Yalnız Popüler

By ayseNurErdem

45.1K 2K 519

''Kabullen artık,biz geçmişte kaldık ve geleceğe ulaşamıyoruz Sam!'' More

Yalnız Popüler
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
12
13
14
15
16
17
18
19
20

11

1.2K 82 35
By ayseNurErdem

Geçen bölüm okunmamış ama beklettiğim için bu bölümü yazıp atmam gerektiğini düşündüm dkljf hem yorumlar da beni tatmin etmişti ^^

Birde bu bölümü iki kısım şeklinde atmayı daha uygun buldum,diğer bölüm Rachel anlatmaya devam edecek yani dkjhfj hadi yine iyisiniz,gerçekleri öğreniyorsunuz :Ppdklh

Bu arada,bu bölüm yorumların çok olması gerçekten beni çok mutlu eder,isterseniz oy atmayın ama lütfen ve lütfen görüşlerinizi bildirin!Gerçekten yorumsuzluktan ölmekten korkuyorum  kjhjghd Bilginize yani...

Herkese iyi okumalar! :*

Rachel

Gözlerimi açmamla pencereden içeriye giren güneş ışınlarının gözlerime çarpması bir oldu.Yüzümü buruşturup ağzımdaki sikik tadın nedenini hatırlamaya çalıştım.Burnum ve genzim acıyor,gözlerimi açmakta zorlanıyordum.

Bilincim yerine gelmeye başladığında dün gece olanlar aklıma düştü.İşte bu her şeyin nedenini açıklıyordu.İçimde kabaran öfke ve hayal kırıklığı kalbimi dondururken yataktan kalkmaya çalıştım.Bu çabamın boşuna olduğunu ayaklarımda yatan Alex’i görmemle fark ettim.İster istemez gülümsedim.Dün ki yardımlarından,beni iyi hissettirmeye çalışmalarından dolayı yorgun düşmüştü sanırım.Çünkü şuan ölü gibi yatıyordu.Ayaklarımı kıpırdatmamaya özen göstererek ,dün gece yatarken üzerime serdiği battaniyeyi ona serdim.

Beni düşünmesi gözlerimi yaşartacak derecede beni mutlu ediyordu.Ne ara bu kadar yakın olabildiğimizi bilmiyorum ama kendimi onunla tanışmadan öncesinden daha iyi hissettiğim bir gerçekti.

Ona güvenmekte zorluk çekeceğimi düşünmüştüm ama şuan anlıyorum ki ilk günden ona güvenmiştim ben.İlk gün kanım ısınmıştı ona ve şuan fokur fokur fokurduyordu.Zor günlerimde yanımda olacağına inandığım bir arkadaşım vardı ve bunu dün kanıtlamıştı.Elbette bunu arkadaşlığımızı kanıtlamak için yapmamıştı ama benim gözümde o artık en yakın arkadaşım mertebesine kat kat tırmanmış biriydi.Hatta o kadar çok tırmanmıştı ki görünmüyordu.Ve Sam ile olan geçmişimize ulaşacaktı.İçime korku düşüyor,beni endişelendiriyordu ama içimde Alex’e karşı sonsuz güvene sahip olan diğer yanım korkmuyordu.’Anlat gitsin,o güvenebileceğin tek insan.’diyordu.Ve bugün bu dediğine kulak asmak zorundaydım.İstemesem bile anlatmak durumundaydım çünkü ona söz vermiştim.Ve aslına bakılırsa istiyordum.Ona anlatmak istiyordum çünkü kendi başıma,kendi içimde debelendikçe daha çok acı çekiyordum.

Alex huysuzca homurdanıp bacaklarıma sarıldı.Gülümseyip saçlarıyla oynamaya başladım.Bacaklarım ağrımasına rağmen sırf uyanmasın diye bacaklarımı oynatamıyordum.Alex ise daha çok hareket etmeye başlamıştı.Muhtemelen de uyanmıştı zaten.Bacaklarımı altından çekmeye çalıştım ama başaramadım.Esnemeye başladı ve gerindi.Gülümseyip ‘Günaydın.’ Dedi.Ben de gülümsedim.

