KURBAĞA

Galing kay LettuceBeam

35K 2.2K 441

"faB.L Serisi" nin 2. kitabıdır. (Ördek 1, Kurbağa 2, Aslan 3) BxB "Topunu oradan çıkarırım ama arkadaşım ola... Higit pa

K
U
R
B
A
Ğ
A
Vrak dedi.
P
R
E
N
Aşk dedi.
Final 1
Final 2

S

1.8K 129 15
Galing kay LettuceBeam

Doğam gereği çok diga diga doo'yum :D Medyayı dinleyin çok eğleneceksiniz. Sözlerini bölüm sonuna ekleyeceğim :D

****

/Faruk/

Funda'dan kurtulup Kerem'i çekerek odama gittim. Onu içeri soktuktan sonra kapıyı kapatıp, hiç kullanmadığım anahtarı kullanarak kapıyı kilitledim. Arkamı döndüğümde kızarmış yanaklarıyla ve önünde birbirine bağlayıp sarkıttığı elleriyle bana bakıyordu.

"Delirmiş bunlar." dediğim de sadece gülümseyip kafa salladı.

"Ben özür dilerim." dedi.

Yanına gidip birleştirdiği ellerinden kavrayarak, benimle beraber yatağa oturmasını sağladım. 

"Benim seni affetmem için özür dilemene gere yok Kerem." Bal kahvesi gözleri yüzümde geziyordu, uslu bir çocuk gibi dinliyordu beni. "Hem ben de suçsuz sayılmam. Ben senden saklamasaydım bunların hiç biri olmazdı."

"Belki de." Gözlerimizi buluşturarak verdiği cevaba karşılık, bir elimi ellerinden ayırıp saçlarına kaldırdım. Parmaklarım yumuşak saçlarının arasında gezerken gözlerini yumdu ve titrek bir nefes saldı.

"Kerem be," dedim, "Çok seviyorum lan seni." dedim.

Başını omzuma koydu ve sonra biraz daha aşağı kayıp göğsüme yaslandı. "Ne yapıcaz şimdi?" diye sorduğunda geleceği düşünmeyi istemediğimi fark ettim.

"Boşver şimdi. Sana daha yeni kavuşmuşum. Bunları düşünecek değilim." dedim.

Başını göğsümden kaldırıp yüzüne baktım. "Bence ikimizde sıcak bir duş alıp uyumalıyız. Yarının işini yarın düşünürüz."

İyiden iyiye kızararak gözlerini kaçırdı. Karşımda böyle renkten renge girip, iyiden iyiye çocuklaşması göğüs kafesimi patlatmak üzereydi. Eğer yanından ayrılmazsam fena şeyler olabilirdi çünkü kasıklarımdaki hareketlenme hayra alamet olamazdı.

"Önce ben gireyim mi? İki gündür su yüzü görmedim." dedi.

"Belli." deyip gülmeye başladığımda yatağımdan yastığımı çekip suratıma vurdu. Ben yatakta geriye doğru giderken son anda kolumdan tuttu ve başımı çarpmamı engelledi. Gözlerimi açıp ona baktığımda yüzündeki endişe o kadar saf ve temiz bir sevgi barındırıyordu ki, gözlerimin yaşarmasını durduramadım.

"Ulan gülmekten gözün yaşardı iyi mi? Çok mu kötü kokuyorum ya?" dedi.

Senin derdini severim be çocuk.

Üzerine doğru kaykıldım ve onunda geri geri gitmesiyle yarı yatar pozisyona geldik. İçimde Kerem'i yemek isteyen bir canavar yıllarca saklandığı yerden çıkmıştı artık. 

"Aksine Kerem, nefes kesici kokuyorsun ve şimdi kalkıp banyoya girmezsen seni yiyeceğim."

"Oha! Yuh! Adamın içinden sapık çıktı." diyerek beni itti ve gülerek doğrulduk. Ama kalbim, bası sonuna dayanmış ses sistemi gibi tüm bedenimde atıyordu.

"Valla ben de anlamadım biliyor musun?" dedim.

"Ben de anlamıyorum zaten. Boşver." dedi ve ayağa kalkıp dolabımdan havlu aldı. Kapının kilidini açıp odadan çıkarken hala daha hafif bir allık hakimdi teninde.

Banyo kapısı kapanınca başka bir kapının açılma sesi geldi ve Funda odamın kapısında dikilip beni süzmeye başladı.

"Ne var Funda?" dedim.

"Annemler geliyor yarın." dedi.

"Neden?" 

"Bilmiyorum. Babam bu işe el atma zamanı geldi demiş. Yarın öğrencez artık." dediğinde içimde endişe yükselmeye başladı. 

"Funda, sen bizimkilerin bile durumun çok önceden beri farkında olduğunu söylemedin mi?"

