The Walking Dead Türkiye

By litafe4

28K 1.4K 1K

Dünya'nın en iyi 3 dizisinden biri olan The Walking Dead'ın Türk versiyonudur. Dizi ile çizgi romanla ilişkis... More

Karakterler (1.Sezon)
1.Sezon 1.Bölüm Her Şey Başlarken
1×2.Bölüm İlk Karşılaşma
1×3.Bölüm Aileye Dönüş
1×4.Bölüm Tahliye
1×5.Bölüm Güvenli Bölge
1×6.Bölüm Sürü
1×7.Bölüm Kavga
1×8.Bölüm Benzinlikteki Grup
1×9.Bölüm Kapana Kısılmak
1×10.Bölüm Marketten Kaçış
1×11.Bölüm Mucize
1×12.Bölüm Tenis Kortları
1×13.Bölüm Çete Saldırısı
1×14.Bölüm Isırganların İstilası
1×15.Bölüm Evden Ayrılış (1.Sezon Finali)
Karakterler (2.Sezon)
2.Sezon 1.Bölüm GAH
2×2.Bölüm Tedavi Araştırması (Düzenlendi)
2×3.Bölüm Tehlikeli Misafirler
2×4.Bölüm Fedai
2×5.Bölüm GAH'ın Düşüşü
2×6.Bölüm YTTP
2×7. Bölüm Ormanın İçinden
2×9. Bölüm Süpermarket
2×10. Bölüm Eski Bir Arkadaş
2×11. Bölüm Kamp Katliamı
2×12. Bölüm Katliam Sonrası
2×13. Bölüm Yeni Kurtulanlar, Yeni Düşmanlar
2×14. Bölüm Kurtarma Görevi
2×15. Bölüm Kâbus
2×16 Eski Dostlar (İkilem)
Seçenek 1
Seçenek 2
2×17 Haydut Baskını

2×8.Bölüm Ormandaki Kamp Grubu

345 28 34
By litafe4

Grup birbirleriyle tanışmıştı. Yaklaşık 40-50 kadar insan burada saklanıyordu. Gruptaki erkekler ava çıkıyor, nöbet tutuyorlardı. Kadınlar ile çocuklar ise çalı çırpı toplama, yemek yapma yada giysileri yıkama gibi işlerle uğraşıyorlardı. Yaklaşık 10'a yakın kişi ise yataktan kalkamayacak kadar hasta yada yaşlıydı. Burak, kendisinden 15 yaş daha yaşlı olan bir adama;

Burak- Hüseyin amca Elif nerede?
Hüseyin- Dal toplamaya gitmişti. Şimdi gelecektir.
Burak- Onu yalnız başına gönderemezsin amca. Yanında onu koruyacak biri olmalı.
Hüseyin- O zaten kendini koruyabilir. Ayrıca ormanda onlardan biri yok.
Emre- Yanılıyorsunuz. Ormana gelmeye başladılar. Dikkat etseniz iyi olur.

O sırada ileriden sesler gelmeye başladı. Dalların çatırdama sesi rahatlıkla duyulabiliyordu.

Orhan- Dikkatli olun. Et yiyenler olabilir.

Herkes geri çekildi. Polisler tabancalarını kaldırdılar. Ama çalılıkların içinden bir ısırgan değil, hala insan olan genç bir kız çıktı. Ama sendeliyordu. 20-25 yaşlarında görünüyordu. Elinde ki parçaları yere attı ve bacağına baktı. Bir çizik vardı. Diğerlerine dönüp;

- Merak etmeyin, sadece gelirken dalın büyük bir dikeni battı.
Burak- Elif. Bizi çok korkuttun. Artık o şeyler kampa yaklaşmaya başladı. Çalı çırpı toplarken seni koruyacak biri lazım.
Elif- Hayır memur bey. Kendi başımın çaresine bakabilirim. Sadece şu bacağımla bir süre yere basmak istemiyorum.
Hüseyin- Hadi kızım biraz dinlen. Bende bir bakayım sürülebilecek bir şey var mı oraya diye.
Elif- Tamam baba.

Kız ve babası çadırlardan birine girdiler. O sırada Burak diğerlerine dönüp;

Burak- Herkesin burada bir işi var. Örneğin siz erkeklerden iyi silah kullanabileniniz var mı?
Emre- Ben.
Ali- Bende.
Orhan- Güzel. Siz o zaman av için uygunsunuz. Burası bir ormanda olsa da hayvan yakalamak hiç kolay olmuyor.
Burak- Haklısın. Artık işe koyulalım. Bayanlar sizde orada ki diğer kadınlara yardım edebilirsiniz. Kalanlarda kamp güvenliği için nöbet tutabilir.

***

Hava kararmaya başlamıştı. Herkes çok yorgundu. Özellikle ava giden erkekler gelir gelmez yattılar. Ertesi sabah herkes kahvaltıya oturdu. Kahvaltı tabağı oyuncak gibi bir şeydi. Küçük bir salam dilimi, bir parça hafif küflenmeye başlamış beyaz peynir ve bir dilim kuru ekmek.

Burak- Yemeğimiz çok azalıyor. Ne yazık ki avdan getirilen kuşlar ve tavşanlar dişimizin kovuğunu bile doldurmuyor. Bu yüzden bir grup kuracağız ve aramızdan gönüllü 5 kişi oradan, ilçe meydanında ki süpermarketten yiyecek getirecek.
- Neden bunu göze alacağız?
- Erzak arayanların çıkarı ne olacak?
- Para verseniz şehre geri dönmem!

Herkes karşı geliyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. Yiyecekleri 1 hafta onları götürmezdi. Grup kalabalık olduğu için kimse kendine yeterli yiyecek alamıyordu. Burak bağırarak;

Burak- Bakın! Bunun böyle olmasını bende istemiyorum. Ancak durum bu. Yiyeceğimiz tükeniyor ve ilacımız da az. Kararı beğenmeyenler gelmek zorunda değil. İlla ki oraya gitmek için gönüllü biri vardır.

Elif- Ben giderim.

Herkes merakla ona baktı. Daha dün kendini sakatlamış genç kız yeniden tehlikeye atlıyordu. Babası ona yaklaşarak;

Hüseyin- Kızım. Lütfen yapma. Grupta daha bir sürü kişi var. Bırak onlar gitsin.
Elif- Baba. Kendi başımın çaresine bakabilirim. O şeylerden kaçmak hiç zor değil.
Hüseyin- O zaman... Dikkatli ol.
Elif- Olacağım.

Burak elindeki bir kağıda Elif'in ismini yazdı. Daha sonra diğerlerine dönerek;

Burak- Evet 3 kişi daha gerek.
Emre- Bende gönüllüyüm.
- Bende.

Burak- Tamam. Emre ve... Pardon ismin neydi?
- Nesrin.
Burak- Tamam Nesrin sizi de yazdım.

- Burak ağabey. Bizde gideceğiz.
Burak- Ooo Cem ve Kerem beyde geliyor.
Cem- Tabi ki de.
Kerem- Grupun ayakta kalması için her şeyi yaparız.

Burak- Minnettarız. Umarım sağ salim dönersiniz arkadaşlar. Bir kaç saate aracı alabilirsiniz. Unutmayın, işler ters giderse hiç riske girmeyin. Başka bir zaman başka bir grup gider.

Gruptakiler başlarını onaylarcasına salladılar. Ali, Emre'nin yanına geldi ve;

Ali- Dikkatli ol. Geldiğin zaman belki kamptan ayrılabiliriz.
Emre- Tamam. Siz de burada dikkat edin.
Nesrin- Hey Emre, iyi silah kullanabiliyor musun?
Emre- Evet.
Nesrin- O zaman güzel. Bu grupta sana bayağı iş düşecek gibi.

***1 Saat Sonra***

Erzak arayacak grup bir araç alıp kamptan uzaklaştı. Burak geri kalanlara dönüp;

Burak- Erkekler, aranızda karar verin bir kaç kişi avlanmaya çıkın. İşi şansa bırakamayız.
Barış- Üzgünüm ama biz bir kaç kişi kaybolan bir arkadaşımızı arayacağız.
Ege- Evet.
Burak- Tamam. Kendinize dikkat edin. Kaç kişi gideceksiniz?
Barış- Ben, Ege ve Ali.
Burak- Tamam. Giderken yanınıza silah da alın. Ormana da girmeye başladılar.

Ali, Barış ve Ege köşeye çekilip;

Ali- Orman oldukça büyük. En iyisi etrafa işaretler koyalım.
Barış- Tamam. Umarım zavallı sağdır.
Ege- Elbette sağ! Onu bulabiliriz.
Ali- Pekala. Şimdi, bulunduğumuz bölgenin batısına bir göz atalım. Sonuçta oralarda kaybetmiştik onu.
Ege- Evet.

Bir tüfek ve tabanca alıp yola koyuldular.

***2 Saat Sonra***

Barış- Hiç umut yok. Burada değil.
Ege- Bir yerde saklanıyordur. Uçup gitmedi ya.
Ali- Ege. Lütfen biraz dinlenelim. İki saattir durmadan yürüyoruz.
Ege- Yapmayın ama. Kampa eli boş dönmek istemiyorum.
Barış- Yarın güney taraflara da bakarız.
Ali- Hey! O da ne?

Ali parmağıyla ileride ki ağaçların arasında ki aracı gösteriyordu. Devasa bir araç hem de.

Barış- Kamyona benziyor. Gidip bir kontrol edelim.
Ali- Tamam. Isırgan olabilir. Önce bir etrafı kolaçan edelim.
Ege- Ben araca bakıyorum. Bir şey olursa işaret veririm.
Ali- Tüfek bende dursun.
Barış- Tamam. Ben araca yaklaşıyorum.

Hepsi pozisyon aldı. Ali aracın etrafını kontrol ediyordu. Ege de araca bakıyordu. Ama o sırada aracın arka kapısı açıldı. Ve bir şey oradan atladı. Ege hemen Barış'a işaret verdi ama Barış anlamadı. Ege'ye tamam anlamında baş salladı ve araca daha da yaklaştı. Araca yaklaştığında bunun askeri bir araç olduğunu anladı. O sırada bir ses bağırdı;

- Dur kıpırdama!
Barış- S*ktir!

Hemen yere atladı ve kendini gizlemeye çalıştı. Ali ise tüfeği doğrultup etrafı taramaya başladı. Bir yandan da;

Ali- Hey! Ateş etme! O şeylerden değiliz.
- Burayı yağmalamaya mı geldiniz?
Ege- Hayır! Sadece arkadaşımızı arıyorduk.
- Size güvenebilir miyim?
Ali- Elbette.
- Tamam ateş etmeyin. Çıkıyorum.

O sırada çalılardan biri kıpraştı. Ve içinden askeri üniformalı bir adam çıktı. Elinde taarruz tüfeği vardı ve onu Ali'ye doğru tutuyordu.

Ali- Vay be. Bayağı iyi saklanmışsın.
- Silahlarınızı indirin. Size zarar vermeyeceğim.
Ali- Tamam. Sadece etrafta onlardan var mı diye bakıyorduk.

Hepsi silahlarını indirdi. Askeri üniformalı olan adam;

- Nereden geliyorsunuz?
Ali- Kadıköy'den. Bir süreliğine burada duruyoruz.
- Bende Kadıköy'den. Oranın güvenliğini sağladığım bir hastane saldırıya uğradı ve tek ben kurtulabildim.
Ege- Neresi?
-

Sanırsam GAH'dı. Orayı ölüler bastı ve...
Ali- Biz de oradan geliyoruz! Bizden başka kurtulan yok sanıyorduk.
- Havaalanına gitmem gerek. Oraya askeri üs kurduklarını duydum.
Barış- Cidden mi? Biz de sığınacak bir yer arıyorduk.
Ali- Geride ufak bir kampımız var. Sende gel. Uygun olduğu zaman topluca yola çıkarız.
- Tabi ki. Bana uyar. Bu arada bana Cüneyt diyebilirsiniz.
Ali- Memnun olduk Cüneyt. Hadi kampa geri dönelim.
Ege- Peki ya Gamze ne olacak?
Ali- Daha fazla ilerleyebileceğimizi sanmıyorum. Yarın kuzey tarafları inceleriz.
Ege- Lütfen ölmemiş olsun.
Barış- Onu bulacağız Ege.

Hepsi Cüneyt'in kamyonuna binip ilerlemeye başladılar.

***Bu Sırada Kamp***

Hande- Gamze'yi bulurlar mı sence?
Azra- Hiç bir fikrim yok. Umalım sağ bulurlar.

O sırada Burak yanlarına geldi. Azra'ya dönerek;

Burak- Azra doktor olduğunu söylemiştim değil mi?
Azra- Evet. Sorun ne?
Burak- Hemen gelmen gerekiyor. Yaşlılardan biri rahatsızlandı.
Azra- Tamam.

İkisi yaşlıların bulunduğu büyük çadıra doğru ilerledi. Çadıra girdiklerinde Burak hastayı göstererek;

Burak- Bu teyze işte. Kalbinin sıkıştığını söyledi. Yardımın gerek.
Azra- Tamam. Çadırdan çık. Konsantre olmam gerekiyor.
Burak- Nasıl istersen.

Azra yaşlı kadına dönerek önce kalp masajı yaptı. Kadının nabzına baktı. Nabzı atmıyordu.

Azra- Aman Allah'ım. Öldü mü yoksa?

Hemen suni teneffüse başladı. O sırada kadının ayağı hareket etmeye başladı. Azra bunu fark etmedi. Ta ki kadının gözleri açılana dek. Ama bunlar süt beyazı rengindeydi. Kadın dönüşmüştü.

Azra- Bu şeyde ne...?

Azra daha ağzını çekemeden dönüşmüş olan kadın dudağından ısırdı.

***

Çadırın içinden gelen acı bir çığlık tüm kampı inletti. Bunu işiten Burak küfrederek çadıra koşarak girdi. Olanları görünce dehşet içinde kaldı. Yaşlı kadın dönüşmüş ve ona suni teneffüs yapan Azra'yı dudağından ısırıyordu. Zavallı doktor kendini kurtaramıyor boş yere çırpınıyordu. Burak hemen tabancasını çıkardı ve yatakta yatan ölü kadının kafasına ateş etti. Isırganın ölmesiyle birlikte Azra'da geriye düştü. Ağlayarak neredeyse hepsi parçalanmış olan dudağını tutuyordu. Artık ısırılmıştı ve geri dönüşü yoktu. Tüm kamp koşarak olay yerine geldi. Hande'de oradaydı. Durumu görünce hemen Azra'nın yanına gitti. Burak iş ortağına dönerek;

Burak- Ne yapacağız?
Orhan- Ne mi? Artık hastalığı kaptı. Vurmamız gerek. Ama önce şu kalabalığı göndermemiz lazım.
Burak- Tamam sen onları çadırdan çıkar ben gerekeni yaparım.

Orhan diğerlerine dönüp, "Pekala, çadırı boşaltın. Herkes işine dönsün." diye kalabalığı uzaklaştırdı. Burak, Hande'nin yanına gelip, "Çok üzgünüm kızlar. Böyle olacağını bilmiyordum." dedi. Hande tek kelime etmeden Azra ile vedalaştı ve ağlayarak çadırdan çıktı. Burak ardından Azra'ya dönüp "Ben çok üzgünüm Azra. Böyle olmasını istememiştim." diye af diledi. Zavallı kız konuşamıyordu bile. Tek yapabildiği ağlamaktı. Ve en sonunda gözleri donuklaştı ve ağlaması durdu. Ölüm gerçekleşmişti. Burak bir süre hareketsiz kaldı. Kendine zar zor gelebildi ve yapması gerekeni yapmaya karar verdi. 9mm'lik tabancasını çıkardı ve dönüşecek olan doktorun kafasına ateş etti. Kamp bir kez daha ateş sesiyle inledi.

***

K

amyon kampa yaklaşmıştı. O sırada kamptan tabancanın ateşlenme sesini duydular.

Ali- Bu ses de neydi?
Barış- Bir şeyler yanlış olmalı. Hadi hemen gidelim.

Kamyonu hızlıca kampa soktular. Herkes şaşkınlıkla araca bakıyordu. Ali araçtan ilk önce indi ve orada gördüğü birine;

Ali- Ne oldu? Silah ateşlenmesi duyduk.
- Evet. Sizinle gelen doktor hastalardan birine bakarken ısırılmış ve...
Barış- Ne!?
Ali- Hass*ktir be oradan! Hande!

Hande onlara doğru geliyordu. Yarı sarhoş haldeydi. Ağlamaktan bitkindi. Ali ona şok içinde;

Ali- Hande bu doğru mu?

Hande hiç bir şey diyemedi. Hepsi koşarak çadıra girdiler. İçeride Azra yerde kanlar içinde yatıyor, Burak da başında konuşmadan duruyordu. Yeni gelen grup dışında herkes yaşlı kadının nasıl dönüştüğünü tartışıyordu.

*** Bölüm Sonu ***

Not: Ne kadar oldu bilmiyorum belki bir kaç aydır wattpad'e doğru düzgün girmedim. Okul başladıktan sonra o kadar zorlandım ki çok az girmeye başladım. Üstüne bu bölümü aslında kasımın ortalarında bitirmiştim ama yazdığım her şey kaydedilmeği için gitti. Haliyle bayağı canım sıkıldı. Çok beklediğinizi biliyorum. Ama artık yeni bölümler gelmeye devam edecek.

Continue Reading

You'll Also Like

57.9K 2.9K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
34K 8.7K 21
"ben seninle sarsılmak istiyorum."
89.7K 3.6K 30
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
203K 20.3K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.