‘’Bugün nasılsın bakalım?’’deyip bacaklarımın üzerinden kalktı.Omuzlarımı silktim.İyi değildim ama dün ki kadar kötü de değildim.Cevap vermek yerine içeriden gelen seslere odaklandım.Sasha Emma’ya her zamanki gibi bağırıyordu.Emma’nın ona nasıl dayandığını gerçekten ama gerçekten çok merak ediyordum.Hayatımda tanıdığım en gıcık insanlardan biriydi.

‘’Hadi,kahvaltıya inelim.Belki yardıma ihtiyaçları vardır.’’

Alex’e gözlerimi devirdim.Fakat o çoktan kapıya ulaştığı için görmedi.Yine konuşacak bir konu bulmuş,gevezelik etmeye başlamıştı.Moralimi bozmamak için dünden bahsetmiyordu sanırım.Bahsetmemesi daha iyiydi.Yeri geldiğinde konusu açılacaktı zaten.Alex’in merakı gözlerinden okunuyordu çünkü.

Muhtemelen kahvaltıdan sonra beni odaya çekecekti.Derin bir nefes alıp olacak olanlara kendimi hazırladım.

***         

Kahvaltı sonrası dediğim olmuş Alex beni odasına çekiştirmişti.Sasha ve Emma bu yaptığına anlam veremezken ben haklı olmanın verdiği moralle odaya girmiştim.İşte Alex böyleydi.Eğer onu yeterince tanırsanız hareketlerini önceden kestirebilirdiniz.

Yatağının üzerine zıpladım ve uzandım.Bana gülümseyip yatağa,yanıma uzandı.Ona baktım.

‘’Rachel...Bana anlatacaklarından önce şunları söylemek istiyorum.’’derken yüzünde ki gülümseme silinmiş,yüzünde ciddi bir ifade yer edinmişti.Kaşlarımı çattım.Ne söyleyecekti ki?

‘’Seni çok seviyorum ve...Geçmişte ne yaptıysan umurumda değil.Geçmiş geçmişte kaldı çünkü.Sen anlattıktan sonra sana olan sevgim azalmayacak ve seninle olan arkadaşlığımı,dostluğumu,kardeşliğimi kesecek de değilim.Ben anlatırken  içinde endişe tohumları olsun istemiyorum.Kalbin rahat etsin.’’

Bunları biliyordum.Şaşırmamıştım.Dediğim gibi ,Alex benim en yakınımdı ve ona güvenim  sonsuzdu.Beni yargılayacağını da düşünmüyordum.Beni anlayamazdı belki ama denerdi.

‘’İnan bana,kalbim o kadar rahat ki.Ben...Sana güveniyorum.’’deyip uzandığım yerden kalktım.Bağdaş kurduğumda bana bakıp gülümsedi.Yanaklarıma ateş düştüğünde kızardığımı anladım.Duygularımı söylemekten her zaman çekinirdim.Bu doğduğumdan beri böyleydi ve yanaklarımın kızarmasını ne kadar engellemek istesem de olmuyordu.Soğuk bir yere bastırmak bazen işe yarıyordu ama şuan da odada soğuk bir şey olduğunu sanmıyordum.

‘’O zaman bence başlayabilirsin.’’

Kafamı salladım.Nereden başlayacağımı bilemiyordum.Yaklaşık beş dakika sonunda en başından başlamam gerektiğini düşündüm ve başladım,

‘’Ben...’’Duraksadım.Bana meraklı gözlerle bakan Alex devam etmemi söyleyen bir hareket yaptı.Başımı salladım.Biraz zorlanıyordum ama bence bu normaldi.Çünkü önceden hiç kimse beni dinlememişti ve bende anlatma gereği duymamıştım.Ama şimdi farklıydı.Alex beni dinleyecekti.