"Eveet. Benden önce babam farketmiş bile olabilir. Bence korkulcak bi'durum yok. Ben sadece haber vereyim dedim." içeri girip yanıma oturdu ve sırtımı sıvazlamaya başladı. "Ben biliyorum ki önünüze çıkan engelleri zorlanmadan aşıcaksınız. Ama bu engellerden biri babam ya da annem olmaz."

İçim biraz rahatlarken derin bir nefes alıp sigara yaktım. 

"Ben sana bir bira getiriyim mi?" diye sordu Funda.

"Yok. Duşa girip çıkayım sonra uyku ilacı niyetine içerim ben." dedim.

Bir anda dikleşen vücudu ve takip eden ses yine o deli Funda'ya aitti.

"Oha, Kerem abi duşta ve sonra sen giriceksin ve sonra beraber yatıcaksınız ve ve ve.. AAAaaaaaa!" diyerek yatağıma kendini atıp çırpınmaya başladı.(*y.n: yazar burada kendini tasvir ediyor. )Hiç bozuntuya vermemeye çalışıyordum ama aklımın bir köşesinde, beynimi sabote etmeye çalışan fikri dile dökmüştü kardeşim. Gülmeme engel olamadım.

"Fundiş.. Hadi abicim, kalk bi'siktir git şurdan." derken bile hala gülüyordum. Yataktan doğrulup kafamı iki eliyle kavradı ve şakağıma sesli bir öpücük kondurdu.

"Tamam gidiyom. Sabah size kahvaltıyı ben hazırlıcaaam!" dedi ve şarkı mırıldanarak odamdan çıktı. *Medya(Big Bad Voodoo Daddy - Diga Diga doo)

Bir süre sonra Kerem rahatlamış bir şekilde belinde havluyla odama girdiğinde hiç oyalanmadan odayı terk ettim. Kendimi biraz önce kullanıldığı için buharlı olan banyoya atıp hızla soyundum ve suyun biraz olsun bedenimi gevşetmesini umdum. Beklerken de gerilmiştim, sanki Kerem daha önce hiç evimde yıkanmamış gibi, sanki belinde havluyla onu hiç görmemişim gibi bir hallerdeydim. 

Sonunda çıktığımda kapının arkasındaki havlumu alıp belime sardım ve kurulanma faslını tamamen es geçip odama gittim. Ona bol gelen bir sporcu atleti ve yine ona bol gelen bir baksırla yatağımda, her zaman ki yerinde uyuyakalmıştı. Acelesiz tavırlarla dolabıma ilerledim ve ben de iki parça bir şey giydikten sonra yataktaki yerimi aldım. Yan dönerek, kapalı gözlerine rağmen ruhumu ışığıyla yıkayan Kerem'e baktım. Dayanamayıp yüzümü biraz daha yaklaştırdım ve yanağına hafif bir öpücük kondurdum. Agape ve Storge* olmak arasında gidip geliyordum. Ama Eros'u* da ağırlıkla hissediyordum ve içimde yükselen dalgaların sebebi de Eros'tu. 

Gözlerini kapalıyken bile kırpıştırarak gülümsedi ve "Suların damlıyor." dedikten sonra bedenini bana doğru çevirdi ve gözlerini gözlerime dikti. "Şu an delirmek üzereymiş gibi hissetmem normal mi?" dediğinde, ben artık dudaklarına bakıyordum. Yıllar boyu hep bana doğru konuşmuş olan bu dudaklar, benim laflarımla gülümseyip, benim kelimelerimle asılan bu dudaklar hep böyle öpülesi miydi?

"Çok normal." dedim ve bir kaç santim daha yaklaştım. " Ben delirdim bile." dedikten sonra o boşluğu da kapattım. Bedenimin her zerresinde aşk tanrıları galip geliyordu. Kerem hiç gecikmeden bana karşılık verdiğinde, beynimin çok işe yaramayan mantıklı yanını da susturdum. 

Aşk kazanacaktı işte, her şeye inat, her pisliğe inat kazanacaktı ve bu savaş şimdi, şu an bizim dudaklarımızla başlamıştı. Aşkla birleşen her nefes, nefrete bir darbe olmalıydı bu hayatta. Uyum içinde hareket ederken ellerim otomatikman Kerem'in boynuna çıkmış, ensesinde yolunu bularak saçlarını parmaklarıma dolamıştı.

 O kadar kendimi kaptırmıştım ki Kerem ağzımın içine doğru inlediğinde alt dudağını dişlerimin arasına almış olduğumu hayal meyal farkettim. Kendimi yatakta döndürüp tamamen üzerine çıktığımda bir süreliğine dudaklarımız ayrıldı. Birbirimize şaşkın ve safça bakıyorduk ve sonrasında ikimiz de gülmeye başladık. Bir erkeğin dudakları bana yörüngemi şaşırtmış, aşk tanrılarına diz çöktürmüştü işte. Kerem ellerini boynuma dolayıp beni kendine çekti.

