«Kod Adı: Bordo»

By _TomrisMet_

846K 50.9K 39.5K

DİYARBAKIR/SUR «2016» Siz şimdi sanıyorsunuz ki her eline silah alıp, kamuflaj giyen asker oluyor. Yok aslanı... More

◽"Çete'ye Hoşgeldin!"◽
🐺
◽"Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!"◽
◽"Bilmediğiniz Şeyler Var..." ◽
◽ "Korku Üzerine Egemenlik Kurulamaz..."
◽ "Hangimiz TEHLİKELİ MADDE?" ◽
◽ "Özgür Fikirler Uygulamaya Geçtiği Zaman, Türk Milleti Yükselecektir!"
◽"Sessiz Sessiz...◽
◽"Operasyon/Kandar 1/2!"◽
◽ "Operasyon/Kandar 2/2!"◽
◽"Uğrunda Yaşanacak Ve Ölünecek Tek Bir Gaye Vardır..."
◽ "En Karanlık Gece, En Aydınlık Gündüzü Getirir!"◽
◽"Disiplin Şiarımız, Görev Aşkımız, Feda Canımız! "
◽ "Şimşeği Çaktıran Göktür! Ve Gök Ebedidir!"
◽ "Av Olmaktansa, Avcı Olmayı Tercih Ederim!"
◽ "Siz Yaşamak İçin Mutlu Olmak Zorundasınız Ama Ben Değilim."
◽"Bu Gün İstediklerin İçin Mücadele Etmiyorsan!" ◽
◽ "Vatan İçin Yapacaklarımızın Hududu Yoktur!" ◽
◽"Minnet Esarettir!"◽
◽ "Kimsede Olmayan Asillik, Senin Kanında Var."
◽ "Bu Topraklar Şehit Verdikçe, Devlet İlelebet Payidar kalacaktır..."◽
◽ "O Bizim Kavuşmalarımız, Mahşere Kaldı.."◽
◽ "Yola Düşerde Gezersem O Halde Neyleyim Sen Yoksan O Derde?"
◽ "Güzel Anam, Canım Anam, Kolay Değildir.. " ◽
◽"Uyuyan Milletler Ya Ölür, Ya Da Köle Olarak Uyanırlar!" ◽
◽ "Türklük Gibi Makam Da, Kat Da Yoktur!" ◽ ◽
◽ "Uğrunda Ölmeyeceğin Bayrağın Altında Yaşamayacaksın." ◽
◽ "Aksada Kanım Zalimi Güldürmem!" ◽
◽ "Akıllı Oynadığınız Kadar Şanslısınız!"
◽ "Operasyon/Deniz 1/2"◽
◽ "Operasyon/Deniz 2/2!"
◽ "Ben Bu Gece Ölmezsem, Ölmem Ölmem Hiç Bir Vakit.." ◽
◽ "Kar Beyaz Umutlarımız Vardı Yaşımızda Daha Büyük..."◽
◽ "Deli Kızım Uyan..." ◽
◽ "Köyün itleri birbirine küs olsada kurdu görünce birleşir."◽
◽ "İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına.."◽
◽ Ölüm bile ihanetten daha şerefidir..."◽
◽ "Tek başımızayız ama asla yanlız değiliz." ◽
◽ " Bir Dağ Başı Yalnızlığı Yaşıyorum Şimdi Ben. "◽
◽ " Bir ince pusudayım yolumun üstü engerek!"◽
◽ "Yerdeki ordusu biziz Allah'ın Titresin Dünya Ne mutlu Türküm!" ◽
◽ " Kurban Turkun Bayragına! "◽
◽ "Operasyon /Gever..."◽
◽ "En Karanlık Olanıydı,En Aydınlık Görüneni."◽
◽ "Dağlar Demirdendi Dediler , Türk'ün Yüreği Çeliktendi. Öğrettik"◽
/S&C
◽ "Ah Bir Ataş Ver..." ◽
◽ " Aklı olan Delirsin.. "◽
◽ "Yoldaşa Haber Salın, Yol Yordu."◽
/Yeni
◽ "Tarihler Daima Bizi Yazdı, Zerre Şüpheniz Olmasın. Yine Bizi Yazacaktır" ◽
◽ "Hangi Dağın Kurdusun?" ◽
◽ " Her Zilletin Elbet Bir İzzet Var İçinde!"◽
◽ "Bin Atlı akınlarda Çocuklar Gibi Şendik!" ◽
▫️"Sert Adamlar, Sert Oynar..." ▫️
◽ "Korku Bir Reaksiyondur, Cesaret İse Devamında Verilen Bir Karardır!"◽
◽" Askerler İçin Barut Kokusu, Lavanta Kokusundan Üstündür!"
◽ "Ruhun Mu Ateş, Yoksa O Gözler Mi Alevden?"
◽ "Mefkuresinden Başka Her Varlığı Unutan Kahramanlar Gibi Sen.."
◽ Final Part .1.◽
◽ Final Part .2.◽
/Lasă-mă să mor acum
◽ Final Part .3.◽
◽️Final Part .4.◽️

