Domestic

By dodoomsdey

780K 36.3K 11.4K

-Tamamlandı- Bu kitap ailesiz bir kız olan Jenny ve kurt melezi olan Martin'in hikayesini anlatmaktadır. Mar... More

《1》
《2》
《3》
《4》
《5》
《6》
《7》
《9》
《10》
《11》
《12》
《13》
《14》
《15》
《16》
《17》
《18》
《19》
Diğer Kitaplarım Ve İçerikleri
《20》
《21》
《22》
《23》
《24》
《25》
24 (Görmeyenler İçin Tekrar)
《26》
《27》
《28》
《29 Part-1》
《29 Part - 2》
《30 - Final》
Martin

《8》

24.6K 1.2K 245
By dodoomsdey

Satır arası yorumlarınızı esirgemeyin*-*

Sinirden kudurmak neydi? Bir insan sinirlenirse en fazla ne yapabilirdi? Birazdan bütün bu soruların cevabını bizzat ben verecektim. Tabiri caizse resmen burnumdan soluyordum. Karşımda kahkaha atan kurtçuk ise daha da sinirlenmemi sağlıyordu.

Sadece yarım saat önce bahçedeki koltukta yan yana oturup müzik dinliyorduk. Onun elinde asla eksik etmediği kitaplarından bir tanesi vardı. Her şey gayet normalken bir süre sonra kitabını bitirmiş, ayağa kalkmıştı. Bu hareketini umursamadan oturmaya devam etmiştim, etmez olaydım.

Bir anda üzerimde hissettiğim ıslaklıkla çığlık atarak yerimde doğrulmuş, gözlerimi ise bunu yapana dikmiştim. Martin benden on metre ileride elindeki bahçe hortumuyla bana bakıyordu.

-Aklından bile geçirme.

Dudağının kenarı yıkarıya kıvrıldığında kaşlarını kaldırarak bana alaycı bir bakış atmıştı. O an bundan kurtuluşum olmadığını anlamıştım. Elindeki hortumu beni hedef alarak kaldırdığında bütün gücümle eve doğru koşmuş kilitli kapıyla karşılaştığımda ise korkarak arkamı dönmüştüm.

-Martin, hayır.

Üzerime gelen suyla gözlerimi kapatarak ellerimi başımın üzerine siper aldım.

-Martin!!

-Hadi ama Jenn, bu kadar korkak olma.

Ağacın arkasına doğru kaçtığımda arkamdan kahkaha atıyordu.

-Martin, bebeğim...

-Bu laflara kanmayacağım bebeğim.

Benim kaçtığım onunda olduğu yerden hareket dahi etmeden beni ıslattığı beş dakikanın ardından pes ederek kaçmayı bırakmıştım. Islak köpek yavrusuna döndüğümde bile hala suyu bırakmamıştı. En sonunda ona doğru koşmaya başlamış kayarak popomun üzerine düşmüştüm.

Şimdi ise sinirden bu haldeydim.Karşımda yaptığı şeyden fazlasıyla memnun kalmış olan kurtçuk kahkahalarla gülerken sinir katsayım beşle çarpılıp ikiye bölünüyordu.

-Seni yakalarsam...

- Hiçbir şey yapamayacağını biliyorsun.

Ayağımdan çıkardığım parmak arası terliği hışımla ona fırlattım. Terlik ona temas bile etmeden yanından geçtiğinde bana acıyarak kafasını iki yana sallamıştı. Kapının çaldığını duyduğumda yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Ona bir kere bile bakmamıştım ki aklıma gelen detayla ona döndüm.

-Kapıyı aç.

Dudaklarını büzerek kafasını olumsuzca salladı.

-Martin?

-Hım?

-Kapı.

Gülerek cıkladı. Artık onu öldürebilirdim. Önce öldürür sonra yasından kahrolur ve büyük ihtimalle bende ölürdüm. Ama onu öldürebilirdim. Hata bunu yapmalıydım.

-Bana bak kurtçuk, o kuyruğundan seni odana bağlarım. Aç şu kapıyı.

Alay eder gibi kuyruğunu salladı.

-Martin kapı çalıyor bakmam lazım.

