Selamm ben geldim qkdbdkxhdj biraz geç geldim ama olsun wkdbdfj umarım güzeldir wkfnfknfn neyse sizi seviyorum, iyi okumalarrrrr💜💜💜 hadi gittim qkdbclccncj
"Ben hayatta böyle bir etkinliğe gitmem. Resmen kandırılar bizi ya! Hani A+ alacaktık? Pis yalancılar..." sinirle köpürürken Jimin beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Resmen sırf katılım çok olsun diye not konusunda yalan söylenmişti...
"Aman be Taehyung koy göte gitsin." Yoongi hyungun küfür etmesiyle gözüm büyümüştü. Bunu görünce özür dilemişti.
"Selam gençler. Akşamki partiye geliyor musunuz?" Hoseok hyung Jimin'in yanındaki sandalyeyi çekip sormuştu. Gözlerim ona sorarcasına bakarken benim yerime Jimin sormuştu.
"Ne partisi?" göz devirmişti.
"Seks partisi Jimin." bunu demesiyle Yoongi hyung kafasına vurmuştu.
"Düzgün konuşsana."
"Tamam tamam. Kostüm partisi olacakmış YuGyeom'un evinde. Tüm okul davetliymiş. Bilirsiniz YuGyeom'un partileri muhteşem olur." sonda göz kırparken ben göz devirmiştim. Kostum partisi mi? Kaç yaşındaydık biz, 5 mi?..
"Tabi ki geliriz!" Jimin heyecanla cıvıldarken itiraz etmiştim. Hep bizim grupta mızıkçılık yapmamla bilinirdim. Uyuz oluyorlardı bana tabi.
"Asla bu saçma şeye gelmem."
"Hayır geliyorsun." Jungkook yanımdaki sandalyeyi çekip otururken bana bakmıştı.
"Sana mı soracağım?" onunla inatlaşmayı seviyordum.
"Hayır bebeğim ama gelmelisin. Bundan eksik kalmanı istemem." bana öpücük atıp bunu söylerken dudağımı ısırmıştım.
"Evet ya eğlenceli olacak." Jimin bunu söylerken hepsi onaylamıştı. Ben de zorla onaylarken hepsi bir ağızdan sevinmişti. Ne vardı bunda şimdi?
"Tamam o zaman okuldan sonra sana gelirim ben Tae. Benim bir arkadaşımın kostüm dükkanı var. Ben sizin için alırım." kafamla onaylarken Jimin de ayağa kalkıp gitmişti. Arkasından bakıp gidecekken Jungkook beni tutmuştu.
"Kedi kostümü giyebilir misin Taehyung?" ciddi mi diye bakarken gayet ciddi olduğunu görmüştüm.
"Kedicik fantezisi mi istiyorsun Jungkook? Sana babacık da demeli miyim hm?" dalgayla söylediğimde ciddiye almasını beklemiyordum.
"Evet bu harika olurdu!" onu orada bırakıp giderken okula daha fazla dayanamayıp çantamı toplamıştım. Son ders boştu ve eve gitmemde bir sakınca yoktu yani. Değil mi?
"Bunu giymem ben. Başka bir şey yap." elimle giysileri iterken Jimin makyaj malzemelerini hazırlıyordu.
"Başka kostüm yoktu Tae. Hadi giyin de makyajını yapayım." ciddi ciddi konuşurken oflamış ve elime kıyafetleri almıştım. Erkektim ama Harley Quinn olacaktım...
"Bu şortu giymem ben." elimle şortu gösterirken üzerime doğru gelmesiyle kaçmaya başlamıştım.
"Muhteşem oldun Tae!" son rütuşları da yaparken ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Basbaya giyinmiştim. Şort giyinmiştim ve üstümde daddy's yazan tuhaf bir tişört vardı.. Asıl şey yüzümdeydi. Resmen saçlarımı da sprey boyayla boyamıştı. Jimin'den korkulacağını şu an anlamıştım açıkçası.
"Jimin normalde kızardım ama çok güzel olduğum için kızmayacağım. Tanrı nasıl yarattıysa kız kıyafetleri içinde bile güzelim ya." kendi kendimi överken Jimin göz devirip kendi kıyafetlerini giyinmişti. Kendini zombie hâline getirirken gülümsemiştim. Aşırı tatlı bir zombiydi. Yani sırf tatlılığı yüzünden kendi ellerinizle beyninizi çıkarıp ona verebilirdiniz. Tamam susuyorum.