‘’Annem  bana hamile kaldığında babam  beni istememiş ama annem o kadar çok ısrar etmiş ki en sonunda anneme ‘Hayır’ diyememiş.Babam annemi çok seviyormuş.Bildiğin onun için her şeyi yapmış,yapabilirmiş.Onun için ölümü bile göze alabilirmiş,Daisy’nin anlattığına göre.Yani o kadar seviyormuş.Ve ben...Annem beni dünyaya getirirken ölmüş.Aslında onu kurtarma şansları varmış,ama doktorların söylediğine göre annem ameliyatın ortasında ‘Beni değil,kızımı kurtarın.’ Deyip ağlamaya başlamış.Onu uyutmuşlar ama doktor annemi dinleyip beni kurtarmış.’’

Buruk bir şekilde gülümsedim.Gözlerimin dolduğunu hissediyordum ama umursamadım.

‘’Ben annemi hiç tanımadım.Yani gördüklerim ve duyduklarımla tanıma girşiminde bulundum ama yanında olup onun her hareketini gözlemlemekle bir değildi.Bende en sonunda boş verdim.Zaten onun yokluğunu çekmiyordum.Daisy bana annelik ediyordu.Bana kızıymışım gibi davranıyordu ve beni seviyordu,babamın aksine.Elbette ki babam, annemin göçüp gitmesinden sonra depresyona girdi.Beni suçladı.Annemin ölümünden beni sorumlu tuttu.Benden nefret etti.O kadarki kendi evimde odamdan dışarı adım atamıyordum.Yüzümü görmek istemiyordu.

En başta üzüldüm,ağladım,sızladım.Beni seven bir babam olmasını istedim.Ama asla annemin ölümünden dolayı kendimi sorumlu tutmadım.

 Daisy beni öyle bir yetiştirmiştiki sevgiye doymuş bir birey olma yolunda ilerliyordum.Sırf Daisy değil,evimizin tüm çalışanları beni sevgiye boğuyordu.Şimdi düşünüyorum da hepimiz kocaman bir aile gibiydik.Babamın beni sevmediğini unutmuş,mutlu mutlu geziniyordum.O zamanlar saftım.Kötülük diye bir kelime öğretilmemişti bana.Herkesi seviyordum,babamı bile!

Ben büyüdükçe babamın bana olan nefreti daha çok artıyor,beni mutsuz etmek için elinden geleni yapıyordu.Tabi ben görmüyordum,fark etmiyordum.Beni dövse bile ‘Hakkıdır.O benim babam.’ Gibi şeyler düşünüyordum.Hiçbir şey söylemiyordum.Daisy beni koruyordu.

Her ne kadar Daisy evimizin çalışanı olsa da babamı zamanında o büyütmüştü ve babamın ona karşı özel bir zaafı vardı.Belki de benim gibi onu annesi olarak görüyordu,bilemiyorum.Bildiğim tek şey onun Daisy’i işten çıkartmayacağıydı.Ona saygıda kusur etmezdi. Bu yüzden beni dövmeyi bıraktı.Ama kalbimi kırmaya devam ediyordu.

Evde babam tarafından,okulda da arkadaşlarım tarafından istenmiyordum.Arkadaşlarım beni sevmiyordu.Bunda göz zevklerini bozmam da büyük bir etken olabilirdi.Yaşıma göre acayip derecede kiloluydum.Gözlüklerim vardı.Dişlerim de çarpık çurpuktu.Ama iyi biriydim.Beni istemedikleri halde işleri düşünce bana gelirlerdi.

Babam benden nefret ettiğini insanlara belli etmezdi.Bu yüzden para içinde yüzdüm.Gerçi o zamanlar para umurumda değildim.Ne yapabilirim ki?Çocuktum,sevgiye muhtaçtım,paraya değil.

İşte para konusunda sıkıntı çeken ‘arkadaşlarım’ bana gelirdi.Bende sevinir,yardım ederdim.Benimle para için arkadaşlık yapan insanları gerçek dostum bellemiştim ve mutluydum.Açıkçası o zamanki halime acıyorum ama gerçek bu.Mutluydum.Hemde çok mutluydum.Sevilmediğimi hissetmiyordum.Dedikodular umurumda değildi.Kimse bana ‘Senden nefret ediyorum’ dememişti ve ben de bunu dile getirmedikleri için beni sevdiklerini düşündüm.Anlayacağın katıksız saftım.’’

Beni nefes almadan dinleyen Alex’e bakıp omuz silktim.

