♥Seni Sevebilir miyim?♥

By MihoSouth

24.7K 1.2K 361

-Benimle dalga mı geçiyorsun? Birini sevmek anormal birşey mi? derken yüz ifademin ne kadar ciddileştiğini fa... More

♥Seni Sevebilir miyim?♥
BAŞLANGIÇ-KISACA GEÇMİŞİM
BÖLÜM 1 Alaycı Sırıtış
BÖLÜM 2 Evine Gitmek Mi?
BÖLÜM 3 Kurban
BÖLÜM 4 70
BÖLÜM 5 Mesaj
BÖLÜM 6 Cherry Ve Oyuncak
BÖLÜM 7 Kendimde Olmadığım O An
BÖLÜM 8 Bir İddia Mı?
BÖLÜM 9 Pasta
BÖLÜM 10 Neyin var?
BÖLÜM 11 Teşekkür Ederim
BÖLÜM 12 Bir Kez Daha Dalga Konusu
BÖLÜM 13 O Anı Sana Yaşatabilirim
(ÖZEL) BÖLÜM 14 İlk Kez
BÖLÜM 15 Bir Sapık Daha?
BÖLÜM 16 İlgimi Çekiyorsun
BÖLÜM 17 Çift
(ÖZEL) BÖLÜM 18 Onu İstemek
BÖLÜM 19 Hana Ve Yasak Aşkı
BÖLÜM 20 Ateşinle Tutuşan Bir Kızım
BÖLÜM 22 Seni Sevebilir Miyim?

BÖLÜM 21 Eyvah

458 43 31
By MihoSouth

Odadaki mor yastık dediği gibi yatağının üzerindeydı. Üzerimde belli belirsiz bir his vardı. Bu his heyecan mıydı?

Hızlı adımlarla yatağın yanına gidip yastığı elime aldım. Yastığın fermuarını açtım ve elimi içine soktum. Evet, dediği gibi defter yastığın içindeydi. 

Defteri elime alıp yastığı yatağa fırlattım. Daha bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum. Neden onun saçma düşüncelerini merak ediyordum ki? Zamanı geldiğinde onunla dalga geçmek için mi? Elimde ona karşı bir koz bulundurmak için mi?

Sun Hee'nin yattığı odaya, kendi odama, gidip yatağın kenarına oturdum. Sırtım Sun Hee'ye dönüktü. Ona bakip uyudugundan emin olduktan sonra elimdeki defterin kapağını açtım. 

 Herkesin gizli saklı yazdığı ve 'Sevgili Günlük' olarak söze başladığı bu deftere ben farklı başlıyorum:

 Adım Sun Hee,

Melezim. Avustralyalı annem koreli babamla evlenmiş ve ben dünyaya gelmişim. Bana 'İyilik' anlamına gelen Sun Hee adını koymuşlar. 

 Ama ne yazık ki ben henüz 4 yaşındayken onlar talihsiz bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş. Ben de yetimhanede, benimle aynı kaderi paylaşan onlarca çocuğun arasında yaşamaya başlamışım.

 9 yaşına geldiğimde yetimhaneye sonradan gelen Hana ile tanıştım ve onunla çok yakın arkadaş olduk. Yaşça benden 2 yaş büyüktü. Birbirimizi kollayıp sahip çıkıyorduk. Öz birer kardeş gibiydik.

 Ben 12, o 14 yaşındayken yetimhaneden kaçtık. Artık özgür olmak istiyorduk. 

 Aradan 5 yıl geçti...

 Şu an 17 yaşındayım. Gerçek olan ama inanması güç olan bir geçmişe sahiptim. Sahiptik. 5 yıl hayat kolay olmamıştı bize. Hana ve ben çok çabalamıştık. Sürekli iş ve ev değiştirip hayatta kalmaya çalışmıştık. Ve sonunda başarmıştık. Hana şu an 19 yaşındaydı ve eskiye göre doğrudüzgün bir işi vardı.

 Ben mi?

