«Kod Adı: Bordo»

Von _TomrisMet_

856K 51.5K 39.7K

DİYARBAKIR/SUR «2016» Siz şimdi sanıyorsunuz ki her eline silah alıp, kamuflaj giyen asker oluyor. Yok aslanı... Mehr

◽"Çete'ye Hoşgeldin!"◽
🐺
◽"Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!"◽
◽"Bilmediğiniz Şeyler Var..." ◽
◽ "Korku Üzerine Egemenlik Kurulamaz..."
◽ "Hangimiz TEHLİKELİ MADDE?" ◽
◽ "Özgür Fikirler Uygulamaya Geçtiği Zaman, Türk Milleti Yükselecektir!"
◽"Sessiz Sessiz...◽
◽"Operasyon/Kandar 1/2!"◽
◽ "Operasyon/Kandar 2/2!"◽
◽"Uğrunda Yaşanacak Ve Ölünecek Tek Bir Gaye Vardır..."
◽ "En Karanlık Gece, En Aydınlık Gündüzü Getirir!"◽
◽"Disiplin Şiarımız, Görev Aşkımız, Feda Canımız! "
◽ "Kahramanlar İçin İdealdir!" ◽
◽ "Şimşeği Çaktıran Göktür! Ve Gök Ebedidir!"
◽ "Av Olmaktansa, Avcı Olmayı Tercih Ederim!"
◽ "Siz Yaşamak İçin Mutlu Olmak Zorundasınız Ama Ben Değilim."
◽"Bu Gün İstediklerin İçin Mücadele Etmiyorsan!" ◽
◽ "Vatan İçin Yapacaklarımızın Hududu Yoktur!" ◽
◽"Minnet Esarettir!"◽
◽ "Kimsede Olmayan Asillik, Senin Kanında Var."
◽ "Bu Topraklar Şehit Verdikçe, Devlet İlelebet Payidar kalacaktır..."◽
◽ "O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.."◽
◽ "Yola Düşerde Gezersem O Halde Neyleyim Sen Yoksan O Derde?"
◽ "Güzel Anam, Canım Anam, Kolay Değildir.. " ◽
◽"Uyuyan Milletler Ya Ölür, Ya Da Köle Olarak Uyanırlar!" ◽
◽ "Türklük Gibi Makam Da, Kat Da Yoktur!" ◽ ◽
◽ "Uğrunda Ölmeyeceğin Bayrağın Altında Yaşamayacaksın." ◽
◽ "Aksada Kanım Zalimi Güldürmem!" ◽
◽ "Akıllı Oynadığınız Kadar Şanslısınız!"
◽ "Operasyon/Deniz 1/2"◽
◽ "Operasyon/Deniz 2/2!"
◽ "Kar Beyaz Umutlarımız Vardı Yaşımızda Daha Büyük..."◽
◽ "Deli Kızım Uyan..." ◽
◽ "Köyün itleri birbirine küs olsada kurdu görünce birleşir."◽
◽ "İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına.."◽
◽ Ölüm bile ihanetten daha şerefidir..."◽
◽ "Tek başımızayız ama asla yanlız değiliz." ◽
◽ " Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben. "◽
◽ " Bir ince pusudayım yolumun üstü engerek!"◽
◽ "Yerdeki ordusu biziz Allah'ın Titresin Dünya Ne mutlu Türküm!" ◽
◽ " Kurban Turkun Bayragına! "◽
◽ "Operasyon /Gever..."◽
◽ "En Karanlık Olanıydı,En Aydınlık Görüneni."◽
◽ "Dağlar Demirdendi Dediler , Türk'ün Yüreği Çeliktendi. Öğrettik"◽
/S&C
◽ "Ah Bir Ataş Ver..." ◽
◽ " Aklı olan Delirsin.. "◽
◽ "Yoldaşa Haber Salın, Yol Yordu."◽
/Yeni
◽ "Tarihler Daima Bizi Yazdı, Zerre Şüpheniz Olmasın. Yine Bizi Yazacaktır" ◽
◽ "Hangi Dağın Kurdusun?" ◽
◽ " Her Zilletin Elbet Bir İzzet Var İçinde!"◽
◽ "Bin Atlı akınlarda Çocuklar Gibi Şendik!" ◽
▫️"Sert Adamlar, Sert Oynar..." ▫️
◽ "Korku Bir Reaksiyondur, Cesaret İse Devamında Verilen Bir Karardır!"◽
◽" Askerler İçin Barut Kokusu, Lavanta Kokusundan Üstündür!"
◽ "Ruhun Mu Ateş, Yoksa O Gözler Mi Alevden?"
◽ "Mefkuresinden Başka Her Varlığı Unutan Kahramanlar Gibi Sen.."
◽ Final Part .1.◽
◽ Final Part .2.◽
/Lasă-mă să mor acum
◽ Final Part .3.◽
◽️Final Part .4.◽️