◽ "Kahramanlar İçin İdealdir!" ◽

14.5K 995 453
By _TomrisMet_


Keyifli okumalar.

Bu bölüm Şehit Oğuzhan Küçük'e ve onun gül kokulu annesi, Şerife Annem'e ithaf edilmiştir.

"Acizler İçin İmkansız,
Korkaklar için inanılmaz gözüken şeyler, Kahramanlar için idealdir."

Başbuğ Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk...


Kahramanlar İçin İdealdir.. "◽

Deniz Üsteğmen sorgunun hemen ardından izin istemiş babasının mezarını ziyarete gelmişti. Tim de onu yanlız bırakmamıştı. O mezarın başındayken onalar birkaç adım ötede onu izliyordu.

Deniz Üsteğmen ise ağlamıyordu. Öylece mezarına bakıyordu babasının.

"Merhaba Baba..
Yine geldim ben. Pek özlediğini düşünmüyorum. Orda beni hatırlamıyorsundur bile."

Bakışlarını gecenin örttüğü karanlık şehire çevirdi.

"Hayır. Annem yok yanımda. Tek geldim. Kızın artık Üsteğmen baba..."

Ağlayamazdı o her şeye. Her şeyim dediğine ağlardı ama. Şimdi değil.

"Amcam bu gün bana ne verdi biliyor musun baba?"

"Senin anneme hediye ettiğin silahı. Ellerinle işlemiştin hani. Baba... Benide senin sevdiğin gibi seven çıkar mı?"

Ruhsuz bir tebessüm geçti dudaklarından.

"Çıkmaz dimi. Biliyor musun baba? Şimdi şurdan çıksam. Ve bi araba bana çarpsa ve ölsem gözüm arkada kalmaz. Çünkü bu dünya bana yeterince şey yaşattı. Sanırım sıkıldım artık. Beni de alır mısın yanına? "

Uzulca babsının mezarına uzandı. Bir eline toprağını alıp sıktı.

" Seni çok özledim. Bana seslenişini, beraber yemek yaptığımız zamanları, ama en çok da bana öyle güzel bakmanı özledim baba. "

" Sizi temenni ederim komutanım. Kızınız tanıdığım en güçlü kadınlardan biri. Onu çok iyi yetiştirmişsiniz."

Deniz üsteğmen duydukları ile doğruldu. Bunları diyen Yüzbaşıydı çünkü.

" Arada yıkıldığı oluyor ama merak etmeyin yanında biz varız. Gözünüz arkada kalmasın. "

Yüzbaşının tabiki yine yüzünden hiç bir şey anlaşılmıyordu ama sözleri oldukça anlamlıydı Deniz için.

"Ve o iyileşecek komutanım. Emin olun iyileşecek."

