«Kod Adı: Bordo»

By _TomrisMet_

844K 50.9K 39.5K

DİYARBAKIR/SUR «2016» Siz şimdi sanıyorsunuz ki her eline silah alıp, kamuflaj giyen asker oluyor. Yok aslanı... More

◽"Çete'ye Hoşgeldin!"◽
🐺
◽"Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!"◽
◽"Bilmediğiniz Şeyler Var..." ◽
◽ "Korku Üzerine Egemenlik Kurulamaz..."
◽ "Hangimiz TEHLİKELİ MADDE?" ◽
◽ "Özgür Fikirler Uygulamaya Geçtiği Zaman, Türk Milleti Yükselecektir!"
◽"Sessiz Sessiz...◽
◽"Operasyon/Kandar 1/2!"◽
◽ "Operasyon/Kandar 2/2!"◽
◽"Uğrunda Yaşanacak Ve Ölünecek Tek Bir Gaye Vardır..."
◽ "En Karanlık Gece, En Aydınlık Gündüzü Getirir!"◽
◽"Disiplin Şiarımız, Görev Aşkımız, Feda Canımız! "
◽ "Kahramanlar İçin İdealdir!" ◽
◽ "Şimşeği Çaktıran Göktür! Ve Gök Ebedidir!"
◽ "Av Olmaktansa, Avcı Olmayı Tercih Ederim!"
◽ "Siz Yaşamak İçin Mutlu Olmak Zorundasınız Ama Ben Değilim."
◽"Bu Gün İstediklerin İçin Mücadele Etmiyorsan!" ◽
◽ "Vatan İçin Yapacaklarımızın Hududu Yoktur!" ◽
◽"Minnet Esarettir!"◽
◽ "Kimsede Olmayan Asillik, Senin Kanında Var."
◽ "Bu Topraklar Şehit Verdikçe, Devlet İlelebet Payidar kalacaktır..."◽
◽ "Yola Düşerde Gezersem O Halde Neyleyim Sen Yoksan O Derde?"
◽ "Güzel Anam, Canım Anam, Kolay Değildir.. " ◽
◽"Uyuyan Milletler Ya Ölür, Ya Da Köle Olarak Uyanırlar!" ◽
◽ "Türklük Gibi Makam Da, Kat Da Yoktur!" ◽ ◽
◽ "Uğrunda Ölmeyeceğin Bayrağın Altında Yaşamayacaksın." ◽
◽ "Aksada Kanım Zalimi Güldürmem!" ◽
◽ "Akıllı Oynadığınız Kadar Şanslısınız!"
◽ "Operasyon/Deniz 1/2"◽
◽ "Operasyon/Deniz 2/2!"
◽ "Ben Bu Gece Ölmezsem, Ölmem Ölmem Hiç Bir Vakit.." ◽
◽ "Kar Beyaz Umutlarımız Vardı Yaşımızda Daha Büyük..."◽
◽ "Deli Kızım Uyan..." ◽
◽ "Köyün itleri birbirine küs olsada kurdu görünce birleşir."◽
◽ "İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına.."◽
◽ Ölüm bile ihanetten daha şerefidir..."◽
◽ "Tek başımızayız ama asla yanlız değiliz." ◽
◽ " Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben. "◽
◽ " Bir ince pusudayım yolumun üstü engerek!"◽
◽ "Yerdeki ordusu biziz Allah'ın Titresin Dünya Ne mutlu Türküm!" ◽
◽ " Kurban Turkun Bayragına! "◽
◽ "Operasyon /Gever..."◽
◽ "En Karanlık Olanıydı,En Aydınlık Görüneni."◽
◽ "Dağlar Demirdendi Dediler , Türk'ün Yüreği Çeliktendi. Öğrettik"◽
/S&C
◽ "Ah Bir Ataş Ver..." ◽
◽ " Aklı olan Delirsin.. "◽
◽ "Yoldaşa Haber Salın, Yol Yordu."◽
/Yeni
◽ "Tarihler Daima Bizi Yazdı, Zerre Şüpheniz Olmasın. Yine Bizi Yazacaktır" ◽
◽ "Hangi Dağın Kurdusun?" ◽
◽ " Her Zilletin Elbet Bir İzzet Var İçinde!"◽
◽ "Bin Atlı akınlarda Çocuklar Gibi Şendik!" ◽
▫️"Sert Adamlar, Sert Oynar..." ▫️
◽ "Korku Bir Reaksiyondur, Cesaret İse Devamında Verilen Bir Karardır!"◽
◽" Askerler İçin Barut Kokusu, Lavanta Kokusundan Üstündür!"
◽ "Ruhun Mu Ateş, Yoksa O Gözler Mi Alevden?"
◽ "Mefkuresinden Başka Her Varlığı Unutan Kahramanlar Gibi Sen.."
◽ Final Part .1.◽
◽ Final Part .2.◽
/Lasă-mă să mor acum
◽ Final Part .3.◽
◽️Final Part .4.◽️