Beni dinlemeyip geriye doğru gitti. Ön kapıdan tarafa baktığını fatkettiğimde merakla sordum.

-Kim?

-Postacı.

-Tamam aç kapıyı hadi.

-Her ne getirdiyse posta kutusuna koyabilir.

Elimi saçımdan geçirdim. Bu yaptıklarına bir anlam veremiyordum. Her zaman şakacı bir çocum değildi ama on altı yaşından beri benimle uğraşmayı seviyordu.

-Peki neden kapıyı açmadığını sorabilir miyim?

Dişlerimin arasından konuştuğumda suyu tekrar üzerime tutmuştu.

-Sinirli misin Jenn?

Kafamı omzuma yatırıp sakin görünmeye çalıştım.

-Hayır?

-Üzerine giydiğin beyaz askılıdan dolayı için gözüküyor ve şortun da üstüne yapışmış durumda. Sence bu şekilde o adamın önüne çıkmana izin verir miyim?

Korkarak üzerime baktığımda haklı olduğunu gördüm. Kollarımı vücuduma sararak ona bağırmaya başladım.

-O zaman bir saattir beni niye burada tutuyorsun!!!

Omuz silkip hortumu yerine bıraktığında avını bekleyen aslan misali üzerine atladım.Benim bu atılımımla zaten kaygan olan zeminde yere düşmüştü. Klişeleri aratmayan bu sahne benim de onun üzerine düşmemle tamamlanmıştı. Alttan bana şaşkın bakışlar attığında seslice yutkundum. Üzerinden kalkmaya çalıştığımda hızla yerlerimizi değiştirmişti. Bu sefer ben ona alttan alttan bakmaya başlamıştım.

-Üzerinden kalk Martin.

Dudaklarını büzdüğünde gözlerim oraya kaymıştı.

-Postacı gitti sanırım hı?

-Senin yüzünden bırakmadın ki...

-Oraya bu halde mi gidecektin?

-Beni önceden uyarmalıydın.

-Sanırım bu şekilde olman hoşuma gitti.

Ellerimi omzuna koyup ittiğimde kendini yanıma bıraktı. İstemese bunu yapamayacağımı adım gibi biliyordum.
Oturur duruma geldiğimde o da yanımda doğrulmuştu.

-Bir hafta sonra on sekiz olacağım. Bu sefer senden bir hediye istiyorum.

Merakla ona bakmaya başladığımda tepkisizce yüzüme bakıyordu.

-Şimdi bilmene gerek yok.

Kalkmadan önce ellleri ile yanaklarımı kavradığında ne yapacağını ölçmek isteyen bakışlarım düzdü. Bir anda dudaklarını dudaklarıma bastırıp geri çektiğinde kalakalmıştım. O ayağa kalkıp kapıyı açtığında bile orada öylece oturmaya devam ediyordum. Bu yaptığı mantıksızdı, delicesine hızlı atan kalbim mantıksızdı. Onunla armada gelişen bu şeyler de mantıksızdı.

Ayağa kalkıp içeriye girdiğimde ondan ses seda yoktu. Merdivenlerden çıkıp odama doğru ilerlediğimde kapalı olan kapısını görmüştüm. Ona bu hataketlerinden dolayı kızdığım zaman aramız açılıyordu, kızmadığımda ise işler içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.

Odama girip kendimi duşa attığımda bile düşünceler dört bir yanımdaydı. Kafamın içinde bir sürü kurtçuk vardı ve hepsinin kuyruğu birbirine değiyordu. Tilkiler bile kurt olmuş işleri zorlaştırırken bu durumdan bir çıkış yolu bulmak zordu.

Ona karşı kayıtsız kalabilsem belki bu kadar zorlanmayacaktım ama... Ama sı yoktu işte.

Gardıroptan çıkardığım iç çamaşırı takımını giydikten sonra seçtiğim mavi kot şort ve pembe askılıyı da üzerime geçirmiştim.