 Ben bir pasta dükkanında temizlikten ve bulaşıktan sorumlu bir çalışandım. 

 Ama çabalamaya devam ediyorum. Edeceğim de...

Nedense otomatik olarak elim bir sonraki sayfaya gitmişti. 

Sonraki sayfayı çevirdim.

Hana uzun bir aranın ardından iyi olduğuna kanaat vermişken yine kabus görüp uyandı. Onu sakinleştirmeyi başardım ama hala kabusun etkisinde olduğu belliydi. Uyumadan önce bir kez daha bir şeyler sayıkladı. Bu durumunu beraber atlatacağımıza inanıyorum. 

Hana'nin benden haberi olmaması iyi. Çünkü o günden beri kendimi daha güçsüz hissediyorum.

Burada Sun Hee'nin neyden bahsettiğini anlamam uzun sürmedi. Mutfakta onu bıçakla korkuttuğum zamanki krizini hatırladım. 

Sonraki sayfayı çevirdim.

Sanki tüm dünya benim köpeklerden korktuğumu biliyordu. Hana'yla temiz hava almak için yürüyüşe çıktığımız parkta devasa bir köpek bize doğru koştu. Ama sahibinin dediğine göre o yalnızca oyun oynamak istiyormuş. Haha! Sivri dişlerini göstererek bize hırlaması oyun oynamak istediği için miydi yani?

İnanmadım.

Hızlı hızlı sayfaları çevirdim. Bunların hepsini okuyacaktım ama şu an merak ettiğim şeyler bunlar değildi. 

Benimle ilgili yazdığı bir şey yok muydu? Sarhoşken ki söylediği sözleri buraya da yazmış olmalıydı. Bunu öğrenmek istiyordum.

Defterin yarısını geçtiğimde bir söz gözüme takıldı. Durdum.

Bu şarkıyı ilk defa duyuyorum. Onu ilk defa görüyorum. Gitar çalıyor. Eşsiz bir melodi. Bir kez daha gözlerimi ondan alamadım. Fazla gülmüyor ama yüzü gülüyormuşcasına etrafına ışık saçıyor. Kim o? Buralarda onu ilk kez görüyorum. 

Hana onlarca kez çabuk olmam konusunda bağırdıysa da onu duymadım. Odaklandığım kişi o değildi çünkü.  

Kimdi bu çocuk? Sun Hee ondan fazlasıyla etkilenmişti anlaşılan. 

Farkında olmadan yumruklarımı sıktığımda gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Onu kıskanmış olamam değil mi? Bu kadar aptal olamam.

Sertçe sayfayı çevirdim ve karşıma çıkan sözler tekrar ellerimi yumruk yapmama neden oldu:

Sonraki gün yani bugün onu tekrar gördüm. Bu sefer yanında arkadaşı da vardı. Ama gözüm ondan başkasını görmüyordu. Bu aşk olabilir miydi?

Hızlıca sayfaları çevirdim. 

Artık sevdiğim şarkılar arasında onun söyledikleri de var. Onu her sabah aynı saatte görüyorum. Bu erken saatlerde fazla para kazanılabilir miydi? Benim bildiğim öğle vakti ve sonrasi en iyi zamanlardı. Ama sonra aklıma bir şey geldi. Onun önünde çoğunlukla para atılacak bir şey olmazdı. Bunu sevdiği için mi yapıyordu?

Gülümsemeden edemedim. 

Kimdi bu gereksiz kişi? Sun Hee onun nesini bu kadar seviyordu?

-Pislik. Alçak.- dedi arkamdan bir ses.

Lanet olsun! Uyumuyor muydu o? Uyanmış mıydı? Hızlıca arkamı döndüm. 

Düşündüğüm gibi değildi. Elimde olmadan derin bir nefes verdim. Uykusunda sayıklıyordu. Anlaşılan sayıkladığı kişi bendim. Rüyalarına bile giriyordum öyle mi?

Gülümsedim.

En azından şu gitarcı çocuk bunu yapamıyordu.

Defterin sonraki sayfasına geçtim.

