KURT VE MELEZ AŞKI

By sevminiex

68.3K 3.2K 680

En İyi; vampirokulu #1 kuzen #6 melez #21 vampir #62 Clara Alonso adında melez bir kız , yarı Vampir yarı Ku... More

YENİ HAYAT
duyuru
ANDY Mİ?
SEN MİYDİN?
KAÇIRILMA
YİNE Mİ SEN?
GERÇEKLER
YİNE BİR PSİKOPAT
İNTİKAM
DOĞUM GÜNÜ
GERİ GELDİ
İTİRAF
YAPAMAZ
YENİ BİRİ
TUHAF
KİM BU ?
BULACAĞIZ
TAŞ
O KIZ BENİM
YAKALADIK
ÖĞRENDİM
NEDENİ NE?
KIZARLAR MI?
BU SEFER YAKALANDIK
AYRILIK
KESİN KENDALL
PARTİ ZAMANI
UMURUMDA DEĞİLSİN
AFFEDİLMEK
YİNE AYRILIK
BİZ HAKETMİYORUZ
YENİ SAYFA, YENİ İNSANLAR
JAMES Mİ?
SEVGİLİ
KAMP
AVCI
SAÇMALAMA
ÇOK ÖNEMLİ! OKUYUN LÜTFEN!

SEZON FİNALİ

777 46 10
By sevminiex

"Bizimle geleceksiniz." dedi iki adamdan biri. Birbirimize anlamsızca baktık. Ayağa kalkacak gücü içimizden sadece Jeremy buldu.

"Anlamadım." dedi kalın ses tonuyla. Adamların üstüne yürüyordu adamlar hiç kıpırdamıyordu. Jeremy adamların önünde durdu ve adamlar takım elbise giymiş bir koruma tipleri vardı. Birinin kirli sakalı vardı ve adamlar Jeremy ile aynı boydaydılar.

"Bunda anlamayacak bir şey yok." dedi adam sakin ses ve yüzüyle.

"Bende öyle zannettim." dedi,  Jeremy yumruğunu attı fakat attacağı adam havada yumruğunu tuttu ve adam nereden çıkardığını bilmediğim iğneyi Jeremy'nin boynuna batırdı. Jeremy'e iğne batar batmaz bayıldı ve adamların biri Clara'ya diğeri ise bana doğru gelmeye başladı.

Ben ayağa kalktım fakat Clara hiç umursamadan adamın iğne batırmasını bekliyordu. Adam önüme geldi bende saldırma hareketini aldım ve Clara'ya bakarak.

"Clara kendini koru." Clara kollarını iki yana kaldırdı ve omzunu silkti. Adam da hiç zaman kaybetmeden iğneyi boynuna batırdı ve Clara da yere yığıldı.

"Clara!" diye bağırdım ama işe yaramadı bayılmıştı adamlar üstüme gelmeye başladılar. Gücüm yoktu halsizdim ama kim olduğunu bilmediğim kişilere savunmasız duramazdım.

Adamlar önümde durdu ilk saldırıyı ben yaptım ve yumruğu attım aynı Jeremy'deki gibi yumruğu tuttu diğeri iğne batıracağı zaman diğer elimle onu tuttum. Elimi tutan adam bana çelme taktı ve yere düşmemi sağladı.

Yere sırt üstü düştüm kalkmak istedim ama adam elimi tuttu iki elimide. Diğer adamda yere eğildi ve elinde iğne ile bana yaklaşmaya başladı. Başımı iki yana sallayarak iğne batırmamasını sağladım. Ama bu da işe yaramadı adam diğer eli ile çenemden tuttu ve iğneyi yaklaştırdı.

İğneyi vurmadan önce , "Siz kimsiniz?" dedim , iğneyi vurdu bilincim yavaş yavaş kapanıyordu.

"Logan." en son duyduğum buydu.

Logan

Kızları ve oğlanı bayıltınca kulaklığımdan ses gelmeye başladı.

"Hallettin mi?" etrafa bakmayı kesip bayılttığım kişilere baktım.

"Tabiki."

"Onları alıp size verdiğim özel uçağa binin ve gelin." görmesede başımı salladım.

"Olur efendim." tam kulaklığı kapatıyordum ki ses geldi.

"Onlara zarar vereyim deme yoksa seni işten atarım Logan." dedi net ve kararlı sesiyle.

"Öyle yaparım." kulaklığı kapattım. Carlos 'a döndüm bana bakıyordu.