Deniz Üsteğmen bakışlarıno eğip babasının mezar taşına bir öpücük konurdu.

"Seni seviyorum Baba. Komutanımın da dediği gibi. Ben iyileşeceğim. Bunu senin için yapacağım."

Yüzbaşı ona yine saniyelik şefkatle bakmışto sanki. Deniz bunu yakaladığında dakikalardır soğukta durmaktan kuruyan dudaklarında bir gülümseme belirmişti.

"Teşekkür ederim komutanım. Yaptığınız her şey için."

Yüzbaşı derin bir nefes aldı ve kısık gözleriyle Deniz üsteğmeni süzdü.

"Seninle çok işim var Üsteğmen..."

◔◗  


Metin binbaşı sorgudan sonra timi serbest bırakmıştı ve ailesi ankara ve istnabulda olanların ziyaret etmesine izin vermişti. Belli prosedürler yüzünden uzayan işleri sebebiyle bu inisiyatifi kullanmıştı aslına bakarsanız. 1 gün diye gelmişlerdi ama 3 güne çıkmıştı. Time acil bir operasyon izni çıkmayacaktı çünkü 3 gün aralıksız kurul toplantıları vardı ve bu da timin karargahta beklemesi demekti. Metin Binbaşı da izin alarak onlara aileleriyle görüşme hakkı tanımıştı. Kısıtlı da olsa.

Bu yüzden izinler sadece ankara ve istanbulla sınırlı olduğu için Deniz üsteğmenin annesi hastaneden çıkalı bir ay olmasına rağmen onları evlerine davet etmişti. Ve şimdi Tim de İstanbula gidiyordu.

"Ali abi."

Ali Deniz'e sıcacık bakışlarını yollarken cevapladı onu.

"Efendim küçüğüm."

"Annem Onur'u da istiyor. Sen esin yengeyi de alsan ya."

Ali gülümsedi.

"Benim canıma minnet be kızım. Oğlum burnumda tütüyor."

Deniz sohbet ederken annesine bahsetmişti Onur'dan. Annesi bebeklere bayılırdı. O yüzden tabi duyar duymaz çalışmıştı. Ali de fırsattan istifade Esini aradı.

"Ali..."

Ah o özlem kırıntıları yok muydu...

"Güzelim!"

"Ali'm seni çok özledim!"

"Bende güzelim bende!"

"Ne zaman geliceksin Ali!"

"Bu aralar zor be güzelim. Göreve gideceğiz birazdan. Sesini duymak için aradım."

Timdekiler şaşkınca Ali'ye döndü. Ali ise timin şakşkın bakıiları karşısında gülmek istemişti ama tabiki yapmadı.

"Görev mi?"

Ama duyduğu ağlamaklı ses ile bir an yaptığı şeyde kararsız kaldı.

"Esin'im, sakın ağlama güzelim!"

"Ağlamıyorum ki Ali'm, onuda nerden çıkardın."

"Beni kandırma güzelim. Gözlerin dolmuştur kendini sıkıyorsundur eminim."

"Yok dedim Asker bozuntusu!"

Ali'nin dudaklarına derin bir gülümseme yerleşti.

"Döndük mü geri asker bozuntusuna? Özlemişim be!"

Kulağına gelen gülme sesiyle içinin eridiğini hissetti Ali.

"Ali dikkat et olur mu? Çok dikkat et. Bak Onur yanımda senin sesini duyduğu için öylece etrafa bakıyor. Onu düşün ve dikkat et. Olur mu?"

Ali derince bir iç çekti. Birazdan görecek olmasına rağmen özlem çok lanet bir duyguydu.

"Oğlumu öp benim yerime bol bol. Dikkat edeceğim güzelim. Hadi sen kendine dikkat et."

"Tamam Ali'm."

Telefonu kapatınca kendisine hala garip garip bakan Faryalı'ya döndü.

"Ne var Faryalı? Niye öyle bakıyosun?"

Tek Faryalı değil diğerleri de bakıyordu.