◽ "Ben Bu Gece Ölmezsem, Ölmem Ölmem Hiç Bir Vakit.." ◽

10.1K 762 457
Von _TomrisMet_

Çete!
Selamın aleyküm...
Keyifli okumalar...

Bu bölüm, Şehit Bayram Çiçek'e ithaf edilmiştir...

"Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan.
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir :Turan."

🕸️
"Ben Bu Gece Ölmezsem, Ölmem Ölmem Hiç Bir Vakit!" ◽
🕸️


Faryalı hemen bulgaristanda bulunan bir Türk hastanesine getirilmişti. Yol çok uzun olduğu için bu süre zarfında da maalesef çok fazla kan kaybetmişti. Şu anda ameliyata alınmıştı.

Ameliyathanenin önünde bekleyen Kenan Binbaşı telefonu çalınca cebinden çıkartıp baktı. Metin Binbaşı arıyordu.

"Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun.."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Ve telefonu açtı.

"Metin.."

" Gönderdiğim araca binilmediğini öğreniyorum. Bölgeye gönderdiğim İstihbarat ekiplerinden sizin orda olmadığınızı öğreniyorum! Üstüne üstlük bir hastanede kaydınızı buluyorum! Ne oluyor Kenan! Bana cevap ver! Sen çömez değilsin ne yaptığını bildirmek zorundasın bana haber vermek zorundasın! "

Kenan binbaşı sıkıntıyla yüzünü sıvazladı. Derin bir nefes aldı ve başladı konuşmaya.

"Metin... Faryalı vuruldu."

"..."

"Kalbine... yakın yerden vuruldu."

"Oraya bir ambulans helikopter gönderiyorum buraya getirecekler. Benim yanıma gelene kadar onun yaşamasını sağla Kenan. En azından bunu yap."

"Terbiyesiz dedim ona. Herkesin içinde bağırdım. Bana saygısını bozmadı. Ve... Ve bana nişan alınmış bir silahın önüne atladı. Benim gibi biri için. Son nefesinde terbiyesiz olmadığını söyledi. Bu çok ağır Metin. Çok ağır lan! Bana bu işi teklif ettiğinde 'ben onlar için her şeyi yaparım, onlarda benim için,bunu bilerek gel' dedin bana. Bu çocuk beni tanıyalı daha bir gün oldu. Benim için canını feda etti Metin. Çok ağır, Çok fazla ağır. "

Metin Binbaşı'nın sesi belkide ilk defa böyle bir hayal kırıklığı ile sarılmıştı.

"Senin ben kalıbına tüküreyim Kenan! Lıyakatla, tırnaklarıyla kazıya kazıya gelen ve gerçek bir Türk subayının örneğiydi o çocuk. Her şeyden önce o bir Türk subayıydı, Türk terbiyesiz olmaz! Faryalı koca yürekli bir insandır Kenan! Faryalı terbiyesiz olmaz! Sana büyüğüsün diye tek kelime etmez benim koçum, Faryalı terbiyesiz olmaz! Sana nişan alınmış bir silahın önüne atlamış benim aslanım. Atlar. Sen yeterki İnsan ol! Yüreğin olsun! Faryalının önüne yedi ceddin gelse yine seni korumak için önüne atlar! Onlar benim ailem,onlar birbirinin ailesi, iste canını versinler. Benim onlara karşı olan sevgim derinden! Faryalıya bu sözü söyleyeceğine onu vursaydın daha iyiydi. Ha başkası vurmuş ha sen. Neden biliyor musun Kenan?! Çünkü o çocuk o ameliyattan çıkacak. Gözlerini de açacak. Sen yanına gittiğinde pişman olduğunu görsün görmesin sana ne diyecek biliyor musun? Geçti komutanım diyecek. Geçmesede geçti diyecek. Faryalı böyle bir insandır çünkü. "

Kenan Binbaşı sözlerin ağırlığından konuşamamıştı.