"Sen oğlanı al bende kızları. Arabaya kadar taşıyalım." başını salladı. O , adının Jeremy olduğunu bildiğim kişiyi bir hamlede sırtına aldı. Bende önümdeki Andy denen kızı bir omzuma aldım sonra Clara'ya doğru gitmeye başladım. Yere eğilip onu da bir omzuma aldım ve Carlos'u takip ederek yürümeye başladım.

Limuzin'nin arka kapısını Carlos açarak ilk Carlos geçti ve arka tarafa Jeremy'i yatırdı. Ben de kızları birini ön koltuğa diğerini onun yanındaki dikey şekilde uzun koltuğa yatırdım ve arabanın arka tarafından çıktık.

Ön kapıları açıp şoför koltuğuna Carlos oturdu bende onun yanındaki koltuğa.

"Nereye gidiyoruz?" ona döndüm ve konuşmaya başladım.

"Havaalanı 'na , orada ki geldiğimiz özel uçağa binip
New york 'a gidiyoruz."

"Peki limuzin'i ne yapacağız?" ofladım. Çok soru soruyordu.

"Bunu bırakacağız New york'a gittiğimizde yeni limuzin verecekler." ağzını açmıştı ben konuşmaya başladım.

"Buradaki adamlar alacaklar limuzin'i biliyorsun ki her yerde adamımız var." soracağı soruyu tahmin etmiştim onunla beraber 6 yıldır çalışıyoruz bazen beni sinir ediyor ama iyi biri.

Anahtarı çevirip arabayı çalıştırdı. Debrayaj 'a bastı sonra vites'i bir'e attı debreyajdan ayağını çekti ve gaz 'a bastı. Araba hareket etmeye başladı. Ben ve Carlos kurt olsam da yoruluyorduk hemde fazlasıyla ve çalışanlar arasından tek iki kurt biziz. Gözümü kapattım ve uyumaya başladım en azından yarım saat uyusam yeter.

.........................................................

Özel uçakta
Saat: AM 8.28
Clara

Boynumdaki ve kafamdaki ağrı ile uykumdan kalktım. Etrafıma bakmaya başladım bir uçaktaydım hem de normal bir uçak değildi özel bir uçaktı. Bunu anlamam uzun sürmedi.

Yattığım daha doğrusu koltukta oturur şekilde yattığım yerden dikleştim. Önümde Jeremy vardı ve hâlâ uyuyordu. Yan tarafıma baktığımda ise Andy'nin Jeremy'den farksız bir şekilde yattığını gördüm.

Ayağa kalktım ve ön tarafa yani uçağı kullandıkları yere doğru gitmeye başladım.

İçeri girdim biri uçağı kullanıyorlardı diğeri ise bir şey olur olmaz diye yanında yardımcılık yapıyordu ve beni farketmemişlerdi. Tam bağırıp kızacaktım ki ağzımı kapattım. James... O benden ayrıldı değil mi yani şu an bizi nereye götürürlerse götürsünler.

"Nereye gidiyoruz?" pilot ve yanındaki adam beni gördüler önüne dönüp bir şey yaptılar galiba uçağı yardımcı pilota aldılar. Elimi hayır anlamında salladım ve adamlar bana yaklaşırken durdular.

"Size zorluk çıkarmam eğer çıkarsaydım beni bayıtlmadan önce çıkarırdım. Sadece nereye gittiğimizi merak ettim." adamlar bana baktılar sonra birbirlerine bakıp başlarını salladılar ve geri bana döndüler.

"New york'a. Bize zorluk çıkarmayacaksanız lütfen yerinize geçiniz." başımı salladım ve onları orada bırakıp arka tarafa geçtim. İkisi hâlâ derin bir uykuda uyuyorlardı. Andy'nin yanına gittim ve nefes alıyor mu diye avcumu açıp burnuna yaklaştırdım. Tahmin ettiğim gibi nefes alıyordu. Korkmanın sebebi belki vurdukları iğne ters tepki yapıp Andy'i öldürme korkusuydu Jeremy'e hiç bakmaya gerek yoktu o melez ne de olsa ölümsüz.

Yerime geçtim geriye yaslandım. Kaç saattir uçuyoruz ki biz bu kadar uzun sürdü ya da bana mı öyle geliyor.

Andy'nin kıpırdanması ile tavana bakmayı kesip ona bakmaya başladım. Yavaş yavaş uyanıyordu. Tamamen uyanmıştı, etrafa bakarken beni gördü. Oturduğu yerden endişe ile geldi. Kulağıma eğildi.