"Hadi çıkalım. Yoongi hyung bizi arabayla bırakacaktı." diyordum, zengin koca şarttı...
"Rezil olacağım." gülümsedi.
"Çok güzel oldun Tae. Güven bana." omuz silkmiştim.
"Tek yapmam gereken oturup Joker'imi beklemek." kafasıyla onaylarken beni sürüklemeye başlamıştı.
Dışarıya çıktığımızda Yoongi Hyung bizi süzüp ıslık çalmıştı. Kalbim...
"Kızlar, çok güzel olmuşsunuz." göz devirip arabaya binmiştim.
"Sensin kız." Jimin söylene söylene binerken Yoongi hyung arabayı sürmeye başlamıştı.
"Hyung uzak mı bu ev?" sorduğum soruyla gülümsedi.
"Beş dakika uzaklıkta." kafamla onaylarken dedikodu yapmaya başlayan ikiliden gözlerimi çekip yolu seyretmeye başlamıştım.
Birkaç dakika sonra araba büyük bir evin önünde durduğunda ağzımdan tuhaf sesler çıkmaya başlamıştı. Fazla büyüktü ve gürültülü sesler geliyordu. Yoongi Hyung inip kapımızı açarken onu süzmüştüm. Vampir kılığındaki Yoongi hyung kalbimin ritmini değiştirmeye yetiyordu. Edward'ım olabilir miydi ki?
"Hyung Edward gibisin." Jimin lafı ağzımdan alırken Yoongi hyung onun yanağını sıkmıştı.
"Eh, Bella'mı bekliyorum ben de." (Y|N:Bella mı arıyorsun olm sksbxjndjd)
"Bulursun hyung." Jimin gülümserken Yoongi hyung ona göz kırpmıştı.
"Aslına bakarsan buldum bile." gözlerimi onlardan çekip kapının önüne gelmiştim. Açık kapıdan içeri girerken insanların tiplerine bakıyordum. Komiklerdi...
"Selam güzellik." kafamı çevirip Levi'ın kılığına giren çocuğa bakmıştım. Kimdi bu? "Okulda yeni misin? Seni daha önce görmedim." hala konuşurken onu tınlamıyordum. Şimdiden bu seslerden sıkılmıştım.
"Taehyung! Neden bizi beklemeden giriyorsun?" Jimin bağırarak gelirken yanımdaki çocuk şaşırarak bana bakmıştı.
"Sen erkek misin?" Jimin gülerken ben küfür etmiştim.
"Yuh ama, önümdeki fazlalığı da mı görmedin be adam?!" (Y|N: Taeconda reiss)
"Üzgünüm orana bakmadım pek. Her neyse ben Kibum." uzattığı elini tutup geri çekilmiştim.
"Fiziğin güzelmiş, yüzün gibi." boş boş konuşurken son kez ona bakıp Jimin'in olduğu yere ilerlemiştim.
"Oo Harley, yeni arkadaşlar edinmişsin." trip atıyordu aklınca.
"Yaa, hiç sorma. Ayakta koştu resmen. Beni kız sandı senin yüzünden. Ben Joker olmak istiyordum ya." sinirle söylendiğimde gülümseyip kapıyı işaret etmişti.
"Onu bunu bilmem de, senin Joker'in geldi." kafamı döndürüp bakarken Joker'le göz göze gelmem beni heyecanlandırmıştı.
"Yanına geliyor Tae." kaş göz işareti yaparak susmasını belirtirken sırıtmıştı.
"Eşimi buldum sanırım." Gelen sesle tekrar arkamı döndüğümde hıçkırmıştım. Heyecanlandığımda hıçkırık gelmesi benim suçum değildi.
"Jungkook?" harbiden o muydu ya? Kafamı sinirle Jimin'e çevirdiğimde sırıtıp yanımızdan ayrılmıştı. Bilerek yapmıştı. Resmen bilerek yapmıştı.
"Kızma ona. Çocuk bizi destekliyorsa ben de onu desteklerim. Ayrıca çok güzelsin." sonunda göz kırparken yarım ağız gülümsedim.
"Niye kızayım ki? Teşekkürler sen de iyi olmuşsun." iltifat etmeyi bilmezdim ben. Gülümsedi.
"Teşekkür ederim bebeğim. Ben de Harley nerede diyordum. Şu an tamamlandık. Hadi yatakta da tamamlanal-"
"Boş boş konuşma insanlar bakıyor." lafını kesmemle gülümsemişti. Yüzüne çaktırmadan baktığımda düşünmüştüm, fazla mı seksi olmuştu o?