‘’Liseye geçtiğimde çok heyecanlıydım.Biraz zayıflamış ve diş teli taktırmıştım.Eskisinden daha az çirkindim.İnsanların bu sefer benimle arkadaş olacağını düşündüm.Ama bilirsin,lise çok boktan bir yerdir.Kendini yüksek sınıf gören insanlar,alt sınıfları ezmeyi görev edinmişlerdir.Diş teli takan bir yüksek sınıf gördün mü bilmiyorum ama ben görmedim.Alt sınıf olmaya mahkumdum yani.

Tabi liseyi önceden bilmediğim için bunların farkında değildim.Ben saflığın kelime anlamı olmaya devam ediyordum.İnsanlara ilk günden güvenen biriydim ve lisede de bu devam etti.Herkese güvendim.Popüler olan yüksek sınıf bana pek bulaşmıyordu.Hatta bazı kızlar yanıma gelip benimle konuşmaya çalışıyorlardı.Nedenini o zamanlar pek merak etmedim.Bunun normal birşey olduğunu düşünüyordum.Ki değildi!Benimle konuşuyorlardı,bana arkadaşım diyorlardı.Ama arkamdan benimle dalga geçiyor,gülüyorlardı.

Belki arkamdan konuştukları için kalbim kırılmıyordu ama o zamanlar bana sorsalar arkamdan dalga geçmelerini istemezdim.Dalga geçtiklerini bilmem haberim olmamasından iyidir!

Ben böyle onları arkadaşımmış gibi görmeye devam ederken bir gün yolum çıkışta okul kütüphanesine düştü.Zaten kitap okumayı çok seviyordum ve neredeyse her gün kütüphanedeydim ama o gün farklıydı.Kütüphane öncekinden daha da kalabalıktı.Şaşırmıştım.Genelde ben kütüphanede bulunurken içeride 3-5 kişi bulunuyordu çünkü,şaşırmam gayet doğaldı.

Bu durumdan rahatsız olan kütüphane görevlisine nedenini sorduğumda bana ceza sınıfının tadilatta olduğunu,birkaç günlüğüne ceza alan öğrencilerin kütüphanede tutulacağını söyledi.Üzülmüştüm.Ceza alan öğrenciler genel olarak popüler kesim oluyordu ve kitap okumak yerine konuşup duruyorlardı.Her zaman huzurlu bir sessizlik içinde okuduğum kitabımı şimdi tadilat yüzünden lanet olası bir uğultu eşliğinde okuyacaktım.Moralim bozulmuştu ama belli etmedim.İnsanlar beni mutsuz görmeye alışkın değildi ve bende zaten dakikasında moralimi düzeltecek bir şeyler buluyordum.O günde bulmuştum.’En azından birileri canı sıkılınca kitap okur’diye düşünüyordum.

En arkada bulunan boş bir sandalyeye oturdum.Yanımda boş bir sandalye daha vardı.Benim sandalyem duvar kenarında olduğu için insanlardan kendimi soyutlarken zorlanmadım ve kitabıma gömüldüm.Kitap arkadaşlığı konu alıyordu ve benim hiç yakın arkadaşım olmadığı için bu tür kitaplar hoşuma gidiyordu.Kendimi onların yerine koyup diğer karakterlerle arkadaş olabiliyordum.

Tam kitaptaki karakterlerden biri en yakın arkadaşının sevgilisiyle öpüştüğü sırada ,yanımdaki sandalyenin çekildiğini duydum.Kitabın en heyecanlı yeri olduğu için okumaya devam ettim.Ta ki sandalyedeki konuşana kadar.

‘’Çok heyecanlı ha?’’demişti.

Başımı kaldırdığımda onun gözleriyle göz göze geldim.Beni gülümseyerek süzüyordu ve istemeden de olsa utandım.Öyleki yanaklarım kıpkırmızı olmuştu.

Bende elimde olmadan gülümsedim.

Gülümsemesi o kadar güzeldi ki kalbimi yerinden hoplattıkça hoplatıyordu.Kalbimdeki sancılar istemsizce hoşuma gidiyordu.Midemdeki tatlı kasılmalar , vücudumdaki değişiklere katılıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.