◽ "O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.."◽

10.3K 825 290
By _TomrisMet_

Çete!
Selamın aleyküm!
Keyifli okumalar...

Bu bölüm, Zeytindalı harekatında şehit düşen Abilerimin şanlı ruhlarına ithaf edilmiştir..

"Ne kemik uğruna köpek olduk,
Nede menfaat uğrunda çakal!
Biz hayatımız boyunca hep dik durduk! "

🕸️
"O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.." ◽

2 ay 15 gün sonra..

Yüzbaşı Ömer KÖSE'den...

Ben aslında öyle mantıksız adamlardan değilimdir. Beni çok iyi tanıdınız. Öyle ucunu görmediğim işlere pek girmem. Ya da beni zayıf düşürecek şeylerin uğrunda harcamam kendimi.

Fakat.. Fakat ilk defa ben bi zayıflığı sevdim. Bir kadının yeşillerindeki menevişleri sevdim. Olmasını istedim üstelik aptal gibi istedim. Geç olduğunu fark etmeme zamanım kalmamıştı. Ben, güzel severim belkide. Bilmiyorum. Ama yaşatamazdım bu sevgiyi. Bunu böyle öğrenmek ister miyidim? Hayır. Nefesinin sıcaklığına muhtaç olarak sınanmak istemezdim. Bir kere sevmem için şans verilseydi böyle içim acır mıydı? Kül olurdum kül. Yanardım da yakardım da. Bizden güzel olurdu. Onun yeşil menevişleri benim kehribarlarıma güzel yansırdı. Şimdi çıksa, "Yüzbaşı!" dese tepkisizliği ile ün yapmış ben hıçkıra hıçkıra ağlardım. Dağıtırdım etrafı ama sıkı sarılırdım. Benim canımdan kıymetliydi onun canı. Beni alsalar sesim çıkmazdı da ilk onun gitmesi böyle bir acının içinde tek kalmam, onsuz kalmam bana acı vermişti. Çok acı vermişti. Onsuz geçen 2 ay. Bana varlığının kıymetini öğretmişti. Ona olan sevgimin, kuvvetini öğretmişti.

2 ay boyunca tam 7 göreve gittik. Görevler olmasa Deniz aklımdan gitmez muhtemelen beni kapatırlardı Bakırköy'e. Görevdeyken en azından bir nebze iyi hissediyordum.

Sikeyim.
Tamam kabul nefes dahi alamıyordum.

Benim gibi beter olan tim arkadaşlarım. Onlar çok kötüydü biz çok kötüydük. Yok muydu şu alevlere su dökecek? Böyle ızdırabı sikeyim yaşayamıyorum lan! Ölsem, sıksam kafama daha az yanar canım. Ne yapacağım, ne düşüneceğim bilmiyorum. Yetmiyormuş gibi üç kere ihtarname aldım. İçimdeki aşkın ızdırabı yetmedi ya onlara başıma Mesleki sorunları da çıkarttılar. Neymiş göreve konsantre olamamışım. Delirmiş gibiymişim. Yalan! Çünkü bizimle uğraşıyordu biri. Kimdi bilmiyorum ama uğraşıyordu koduğumun herifleri. Ben zeki bir adamım. Bunu biliyorsunuz. Asla yanılmadığım bir şey varsa o da analizlerimdir.

