Aptal Üvey Kardeşim

By GMZEDD

7.6M 271K 77.2K

Onu ilk kez çiçekli pijamalarıyla görmüştüm. Hayır.. Uykudan yeni kalkmış gibi bir hali yoktu. Daha çok sinir... More

1
2
3
4
5
6
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28 - Sezon Finali
29- Geri Dönüşş
30
31
32
33
34
35 - Yalama olduk arkadaş -
36 - Karımsın -
37 - Evcilik Oyunu -
38 - Korkmuyorum -
39 - ''Kahretsin!''
40 ''Kim?''
41 - Çakma Romeo
42 - Tanışma
43 - Yeter Artık!
44 - Sen Haklıydın
45 - Kaçamak
46 - Pitbull
47 - Parti
48 - Fare
49 - Pijama
50 - Seni Seviyorum
51 - Gaz Kaçağı
52 - Sarhoş
53 - Ceza Mı Hediye Mi?
Duyuru
55 - Veda
Aptal Kocam - Özel Bölüm 1 -
Aptal Kocam Özel Bölüm 2 - Su Savaşı
Aptal Kocam Özel Bölüm - 3
Tanıtım - TESADÜF
-Duyuru-

7

179K 6.3K 2.8K
By GMZEDD

 

Tuna ile birlikte evden cıktıgımızda ikimizde ilk önce boş boş etrafımıza baktık. Çünkü ortalıkta hiç araba yoktu. E, bu elbiselerlede yürüyerek gitme gibi bir şansımız yoktu heralde. O yüzden Tuna daha fazla üşümemem için hemen bahçedeki uşaklardan birini çağırdı. 

Bahcede gördüğüm kadarıyla 5 uşak vardı. Daha fazla var mı bilmem artık, ama olmasın yani bi zahmet. Orta yaşların sonuna geldiği saçlarındaki aklardan anlaşılan bir uşak bize doğru koştu, yanımıza geldiğinde ise başını hafifçe indirip konusmaya basladı.

-'' Buyrun efendim, bir isteğiniz mi var?'' Adam Türkçeyi o kadar güzel konusuyordu ki, bi an kendimi Türkiye'ye tatile gelen bi turist gibi hissetmiştim.

-''  Mehmet, garajdan her zaman ki kulüp araba mı getirir misin?''

-'' Emredersiniz Küçük Bey.'' Adının Mehmet oldugunu ögrendiğim orta yaslardaki uşak Tuna'ya küçük bey diyip garaja arabayı getirmeye gitti.

Küçük Bey mi? Uşak neden ona küçük bey diyor ki? Hiçte küçük değil aslında. Merakıma yenik düşüp Tuna'ya dönüp sordum.

+'' Neden Küçük Bey dedi?''

-'' Sence büyük müyüm?''

+'' Bir soru sordum. Cevabını verirsen mutlu olucam.'' diyip yüzümü buruşturdum. Tuna'da yüzümü burusturdugumu gördüğünde oflayarak cevapladı.

-'' Bak cadı, bu evin -Tuna 2 elinide havaya kaldırarak tırnak işareti yaptı- Büyük Bey'i babacıgın oldugu için banada Küçük Bey diyorlar. Şimdi anladın mı?''

+'' İyide bu çok saçma.'' dedim elimle ağzımı örtüp gelen kahkahamı bastırmaya çalışarak.

-'' Ah, bide bunu bana sor.'' Tuna cevap verdikten saniyeler sonra garajdan arabası yanımıza geldi ve Tuna arabanın önünden dolanarak kendi kapısını açıp  şoför koltuguna oturdu.

Hadi be!! Böyle arabamı olur ya. Tuna'nın böyle arabası oldugunu bilseydim daha önceden dışarı cıkmak için teklifte bulunabilirdim.

Gelen araba bir Small Lamborghini idi. Böyle bir şeye araba demem yanlış biliyorum ama şuanda beynimin kelime üretme yeri her neresi ise orasının iflas ettiğine yemin edebilirim.

Arabanın tekerlek hizasından üstü grimsi, tekerleklerinin altı ise turuncu neon rengiydi. Bu arabanın aynısını geçen ay erkekler yurdundan Mert'in okuyup attıgı araba dergisinde Derya ile birlikte görmüştük.