" Sana daha fazla konuşmayacağım. Helikopter bir saate hazır olur. Ameliyat bittiği zaman gelmiş olurum. Sana canımı emanet ediyorum. Bu sefer emanete hıyanet etme. Yaşat onu."

Kenan telefonu kapatıp duvara yasladı. Yavaşça yere çöktü. Eğer bu çocuk şehit düşerse kendini affetmezdi.

Birden Ameliyathanenin kapısı açılıp içerden koşarak bir iki hemşire çıktı.

" Yüzbaşı Ömer köse. İçerdeki silah arkadaşım durumu-"

" Beyefendi şu an size bilgi veremeyiz. Lütfen müsade edin görevimizi yapalım."

Ömer yüzbaşı sinirle duvara döndü ve yumruk attı. Bu hikayeyi böyle bitirmeyecekti.

"Biz ne yapıyoruz?!"

Yüzbaşının sorusuyla tim ona baktı.

"Biz düştük o kaldırdı.. Peki biz ne yapıyoruz.. Oturmuş bekliyoruz. Neyi? Faryalının Şehit haberini mi? O olsa böyle mi yapardı?! Yapmazdı. Ama biz daha şimdiden yas tutuyoruz. Ne haldeyiz lan biz? Demin duymadınız mı Metin Binbaşı'nın nasıl bağırdığını? Onlar birinin ailesi dedi. "

Ve Yüzbaşı derin bir nefes aldıp Faryalının en sevdiği şiirin ilk iki dizesini okumaya başladı.

" Kapı gibi çağ açıp kapatan!
Cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han!"
Yeniden kükrerdi bu gün alparslan,
Bizimleydi Sur'dabizimle.

Allahsız zalimin zulmüne karşı,
Allah Allah diye inlettik arşı!
Sema'yı titretti İstiklal Marşı,
Bizimleydi Yüksekova'da bizimle!"

Ona ayak uydurup devam ettiren kişi Ali üsteğmendi.

"Canlı , cansız yer gök buna şahittirler,
Vatan için toprak oldu yiğitler,
İsimli , isimsiz nice şehitler,
Bizimleydi Cizre'de Bizimle.

Vallahi var bize kanat gerenler.
Bizimleydi gönül gözü görenler,
Evliyalar, Enbiyalar, Erenler,
Bizimleydi İdil'de bizimle."

Yüzbaşı gülümsedi.

" Ne kadar savaşsak bitmez yolumuz,
Gövdemiz Hür lakin esir kolumuz,
Tepeden tırnağa anadolumuz,
Bizimleydi Silvan'da bizimle.

Kırklar ve Yediler açtı kucağını,
Alevlendi her gün iman ocağı,
Resulü Ekremim Tevhid sancağı,
Bizimleydi Nusaybin'de bizimle."

Şiirin kalan kısmını hep beraber söylemişlerdi.

"Dilde ve gönülde var oldukça Kur'an,
Olmaz vatan, olmaz Türk Yurdu viran,
Yaşasın Türk oğlu , Yaşasın Turan.
Bizimleydi Bozkurtlar bizimle. "


⚠🇹🇷⚠

Leyla yine krize geçiren Deniz Üsteğmen'in odasına girdi. Düşük dozda olsa da vücuduna enjekte edilen uyuşturucu madde belli saatlerde kriz geçirmesine sebep oluyordu. Buna rağmen öyle dayanıklı bir kadındı ki Leyla ona daha şimdiden hayran kalmıştı. Hemen yanına gidip kollarını tuttu.

"Bırak!!"

"Tamam, sakin ol, sakin ol.."

Sesini sakin tutmaya özen gösteriyordu. Deniz de bununla savaştığını ve sakin bir ortama ihtiyaç duyduğunu belli ediyordu çünkü.

Sonunda sakinleştiğinde yavaşça geri çekildi. Değerlerini kontrol edip dışarı çıktı. Sami Yılmaz gelmişti hemen yanına.

"Durumu ne Leyla?"

"İçerde eğer bşaka biri yatsa ve bunları yaşasa, kaldırmazdı ama içerideki kadın vücuduyla savaş veriyor ve üstelik bunda gayet başarılı Sami amca. Merak etme o iyi olacak."

"Denizi ankaraya götürmek için bir helikopter gelicek. Sende onunla gideceksin. Ben her şeyi hallettim. Sana güveniyorum."