Kandar meselesi vardı birde. Sorgusu yapılmıştı ama 3 ayrı sorguya daha girecekti. İlk sorgusunda vardım lakin müdahale etmeme izin verilmemişti. Aylar önce sağ kolunu sorguya almama izin vardı ama buna yoktu. Sorgulayın şimdi. Ben mi aklımda kuruyorum yoksa biri bela olmaya yer mi arıyor?

"Yüzbaşı?"

Başımı kaldırıp yorgun bakışlarımı Binbaşı'ma çevirdim.

"Komutanım."

Çardaktaydım ben. Hava soğuk diri tutar içim soğur diye çıkmıştım da işe yaramamıştı işte.

"Müsaade var mı?"

"Öyle soru olur mu komutanım buyurun."

Yanıma gelip oturduğunda o da benim gibi bakışlarını şınav çeken çömezlere dikti.

"Sana buraya ilk geldiğinde ne söylemiştim hatırlıyor musun Yüzbaşı? Ya sen Yüzbaşı? Sana güzel bir kadınla güzel yıllar vaad ediyim ister misin? Bunu söylediğimde gidip Üsteğmene aşık olacağını bilseydim söylemezdim."

"Komutanım."

"Kesme sözümü."

Derin bir nefes aldı. Nefeslerimiz buhar oluyordu.

"Gidip en olmayacak hayali düşledin be oğlum ben sana ne teselli vereyim. Göreve gönderiyorum mimleniyorsun. Evrak veriyorum günlerce kendini kaybediyorsun diyorum çık çömezleri eğit. Çömezler 1 hafta ayağa kalkamıyor. Ne yapacağız oğlum seninle?"

Şu 2 ayda öyle bir olmuştuk ki Binbaşı'm bana, daha doğrusu bize evladı gibi davranmaya başlamıştı. Ne rütbe kalmıştı aramızda be sınırlar. Aileydik biz. Eksik bir aile. Üstelik Kavuşmalarımız da mahşere kalmıştı.

" Bilmiyorum komutanım. Atamıyorum içimden. Tonla eğitimler hele mikro ifade eğitimini bile kullanamıyorum. İfadesizliğimi kaybetmeye başladım. Canımı sıkıyor bana bir şey deyin onu yapayım komutanım."

"İntikama bilen koçum. Onun intikamının alınacağı güne bilen. Yara saran çok olur. Ama onlar da yalan. Unutamayacaksın zaten son onu yaşatmayı bileceksin. Daha tam aiık bile olmadın. Köpek gibi içeceğin günler de gelecek. Çaresizce ağlayacağın anlar da gelecek. Ama sen onu yaşatacaksın. "

Haklıydı. Daha kafamı çok taşa vuracaktım ben. Ellerimle cesedini toplamıştım. Daha ne olabilir diyemezdim yani.

" Ben şimdi gideceğim. Kurul zımbırtısı var yine. Ama uğra yanıma. Bu akşam bende kalırsın. "

İhtiyacım var mıydı buna? Köpek gibi ihtiyacım vardı hemde.

"Olur komutanım. Gelirim."

Metin Binbaşı gittikten sonra telefonumu çıkarttın. Annem yazısına tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Telefon birkaç çalıştan sonra açılmıştı.

"Oğlum..."

Derin bir nefes çektim içime.

"Annem..."

Annemden bir süre ses gelmeyince sessizce göz yaşı döktüğünü anlamıştım.

"Annen kurban olsun sana yavrumm."

Dayanamadığım bir şey varsa o da annemin ağlamasıydı. İçim soğuyordu sebep olanı yakmak istiyordum.

"Sana ihtiyacım var Annem. Başımı dizlerine yaslayıp huzurla uyumaya ihtiyacım var ."

" Gelemez misin tosunum?"

İç çektim.

"Gelemem Annem. Gelebilsem ah gelebilsem. Biliyosun kardeşlerimi bırakamam."