"Ali abi biz birazdan göreve mi gideceğiz?"

Ali gülümseyip her şeyi açıkladı.

"Esin'e ufak bir şaka yaptım sadece. Birazdan yanına gideceğim, süpriz olsun istiyorum."

Sonunda eve geldiklerinde tim Ali hariç arabadan inmişti. Ev şehir dışında eski tip şirin bir köşktü. Büyük bir bahçesi vardı.
Tim içeri girerken Ali arabayı bahçeden çıkarmıştı. 2 araba geldikleri için rahahttı. Yolda giderken bir çiçekçiden büyük bir demetle zambak aldı. Esin çok severdi zambakları. Kısa sürede Evine geldiğinde hemen üçüncü kata çıktı. Aldığı çicekleri yüzünü saklayacak şekilde tutup zili çaldı.

"Kim o ?!"

"Çiçekci hanımefendi!"

Bunun eğitimini almıştı. Sesini istediği gibi kullanabiliyordu. Kapı açılır açılmaz oyununa devam etti.

"Buyrun hanımefendi!"

Karısı güzel kaşlarını çatarak konuştu.

"Kimden olduğunu söyleyebilir misiniz?!"

"Semih Güner diye birinden hanımefendi."

Ali şapka taktığından ve kafası eğik konuştuğundan karısı onu tanımamıştı.

"Bir yanlışınız var herhalde beyefendi. Ben Semih Güner diye birini tanımıyorum."

"Hayır hanımefendi yanlışlık yok. Bize verilen adres burası."

"Bakın beyefendi çiçekle beraber hemen gitmezseniz kocamı aramak zorunda kalacağım! Ve inanın bunu istemezsiniz!"

"Kocanız sizi yer hanımefendi."

Ali oynadığı oynun yeterli olduğu anlayıp kafasındaki şapkayı çıkarttı ve karısına baktı.

Güzel karısındaki değişim görülmeye değerdi. Gözlerini şaşkınlıktan olabildiğince açılmış ve iki dakika boyunca susup daha sonra çığlık atmıştı. Tabiki bununla kalmamış boynuna da atlamıştı ve bunların hepsi kesinlikle izlemeye değerdi.

"ALİ!"

"Bebeğim."

Öyle bir sarılıyorlardı ki sanki hiç kopmak istemezmiş gibi. Ama tabi onları ayıran minik oğullarının ağlama sesiydi. Ali, Esin'den ayrılıp alnından öptü daha sonra ayakkabılarını çıkartıp elindeki çiçekleri karısına verdi. Salona geçerken minik oğlunun beşiğinde debelenmesini izledi bir süre.

"Aslan parçası?"

Onur babasının sesini duyar duymaz susmuştu.

"Baba geldi oğlum!"

Onur'u kucağına alıp derince kokladı Ali oğlunun cennet kokusunu.Onur ise babasının boynuna yatmış ordan mağrur gözleriyle annesine bakıyordu.

"Aslan parçam. Niye ağlıyorsun oğlum? Baba korkuttu anneyi biraz. Kurban olurum yaşlarına."

Ali tek eliyle Onur'u tek eliyle de Esin'in belinden tutuyordu. Ali güzel karısını tam öpecekti ki minik oğlu kendi gibi minik ellerini babasının yüzüne koymuş ve aklınca çevirmeye çalışmıştı. Esin kahkaha aterken Ali tek kaşını kaldırarak gülen oğluna bakıyordu.

"Aslan parçası bozuşuruz bak. "

Onur garip garip sesler çıkarınca Ali, Esin'in belindeki elini çekip oğlunun tombik yanağını sıktı.

"Hiç boşuna uğraşma küçük velet senden önce ben vardım. Böyle tatlı tatlı bakınca evet belki senin o yanaklarını ısırmak isteyebilirim, seni affetmek de isteyebilirim ama annenin bir kısmı bana ait anlaştık mı?"