Leyla böyle bir şey olacağını zaten biliyordu. El-Bab'ta tıbbi malzeme azdı. Onun Ankara da iyleşme süreci daha hızlı olurdu. Bu yüzden düşünmeden kafa salladı.

"Tabiki Sami amca. Ben eşyalarımı alayım, İzninle."

⚠🇹🇷⚠


Sonunda o ameliyathanenin kapısı açıldı ve içerden doktorlar çıktı.

"Kardeşim nasıl...o nasıl?"

Doktor bakışlarını Ömer yüzbaşı ya çevirdi.

"Öncelikle sakin olun. Durumu şimdilik iyi. Lakin Hayati tehlikesi devam ediyor. Her şeye hazırlıklı olun. Birazdan yoğun bakıma alınacak..."

Sözlerini bitirdiğinde arkasındaki kapı açılmış ve faryalıyı sedyeyle çıkartmışlardı.
Faryalının yüzü bembeyazdı. Canı gitmiş gibiydi.

Sude belki de aralarında en çok zarar görendi ama tepki varemiyordu. Sevdiğin insanın nefesinin sıcaklığına muhtaç olmak bu muydu? Yavaşça yaklaştı sedyeye. Elini tuttu. Soğuk olsa da elini çekmedi. Faryalı hep sıcak olurdu aslında. Eskiden beraberken üşüdüğünde ellerini tutar ısıtırdı. Şimdi... Şimdi sanki Ölümün soğukluğu vardı üstünde.

"İyileşiceksin...İyileşiceksin.."


⚠🇹🇷⚠


Ankaraya getirilen Deniz üsteğmen. Hazırlanan yoğum bakıma alınmıştı hemen. Yoğun bakım 4 kişilik değil 2 kişilikti. Ve yanına Faryalı gelecekti. Leyla tedaviye kaldığı yerden devam ediyordu. Yaklaşık 37 saati geçtikleri için önce sakinleştiricileri kesmişti ve 15 dakikadır da uyanmasını bekliyordu.

Ve 20 dakikayı aştığında Deniz üsteğmen yavaşça gözlerini açtı.

"Yüzbaşı..."

Leyla yutkundu. Kavuşması gereken aşklar vardı anlaşılan.

"Su.."

Leyla dikkatli bir şekilde onu doğrultup suyu içirdi. Fakat bir kaç yudumdan fazla içememişti. Öksürüğü için.

"Tamam derin nefes almayı dene. Hadi Üsteğmenim. Yapabilirsin."

Zorlukla öksürüklerini durduran Üsteğmen yorgunlukla yatağa geri düşmüştü.

"Uyu Üsteğmenim. Uyu. Sana iyi gelecek."

"Neredeyim? Kimsin sen?"

"Adım Leyla. Doktorum. Ankaradasın. Güvendesin.. Uyu hadi."

Üsteğmenin gözleri yorgunlukla kapanırken leyla tüm değerlerini kontrol edip serumunu değiştirdi.

"Seni iyileştireceğim Üsteğmen. Çünkü sen bunu hak ediyorsun."

Sandalyeyi çekip oturdu. Başında bekleyecekti.


⚠🇹🇷⚠

Faryalı tüm risklere rağmen Türkiye'ye getirilmişti. Ankarada hastanenin çatısına iniş yapan helikopterle vakit kaybetmeden Faryalı yoğun bakıma götürüldü. Faryalıdan sorumlu doktor yine Leyla'ydı.

"Tim, Alp size söylemem gereken şeyler var."

Doğan Alp ve Tim'in meraklı bakışları Metin Binbaşı'ın üzerindeydi artık. Yüzbaşı biliyordu aslında gelecek olanı. Hissetmişti. Yeşil buradaydı.

"Alp kızın burada. Faryalının biraz önce alındığı yoğun bakımda. Vücuduna enjekte edilen uyuşturucu madde ve aldığı darbelerden ötürü ağır yaralandığı için tedavi görüyor."

"Komutanım.. İzniniz olursa ben biraz dışarı çıkmak istiyorum."

Metin binbaşı nereye diye sormadı. Biliyordu. Ve hak veriyordu Yüzbaşı'ya.

"Çık koçum. Çık hava al."