Derya ile bir ortak noktamız ise araba ve motorlara olan tutkumuzdu. Bugüne kadar taksi ve devlet arabaları hariç hiç bi taşıma aracına binmemiştik. İzlediğimiz Hızlı Ve Öfkeli filminden sonra arabaya ve motora bi tutkumuz oluşmuştu. Ama bi kere bile o tutkumuzu yaşayamamıştık.

 Ben arabaya ağzımdan sular akıtarak deli gibi bakarken Tuna oturdugu yerden camı açıp bana seslendi.

-'' Hadi gelsene, ne o kapını açmamımı bekliyorsun.''

Ah, ne diyo bu çocuk ya? Benim bu zamana kadar kimse kapımı açmamışken neden şimdi böyle aptalca bir şey isteyim ki? Babamın yıllar sonra çok zengin olarak beni yanına almasıyla bir anda zengin çocugu olmayacaktım tabi ki.

-'' Aylin! Sabaha kadar seni bekleyemem.'' Tuna hala camdan bana bağırıyordu ama ben onu duymuyordum bile, çünkü önümde beni bekleyen muhteşem ötesi bi şey var. Tuna'nın çağırışlarına kulak asmayınca Tuna iyice köpürdü ve arabadan aşagıya inmek zorunda kaldı.

-'' Ah, hadi ama Aylin. Sorunun ne senin?'' diyip kolumdan dürttü beni. Ben ise kocaman olmuş gözlerimi küçülterek ona döndüm ve nihayet cevap verdim.

+'' Anahtarı ver.''

-'' Anlamadım, ne?''

+'' Anahtarı ver.''

-'' Aylin sen iyi misin?''

+'' SANA BU ARABANIN ANAHTARINI VER DEDİM!'' diye kelimelerin üstüne basa basa tısladım ona.

-'' Bu arabayı sürebileceğini mi düşünüyorsun? Daha reşit bile değilsin güzelim.'' diyip bana aptalca sırıttı.

Reşit değil mişim öyle mi? Sen şimdi görürsün Küçük Bey.

Bu işte ne kadar ciddi oldugumu ona kanıtlamam lazım. O yüzden biraz oyun oynamaktan zarar gelmez heralde. 

O görmemesi için arkamı döndüm ve elbisemin göğüs bölümünü biraz aşagıya çekiştirdim. Ellerimle saçlarımı hafif dağıttıktan sonra ona döndüm ve yaklaştım.Parmak uçlarımda havaya kalkıp nefesini yüzümde hissedeceğim mesafede oldugumu hissettiğimde yakınlaşmayı kestim ve elimi ceketinin cepine sokup anahtarı aldım.

 Parmak uçlarımdan aşagıya indiğimde yüzümü yüzünden uzaklastırmıstım ve Tuna şok olmuş gibi yüzüme odaklanmıştı. Ona zafer gülümsemesiyle karşılık verdiğimde hala ne oldugunu anlamamıştı, adeta nutku tutlmuştu çocugun.Üveyde olsa kardeşim olmasa ona daha fazlasını yapardım ama yapamadım işte..

Parmaklarımın arasındaki anahtarı ruhlar aleminden uyanıp yanıma geri dönmesi için salladım ve arabanın önünden geçerek şoför koltuguna oturdum. 

Ehliyet konusunda evet Tuna haklıydı, ehliyetim yoktu ama bu araba kullanmasını bilmediğim anlamına gelmezdi. Derya ile birlikte araba ve motor tutkumuz başladıgında müdiremiz Esma  hanımdan bize ögretmesi için yardım istemiştik. Ama o kabul etmemişti tabi ki.

Bİr gün Derya ile birlikte yurtta gezerken, Esma hanımı kocasını ofiste aldatırken yakalamıştık. Aşağılık kadın, bizde bize bakmakla yükümlüydü. Bizi  neden öyle bi kadına bıraktıklarını anlamıyordum. Ama asıl konu bu değildi. 