Her şey birden oluvermişti zaten.Ellerim terlemeye,hava bana bin kat daha sıcak gelmeye başlamıştı.Gözleri gözlerime değdiği ilk an ona aşık olmuştum.Bunu biliyordum,o an bile biliyordum.Bu yüzden heyecandan elimdeki kitabı yere düşürdüm.Masanın üzerinde okuduğum halde düşürdüm hemde!O derece heyecanlıydım.Gülümseyip kitabı yerden kaldırdı ve bana uzattı.Kekeleyerek teşekkür ettim.Kitabıma dönecekken benimle konuşmaya başladı.

Etrafımızdaki insanlar bizi şaşkınca izlerken ben onların neden bu kadar şaşkın olduklarını düşünüyordum.Meğersem sonradan öğrendiğime göre Sam çok popülermiş.Ben popüler erkekleri tanımıyordum pek,ondan dolayıydı ona olan bu cahilliğim.

Sam ile konuşurken ona sevgim kat kat artmaya başladı.Konuşma tarzı,hareketleri..Popüler birine hiç benzemiyordu.Şımarık ve kendini beğenmiş değildi.Hatta mütevazi ve sevimliydi.Kim olsa aşık olurdu yani.

Neyse,sonracığıma kendisi bana akşam bir yerlere çıkmayı teklif etti.Bende hemen kabul ettim.’’derken Alex şaşkınlıkla bana bakıyordu.

‘’Bir dakika!Sam sana çıkma mı teklif etti?Oha.Ben senin çıkma teklif ettiğini falan sanmıştım.Sonuçta o senden...’’derken sesi kısıldı.’O senden nefret ediyor.’ Diyecekti.Bunu bakışlarından anlamıştım.Gözlerimi devirdim.

‘’Benden nefret etmediği günlerde vardı.’’

‘’Hayır ben öyle demeyecektim...’’

‘’Her neyse,bölme.Akşam dışarı çıktık.Tabi babamdan izin almam biraz sorun yarattı ve ben ağladım.Hayatımda ağlamadığım kadar ağladım.Daisy dayanamayıp arka kapıdan kaçmama yardım etti.Babamın zaten umurunda olmadığım için ruhu duymamıştı.Buluşmaya gittiğimde gözlerim falan hep şiş olduğu için endişelenmiştim ama Sam önemsemedi.Bana o kadar güzel bakıyordu ki onunda bana aşık olduğunu düşündüm.Heyecanım gittikçe azaldı ve onun yanında kendimi özel hissettim.Ben hayatımı anlattıkça o dinliyordu.Ben kötü hissettikçe o elimi tutuyor, bana destek oluyordu.

O günden sonra neredeyse her gün görüşüyorduk.Ben hala aynı Rachel’dım,gittikçe popülerleşmeme rağmen beni de kendileri gibi yapamadılar.İnsanlara yardım etmeye , iyi biri olmaya dikkat ettim.Arkadaşlarım çoğalmıştı ama Sam habire onlara güvenmememi söylüyordu.Ve bende her tanıştığıma güvenmemeye dikkat ediyordum ama ne çare?Herkesin iyi yönünü gören ben ,ister istemez onları seviyor ve güveniyordu.

Sam ile şu sevimli çiftler gibiydik.Hani herkesin kıskandığı çiftler vardır ya?Her zaman beraberlerdir,birbirlerini ölesiye korurlar,sevgileri gözlerinden okunur falan.İşte onlardandık.Evet inanılması güç ama çok seviyorduk.Gözümüz kimseyi görmüyordu.

Ergenlikte, babamın benden nefret etmesinin daha çok acıtmaya başladığı sıralar onunla tanışmıştım ve babamın acısını yeniden arka plana atmıştım.Sam benim aklımı,kalbimi tamamen ele geçirmişti.Her dakika onu düşünüyor,hep onun yanında olmak istiyordum.Keza Sam’de öyleydi.Ne zaman bir yere gitse beni de çağırırdı.Boş bir zamanı olsa direk beni arardı.Resmen masal gibiydi o dönem.