Doğan Alp ise yıllardır, her an düşündüğü biricik kızının byrada olduğunu öğrenmenin heyecenı ve üzüntüsünü yaşıyordu. Hemen şu kapının ardında. 9 senedir görmediği. Fotoğraflarıyla yetindiği meleği vardı. Dayanıklıydı Doğan Alp. Öyle kolay kolay yıkılmazdı.

"Onu görmem lazım Metin. "

"Şimdi değil Alp. Bırak biraz kendine gelsin."

"Sabredeceğim Metin. Sabredeceğim. Kızımı iyileştir. Baika bir şey istemiyorum. Ona bir şey olursa..."

"Olmayacak kardeşim."

"Olmasın.. Ne kendimi affederim, ne yapanı.."

.. İki gün sonra..
...Yüzbaşı Ömer Köse...

Karşımda vücudunun her yerinde kablolar olan, her zaman gülen yüzü bembeyaz olmuş Faryalı vardı. Onun hemen yanında da görmeme izin verilmeyen, buüulu cam olduğu için de göremediğim Yeşilim vardı. Ölü gibi yatıyordu ikiside.

Evet.. Söylemene gerek yok Boktan bir haldeyim. Bunun farkındayım. İki gündür yaşamıyordum bence. Ya da insan dibi davranışları olan bir ölüydüm.

Faryalı'nın böyle ölü gibi yatmaması gerekiyor. Anlamıyorsun. Bak ben o, onlar ölürse yaşarım yine. Ama yaşatamam. Kimseyi yaşatmam. Çünkü ikisi de hak etmedi bunu. Kalbinin 5 cm aşağısından vuruldu üstelik. Kızdığım şey ne biliyor musun? Hucum yeleğini çıkartmıştı. Çünkü yeleğinin içine kaçan taş onu rahatsız etmişti. Arabaya kadar koruyoruz diye giymedi inat etti. Sabahında kendine terbiyesiz diyen bir adamın önüne ölümü bile bile geçti yani. Ben bunu kabul etmek istemiyorum asıl. Böyle sorgusuz sualsiz vazgeçmesini kendinden.

Ne demişti hatırlıyor musun?

'Bu sefer hissediyorum soğukluğu.'

Ben bu adamla daha bir akşam önce beraber kafa kafaya verip dertlerime derman aradım. Ve eğer bu hastaneden elimde tabutla çıkarsam. Sağ bırakmam kimseyi. O dağı başlarına yıkarım. Ve lanet olsun ki ben de hissediyorum ölümün soğukluğunu.

"İnsanın şu hayatta uğruna ölebileceği şeyler olmalı derdin hep. Bunu mu seçtin Faryalı.. Senin sevmelerin çok başka kardeşim. Kimse senin sevdiğin gibi sevmiyor şu siktiğimin insanlarını. Bu kadar sevdiğin için öleceksin sen. Biliyorum. Ben de yapardım biliyorum. Ama yaşayamıyorum sen ellerimdeb kayıp giderken. Şehit düşersen hatırlanacaksın yalanını söylettirme bana. Biliyorum ben bile unuturum seni. Kaç devrem öldü. Kaçını sayarım. Tökezlerim be oğlum. Sen de tökezlersin. Yapma. Yaşatma bana bunu.
Ulan biz Bayram(Çiçek) 'ı kaybettiğimizde bu ğlkede magazin konuşuldu. Şimdi sor ben yaşını bilmiyorum Bayramın. Ama kimin magazini olduğunu biliyorum. Niye biliyorum Oğlum? Çünkü nankörüm. Nankörüz. Ben bana katanları değil katmayanları hatırlıyorum çünkü bundan ibaretiz. Uyanık olsan felsefe yapma yine yüzbaşı derdin. Ne olurdu benimle şurda sen bekleseydin. Cnaım yanıyor oğlum. Ben kaldıramam. Yemin ediyorum kaldıramam gitmeni. Kalk yine sik beynimi. Ama kalk be oğlum. Bana bunu yaşatma. Yaşatırsan. Unuturum seni. "

Arkamdaki yoğun bakımın kapısı açılınca toparlandım.

"Ömer bey lütfen hastamızı daha fazla yormayalım."

Ben boks yaptırıyorum da yoruldu Faryalı. Bilniyor tabi biz ne eğitimler gördük. Bizi bunlar yoramaz.

" Çıkıyorum 2 dakikaya. "

Odadan çıktığında tekrar baktım faryalının yüzüne.