Yemek vaktinin yaklaştığını fark ettim. Şu an yemek ile uğraşmak istemediğim için sipariş vermeyi seçmiştim. Martin in ne istediğini sormam gerekiyordu ama şu an yanına gitmeye çekiniyordum. En sonunda el mecbur kendimi kapısını tıklatırken bulmuştum. İçeriyi girip kapıyı ardımdan kapattım. Odasında yoktu ama balkon kapısı açıktı. Oraya ilerlediğimde sarı pufunun üzerine öylece oturduğunu gördüm. Beni fark ettiğinde şaşırmıştı.

-Yemek yapmak istemediğim için sipariş verecektim. Ne istersin?

Ayağa kalkıp önümde durduğunda yüzüme bakmaya başlamıştı .

-Pizza istiyorum. Mantarsız.

Kafamı sallayıp arkamı döndüğümde belime sarılan kollarla durmuştum.

-Bebeğim?

Omzuma yasladığı kafasını kaldırıp yanağıma uzun bir öpücük bıraktı.

-Bir sebebi yok. Sarılmak istedim.

Ona doğru dönüp beklemden kollarımı boynuna doladım.

-Bebeğim beni endişelendiriyorsun.

Kendimi geri çektiğimde onun kolları hala belimdeydi.

-Sanırım geçmeyecek Jenn. Sana her yaklaştığımda ya da seni her görüdüğümde kalbim bir türlü susmuyor.

Dudaklarımı yalayıp derin bir nefes aldım.

-Yanına her yaklaştığımda değil ama bana her Jenn dediğinde ya da yanımda olduğunu her fark edişimde benim de kalbim aynı seninki gibi oluyor.

Ellerini belimden çektiğinde ona gülümsedim.

-Biz birbirini sonradan bulan iki eksik parça gibiyiz. Böyle hissetmemiz normal değil mi bebeğim?

-Ama...

-Öyle ya da böyle. İster beni farklı sev isterse ailen gibi sen benim için çok ama çok değerlisin. Seni asla bırakmam. Ama Martin bir gün biri karşına çıkarsa sana asla engel olmam aynı şeyi senden de bekliyorum.

Gözlerini kıstığında elini tuttum.

-Sana inanmıyor değilim sadece kimseyi tanımıyorsun bile bu yüzden böyle düşünmen çok normal. Zamanla bu olduğunu düşündüğün duyguların geçerse biz yine aile olmaya devam edeceğiz. Geçmezse...

Tebessüm yüzümde acıya bulandığında, kalbim bir kaç kere tekledi.

-Geçmezse ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ama seni asla bırakmayacağım.

Arkamı döndüğümde söylediğim yalandan dolayı içim acıyordu. Geçmezse engellemeye çalıştığım duygularım gün yüzüne çıkabilirdi. Benim yapmak istediğim onunda kendine bir hayat çizmesiydi.

-Geçmezse ben ne yapacağımı biliyorum Jenny. O kalbinin benim için atması uğruna her şeyi göze alabilirim.

Kalbim bir kere daha attı bu seferki atışının adı umuttu.

...

Selam^^

Açıkcası özel bir dönemden geçiyorum arkadaşlar bilirsiniz her ay yaşadığımız şu duygularımızı kontrol edemediğimiz dönem :)

Açıkçası ondan mıdır bilmem böyle duygulu bir bölüm çıktı elimden.

Beğenmezseniz amenna. Belirtmeye çekinmeyin.

Yorum ve oylarınızı bekliyorum.

Beni takip etmeyi unutmayın.

Continue Reading

You'll Also Like

1.8K 96 32
UYARI SMUT SAHNELER VARDIR. 👁👄👁 Kalabalık lobide, yıllar önce öldüğüne inandığı kadın gözlerinin önünde belirdi. Yine de, bir kez daha, yüzler den...
1.3M 54.7K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...
224K 5.1K 110
Molitia Clemence hasta doğmuştu. Battaniye ile örtünmeyi unuttu ve üşüttü. Sadece hafif bir soğuk algınlığı yüzünden 10 gün sonra kocasının yanında u...
5.5K 351 9
Hayat acımasızdı bir bataklık gibi içine bir kez battın mı gün ışığını görmek sadece hayal gibi gelirdi bana.Kalenin duvarlarının arasında kaybolmuş...