"Neredeyiz biz? Ve hemen gidelim."dedi fısıltı ile çıkan sesiyle. Üzgünüm ama bunu yapacaktım. Geriye çekildim ve özür diler şekilde baktım.

Oturduğum yerden kalktım Andy bana şaşınca bakıyordu o andan yararlanarak bileğini tuttum onu ters çevirdim ve yere yatırdım sonra kalkmasın diye üstüne oturdum arkadan ellerini tutarak adamları çağırmaya başladım.

"Hey! Yardım edin!" diye bağırdım , Andy zar zor konuşmaya başladı.

"Clara , bırak beni." başımı 'hayır'
anlamında salladım. O sırada adamın biri geldi. Yere eğildi ve Andy'nin kafasını tutarak diğer eliyle boynuna iğneyi vurdu. Andy artık hareket etmiyordu sonunda bayılmıştı. Ben Andy'i almak için üstünden kalktım ve onu kucağıma bir hışımla aldım.
Andy 'i yerine yerleştirdikten sonra kemerini taktım ki düşmesin. Arkamı döndüğümde adamın Jeremy'e iğne vurduğunu gördüm. Ben ona kaşlarımı çatmış şekilde bakıyordum.

"İşte , o bunu yarım saat daha oyalar." dedi kendi kendine. İşini halledince geri çekildi ve ön tarafa gitti. Ben de yerime geçtim sonra gözümü kapattım en azından yarım saat boyunca uykumu alıyım.

.........................................................

Saat: AM 9.58
Clara

Yattığım yumuşak yerden biraz kıpırdandım. Dur bir saniye ben oturarak uyumuştum peki şimdi nasıl uzanıyorum? Hemen gözümü açtım ve ayağa kalktım burası tanıdık bir yer değildi.

Şirketi böyle bir yer hayal edin.

Odada deri koltuklar vardı ve odanın ortasında bir masa vardı. Üstümdeki pikeyi kaldırdım ve camın oraya gittim. Dışarıya baktım sonra aşağı burası büyük bir bina'idi. Şimdi anlamıştım burası şirketti ve yattığım oda patronların dinlendiği odaydı. Peki benim ne işim var? Arkamdan kapı açılma sesi gelince camdan çekilip arkamı döndüm.

Bir tane kadın girdi. Altında mini bir etek üstünde ise gömlek vardı , saçını da topuz yapmıştı ve çalışan olduğu çok belliydi en azından babamın şirketinden biliyordum eskiden babamla giderdik ama babam okulumu değiştirme kararı alınca buraya geldim. Bizim şirket dünyanın birinci şirketiydi ve bir şirket daha vardı adını hatırlamıyorum. Bizimle hep yarış içinde olduğu için şirketlerimiz birleşmişti.

Kadına hâlâ anlamsızca bakıyordum. Kadın boğazını temizledi ve içeri tamamen girmeden konuşmaya başladı.

"Patronumuz sizi çağırıyor. Lütfen beni takip edin." kadın tam çıkacakken ben konuştum.

"Patronunuz kim ve benimle gelen kişiler nerede?" ciddiliğni bozmayarak.

"Üzgünüm kim olduğunu söyleyemem zaten gidince göreceksiniz hem patronumuzu hem arkadaşlarını." başımı salladım ve kadın dışarı çıktı bende onu takip etmeye başladım.

Uzun koridoru geçtik sonra sağ tarafa döndü bende aynı şekilde döndüm. Asansöre doğru ilerliyorduk. Asansörün önüne gelince gelmiş asansörü düğmesine basarak açtı. Kapanmasın diye elini asansörün orada tuttu geçmem için kenara çekildi bende içeri geçtim sonra çalışanda elini çekip benimle beraber geçti.

Asansöre ikimizde binince çalışan en üst kata yani 59. kata bastı ve asansör yukarı çıkamaya başladı. Kadını göz ucundan süzmeye başladım ve koklamaya başladım. Kokusundan insan olduğu belliydi ve A rh- kan kokusu burnuma geldi en sevdiğim kan türü. Hırlamaya başlayınca kadın bana baktı boğazımı tutup diğer elimi de ağzıma götürüp öksürdüm.

"Üşütmüşüm galiba." dedim kadının gözüne bakarak , kadın bir şey demeden önüne döndü ben de derin bir nefes verdim. O sırada kadın konuştu.

"Gerek yok türünü biliyorum. Sen bir melezsin." gözümü kocaman açıp ona baktım. Bir insanın türümüzü bilmesi hiçte iyi değil.