"Ömer... Tosunum."

"Efendim Annem."

"Ne oldu oğlum? Söyle bakayım sözlerine gölgeler niye düştü? Canının acısını hissediyorum Annem. Hadi söyle bana."

Tuttuğum göz yaşlarından biri kayıp girmişti. Varsın aksın gücüm kalmamıştı artık.

"Canım yanıyor Anne. Sevdiğim kadın kayıp gitti ellerimden..."

Annem öyle bir nefes çekti ki içine ben soluksuz kalmıştım.

" Ö-öldü mü oğlum?"

Gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Ne de güzeldi bulutlar.

"Şehit oldu..Anne içim yanıyor. Kurtulamıyorum."

"Kınalı kuzum benim. Annesinin her şeyi. Nasıl derman olayım söyle bana."

Annemin sesi huzur veriyordu bana. Belki şu an tek isteğim ona sarılmaktı.

"Canımın içi. Ben geleyim annem. Sen gelemiyosun madem ben geleyim!"

Kirpiğine düşen gölgeleri kıskanırken seni aç kurtların arasına atar mıyım ben annem?

"Annem. Yapma.. Gelmeyeceğini buna izin vermeyeceğimi biliyorsun. "

"Ne yapayım Annem ya o zaman. Sen ellerimde can çekişirken ben durayım mı?"

"Benimle konuştun ya, sesini duydum ya yetti annem bana.. Bu bana yetti. Şimdi kapatmam lazım Annem. Kendine dikkat et tamam mı? Ara bir şey olursa."

"Dikkat et tosunum kendine. Allah'ıma emanetsin."

Telefonu kapattıktan sonra ayağa kalkıp içeri girmek için yürümeye başladım. 2-3 ay önce böyle bir durumda olacağım aklımın ucundan geçmezdi. Böyle güzel ağzımın payını bana vereceklerini hiç düşünmezdim.

Kafasımı iki yana sallayıp aklımdaki düşünceleri kovdum. Ortak salona geldiğim de içeride herkesin kendi halinde oturduğunu gördüm. O günden Faryalı bile sessizleşmişti.

Gidip koltuğa oturdum. Silahını temizleyen Faryalı'yı yanımdaydı. Bir süre onu izledim sessizce. Ve daha sonra Ali abime baktım.

"Ali abi."

"Söyle Abisinin gülü."

Gülümsedim. Ama yüzümde eğrelti durduğundan emindim.

"Bir türkü söylesen de kafamız dağılsa?"

"Ne söyleyeyim komutanım?"

Yutkundum.

"Neşet babadan neredesin sen, bir de kar yağar kar üstüne söylesen yeter abi."

Ali abi onaylarken yanımda oturan Faryalı ayağa kalktı.

"Cemili çağırayım da saz çalsın."

Faryalı ve Cemil gelince Cemil, Ali abimin yanına oturup sazı kabından çıkardı.

"Şu garip halimden bilen, işveli nazlı
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?

Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?

Ben ağlarsam ağlayıp, gülersem gülen
Bütün dertlerim' anlayıp, gönlümü bilen
Sanki kalbimi bilerek, yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?

Sanki kalbimi bilerek, yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?

Sinemde gizli yaramı, kimse bilmiyo'
Hiç bir tabip yarama, merhem olmuyo'
Boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyo'
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?

Boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyo'
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?"

Soluksuz dinledim türküyü isteyen aklıma sıçaydım. Yine kavrulmuştu içim. Kendi ayağıma kendim dolamıştım ipi.

" Devam edeyim mi Ömer'im. "

Yaşat demişti Binbaşı. Ben seni türkülerde mi yaşatacaktım yeşilli?

" Et abim.. Et. "

"

Kar yağar kar üstüne
Derdim var dert üstüne
Cellat boynumu vursa
Yar sevmem yar üstüne

Kar yağar kar üstüne
Derdim var dert üstüne
Cellat boynumu vursa
Yar sevmem yar üstüne

Amman ey amman ey
Halım yaman ey
Seni gelin getirem
Arpa buğday zaman ey

Amman ey amman ey
Halım yaman ey
Seni gelin getirem
Arpa buğday zaman ey

Kar yağar ayazlanır
Gün doğar beyazlanır
Ben yarimi görmezsem
Şu gönlüm marazlanır

Kar yağar ayazlanır
Gün doğar beyazlanır
Ben yarimi görmezsem
Şu gönlüm marazlanır

Amman ey amman ey
Halım yaman ey
Seni gelin getirem
Arpa buğday zaman ey

Amman ey amman ey
Halım yaman ey
Seni gelin getirem
Arpa buğday zaman ey"

Ben yine çıkacaktım dışarı o yol bana görünmüştü.

"Ağzına sağlık abi."

Ayağa kalktım ve tekrar attım kendimi dışarı. Canım gerçekten yanıyordu da çare bulamıyordum.


⚠ 🇹🇷 ⚠

Sabah olmuştu. Saat 7.15 civarında herkes ortak salondaydı. Ömer yüzbaşı ise erlere eğitim vermiş ortak salona gidiyordu. Karargaha girip ortak salona geçti. Camın önüne bir sandalye atıp oraya oturdu.

Ama hiç de istediği şeyler olmamıştı. Bir süre dışarıya baktıktan sonra ağaçlık alanın içinde hareket eden bir şey gördüğünu sanmıştı. Hızla ayağa kalkıp cama daha çok yaklaştı. Gözleri hızla etrafı tarıyordu. Ama kimse yoktu. Beyni ona oyun mu oynamıştı?
Hem böyle bir şey olamazdı da. O kadar nöbetçi asker vardı. Oysa emindi orda birinin olduğundan. Kafasını tam çevirecekti ki bir gölgenin hareket ettiğini gördü. Biliyordu orda biri vardı işte ve bu nöbet tutan askerler değildi. Tim arkadaşları da Ömer'in hızla kalkışıyla tedirgin olup ayağa kalkmıştı.

"BASKIN! Faryalı hemen silahını kap gel!
S

ude çatıya çık orda benim emirlerimi bekle! Faryalı silahını aldıktan sonra Sude'nin yanına çık hemen! Sultan, Arap kayalıklara çıkın her saniye telsizle kim geliyor kim gidiyor haber vereceksiniz.
Ben Binbaşı'ya haber vereceğim.
Her şey anlaşıldı mı?!"

"ANLAŞILDI KOMUTANIM!"

Hepsi görevlerini yerine getirmek için salonu boşaltırken. Ömer yüzbaşı ise koşarak Binbaşı'nın odasına gitti.Hızla kapıyı çalıp girdi. Onun ani girişiyle içerde Türkiye elçilerinden biriyle toplantı yapan Metin Binbaşı hızla kalkmıştı.

"Ne oluyor Yüzbaşı!"

"Komutanım baskın var. Sayın Elçi'm muhtemelen sizin burada oluşunuzla ilgili."

Metin aceleyle Elçi'ye döndü.

"Sayın Büyük Elçi'm size güvenli bir oda gösterecekler hemen oraya intikal etin!"

Elçi yerinden kalkıp 2 koruma ve beş askerle güvenli bölegeye geçerken Metin Binbaşı, Ömer yüzbaşıya döndü hemen.

"Ömer sen dışarı çık time yardım et. Ben de arka tarafı halledeyim!"


"Emredersiniz komutanım!"

Odadan çıkıp koşarak aşağı indi. Bu it tek değildi muhtemelen. Ömer onu alırken diğerlerini arkadaşları halledecek, Binbaşı karargahın arkasını alacak, Ömer de işini bitirip arkadaşlarına yardım edecekti.

Önce mühimmat odasından eşyalarını alıp daha sonra dışarı çıktı ve Ormanlık alana doğru koştu var gücüyle. O gölegeyi yeniden görünce yönünü o tarafa çevirip hızlandı. O itle göz göze gelmişti bile ve adamın elinde roket atar vardı.

Terörist ona ateş etmeye başlayınca Ömer kendine bir ağacı siper aldı. Ama teröristin eğitimli olduğu belliydi. Atışlarıyla nefes aldırmıyordu. Silahıyla karşılık verirken onu yaralamıştı çoktan. Yere düşme sesiyle beraber temkinli bir şekilde arkasını dönüp yaklaştı.


"O kadar kolay mı sandınız lan baskın yapmayı?!"

Ömer eğilip yakasından tuttup kaldırdı şerefsizi.

"Senden başka varmı lan?! KONUŞ!"

Terörist acıyla kıvranıyordu Ömer'in ellerinde.

"V-var 100-150 kişi yürüyerek geliyor. Diğerleri 6 araba ile geliyorlar. Patlatacaktım burayı geri kalanını onlar halledecekti."

2 dakikada her şeyi öten teröriste Ömer yüzbaşı hızla bir yumruk attı. Ve tekrar yakasından tuttu.

"Arabalarda kaç kişi var? Ne zaman burda olurlar?"

Yarı baygın bir şekilde duran terörist kısık sesle konuştu.

" 50 civarı k-kişi var.15 dak..."

Bayılmıştı. Ömer hızla bıraktı yakalarını. Kaçmaması için ellerini ayaklarını plastik kelepçeyle bağladı. Daha sonra var gücüyle karargaha koşmaya basladı. Bu arada telsizle Sultan ve Arap'la konuşmaya başladı.

"Sultan, Arap durum bildirin!"

"Komutanım görünürde kimse yok."

"Atakta olun. 15 dakikaya burdalar!"

Ömer yüzbaşı arabasının yanına gitti ve Hızla bindi. Şu an belki yapacağı bir suçtu. Hatta rütbesini bile düşürebilirlerdi. Ama bu baskın durmalıydı. Son kararıyla telsizini kapattı ve gaza bastı. Karargahtan 10 km uzağında Arabasını görülmeyecek bir yere çekti ve bagajda olan malzemeleri aldı.
Cüre kadar olmasa da bomba düzeneği kurmayı iyi biliyordu.

Planı, kurduğu düzenekle 2 arabayı patlatacaktı 4 arabadan 2'sine el bombası atacak kalan iki arabadaki adamları da silahıyla halledecekti. Hızlı davranırsa sıkıntı çıkmayacaktı. Tabi birde arabalarda makineli tüfek varsa iş tersine dönerdi. Bu nedenle ilk hedefi o araba kullanıcıları olacaktı. 100 kişiyi arkadaşlarına bırakıyordu nedeni ise muhtemelen 100 kişi roket atan şerefsizi bulduğu ormanlık alandan gelecekti.

Beş dakika gibi bir süre sonra araba ve bağırış sesleri duymaya başlayan yüzbaşı gözlerini kıstı.

"Gelin.. Gelin de geldiğiniz gibi göndereyim sizi."

⚠ 🇹🇷 ⚠

Karargahta çatışma başlamıştı bile. Faryalı ve Sude çatıdan yardım sağlarken Sultan ve Arap kayalıktan inmiş diğerlerine yardım ediyodu. Arka tarafta ise Metin Binbaşı fırtına estiriyordu. 20'ye yakın kişiyi ekibiyle dakikalar içinde indirmişti.

Faryalı ve Sude çatıda ateş ederken Faryalı kafasına metal bir seyin dayandığını hissetti.

"SİLAHLARINIZI BIRAKIN!"

Faryalı'nın yanındaki Sude'yi hızla çekip onu rehin aldı. Fakat ikisinde de korku namına hiç bir şey yoktu çünkü bunun eğitimi almışlardı. Adam Faryalı'ya silah tuttuğu için Faryalı Sude'ye yardım edememişti.

"Hemen o kızı bırak!"

Adam kısa bir kahkaha attı.

"Hadi ya nedenmiş o?!"

"Süpriz! İnan bilmek istemezsin!"

"Bak merak ettim şimdi!"

Faryalı derin bir soluk aldı.

"Fazla merak iyi değildir, bak benden demesi!"

Faryalı adamın kafasını kaldırıp kahkaha atmasıyla planı devreye soktu. Elindeki silahı tuttuğu gibi hızla çevirdi kolunu. Sude'yi tutan kolunuda tutup çevirdi.
Adamın elinden Sude'yi kurtarır kurtarmaz deliye dönmüş bir şekilde yumruk atmaya başladı.En son adam bayılmıştı. Her ihtimale karşı plastik kelepçe taktı.

"Faryalı hadi! Savunma zayıflıyor hadi!"

Catışma yaklaşık iki saat kadar sürdükten sonra bitmişti. Faryalı silah dürbünüyle etrafa bakındı hızlıca ama Ömer yoktu.
Yoksa?...
Yapmaz...
Öyle bir şey yapmaz...
Değil mi? Yapmaz, yapmaz.

Elini telsize götürüp düğmesine bastı.

"Pusu 1!"

Ses gelmemişti. Takrar denedi.

"Pusu 1!"

Cevap yok. Faryalı sinirle etrafına baktı. Yapmıştı. Kardeşi yapmaz demişti ama yapmıştı. Rütbesi düşürülebilirdi ya da TSK'dan men edilebilirdi. Tim komutanıydı Ömer. Faryalı koşarcasına aşağı indi bahçede Metin Binbaşı'nın sinirle bir sağa bir sola gittiğini gördü o an... İşte o an anladı. Ömer yapmıştı. Telsizini kapatıp gitmişti. Telsizini nasıl kapatırdı. Nasıl haber vermeden giderdi? İşte o dakikalarda Faryalı kimsenin görmediği şekilde sinirlenmişti.


⚠ 🇹🇷 ⚠

Ömer tünediği yerden karşısındaki topluluğa baktı ve elimdeki bombanın kumandasından kırmızı düğmeye bastı.
B

omba büyük bir gürültüyle patlamıştı. Ömer hızlı davranarak dikkati dağılan diğer arabalılardan 2'sine el bombası attı onlarda patlamıştı. Geriye kaldı 2. Saydığına göre 20 küsür adam vardı.

Basitti, indirirdi hemen. Adamlar etrafına bakarken Ömer makinelinin başındaki iki adamı indirdi. Çok iyi şekilde saklandığı için kimse onu bulamıyordu. Ömer atışlarını hızlandırdı. Beş adam onun olduğu tarafa gelmeye başlamıştı. Onu bulamazlardı bundan emindi. Eğer şimdi ateş ederse o tarafta olduğu anlaşılırdı. Bir süre gitmelerini bekledi. Adamlar etraflarına bakınıp tekrar eski yerlerine gittikleri an tekrar ateş etmeye başladı. Onlar daha ne olduğunu anlamadan Ömer onları öldürmüştü.

Etraf sakinleştiğinde Ömer biraz bekledi. Etrafı kontrol ettikten sonra teröristlerin silahlarını alıp yolu kapatan araçları kenara çekti. Burası hallolmuştu. Şimdi işin zor tarafı vardı. Metin Binbaşı'dan büyük bir bağırtı yiyebilirdi. Telsizini açtı ve arabasına bindi. Karargaha giderken kendini gelecek tepkilere hazırlıyordu. Telsizini kapatmasının nedeni bu işe engel olacaklarını bilmesiydi. Kalabalıktılar ve şehit vermek istememişti. Buna bir kez daha katlanamazdı en azından şimdilik. Bunu haber vermeden yapması başına bela olacaktı bunu biliyordu.

Karargahtan içeri girdiğinde Metin Binbaşı'nın bir sağa bir sola gittiğini görmüştü. Metin binbaşı ise Ömer'in yokluğunu bildirmesi gerektiği için sinirle karargaha yürümeye başladı. Aynı zamanda emirler yağdırıyordu.

"Bir Allah'ın kulu emrimden çıkmayacak. Ömer'i aramaya gitmeyeceksiniz! Bir saat içinde gelmezse eğer görev için izin isteyeceğim! Karargahtan tek adam çıkmayacak! Bu akşamki çarşı izinleride iptal!"

