordu. Çünkü eğlenmek için en ufak bir hevesi dahi kalmamıştı. Gözleri etrafı tararken tam o anda markiyle gözgöze geldi. O an aklına markizi sinirden kudurtacak bir fikir geldi.

Aklına gelen fikirle gözleri parıldarken markiye dikti gözlerini.

Usta bir oyuncu olduğundan sanki bir an dengesini kaybedip yere yığılacakmış gibi yaptı. Marki onun yemini yutarak hızlıca yanına geldi. Elini genç kadının beline koyarak ayakta durabilmesi için ona destek olmaya çalıştı.

Cassandra ellerini birer yelpaze gibi kullaranarak kendini serinletmeye çalıştı.

Ardından masumane bir ses tonuyla

"Güneşten olsa gerek bir an fenalaştım."

"Kendinizi kötü hissediyorsanız içeri geçelim leydim."

Cassandra yalandan mahcup olmuş gibi yaparak utangaç bir ses tonuyla;

"Ben tek başıma giderim. Bu sizin partiniz sizi alıkoymak istemem."

Marki sorun olmaz dercesine kafasını iki yana salladı.

Marki karısı onu aramasın diye bir uşağa nereye gittiklerini söyledi. Cassandra markinin koluna girdikten sonra sessizce koridorda ilerlediler. Bir odaya girdiklerinde Cassandra koltuklardan birine oturdu. Az sonra markizin kocasının ortadan kaybolduğunu farkederek onların yanına geleceğini bildiğinden hemen işe koyuldu. Cassandra adama bakarak gülümsedi. Adam ona utangaç bir tavırla karşılık verdi. Yeni evli olduğu için büyük ihtimalle karısını henüz aldatmamıştı. Fakat bugün Cassandra sayesinde bir ilki yaşayacaktı.

Markiyi izlerken onun kendisinden küçük olduğunu farketti. Büyük ihtimalle yirmi iki yada yirmi üç yaşındaydı. Fakat Cassandra için farketmezdi. Yeri geldiğinde on sekiz yaşında biriyle bile birlikte olmuştu. Sonuçta o zevk düşkünü bir kadındı. Bu yüzden yatağına bir çok erkek almıştı. Markide bunlardan biri olacaktı. Bir anda fenalaşmış gibi yaparak başını arkaya doğru attı. Genç adam telaşla yanına oturarak düşesin elinden tuttu.

"İyi misiniz leydim? Su istermisiniz? Hemen bir uşağa soğuk bir şeyler getirmesini söylebilirim" dedikten sonra tam yerinden kalkacakken adama engel olmak için elinden tuttu. Marki şaşkın bir yüz ifadesiyle ona baktı.

Cassandra ise uzun kirpiklerinin ardından ona masumane bakışlar atmaya devam etti.

"Şey biraz bana doğru üflerseniz daha iyi olacağım. Soğuk bir içeceğe gerek yok."

Başını hafif arkaya atarak markiye doğru yaklaştı ve tüm dekoltesini adamın gözlerinin önüne serdi.

Genç adamın kesik kesik nefesler aldığını farkedince gülümsedi. Demekki çiçeği burnunda markimiz kendisini zor tutuyordu, diye düşünmekten kendini alamadı. Cassandra onun herhangi bir atakta bulunmak için fazla utangaç olduğunu anlayarak birden genç adamın dudaklarına yapıştı. Genç adam bir anda ne yapacağını şaşırdı. Büyük ihtimalle paniğe kapılmıştı. Birilerinin onları bu şekilde basmasından korktuğu için kendini Cassandra'dan uzaklaştırmaya çalıştı fakat Cassandra tam aksine adama daha da yapıştı. Az sonra adamın karısının onları basmaya geleceğini bildiği için adamın elini tutup etekliğinden içeri yönlendirmeye çalıştı. Genç marki öpücüğüyle kıvama gelirken tam o sırada kapı açıldı. Cassandra markizin geldiğinden emin bir şekilde kapıya doğru baktı fakat karşısına hiç beklenmedik biri çıktı.

Not: Yeni bölümleri geç yayınladiğim için her ne kadar okuyucu kaybetsemde okuyanlar için bu hikayeyi devam ettireceğim. Yeni bölümüde en kısa zamanda yazıp eklemeye çalışacağım. Bu arada hikayenin başları olduğu için buralar size biraz sıkıcı gelebilir fakat çok sonradan işler dahada karışacak :)) Lütfen yorum ve votelerinizden beni mahrum bırakmayın...

Continue Reading

You'll Also Like

51.2K 2.3K 100
Dillere destan güzelliği cesareti ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Venedikli Sofia. Manisa Sarayı'nda şehzadeye hediye edilen ve herkesi b...
620K 68.3K 63
Bir cariyenin intikamı nelere yol açabilir? İHANET SEVDİĞİ ADAMDAN GELDİ Ayana, İmparatorluğa cariye olarak gelmesinin bir nedeni vardı. Sevdiği adam...
Sahip By L.U.Tess

Historical Fiction

2.2M 90K 39
Aldığı kölelerle bir gece geçirip saraydan gönderen acımasız bir Şehzade... Ve Yıllardır eziyet çeken bahtsız bir köle.. Yolları bir gün kesişirse ne...
MAL-İ HÜLYA By 🌼

Historical Fiction

1.9K 245 11
Ne yazıyor o meşhur kitapta; "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." İşte Gonca hatun o mutsuz aileye...