11.BÖLÜM

4.9K 178 11
                                    

Warwick o an yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı. İstediğini bu kadar kolay elde edebileceğini düşünmemişti. Sonuçta Clarence dükü aksi bir adamdı. Neye nasıl bir tepki vereceği tahmin edilemezdi. Warwick ondan borç para alabilmek için biraz daha uğraşacağını düşünürken dükün yaptığı teklif onu fazlasıyla sevindirmişti. Ayrıca karısından uzak durması için böyle bir teklifte bulunması da onu bir hayli şaşırtmıştı .Dükün karısına aşık olduğunu düşünmüyordu. Çünkü bildiği kadarıyla dük sevgi ya da aşk gibi boş işlerin adamı değildi. –Ki karısına aşık olan bir adam her gün bir başka kadınla gününü gün etmezdi. Tabi en önemlisi de onu Fransa’ya postalayıp yıllarca görmemezlik etmezdi.

Warwick bunları düşünmeyi bir kenara attı. Şu an istediğini elde ettiği için Clarence'a fazlasıyla minnettardı. Warwick portakal suyundan bir yudum aldıktan sonra yavaşça ayağa kalktı. 

“Teşekkür ederim.” Dedi neşesinin sesine yansımasına engel olamayarak.

Dük ise hiç oralı olmadı. Times gazetesini eline aldıktan sonra sanki o orada yokmuş gibi gazetesini okumaya başladı. Warwick ona bir şey söylemesi için bakarken, istediğini alamadı. Dük o yokmuş gibi davranıyordu. Ardından sanki karşısında hizmetkarı varmış gibi eliyle gitmesini işaret etti. Warwick dükün bu hareketine her ne kadar sinirlense de ses etmedi.

Kont odadan çıkar çıkmaz Cassandra odaya damladı. Christian onun geldiğini farkettiği halde hiç bir tepki vermedi. Yine Cassandra’ya karşı kayıtsız kalmaya devam ediyordu. Fakat Cassandra onun bu kayıtsız, umursamaz hallerinden bıkmıştı.Bu sefer ona haddini bildirecekti. Kimse onu bu şekilde birinin önünde rezil edemezdi.

Öfkesi büyüyerek bir ateş topuna dönüşürken ellerini sıktı. Eğer bir erkek olsaydı yumruğu ve Christian’ın gözüyle hoş bir buluşma ayarlardı. Christian’ın elindeki gazeteyi hırsla alarak paramparça etti.

Christian yine o çıldırtıcı sakinliğiyle onu izlerken tek bir kasını dahi oynatmadı. Cassandra elindeki gazete parçalarını yere atıp çiğnedi. Bu adamın dokunduğu şeylerden bile tiksindiğini fark etti o an.

“Ne yaptığını sanıyorsun seni adi pislik! Ne hakla beni başkalarının önünde küçük düşürürsün ? Seni bir gün öyle bir rezil edeceğim ki utancından saklanmak için kendine küçük bir delik arayacaksın.”

Christian gözlerini kıstı. Cassandra’nın ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyor gibiydi. Fakat Cassandra fazlasıyla ciddiydi. O adamı kesinlikle bütün sosyeteye rezil edecekti. Bunun için henüz bir plan yapmamıştı ama aklına gelmesi çok uzun sürmezdi.

Christian ellerini masanın iki yanına koydu. Sinirli gibi görünmüyordu fakat fazlasıyla gergindi. Ya da sinirlenmemek için kendini zor tutuyordu. Sonuçta kocasına ‘adi pislik’ diye hakaret ettikten sonra sesini yükselterek konuşmuştu. Bu Christian’ın sinirlenmesi için yeterli bir nedendi.

“Eğer bir daha benim gözümün önünde başkalarıyla flört edecek olursan bu sefer seni Devon’daki malikaneye postalamakta herhangi bir sakınca görmem.”

Cassandra ağlamakla sinirlenmek arasındaki o ince çizgide gidip gelirken ne yapacağını bilemedi. Bu adamı uykusunda boğmalıydı belki de. Böylelikle onu tamamen hayatından çıkarmış olurdu.

“Ben senin sıkılınca bir kenara atabileceğin bir oyuncak değilim. Bundan sonra benimle ilgili kararları sen veremezsin. Canım ne yapmak isterse onu yaparım. İstediğim kişiyle flört eder, istediğim kişiyle de yatarım. Ne yapacağıma sen karar veremezsin.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Christian kısa süren bir sessizlikten sonra ona karşılık verdi.

“Benim karımsan seni istediğim şekilde yönlendirebilirim. Ben senin sahibinim. Dediklerime karşı gelmeye devam edersen sana çok daha kötü şeyler yapmakta hiç bir sakınca görmeyeceğim. Beni kızdırma Cassandra! Kızınca neler yapabileceğimi hayal bile edemezsin. Ben bile bazen yapabildiklerimden korkarken senin de benden korkman çok daha mantıklıca olur. Bence bu sözümü dinleyerek akıllılık etmiş olursun.”

KALBİM SENİNLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin