Aşk'ı kıyamet

By Crazy_Mama_007

567K 32.3K 18.8K

Ünlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağı... More

1.Hayatın sonu gibi...
2.Bilseydim!
3.Kimsiniz siz?
4.Yeni Hayat...
5. Huzur...
6. Ömer ve Ali
7. ÖMER VE MELEK
8. Ömer ve Melek Part 2
9. Arka Kapı!
10. Leyla'nın kararı
11.Bana Böyle Dokunma!
12. Hani Benim Gençliğim Anne Part 1
13. Hani Benim Gençliğim Anne Part 2
14.Otur Baştan Yaz Beni
15.Leyla'nın kaderi
16.Korunuyormusun?????
17.Hangimiz Düşmedik Kara Sevdaya
18.Sonun Başlangıcı...
19.Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş
20.İşte Gidiyorum
21. Neredesin Sen (Hakan & Bahar)
22. Leyla'nın Korkusu (Hakan & Bahar)
Anneler Gününe Özel (Gelecekten Bir Alıntı)
23. Sol Yanım Benim
24. Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini
25. En Güzel Aşk Zor Olandır (Şeytan!)
26. Ben Ne Zaman Büyüdüm Anne
28. Kalbimin Tek Sahibine
Duyuru!
29. Aşkın Bana Değdi Değeli (Huysuz ve Tatlı Kadın)
30. Acıyı Sevmek Olur mu!?
31.Anneler ve Evlatlar
32. Kim bu Leyla
33. Vay Yine mi Keder
34.Benim Hayatım
35. Kurşuna Gerek Yok!
Duyuru: Kuzumun resimleri
36. Gitme!
Duyuru Yeni Hikayemiz
37. Aşk'ı Kıyamet (Hayatın Sonu Gibi)
38. Gidiyorum Bütün Aşklar Yüreğimde
39.Yazımı Kışa Çevirdin (Yeni Hayat)
Aşk'ı Kıyamet İzmir Karakterler
40.Öf Öf!
Hadi Gelin Biraz Dertleşelim
41. Tuzak
42.Tuzak Part 2
43. Hoş Geldin Bebek
44. Son Mektup...
45. Herkes Yaralı!
46.Kader Diyemezsin!
47. Pişmanım!
48. Git
49. Hasretinle Yandı Gönlüm
50.Kalbimdeki Deniz
51. Emri Olur
52. Bitmeyen Sevda
53. Ben Yoruldum Hayat
54.Nenni Bebek Oy
55. Devlerin Aşkı
56. Aşıklar Şehri
57. Sevgilim
58. Kıyamet!
59.Ben Bir Adam/Kadın Sevdim (FİNAL)
Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben

27. Yak Gel

6.7K 455 268
By Crazy_Mama_007

REKOR! Bu sefer 2 hafta ara ile sizlerleyim! Bu bölümü benim en tatlı okuyucum, bir tanecik aşkım, @didijuju8794 kızıma gelsin. Sırf hikayem için bir instagram hesabı açtım. Şu an henüz bu konuda biraz cahilim ama kızlarımın yardımıyla hikayem hakkında paylaşımlarda bulunacağım. Hepinizi beklerim. Hesabım: @crazy_mama_007

İyi okumalar

"Ziya! Sil o yüzündeki aptal sırıtışı!" Ömer daha şimdiden pişman olmuştu Ziya'ya birlikte şirkete gitmeyi teklif ettiği için. Belli etmemeye çalışsa da bıyık altından güldüğünü görebiliyordu. Rezil olmuştu resmen, ama bir taraftan da hayran kalmıştı sevdiği kadının cesaretine. Ziya anında ciddi tavrını takınmış ve aynadan patronuna cevap vermişti.

"Pardon abi, kusura bakma" Demişti ama elinde değildi. Bu sefer belli olmasın diye burun kemerini sıkmıştı

Multi: Ziya!

"Ziya!" Ömer, adamını uyardığı halde kendi yüzüne yayılan gülümsemeyi engelleyememişti. Ziya ile aynadan bakışları birleştiğinde, iki adam da kahkahalarını bastıramadılar. Neden sonra kendilerine geldiklerinde ilk konuşan Ömer oldu.

"Ulan rezil olduk iyi mi?"

"Estağfurullah abi olur mu öyle şey"

"Abi?"

"Söyle"

"Eğer Selçuk'u istemiyorsan kendi ayrılmak istediğini söyleyip ayrılabilir yengenin yanından"

"Gerek yok Leyla ona çok güveniyor, bırak kalsın ama tek bir hataya daha tahammülüm yok.Bunu bilsin yeter"

Multi: Selçuk

"Tamam abi konuşurum ben onunla" Ömer şirkete girip kendi katına çıktığında onu karşılayan Melek oldu.

"Hoş geldin dayı"

"Hoş bulduk canım" Ömer sekreterinin masasını boş görmesiyle soran gözlerle baktı Melek'e.

"Elif gelmedi mi bu gün" Her gün kendinden önce burada olurdu Elif. Şaşırmıştı Ömer.

"Sabah buradaydı, mahkemesi varmış Ahmet'le çıktılar. Senin haberin olduğunu söylemişti ama..."

"Ah evet doğru, söylemişti. Tamamen unutmuşum" Dedikten sonra kendi kendine mırıldandı. Hayır akıl mı bırakıyorlar ki unutmayayım.

"Kim dayı?"

"Kim kim?"

"Sende akıl bırakmayan kim?"

"Ne saçmalıyorsun sen Melek!"

"Yok yok var sende bir haller ama hadi hayırlısı"

"Hadi Melek hadi işinin başına!" Dayısı eğer bu konuyu bu kadar kapatmaya çalışıyorsa demek ki vardı aklını alan birileri, aslında bu bütün ailenin uzun zamandır beklediği bir haberdi, özellikle de Hanife hanımın. Melek dayısını sinirlendirmemek için daha fazla uzatmadı bu konuyu, yüzüne taktığı en sevimli gülümsemesiyle elini bir asker gibi başına götürdü.

"Emredersiniz efendim" Deyip odasına gitti. Eğer varsa bir şeyler yakında kokusu çıkardı nasıl olsa.

Leyla o ilk şoku üzerinden attıktan sonra evinin temizliğini yapmış ve kendisini bir yorgunluk kahvesiyle ödüllendirmişti. Tam o sırada çalan kapı irkilmesine sebep oldu. Bu gün kimseyi beklemiyordu kim olabilirdi ki. Bu düşüncelerle kapıyı açtığında gördüğü kişilerle kocaman gülümsedi.

"Nergis anne, Ali hoş geldiniz" Dedikten sonra sıkı sıkı sarıldı ikisine de, uzun zamandır görmediği için özlemişti özellikle de kardeşinden ayrı tutmadığı Ali'yi. Biraz hoş beş ettikten sonra Ali asıl konuya girdi.

"Biz yokken neler olmuş öyle abla?"

"Hiç sorma Ali, hiç hatırlatma, o kadar kötüydü ki"

"Evet Ziya abiyle konuştum, neyse ki kazasız belasız kurtulmuşsunuz"

"Öyle ya, tam zamanında yetiştiler, yetişemeseler neler olurdu düşünmek bile istemiyorum"

"Neyse boş ver sen onları da Selçuk senin sayende burada kalmış" Muzip bir gülümsemeyle söylediği bu sözler üzerine Leyla da gülümsemesini engelleyemedi.

"Eh biraz öyle oldu"

"Biraz mı, esip gürlemişsin resmen"

"Hiii yoksa adamlar mı konuşuyorlar, ay gerçekten de rezil ettim adamı" Diye dövünürken Ali kahkahaları eşliğinde durdurdu onu.

"Yok yok onlar konuşmazlar, ben Ziya abiyle konuştum merak etme"

"Ay iyi bari, öyle bir sinirle kalktım ama biraz ileri gittim galiba. gerçi hak etmedi değil hani" Bu sözlere kahkahalarla gülen Ali biraz durulduktan sonra konuşabildi ancak.

"Boş ver sen, o Kaf dağında gezen burnunu arada yerden toplaması iyidir" Leyla hafif bir gülümsemeyle cevap verdi

"Aman, o hiç düşürür mü o burnunu, merak etme yine son sözü söyleyip öyle gitti ağam" Dedi dalga geçer bir tonda ama Ali'nin verdiği cevapla ateş bastı yüzünü.

"Eeee öyle ağaya da senin gibi hanım ağa yaraşır" Deyip yine bastı kahkahayı. Şimdiye kadar hiç konuşmamış olan Nergis anne hiç hoşuna gitmeyen bu duruma bir son vermek istedi.

"Leyla!"

"Efendim Nergis anne"

"Bana evi gezdirir misin kızım?" Ali geride kalır mı, kalamadı tabi

"Evet ya evi gezmedik biz değil mi?" Dedi neşeli bir şekilde ama annesinin uyarır tonda sözleri ile gülmesi yüzünde soldu.

"Ali! Sen dışarıda ki adamlarla konuşmayacak mıydın?" Öyle bir niyeti yoktu Ali'nin ama annesinin sözleri, kaybol, bizi Leyla ile yalnız bırak demekti.

"A evet ya, o zaman ben, gidip adamlarla konuşayım" Dedi şaşkın bir şekilde. Ali dışarı çıkarken saf Leyla Nergis anneyle yukarıda odaları geziyordu. Nergis anne her girdiği odaya dikkat bile etmezken sadece içinden söyleyeceklerini düşünüyordu.

"İşte burası da yatak odası" Nergis anne hiç bir şey demeden gidip yatağın üzerine oturunca endişelendi Leyla.

"Sen iyi misin Nergis anne?"

"Gel kızım gel otur şuraya" Leyla şaşkın bir yüz ifadesiyle oturdu yatağa. Nergis anne elini Leyla'nın elinin üzerine koydu.

"Kızım siz Ömer'le birlikte misiniz?" Beklemediği bu soruyla afallayan Leyla ne diyeceğini bilemedi.

"Nergis anne, ben... biz..."

"Birliktesiniz yani" Sadece başını önüne eğdi Leyla. Bu evet demekti

"Peki bu ilişkiden beklentin ne kızım?" Leyla dolan gözleriyle baktı karşısındaki kadına.

"Hiç... Hiç bir şey"

"Emin misin?"

"Yapma Nergis anne, işkence etme bana, de ne diyeceksen"

"Ben bunu Ömer'le de konuştum ama anlamamış galiba" Leyla Nergis annenin devam etmesine müsaade etmeden söze girdi.

"Nergis anne beni tanıyorsun, hatta seviyorsun biliyorum, yine de layık görmüyor musun Ömer'e"

"Ah be kuzum ne ilgisi var layık görmememle, sen tanıdığım nice namuslu geçinenlerden daha temizsin benim gözümde. Yüreğinin de, kalbinin de nasıl dupduru olduğunu bilmiyor muyum zannediyorsun" Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti Nergis anne.

"Yine de olmaz kızım üzülen, acı çeken, terkedilen sen olursun. Herkes yaşar da hayatını hayatı biten sen olursun" Leyla artık durduramadığı göz yaşları ile sordu.

"İyi ama neden, niye ya?"

"Dost acı söyler kızım, ama geçmişin... Ömer yapamaz, öyle bir an gelir ki, sana olan sevgisi bile yetmez. Hadi diyelim Ömer başa çıktı geçmişinle, Hanife hanım seni asla kabul etmez. Desem ki Ömer'in bir babası, amcası, yada abisi var hiçe sayıp her şeyi tutsun elinden götürsün uzaklara ama bu da mümkün değil" Leyla'nın hem dayanamadığı, hem de duymak istemediği bu sözlerle sinirleri iyice gerilmişti. Ayağa kalkıp olanca gücüyle bağırdı.

"Yeter! Geçmişin, geçmişin, geçmişin, ne bu ya ben mi dedim o pisliğe gel bana tecavüz et diye!? Ben mi istedim genel eve gitmeyi, ben mi sattım kendimi para karşılığında adamlara!" Leyla ellerini yüzüne kapatarak oturdu yatağın üzerine, Nergis anne ona sarıldığında karşı çıkmadı, itmedi, sadece ağladı.

"Ağlama kuzum biliyorum senin suçun değil. İnan benimde niyetim kötü değil. Ben sadece senin üzülmeni istemiyorum" Leyla kadının göğsünde içli içli ağlarken aynı zamanda da düşünüyordu. Hani kulak asmayacaktı bu zırvalıklara, hani güçlü duracaktı, hani herkese ve her şeye karşı savunacaktı kendini. Madem öyle o zaman şimdi Nergis anneyi ikna etmekle başlayabilirdi. Bu düşüncelerle kaldırdı başını ve baktı ona.

"Nergis anne biz Müslümanız değil mi?"

"Elbette kızım öyleyiz"

"Yani kıyamet gününe inanıyoruz, İsrafil Sura üflediğinde dünyanın yerle yeksan olacağını biliyoruz" Nergis anne bu sözlere bir anlam veremese de cevapladı.

"Evet kızım biliyoruz ve inanıyoruz ama niye soruyorsun anlamadım"

"O zaman niye yaşıyoruz?" İşte bu soruya cevabı yoktu Nergis annenin. Leyla devam etti.

"Niye çocuk dünyaya getiriyoruz, niye bir evimiz bir arabamız olsun diye çalışıyoruz. Bir gün bunların yok olacağını bile bile niye çabalıyoruz?"

"Kızım..."

"Bir şey deme Nergis anne. Seviyorum Ömer'i, onu kaybedeceğimi, yada terkedileceğimi bilmek, azaltmıyor sevgimi. Ondan şimdi ayrılsam üzülmeyecek miyim, yine üzüleceğim yine acı çekeceğim. Yarın onu kaybedeceğimi bilsem bile bu günüde onunla yaşamak varken neden bundan vazgeçeyim?" Nergis annenin artık diyecek bir şeyi yoktu.

"Peki kızım öyle olsun, umarım mutlu olursunuz, umarım başarırsınız" Dediği gibi içeriye giren iki adamla donup kaldı iki kadın da. Hadi Ali buradaydı da Ömer ne zaman gelmişti. Leyla ayağa kalktı ve baktı sevdiğine.

"Ömer... Sen ne zaman geldin?" Ömer hiç bir şey demeden yanına gidip aldı sevdiğini kollarına, sıkıca sarıldı. Nergis anne mahcup bir şekilde onları izlerken Ömer ilk defa elini öpmemiş hoş geldin bile dememişti. Ömer Leyla'dan ayrılıp Nergis anneye döndü.

"Hoş geldin" Dedi sadece. Derin bir nefes alan Nergis anne Ömer'in soğuk tavrına üzülmüştü.

"Hoş bulduk oğlum" Ömer baştan sona konuşulanları duymuş ve bir kez uyardığı halde yine aynı şeyi yapan Nergis anneyi sırf kırmamak adına susuyordu. Bu durumun farkında olan Ali hemen annesinin yanına gitti.

"Hadi anne biz de gidelim artık" Leyla bu gergin havayı dağıtmak adına Ali'ye döndü.

"Ömer yeni geldi hep beraber bir kahve içelim gidersiniz" Ali'den gelecek cevabı bekleyen Leyla Ömer'in sözleriyle donup kaldı. Ömer'in cevabı Leyla'ya, bakışları ise Nergis annedeydi.

"Yeni gelmedim Leyla, bayağı oldu" Leyla Ömer'in Nergis anneye bakarak sinirle söylediği bu sözlerden sonra annesi gibi bildiği kadını kıracak bir şey söylemesin diye hemen atıldı söze.

"Hadi ama inelim artık aşağıya" Ömer tam ağzını açmış itiraz edecekti ki, bunu anlayan Leyla elini sıkıca tuttu ve duyulmasın diye fısıltı halinde konuştu.

"Ömer, lütfen" Nergis anne ve Ali dışarı çıkana kadar da elini bırakmadı. Onlar gözden kaybolunca döndü sevdiği adama.

"Ne yapıyorsun sen Allah aşkına!"

"Ne yapıyormuşum?"

"Annem dediğin kadını nasıl üzebiliyorsun böyle!"

"O seni nasıl üzdüyse öyle"

"Lütfen üzme onu Ömer, hem biz konuştuk anlaştık"

"Ben onu uyardım Leyla kararlarımı sadece ben veririm dedim"

"Tamam ama niyeti kötü değildi. Hadi şu kahveleri içelim gidecekler zaten"

"Peki dediğin gibi olsun" Dedikten sonra elini Leyla'nın beline koyup aşağı inerken Ömer, sevdiği kadının kulağına eğilip tehditkar bir tonda konuştu.

"Unutmadan daha bu günün hesabını vereceksiniz Leyla hanım hazır olun" Leyla ise kıstığı gözleriyle baktı sevdiği adama.

"Hiç tavsiye etmem Ömer bey çünkü zararlı çıkan siz olursunuz" Bu sözlerden sonra Ömer'i arkasında bırakarak gitti Leyla. Ömer ise arkasından mırıldandı.

"Ona ne şüphe hanım ağam"

Hoş bir sohbet eşliğinde kahveler içilirken biraz önce olanlar unutulmuştu. unutulmayan ve cezası kesilecek olan tek şey ise, Ömer'in bu gün Leylaya davranış şekliydi. Eli Leyla'nın omuzunda, Nergis anne ve Ali'yi yolcu ettikten sonra Leyla omuzundaki Eli hiç te nazik olmayan bir hareketle indirdi ve Ömer'i ardında bırakarak yürüdü yine.

"Bu ne şimdi Leyla hanım" Diye seslenen adama hiç dönmeden cevap verdi Leyla

"Trip Ömer bey trip" Ömer dolu dolu bir kahkaha attı bu sözlere.

"Trip attığını itiraf eden ilk kadınsın Leyla" Ömer'e sadece omuz silken Leyla kahve fincanlarını toplayıp mutfağa gitti. Peşinden hiç ayrılmayan Ömer mutfak kapısına yaslandı.

"Yardım edeyim mi?"

"İstemez gerek yok" Ömer bu rahat durur mu hiç durmadı. Hep Leyla'nın önüne geçip yardım ediyormuş gibi yapıyordu ama her seferinde bir bahaneyle arkasını dönüyordu inatçı kadını. Bu böyle devam ederken, her seferinde burnunun dibinde biten adamla eriyip gidiyordu Leyla ama bunu asla belli etmiyor tavrından taviz vermiyordu, her ona arkasını döndüğünde yüzünde oluşan kocaman gülümsemeyi engelleyemiyordu bir türlü. İşi bitip ellerini kurulayan Leyla mutfaktan çıkarken yine arkasını dönmeden konuştu.

"Çok yoruldum bu gün, ben yatıyorum" Deyip merdivenleri çıkmaya başladığı anda belinde hissetti sevdiği adamın ellerini.

"Olur güzelim yatalım bana uyar" Diyen adama hiç bakmadı. Yukarı çıkana kadar da bir şey demedi. Sadece bu gece hasret kalacağı kokuyu doya doya çekti içine. Odanın kapısına geldiklerinde ise sevdiğinin kollarından sıyrılıp odaya girdi ve kapıyı yarıya kadar kapatıp baktı sevdiğine çok zor da olsa döküldü dudaklarından sözler.

"İyi geceler Ömer"

"Ne! Nasıl?"

"Dedim ya çok yorgunum mümkünse yalnız yatmak istiyorum" Kulağa rica gibi gelen bu sözler Leyla'nın o meydan okuyan gözleri ile hiç uyuşmuyordu. Yüzüne kapanan kapıyla öylece kalan Ömer kendine geldiğinde Leyla'nın da duyabileceği bir tonda konuştu.

"Sen dua et Leyla hanım bu muameleyi hak ettim, yoksa bana sökmeyecek kilitlere pek güvenme derim" Tabi cevabı gecikmedi inatçı kadınının.

"Kapıyı kilitlemedim zaten, çünkü ben kilitlere değil kendime güvenirim. Ha bir gün o kadar ileri gidersen, o zaman kilitlenen odamın tahta kapısı değil evimin çelik kapısı olur Ömer bey" Ömer'in ayaklarını yere vura vura uzaklaşmasına kahkahalar attı içinden Leyla. Yatağına yattığında aslında cezayı Ömer'e mi kesti kendine mi bilemedi, öyle alışmıştı ki sıcağına, güven duygusu tattıran kollarına, bir an yanına gitmek ona sarılıp uyumak istedi ama.. yapamadı tabi.

Leyla sabah gözlerini açtığında ilk baş ucundaki saatine baktı 8.30 u gösteriyordu. Ömer bu saatlerde ya çıkmıştır, ya da çıkmak üzeredir diye düşündü. Elini yüzünü yıkadıktan sonra üstünü de giyinip, aşağı inmek için kapısını açtığı anda gördü özlediğini. Ömer'de odasından çıkıyordu çünkü, Leyla baktı sevdiği adama üzerine tam oturan siyah takımı ile yine muhteşem görünüyordu. Söze önce Leyla girdi.

"Günaydın"

"Günaydın" Sadece bu kadardı merdivenlere döndü ve aşağı indi Ömer. Öylece baktı bir müddet arkasından, yüzünde ki şaşkın gülümseme ile, başını iki yana sallayarak indi merdivenleri peşi sıra. Beraber mutfağa girdiklerinde Ömer bir bardak su aldı kendine, Leyla ne yapacağını bilemez bir şekilde öylece durup izledi. bu iki suskun sevdalıdan ilk konuşan Leyla oldu.

"Kahvaltı hazırlayayım mı?"

"Benim için hazırlama, bir kahve içip gideceğim"

"O zaman hazırlayayım ben kahveni" Hazırlamak için kahve makinasına doğru giden Leyla Ömer'in sözüyle olduğu yerde kaldı.

"Gerek yok!" Tavırlı bir şekilde Leyla'nın yanından geçen Ömer dolaptan kahveyi alırken sözünü tamamladı.

"Ben yaparım kahvemi" Sonra sanki biraz önce sesini yükselten o değilmiş gibi gayet sakin bir ses tonuyla sordu.

"Sende içer misin?" Leyla sinirden tir tir titriyordu. Küçük somurtkan elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi baktı Ömer'e.

"İstemez! Sabahları kahve içmiyorum ben" İşte istediği kıvama gelmişti kadını. Şimdi içten içe kahkaha atma sırası Ömer'deydi Leyla cevabını verdikten sonra misafir odasına giderken Ömer'in sorusuyla dönüp ona baktı.

"Niye çarpıntı mı yapıyor?"

"Hayır sinir yapıyor!" Dedi ve odaya geçip koltuğa attı kendini. Ömer hiç bir şey demeden kahvesini yapıp içtikten sonra kapıya doğru giderken seslendi Leyla'ya.

"Ben çıkıyorum, istediğin bir şey var mı?" İstiyordu tabi Leyla hem de bir sürü şey istiyordu. Gelsin sarsın kollarına, öpsün koklasın hatta... neyse şimdi sırası değildi bunların. Nasıl olsa akşam gelecekti şimdiden hevesli davranmanın bir anlamı yoktu. Koltuktan kalkıp yolcu etmek için yanına geldiğinde verdi cevabını.

"Teşekkür ederim hiç bir şey istemiyorum"

"Peki o zaman hoşça kal" Hayır ya öpmemişti bile öylece gidiyordu en azından buna müsaade etmemeliydi Leyla. Ufak bir öpücük akşama kadar yeterdi ki ona.

"Dur! Bir şey unutmadın mı?" Ömer yüzüne taktığı sahte şaşkınlıkla döndü Leyla'ya biraz düşünür gibi yaptı ve sonra sanki aklına gelmiş gibi yapıp verdi cevabını.

"Ah evet unuttum" Deyince arsız bir gülümseme yayıldı Leyla'nın yüzüne. İşte bu! Sen kiminle dans ediyorsun oğlum, öpmeden nereye gidiyorsun. İçinden bu düşünceler geçerken duyduğu sözlerle şok oldu Leyla.

"Ben bu akşam gelemeyeceğim, misafirlerimizin son günü onlarla ilgilenmem gerek. Oradan da eve geçeceğim haberin olsun" Dedi arkasını döndü ve gitti. Leyla ağzı bir karış açık ne kadar orada kaldı bilmiyordu ama Selçuk'un seslenmesiyle kendine geldi.

"Abla! Abla iyi misin?" Leyla şaşkınca baktı Selçuk'a ve döküldü ağzından kelimeler.

"Gitti! Öylece gitti... gitti değil mi? Hayır birde gelmeyecekmiş. Nasıl ya!"Selçuk ne söylediklerine nede hareketlerine bir anlam veremedi.

"Kim gitti Ömer Abim mi?"

"Abin batsın senin! Tabi ya neydi kanunu adamın kısasa kısas" Dedikten sonra Selçuk'un cevabını beklemeden girdi içeri ve sertçe kapattı kapıyı.

Kısasa kısas değildi aslında Ömer'in yaptığı. Bu sabah zaten soğuk ve mesafeli davranacaktı Leyla'ya ama dün olanlar oyunu bu hale getirmişti. Evet oyun oynamıştı Ömer çünkü ertesi gün Leylanın doğum günüydü ve Ömer sabah büyük bir sürprizle dönecekti Leyla'ya. Eh böylesi daha iyi olmuştu Leyla hanım o kapıyı bir daha yüzüne çarpmak istediğinde iki kere düşünürdü artık.

Leyla ise eve girdiğinde hıncını bütün evi... Halı, kapı, pencere temizleyip Funda Arar'ın Yak gel şarkısını son ses dinleyip söylerken almıştı. O kadar yorgun düşmüştü ki gece yatağına yattığında Ömer'in yokluğunu hissetmemişti bile , hemen uykunun tatlı kollarına attı kendini. Tabi sabah çok büyük bir sürprizle uyanacağını bilmeden.




















Continue Reading

You'll Also Like

757K 43.7K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
3M 152K 64
Hayatı boyunca kimseyi sevmemiş, tek derdi vatan, bayrak ve ülkesi olan asker ile hiç sevildiğini hissetmemiş, kalabalık içinde yalnızlığı hisseden b...
120K 12.3K 32
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
150K 6.5K 28
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...