"Nasıl yani?" kadının tebessüm ettiğini gördüm.

"Burada iki çalışanda öyle ve patronlarımızda , yani alıştık ve bu sırrı kimseye söylemiyoruz." anlamış şekilde başımı salladım. Benim melez olduğumu biliyorsa patronları beni tanıyor demektir.

Asansör 59. kata gelince durdu ve kapı açıldı ilk çalışan çıktıktan sonra ben de onun arkasından çıktım. Bu katta hiç oda yoktu ama sağ taraftaki yani bizim gittiğimiz bir oda vardı. Odaya girmeden önce kadın kapıyı iki kere tıklattı sonra arkadan hiçbir ses gelmedi. Kadın da kapıyı açtı ve ikimizde girdik.

Burası baya büyük odaydı beyaz renkli duvar vardı ve önümde masa ve sandalye vardı sandalyede arkası dönük biri oturuyordu ve manzarayı seyrediyordu. Adamın baktığı yerde duvar yoktu tamamen camla kaplıydı ve daha dikkatli bakınca dışarıya özgürlük anıtını gördüm ve denizi gördüm. Demek burası New york'tu. Sol tarafta bir kapı daha vardı orda ne olduğunu bilmiyorum. Kafamı yan tarafa çevirdiğimde ağzı bantlı ve elleri iple bağlanmış Jeremy ve Andy'i gördüm.

Yanlarına gitmek için hareketlenmiştim ki kadın beni tuttu kadına baktım bana kaşlarını çatmış şekilde bakıyordu ben de onun gibi ona baktım. Kadın ellerimi bıraktı bende hemen ikisinin yanına gittim. Ağzınındaki bantları sonra elini çözdüm ve korkmuş Andy'e sıkıca sarıldım.

"Özür dilerim." dedim kulağına doğru , elleri titriyordu peki niye? Andy kolay kolay korkmaz. Geri çekildim yüzüne baktım.

"İyisin değil mi?" başını salladı. Geri çekildim ve Jeremy'e gittim o normaldi. Elini tuttum.

"Sende iyisin değil mi Jer- yani abi." tebessüm etti ve eliyle yüzümü avuçladı. Artık ona abi diyecektim James'ten sonra. Bana çok iyi gelmişti bir insanın abisi ya da ablası olması şart.

"Jeremy diye bilirsin küçük cadı." bana böyle seslenmesi ile tebessüm ettim. Ağzımı açmış konuşacaktım ki kapı açılma sesi ile arkamı döndüm ve ayağa kalktım. Sol tarafta olan kapıdan biri girmişti. İçeri ağız maskesi ve şapkası ile yüzünü kapatmış biri girdi.

Böyle birini hayal edin.

Üstü simsiyah içindeydi ve o kadar swag duruyordu ki. Bana baktı sonra kafasını çevirdi elinde iki tane bardak vardı ve arkası dönük şekilde oturan kişiye doğru gitti. Birini ona verdi sonra o da önündeki koltuğa oturdu ve elindeki bardağı önündeki masaya koyup geriye çekildi.

"Ben çıkıyorum." dedi kadın , maskeli kişi başını salladı ve çıktı. Arkası dönük kişide önüne döndü. Onun da yüzü maskeli bir şekilde kapalıydı.

Maske , şapka ve üstünü böyle hayal edin.

Andy'e bakıyordu. Jeremy ayağa kalktı.

"Siz kimsiniz?!"  diye bağırdı oradan hiç ses gelmedi Jeremy daha sinirlendi. Elinden tuttum ve oturtturdum. Elini okşadım sakinleşmesi için.

"Sakin ol." başını salladı biraz da olsa sakinleşmişti. Elimi çektim ve ayağa kalktım onlara doğru gidiyordum. Hiç tepki göstermiyorlardı. Önlerinde durdum.

"Gerçekten kimsiniz niye bizi buraya getirdiniz?" dedim Jeremy'den sakin sesimle. Yine hiç tepki göstermediklerinde sonradan gelen ve her yeri simsiyah olan kişinin yakasından tuttum ve kendime çektim. Tam vuracaktım ki maskesini çekti aşağı sonra şapkasını çıkartıp bir kenara attı.

Gördüğüm tanıdık sima ile yutkundum sonra elimi ondan çekmek için hareketlendim elimi tuttu uzun ve damarlı elleriyle. Elimi çekmek için bir daha uğraşmadım sadece gözüne baktım.