"Bana Bak Faryalı efendi. Doktor bu dediklerimi duyma ihtimalinin olduğunu söyledi. Seni daha istediğim kadar dövemedim. İstediğim kadar evrak yazdıramadım. Ya kalkacaksın ya kalkacaksın. Beni bir daha ayağına getirme."

Son kez Faryalıya baktım ve yoğun bakımdan çıktım. Dışarı çıktığımda önce önlüğü ve maskeyi yan tarafta duran çöpe attım daha sonra bizimkilerin yanına gittim.

"Sude ve Sedat nerde?"

Soruma Ali abi cevap verdi.

"Hava alması için Sude'yi dışarı gönderdim. Sedat da Leylanın yanına gitti denizin durumu hakkında konuşmak için."

"Abi sen dur burada ben bir bakayım Sude'ye."

"Git koçum gözün arkada kalmasın."

Hastaneden çıktığımda Sudeyi bankta otururken buldum. Yanına ilerledim hemen.

"Abisinin gülü."

(Bu söz özlendi✔️)

Beni görünce hemen göz yaşlarını silmişti.

"Abi."

Kollarımı iki yana açtım.

"Gel buraya gel."

Sıkıca sarıldım. Ah benim narin küçüğüm. Ah.

"Ölmesinler abi. Nolur ölmesinler."

Saçlarını okşadım. Hem aşk hem dost acısı çekiyordu küçüğüm. Anlamadığımı zannediyordu ama ben anlamıştım.

"Onu seviyorsun değil mi küçüğüm?"

Yavaşça geri çekildi.

"Kimi? Ben kimseyi sevmiyorum."

"Abim ben anlarım. Faryalıyı sevdiğini biliyorum. Seni en iyi ben anlarım şu an. "

"Bilmediğin çok şey var Abi."

"Anlat güzelim. Anlat.."

Bana öyle bir bakışı vardı ki anlatamam. Ben daha benimkini anlatamazken onu hiç anlatamam.

"Biz küçükken birbirimizi severdik Faryalıyla.."

Sonra bana Faryalının gidişini, geri geldiğinde söylediklerini her şeyi anlattı. Ve ben her anlatışında daha da şaşırdım. Ama biliyorum Faryalı yapmaz. Yapsa da sebebi vardır.

"Bir sebebi vardır güzelim. O birden yapmaz. Biliyorsun."

"Bilmiyorum abi. Gerçekten bilmiyorum."

"Ben yanındayım.. Atlatacaksın bunları merak etme. Abin burada."

⚠🇹🇷⚠

...Yazan'dan devam...

"Leyla hanım.."

"Sedat bey! Buyurun. Gelin içeri."

Sedat içeri girip kapıyı ardından kapattı.

"Konuşabilir miyiz müsait misiniz?"

"Tabi tabi buyurun."

Tekli koltuğa oturdu hemen.

"Çay içer misiniz?"

"Teşekkür ederim ama istemiyorum."

Leyla, daha dikkatli baktığında Sedat'ın kaşındaki, dudağındaki ve ellerindeki yaraları fark etti.

"Siz neden yaralarınıza baktırmadınız."

"Pek önemli bir şey değil. Ben başka bir şey konuşmaya geldim aslında."

"Olur mu öyke şey ben pansumanınızı yaparken de konuşabiliriz. Yüzünüz pek iyi durumda değil. Sedyeye geçin geliyorum."

Sedat itiraz edecekti ama vazgeçti. Sedyeye geçti dediği gibi.

"Daha rahat edecekseniz hucum yeleğinizi çıkartın."

Yavaşça yeleğini çıkartıp kenara bırakmışı Sedat. Leyla da sandalye çekip önüne oturdu ve eldivenlerini giydi.

"Elini uzat."

Elini avucuna alıp parçalanmış üst kısmına pansumana başlarken bir yandan da konuşuyordu.

"Ne konuşacaktınız siz benimle?"

"Deniz o iyi mi?"

"İyi merak etme. Onun kadar dirençli bir hastam hiç olmadı."

"Öyledir o. Hepimizden güçlü desem yalan olmaz."

Leyla gülümsedi.

"Merak etme o iyi olacak çünkü böyle güçlü bir kadın bunu hal ediyor."

Sedat kafa salladı.

"Peki tam olarak ne zaman iyi olur."

Sağ elini bitirip sol eline geçtiğinde cevap verdi Leyla.