"Seni seviyorum prens. Bunu o kadar içimde tuttum ki artık patlayacağım sandım." dedi.

"Sonunda seni öptüğüme göre artık sen de bir prensin." dedim ve alnına öpücük koyarken kokusunu içime derince çektim. Hafifçe üzerinden kayıp tekrar yanına yerleşirken, o da yüzünü duvara dönerek bana yer açtı. Bedenlerimizi birleştirip ona sıkıca sarıldım ve kulağının arkasına doğru bir öpücük daha kondurdum. Doyamıyordum amına koyayım.

"İyi geceler prensim."

"İyi geceler prensim."

****

Şahane bir enerjiyle ve öpücüklerle uyandırılmıştım, mutluluktan ayaklarım yere değmiyordu. Funda şarkılar ve ıslıklar eşliğinde mutfakta dönüp duruyordu ve okul hiç birimizin aklında değildi. Hiç sırası değildi.

"Günaydınlaaar günaydınlar." diyerek reverans yapan kardeşim bizi süzdükten sonra kahkaha atmaya başladı ve uyku sersemliğiyle Kerem'le ilk defa birbirimize gerçekten baktık. Çok rahat bir uyku çekmenin vermiş olduğu şiş bir surat, birbirine girmiş saçlar ve üzerimizde hafif yamulmuş kıyafetlerimizle komedi ikilisi gibiydik. Biz de kahkaha patlatıp kendimize geldiğimizde masadaki yerimizi aldık. Funda gerçekten döktürmüştü, kurt gibi acıkmıştım, Funda'nın çayları doldurmasını beklemeden patateslere daldım.

"Annemler yola çıkmış abi." dedi Funda. 

"İyi bakalım." dedim

Kerem yanımda hareketsizdi, neden yemediğini sormak için döndüğümde yüzündeki şok ifadesine bakakaldım.

"Kerem?" 

"Annenler mi geliyor?" dedi.

"Siktir ya, ben sana söylemeyi unuttum."

Bir kaç kez üst üste yutkundu. Funda ikimize bakarak kahvaltısını ediyordu ama ağzındaki bakla ıslanmamak için inat etmekle meşguldü.

"Funda, ne söyliyceksen söyle kardeşim." dedim.

"Şey, ikisi de bir yere gitmesin dediler." dedi, "Kerem abi ruhunu teslim etmiş gibi duruyordu da bunu söylersem komple kaybederiz diye düşündüm." 

Kerem sırtını sandalyeye yaslamış ve ellerini yüzüne kapattı. "Ölecem, ciddi söylüyorum ölecem." dediğinde artık o kadar komik bir hal almaya başlamıştı ki ağzımdaki ekmeğe rapmen gülmeye başladım. Zorlukla yutkunduktan sonra elimi Kerem'in omzuna koydum.

"Sanki daha önce hiç görmedin, annem ve babamla ilk defa tanışacaksın. Yapma Kerem allah aşkına." dedim.

"Lan onlarla bu bir mi?" diyerek çıkıştı bana.

"Hadi hadi, bi'şeyler ye de gücünü topla." dedim.

****

Sevin sevilin!💋❤

Agape, Eros, Phileo ve Storge; yunan mitolojisinde aşkın/sevginin dört halidir.*

Bb

Medya Sözleri


Zulu'lu adam aşkı hisseder,

Bir dövme gibi atan kalbi şarkı söyler:

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo

Seni seviyorum ve sen de beni,

Ve sen sevince bu çok da doğal bir:

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo

Doğam gereği çok Diga diga doo'yum ben

Eğer ruh eşine söylemezsen Diga diga doo sen

Pop şekerini kaybedersin

Öyleyse, bırak gülsün şu komik insanlar(çünkü)

Bakire bir ada olabilir mi (sanki),

Tüm bu:

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo'yla?

Sallan!

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo

Diga diga doo Diga diga doo

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

500K 6.8K 52
@maxverstappen1 liked your post
20K 919 13
❝ no, please. don't leave, jia. please, stay with me ❞ ❝ i'm not going anywhere, hanseol. i'll stay with you ❞ when julia kim and han lue are called...
3.3M 80.5K 141
Soon to be Published under GSM Darlene isn't a typical high school student. She always gets in trouble in her previous School in her grandmother's pr...
82.3K 3.2K 38
ᴅɪᴠᴇʀɢᴇɴᴛ; ᴛᴇɴᴅɪɴɢ ᴛᴏ ʙᴇ ᴅɪꜰꜰᴇʀᴇɴᴛ ᴏʀ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘ ɪɴ ᴅɪꜰꜰᴇʀᴇɴᴛ ᴅɪʀᴇᴄᴛɪᴏɴꜱ.