"James.." diyebildim kısık sesimle sesim gitmişti sadece ismini söylemek in gücüm vardı. Şu an hem üzgün hem sinirli hem mutlu hem hayal kırıklığı içindeydim. Sinirden gözüm dolmuştu en çok sinir basıyordu. Yüzümü başka yere çevirdim. Eliyle çenemden tuttu ve kendine çevirdi.

"Bırak. Sen beni bıraktın bende seni bırakıyorum." dedim o sırada birden James yere düştü Jeremy yumruk atmıştı geri çekildim. Acımıştım hem kendime hem ona. Niyeler hiç bitmiyordu. Niye beraber gelmek yerine onca kandırıp beni bıraktı? Bana herşeyi yapın bir şey demem ama kandıran ve bana yalan söyleyen insanı asla affetmem. Resmen beni aptal yerine koyulmak gibi hissediyorum. Eski sevgilim de yapmıştı.

Jeremy bir daha vurmak için ayaklanmıştı ama onu tuttum. Jeremy'nin yumruğunu yazıktı gereksiz insanlar için boşa yorulmasın.

"Gidelim." dedim ana bir anda durdum peki masada oturan kişi kimdi? Ona döndüm.

"Peki sen kimsin?" oda maskesini çekti ve şapkasını bir kenara attı. Bu da tahmin ettiğim gibi John çıkmıştı. O an Andy'e döndü kafam gözünden bir damla yaş aktı. Ayağa kalktı ve John'a doğru gitti kimse karışmıyordu onu durdurmak için.

John'un önünde durdu ve ona sert bir yumruk attı. John'un yüzü sol tarafa düşmüştü.

"Sen John War , dünyanın en kötü insanısın. Bir haber veremedin değil mi?" John ağzını açmıştı ki Andy bir tane daha yumruk attı.

"Seni bırakıyorum herkes kendi yoluna." dedi ve onu orada bıraktı önden gitmeye başladı Jeremy de onu takip ederek gitmeye başladı yere çevirdim bakışlarımı. James hâlâ çenesini tutuyordu. Bir iç çektim.

"Sana acıyorum kendine yeni birini de buldun ikinizede mutluluklar." dedim ve onu orada bırarakıp gitmeye başladım. Beni bekliyorlardı kapının önünde. Andy kapıyı açmak için elini kapı koluna getirmişti ki kapı açıldı. Bize çarpmasın diye son anda kenara çekildik.

Bakışlarımı bu sefer kapıyı açan adama çevirdim. Takım elbise vardı üstünde ,  yüzüne baktığımda ise saçı
kahverengi 'idi saçını geriye atmıştı , yüzü ve vücudu yapılıydı hem de genç gözüküyordu. Biraz daha yüzüne bakınca kim olduğunu hatırladım o da beni tanımış olacak ki ismimi söyledi. İkimizde aynı anda söyledik isimlerimizi.

"Clara!?"

"Mark!?" 

🌌Umarım bölümü beğendiniz.

🌌Yanlışlarım varsa kusara bakmayın nede olsa özel uçağa ve şirkete gitmedim bildiğim kadar yazdım lsmslwls.

🌌Sezon finali biraz ani oldu biliyorum ama sebeblerim var.

🌌Kitabımı okuyunca başları gerçekten çok saçma olmuş onları hangi kafayla yazdım bilmiyorum jsjsksla.

🌌Ve artık biraz dinleneyim diyiyorum.

🌌 En az 2 hafta en fazla 1 ay sonra yine yazmaya başlarım.

🌌Şöyle anlaşılmasın kurgu yok diye kafamda kurgu var ama üşeniyorum en azından yoruldum.

🌌Bu Mark denen kişi kimdir sizce?

🌌Clara nereden tanıyordur ya da Mark nereden tanıyordur?

🌌İyi günler.

Continue Reading

You'll Also Like

649K 50.4K 59
Ölümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvend...
3.2K 137 22
Akıl hastanesine düşen Pamir Ve onu iyileştirecek olan Parsın hikayesi. •Hikayede Kan, vahşet, psikolojik sorunlar bulunur.• •Hikaye bxb• •Olağanüstü...
5.9K 3.3K 18
Vampirler dünyasına giriş yapılabilir mi ?Bence yapılabilir. Sizce de öyleyse bu kitap tam size göre.
1.6M 105K 95
Birbirlerinden başka kimsesi olmayan üç genç kız büyüdükleri yurdu kapanmaktan kurtarmak için "Günahlar evi'nde" çalısmaya başladılar. "Gece yarısı o...