"Sana açık konuşabilir miyim Sedat?"

"Tabiki Leyla."

Aralarındaki resmiyet böylece kalkarken Leyla devam etti konuşmasına.

"Onu asıl zorlayan Uyuşturucu değil. Sürekliliği olmayacağı için 1 haftada tamamen atacak üstünden etkiyi. Onu asıl yoran şey vücudunda bulunan ezikler, çürümeye yüz tutmuş ve bu yüzden mikrop kapan yaraları. Onları toparlamak zor olacak."

Sedat derin bir nefes verdi.

" Kurtulacak değil mi ama? Mesleğini yapabilecek. "

" Rahatla biraz. Daha her şeyin çok başındayız. İyileşecek söz veriyorum. "

" Sana güveniyorum Leyla. "

Leyla gülümsedi. Ellerinin pansumanını bitirdiği için ayağa kalkıp yüzüne geçti.

"Şimdi kaşın biraz acıyabilir. Kan kurumuş çünkü. "

Sedat güldü.

" Yapma Leyla. Bu bana sinek ısırığı gibi gelir. Narkozsuz ameliyat yaptın da gıkım çıktı mı? "

Leylanın hemen yüzü kızarmıştı.

"Özür dilerim tekrardan."

"Şaka yapıyorum."

⚠🇹🇷⚠

Ege kafeteryadan aldığı çayları tek tek arkadaşlarına ve tim komutanlarına dağıttı. Ardından En sona kalan iki çayı alıp. Dışarı çıktı. Feyzanın yanına gidiyordu. Vakit kaybetmeden Asansöre binip düğmeye sağ elinin serçe parmağıyla basmak zorunda kaldı çaylar yüzünden. Asansör giriş katında durduğunda inip dışarı çıktı. Feyza hastanenin önündeki bankta oturuyordu.

"Ege?"

Ege elindeki çaylardan birini ona uzattı ve yanına oturdu.

"Nasılsın?"

"İyiyim desem yalan olur. Sen?"

"Aynı. Niye tek geldin?"

"Yalnız kalmak istedim biraz. Olanları düşünmek istedim."

Ege uzanıp boşta duran elini tuttu Feyza'ın.

"Aramızda ne yaşanırsa yaşansın, biz en başta arkadaşız. Ben sana bir şeyler hissediyordum diye senin kişisel alanını ihlal etmem. Sana karşı büyük bir saygım var en başta. O yüzden benim yanımda bu kadar gergin durma. Ben olmazsa üzülürüm ama bu demek değil ki aynı ortamda olamayacağız, iki insan gibi konuşamayacağız. Çocuk değiliz Feyza. Saygı oldukça hep konuşuruz. Kapatalım şimdi bu konuyu. "

" Bu konuyu etraf durulduğunda konuşacağız kapatmadık sadece erteliyorum. Ve teşekkür ederim. Bana böyle derinden saygı duyduğun için. Bu benim için çok önemli Ege. "

" Biliyorum. Hadi iç çayını soğut-"

Onun sözünü kesen Soner'in bağırmasıydı. Onalra doğru koşarken deli gibi bağırıp kahkaha atıyordu.

"UYANDI LAN! FARYALI UYANDI! EGE! FEYZA! UYANDI LAN FARYALI!"

... BÖLÜM SONU...

✔️BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR ✔️

ALLAH'A EMANET OLUN 🤚



Weiterlesen

Das wird dir gefallen

4.3K 344 24
İtfaiye ekibi en hızlı şekilde yangını söndürmeye çalışırken, kendilerini korumayı unutmuşa benziyorlardı. Siren sesleri hala çalmaya devam ediyordu...
299K 13.3K 38
17 yılını sahte ailede geçiren Selin, gerçek ailesine kavuşunca mutlu olacağını düşünür, peki gerçekten de huzurlu bir şekilde hayatına kaldığı yerde...
32.1K 2.8K 84
'Üstte Kızıl Gök , Altta Yağız Yer Delinmedikçe Ben Bu Sevdadan Dönmem!' Aspanda Bürküt Jerde Kökbörü Bol •Göklerde Kartal Yerde Bozkurt Ol•
844 123 14
Ben: Merhaba, Deniz bende 08.12 Ben:*benimle 08.12 Ben: Parkta ağlıyordu size ulaşmam için bu numarayı verdi. 08.13 05.....9436:Deniz? 08.15 05.....9...