Ne yapıp edip bu kozu kullanmamız gerekirdi, ve bizde yaptık. Esma hanımı gördüklerimizi kocasına ve diğer herkese anlatmamamız karşılıgında bize araba ve motor sürmesini ögretmesini istemiştik. Oda bi çare kabul etti tabi. 

Arabaya bindiğimde kapının sesiyle birlikte Tuna  daha yeni aramıza katılmıştı. Bende onun yaptıgının aynısını yaparak kafamı camdan dısarı cıkartıp ona seslendim.

+'' Ah, hadi ama Tuna. Sabaha kadar seni bekleyemem.''

Tuna sersem sersem yanımdaki koltugun kapısını açıp yanıma oturdu. Hala şaşkındı ama bunu önemsemiyordum, kendimi kulübe odaklamam lazımdı çünkü. Ah, bu yaşıma kadar hiç kulübe gitmemiştim. Gerçi yurt dışında hiç bir yere gitmemiştim zaten.. Arabayla biraz ilerledikten sonra nerden gideceiğim konusunda bilgi almak için Tuna'ya sordum.

-'' Düz git, sonra dört yoldan sağa dön.''

+'' Pekala.'' diyip yola devam ettim.

-'' Araba kullanmasını nerden biliyorsun?''

+'' Müdire Esma Hanım ögretmişti. Ögretmesi için baya ugraşmıştım.'' diyip hafif sırıttım.

-'' Arabaları sever misin?'' diye sorup gülmüştü oda.

+'' Ne var, sevemez miyim?'' diye sinirle sordum.

-'' Bilmem, kızlar pek bu işleri sevmezlerde ondan şaşırdım yani.''

+'' Ben senin takıldıgın o boya küpüne düşen kızlardan değilim canım, bunu sevmeyen kızlar hayattaki en büyük zevklerden mahrum kalan kızlardır.''

-'' Evet ama onlarda başka zevklerle yetiniyorlar işte, ne yaparsın.'' diyip koca bi kahkaha attı.

Başka zevkler mi? Başka ne zevkleri olabilir ki?

+'' Pis sapık!'' diyip koluna vurdum.

-'' Ah, acıdı ama.''

+'' Beter ol.''

Tuna'nın tarif ettiği dört yoldan sağa döndükten biraz sonra karşımıza tekrar bi dört yol cıktı veTuna bu seferde sola dön diye beni yönlendirdi. 

Tuna'nın yardımıyla kulübün önüne geldiğimizde arabanın kapısını açıp arabadan indim, aynı şekilde Tuna'da. Arabadan iner inmez yanıma orta boylu, tatlı sayılabilecek, üniformalı bi çocuk geldi. Ne istiyecek diye beklerken çocuk elini önüme uzattı ve bir şey vermemi bekledi. Ne istediğini anlamadıgım için Tuna'ya baktım. Oda bana ''anahtarı ver'' dedi.

Ha, şimdi anladım. Karşımda duran çocuk bir valeydi. Ve benden arabayı park etmek için anahtarları istiyordu. Anlayışla kafamı yukarı aşagı salladıktan sonra elimdeki anahtarı valeye verdim. Ve vale arabaya binip bizden uzaklaştı.

Tuna belimden tutarak beni kendine çekti ve '' hazır mısın?'' diye sordu.

+'' Bu ne biçim soru, ne var ki bunda? Altı üstü bi kulüp en fazla ne olabilir ki?''

-'' Göreceğiz.'' diyip sırıttıktan sonra kulübün kapısına dogru ilerledik.

Kapının önünde 2 tane badigard duruyordu. Ama Tuna'yı görünce yaşımızı bile sormadan önümüzden çekildiler ve bizde rahatça içeri girdik.

Continue Reading

You'll Also Like

4.3M 326K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
4.6M 257K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
45.6K 1.4K 23
Insanlarin kaderleri alinlarinda yazar.Bu soz dogru mu Tahir? Bazi insanlarin kaderleri iyi iken bazilarinin ki kotu oyle degil mi? Bizim kaderimiz n...
620K 25.4K 71
ben arslan kolejinin barbi bebeği, o ise bilmem ne devlet lisesinin belali serserisi... bu iki zıt karakterin deli dolu aşkına katılmaya sizde varmi...