Metin Binbaşının karargaha girmesiyle tim dahada gerildi. Faryalı sinirle etrafta tur atıyordu. Ömer'in arabasını gördüklerinde ise her şey o anda patlak vermişti. Faryalı kimsenin beklemeyeceği bir şey yaptı. Hızla gidip arabadan inen Ömer'e yumruk attı.
Herkes onlara bakakarken Ege ve Ali, Faryalı'yı tuymaya çalışıyordu. Ömer ise karşılık vermiyordu.

"Bakın lan! Bırakın!"

Faryalı adeta kudurmuştu. Ege ve Ali, Ömer'e baktığında Ömer kafa salladı. Ali ve Ege bıraktı. Onlarda kızgındı Ömer'e. Ömer onların komutanından önce kardeşleriydi.
Faryalı Ömer'in yakasına yapıştı.

"Ne düşündün lan he ne düşündün?! Bir kere, sadece bir kere şu işi yaparken bizi düşündün mü?!"

Ömer karşılık vermiyordu. Fakat Faryalı'nın gözlerine de bakamıyordu. Çünkü göreceği tek şey hayal kırıklığıydı.

"Cevap versene Ömer! Senin bu kadar ezik bir karakterin olduğunu bilseydim sana kardeşim demezdim. Ölmek için gittin göz göre göre! Bize diyen sen değil miydin lan?! Ben bu mevsimi bir kayıp daha vermeden bitirmek istiyorum. Diyen sen değil miydin?!"

Ömer sinirle itti Faryalı'yı.

"Evet ölmek için gittim. Burdaki kardeşlerim şehit olmasın diye ben gittim. Onca kişidense tek kişi gitsin dedim"

Faryalı sinirle güldü.

"Bizi korumak için... Kendini böyle mi kandırdın lan?! Senin tek derdin ölmekti! Sevdiğine kavuşacaktın. Böyle mi Deniz'in emanetlerini koruyosun lan sen? Sen üzülüyorsan, senin canın yanıyosa bizimki de yanıyor! Senin sevdiğin gittiyse benimde kardeşim gitti kardeşim! Canımı ne yakıyor biliyor musun? Deniz olsa senin yaptığını yapmazdı! Onun şehit bedenine ihanet ediyorsun. Dik durman bize de destek olman gerekiyordu. Sen yıkıldın Ömer! Sen yıkıldın yetmedi yıktında."

O anda etrafta adeta Metin Binbaşı'nın kükermesi duyuldu.

"ÖMER! FARYALI! DERHAL ODAMA!"

Faryalı son kez Ömer'e bakıp Metin Binbaşı'nın odasına doğru gitmeye başladı.
Ömer ise Faryalı'ya bakıyordu. Yanındaki arkadaşlarının da hareketlendiğini gördüğünde Ömer konuşamadan Ali sözünü kesmişti.

"Sus kardeşim sus. Cevap verecek kadar değerli cümlelerin yok."

... BÖLÜM SONU...

✔️BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR ✔️

Allah'a emanet olun 🤚

Continue Reading

You'll Also Like

586 60 16
Aile ağacı, baba ise çınarı temsil ederdi. Benim çınarım yıkılmış dallarım ise kurumuştu. Yayımlanma tarihi: 24/01/24
212K 14.5K 45
Yeşim köstebekti. Ona en çok güvenen adamın, Mehmet Bey'in aradığı kişiydi, düşmanıydı. Yüzbaşı Yiğit ise hiç güvenmediği bu kadının onu her seferind...
15.2K 1.5K 15
YÜRÜMÜZSEK HAK YOLDA ERİMEZSEK HAK YOLDA ÇÜRÜMEZSEK HAK YOLDA GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN! ERKEKLER İNTİHAR ETMEZLER ONUN YERİNE ASKERE GİDERLER... Biz...
355 87 16
Güvercin yurdu. Büyüdüğüm 17 olunca kaçtığım, önünde kaza geçirerek hafızamı kaybettiğim yurt.. Geçmişime dair bildiğim tek şey bu. *Not* Ben siyah...