Sonrasında baba tarafından olan kuzenim Sarah geldi.Sarah hayatında görüp görebileceğin en güzel kızlardan biridir.Bembeyaz ve pürüzsüz cildi,simsiyah beline uzanan dalgalı saçları ,ela gözleri, kıpkırmızı ve dolgun dudağıyla mükemmelliğin kelime anlamı gibi bir şey.Ciddiyim abartmıyorum.Bir ara fotoğrafını gösteririm hatta.

Benden üç yaş büyük olduğu için son sınıfı okumaya bizim okula geldi.Son sınıf olduğu için biraz zor kabul ettiler ama babam Sarah’yı çok sevdiği için müdürü sonuna kadar zorladı.

Babam ne kadar Sarah’yı seviyorsa bende o kadar seviyordum.Sarah benim idolümdü.Küçükken hep onun gibi olmak isterdim.Yürüyüşünü,davranışlarını falan hep taklit ederdim.Onunla iyi anlaşırdık.O da beni severdi.Bana tavsiyelerde bulunur,benimle zaman geçirmekten hoşlanırdı.Sam’i ona anlattığımda onunla tanışmak istedi.Sam de kabul edince sevindim.Üçümüz beraber yemeğe çıktık falan.

Sam ile Sarah gerçekten iyi anlaşmışlardı ve ben çok mutlu olmuştum.İdolüm ve sevgilim birbirlerini sevmişlerdi!Nasıl sevinmem?

Çok kıskanç biri değildim zaten.Hatta hiç değildim.Sam Sarah’ya yakın davrandığında ve ya Sarah onun dediği saçma bir şeye güldüğünde sorun etmedim.Benim için birbirleriyle konuşmak istiyorlardı,beni mutlu etmek için.

Bende mutlu oluyordum.Zamanla çok yakın iki arkadaş olup çıkmışlardı.Sam Matt ile geçirdiği zamandan çok Sarah ile zaman geçiriyordu.Bana ilgisi azalmıştı ama ben bunun farkında değildim.Ben polyanna gibi ortalıklarda geziniyordum.Sam’in bir öpüşü benim ayakta uyumamı sağlıyordu zaten.Bazı geceler randevularımızı unutmaya başladı.Ondan sonraki gün sanki hiçbir şey yokmuş,sanki ben onu tüm gece beklememişim gibi yanıma gelip benimle konuşuyordu.Bense aramızda bir anlaşmazlık çıkmasın,birbirimizin kalbini kırmayalım diye –ki benim onun kalbini kırmam imkansızdı!- susuyordum.Sustukça daha çok uzaklaştı,sustukça daha çok umarsızlaştı.Onu benden uzak gördükçe kalbime öyle bir acı saplanıyordu ki gözlerim o aklıma geldiği an dolmaya başlıyordu.

Sonrasındaysa  birden çiçekler,hediyeler almaya ,yanımdan ayrılmamaya başladı.Kalbimin acısı yavaş yavaş azalırken onu tüm kalbimle sevmeye,güvenmeye devam ettim.Bir süre benden sıkılmıştı belki,ama geri gelmişti.Başka kızlara gitmeyip bana gelmişti.Başka kızlara değil,bana geldi.

Ben kendi içimde Sam’in hala beni sevdiğine,ilk gün ki gibi iyi olduğumuza inanırken birkaç arkadaşımın dediği şeyler beni çok sinirlendirmişti.Neymiş efendim,Sam seni Sarah ile aldatıyor,Sam seni yanında köpek gibi gezdiriyor,bla  bla bla.

Bir kere Sam beni aldatmazdı.Hele ki Sarah ile!

Hayır Sam’den beklerim desem,Sarah’dan beklemem.O mükemmel biriydi çünkü.Asla böyle bir şey yapmazdı bana.O yanlış yapmazdı.

Ne kadar dediklerine kulak asmasam da bir şüphe tohumu düşmüştü içime.Beraberce takıldığımız günler ikisini izliyor,bir karar vermeye çalışıyordum ama belliydi.Onlar sadece arkadaşlardı.Bunu görebiliyordum.Hem ikisi de bana pişmanlık dolu gözlerle bakmıyor,aksine sevgiyle bakıyorlardı.