Onu tekrar ve tekrar görüyorum. Eşsiz sesini yine duyuyorum. Gözleri hep uzaklarda, beni fark etmiyor. Ona dakikalarca baktığımı bilmiyor. Beni fark etmesini isterdim ama yinede böylesi de iyi. Onu her gün görmek günümü güzel geçirmeme bile yarıyor. O öyle mükemmel ki.

Dün akşam onu rüyamda gördüğümde yine böyle mükemmel bir ışıltısı vardı. Ama bu sefer beni fark ediyordu. Bana bakıyordu ve gülümsüyordu. Sonrasında konuşmak için ağzımı açtığımda...Ona düşüncelerimi söyleyecek olmanın heyecanıyla yanıp tutuştuğumda uyandım.

Ve uyandığımda bu rüya tüm gün aklımdaydı.

Defteri yere attım. Bu gereksiz salağı bulup onun yüzünü dağıtmam gerekiyordu. Böylece o çok güzel yüzü artık ışık saçmayacaktı. Hah!

Başımı ellerimin arasına aldım ve düşünmeye başladım. 

Bu aptaldan nasıl kurtulmalıydım?

***

Sun Hee'nin ağzından:

Gözlerimi zorlukla açabildim. Güneş ışıkları perde çekilmemiş bir aralıktan yüzümü yalıyordu. Gözlerimi kırpıştırdm. Ellerimi yüzüme siper edip etrafıma bakmaya çalıştım. 

Burası..?

Ben nerdeydim? 

Yabancı ama yinede tanıdık bir odadaydım. Odadaki boy aynası...Giysi dolabı ve gitar...

Burası... Minhyun'un odası!

İçimi bir telaş sardığında yanımda bir şey kıpırdandı.

Kafamı 'lütfen düşündüğüm sey olmasın' diyerek sağıma çevirdim.

Aynı anda çığlık atmamak için iki elimle ağzımı kapattım. 

Minhyun? 

Yanımda?

Aynı yatakta?

Bu tek bir anlama gelebilir.

Bir şok dalgası beni ezip geçerken telaşla yatakta doğruldum. Üzerimde kıyafet var mı diye baktım. Evet, üzerimde bana ait olan günlük kıyafetlerim vardı. 

Yoksa kıyafetle mi...?

Aaah, delireceğim!

Neredeyse ağlayacak bir halde bir ayağımı halıya bastım. Buradan bir an önce gitmeliydim. Minhyun'dan açıklamasını sonra isteyebilirdim. Aslında hemen şimdi açıklanması gereken tonlarca şey vardı. Ama bu halde olmaz! Ben böyle tir tir titrerken beni dikkate bile almazdı! 

Yataktan kalkmak için ikinci hamlemi yaptığım sırada bir el kolumu tuttu.

-Bu yataktan kalkmayacaksın ufaklık.-

Eyvah...

Bir süre yazma istegimi kaybettim. Bir süre kimseden mesaj gelmedi. Artik yeni bolumun unutuldugunu, bu hikayemin unutuldugunu dusundum. Ve o kadar uzuldum ki. Biliyorum cok iyi yazamiyorum ve beklentilerinizin altinda oluyordur belki bolumler. Ama inanin ben bazi kisiler gibi bir oturusta yazamiyorum. Bu iste zaman benim icin cok onemli. Bazen pat diye ilham geliyor ama bazen gunler aylar gecse de yazasim gelmiyor. Aklimdaki onlarca fikri yaziya dokemiyorum.

Ama sonra bugun bir kac okuyucunun yeni bolum ile ilgili yazdiklarini gorunce inanin bana o dakikada icime bir yazma istegi dogdu ve kosarak bilgisayarin karsisina gecip yazmaya basladim. O okuyuculara ithaf edecegim bolumler de olucak :) ♡

Bu kadar cok beklettigim icin ozur dilerim.

Ama arada sirada bu hikayenin varligini da hatirlamanizi isterim :)

sizleri cok seviyorum iyiki varsiniz~ ♥.♥

Continue Reading