"Eğleniyor musunuz?" gelen YuGyeom'a dönüp ifadesizce baktım.
"Hayır." gülümsemeye çalıştığında bozulması hoşuma gitmişti. Ne yapabilirdim, çok tuhaftı. Yanımıza gelen Yoongi Hyung ile selamlaşan YuGyeom'dan kafamı çevirip beni sürükleyen Jungkook'a, pardon Joker'e bakmıştım.
"Keşke şort giyinmeseydin." tam ortada durduğumuzda çılgınca saçma bir şekilde dans eden insanlardan gözlerimi çekip şortuma bakmıştım. Cidden kısaydı.
"Keşke ben de Jimin'i ikna edebilseydim. İnan bana sen de yavru köpek bakışlı bir Jimin'e hayır diyemezdin." gülümsediğimde gülümsemişti. Dinlemiyordu bile beni emindim. Sadece yüzüme odaklanmıştı.
"Evet haklısın."
"Yani bence de. Sonuçta inekler de uçabilir değil mi?" kafasıyla onaylamıştı. Çenesi eline yaslıydı.
"Evet ever kesinlikle. Ben de öyle düşünüyorum." elimle kafasına hafifçe vurmuştum.
"Beni dinlemiyorsun bile." kendine gelmesiyle özür dilemişti.
"Sana bakınca etraftaki her şey siliniyor Taehyung. Sesler, insanlar. Sadece sen kalıyorsun. Bunu isteyerek yapmıyorum ki." kalbim tuhaf bir hızda atarken bu tipime rağmen beni sevebilmesiyle gururlanmıştım açıkçası. Şu an fazlasıyla çirkindim.
"J-jungkook ama sen böyle deyince ben şey oluyorum..." kendimi tutamayıp konuşurken kahkaha atmıştı.
"Ne oluyorsun?" yutkunup elindeki içkilerle gezen görevliyi durdurup rastgele bardağı alıp kafama dikmiştim. İstemsizce yüzümü buruşturduğumda bana bakmıştı. Tadı iğrençti.
"Az önce en ağır içkilerden birini içtin güzelim. Birkaç dakikaya kafan gider. Neden bilmediğin şeyleri içiyorsun sen?" endişeyle konuşurken son laflarını yarım yamalak duymuştum. Harbiden ilk saniyeden kafam gidiyordu çünkü tamamen dayanıksızdım. Kendimi toparlamak adına kafamı salladığımda gülümsedim. Kendime gelmiştim bile. Sarhoşluğum bu kadardı.
"Jungkook-ah..." beni kucaklayan Jungkook'un kulağıyla oynayıp gülümsüyordum. Harika hissediyordum şu an. Uçuyor gibiydim çünkü Jungkook beni kucaklaşmıştı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum bile. Kafam güzeldi. Eh, Jungkook da güzeldi. Tekrar yüzüne bakmıştım. Yok, yakışıklıydı. Güzel değildi, fazla yakışıklıydı.
"Sana içkiyi yasaklıyorum Taehyung. Kulağımdan da boynumdan da elini dudağını falan çek. Tahrik olduğumu bilmiyor gibisin." yüzüme baktığında salak salak gülümsediğimi görüp derin bir nefes vermişti.
"Jungkook-ah!" yüzünü ekşitmişti. Tek söylediğim Jungkook-ah 'dı...
"Şöyle söyleme lütfen. İnliyor gibisin. Hadi seni eve bırakalım. Sonra da bugünü hatırlama diye dua edeyim. Utanırsın falan." beni düşünüyordu. Onu öpmek istiyordum şu an.
"Jungkook, seni öpmek istiyorum ben ya." dudak büzerek söylediğimde gözleri büyümüştü. Kahkaha atıp tekrar kulağıyla oynamaya devam ettim.
"Taehyung, bunu ayıkken yapmanı tercih ederim. Sonuçta bu bir öpücük ve öneml-"
Dudağına yapışmamla lafı kesilirken duraksamıştı. Dudaklarım gerilirken gülümseyip onu öpmeye devam etmiştim. Birkaç saniye sonra o da bana karşılık verdiğinde ayılmaya mı yoksa daha mı sarhoş olmaya başladığımı anlayamamıştım.
Bu da böyle oldu qkdbxdkdndj neyse, umarım olmuştur. Sizi seviyorum. Uyuyacam çünkü dün hiç uyumadım..sizi sebiyorurmrmrm gittimmm♥♥