Öyle baktıktan sonra nasıl arkamdan gizli bir ilişki kurabilirlerdi ki?

Onları izledikten sonra beni aldatmadıklarına ikna oldum ve eskisi gibi Sam’in her dediğine gülmeye,Sarah’nın her asil hareketini hayran gözlerle izlemeye devam ettim.İkisi de mükemmellerdi ve onları izlemekten bıkmıyordum.

Arkadaşlarım tabi bunun peşini bırakmadılar ama onları güzel bir azarladıktan sonra –ki ilk defa birini azarlamıştım ve azarladıktan sonra çok pişman olmuştum- ne halin varsa gör dediler ve bir daha bu konuyu açmadılar.

Sam’in doğum günü gelip çattığında hediyemi alıp Sam’lere gitmiştim.Annesi ile iyi anlaşırdık ve bana o gün kullanmam için anahtar vermişti.Sanırım Sam’in teyzesine gidecekti çünkü evde yoktu.Sam’e sürpriz yapacağımın heyecanıyla içeri girmiştim.Her zaman geldiğim bir yerdi Sam’in evi,bu yüzden yabancılık çekmemiştim.İçeri girdiğimde etrafın azda olsa dağınık olduğunu fark ettim.Sam’in annesi titiz bir insandı ve evi öyle bırakıp gitmesi bana saçma gelmişti.Ama omuz silkip sürpriz için getirdiğim poşetlerimi açmak için eğilmiştim.Sonra bir ses duydum.Kahkaha sesi...Sam’in kahkahası.

Yakalanmanın verdiği korkuyla mutfağa koştum.Fakat benim içeri girdiğimi duymamıştı,başka biriyle meşguldü.Bir kız sesi geliyordu.Muhtemelen kuzeni falandır diye düşünmüştüm.Sonuçta hani ,doğum günü.Kuzeni kutlamak için gelmiştir,değil mi?

Odasına yürürken aklım kuzeninin beni sevmesi için neler yapabileceğim düşüncesindeydi.Ta ki açık olan kapı arasından Sarah ve Sam’i sarmaş dolaş görene kadar.O an ne oldu biliyor musun Alex?Kalbim o kadar acıdı ki..Bunu kelimelerle ifade edemiyorum.Onları gördüm ve bir anda,bir duygu basıncı nefes almamı zorlaştırdı.Gözlerim onlarda takılı kalmıştı.Başka yere bakmak istiyor ama yapamıyordum.Arkadaşlarımın dediği şeyler bir bir aklıma dökülürken ‘Hayır’ diye düşündüm.’Sam bunu yapmaz!Bunu bana yapmazlar!Bu olamaz!Bana bunu yapmadılar ki..Onlar sadece...Onlar sadece arkadaşlar!!’

Tam yeniden kendimi kandırıyorum derken ne oldu?’’

Histerik bir kahkaha attım.Yaşlar gözümden ellerime damlıyor,kalbim acıyla kasılıyordu.Olanları yeniden yaşıyor gibiydim.Acımdan hiçbir şey eksilmedi aslında.Anlatırsam eksilir sanmıştım oysaki.Yeniden eski Rachel olurum sanmıştım.Ama öyle değildi.Nefretim ve hayal kırıklığım beni yeniden onlara kötülük yapma isteğiyle dolup taştırıyordu.Onları üzmek istiyordum.Beni üzdükleri gibi onları üzmek,kalplerini kırmak,onlara acı çektirmek istiyordum.

Alex elini elime koyup baş parmağıyla elimi okşadı.Onunda gözleri dolmuştu.

‘’Ne..Ne oldu?’’

Az önce hiddetlenen sesim şimdi kuru bir fısıltı halinde çıkıyordu. Acıyla hıçkırdım.

‘’Öpüştüler.’’

 

Continue Reading

You'll Also Like

344K 25.7K 43
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...
1.4M 47K 22
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
1.3M 58K 44
Siz: 88-67-114 Siz: Buyur Sevgi teyze Siz: Öve öve bitiremediğin vücut ölçülerim. Siz: Umarım elbise cumartesi gününe kadar yetişir Yoksa yeni bir el...
5.8M 191K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...