Esin Ali'ye şaşkınca bakıyordu.

"Ali'm farkımda mısın küçücuk çocukla, bizim oğlumuzla, beni bölüşüyorsun!"

"Bu konu bizim aramızda güzel anne. Lütfen karışma. Değil mi oğlum? "

Minik oğlu onu anlamış gibi gülmeye başlamıştı ki Ali o anda Melek hanımı hatırladı.

"Esin, güzelim hadi hazırlan bir yere davetliyiz."

Esin gülümseyip kafa salladı.

"Resmi bir yer mi?"

"Yok güzelim rahat giyin."

Esin hazırlanmak için odaya giderken Ali de Esin'in arkasından yüzünü şekilden şekile sokan oğluna döndü.

"Oğluşum seni şöyle yakışıklı yapalım da alem görsün! Hoş genlerinde Ali Emir Sayan genleri var ama olsun."

Ali, Onur'u kendi üzerindeki gibi haki yeşili bir tişört, siyah şişme mont ve sıyah kot pantolon giydirdi.

"Yakışıklı oğlum benim. Aynen böyle babana benzemeye devam et."

Esin içeri girdiğinde kendini öven kocasına gülümseyerek baktı.

"Kendini övmen bittiyse gidelim kocacım!"

Ali oğlunu kucağına alıp Esin'e döndü.

"Siz beni kalpten götüreceksiniz bu yakışıklılıkla."

Ali karısına sen birde kendine bak demek istedi. İnce bacaklarını saran bir kot pantolon ve beyaz bir gömlek giymiş uzun trenç kotunu da yabına almıştı.

"Keşke sana benim gözümden kendini gösterebilseydim."

Esin gülüp öpücük attı Ali'ye ve ona göz kırpıp kapıya doğru ilerleyen kocasının peşinden Onur'un bebek çantasıyla telefonunu alıp çıktı.

Ege, Ali gittikten sonra sürekli Feyza'nın bakışlarıyla karşılaşmıştı. Ona karşı içind ebir suçluluk duygusu vardı. Yaralandıkları güm daha dikkatli olsaydı bunları yaşamazlardı. Yine içine düşen sıkıntı yüzünden hava almak icin dışarıya kendini attı ama arkasından Feyza da gelmişti.

"Feyza bir sorun mu var?"

"Onu sen söyleyeceksin. Ne oluyor Ege ne bu soğuk tavırların."

Ege bakışlarını kaçırdı.

"O gün eğer daha dikkatli olsaydım.."

"Daha dikkatli olsaydık diyeceksin heralde. Çünkü kurşunun önüne beni sen atmadın ben kendim vuruldum Ege. Bunun için suçluluk duygusu hissetmene gerek bile yok."

Egenin yüzünde beliren buruk gülümsemeyi feyza fark etmişti.

"Şehit olabilridin."

"Sen de olabilirdin."

"Anlamıyorsun Feyza."

Feyza sinirle gözlerini kapattı.

"Senin anlamadığın şeyler var. Bence biraz düşün."

Deyip arkasına bakmadan içeri girdiğinde Ege yanlız kalmıştı. Gerçekten düşünse iyi olacaktı.

Zil çaldığında Yüzbaşıyla konuşan Deniz üsteğmen konuşmayı yarıda kesip kapıya bakmaya gitti.

"Hoşgeldiniz!"

Ali Deniz'e gülerek baktı.

"Hoşbulduk küçüğüm."

Esin bu tatlı kızın kim olduğunu merak etmişti.

"Ali abi sen şöyle kenara çekil ben bi yengemle tanışayım!"

Esin elini uzatan tatlı kızın elini bırakıp sarıldı.

"Ben Esin.."

"Bende Deniz.."

Esin şaşkınca geri çekildi.

"Deniz sen misin?"

"Evet.."

"Görümcem oluyorsun o zaman!"

Deniz gözlerini kocaman açtı.

"Onur'unda halası oluyorum o zaman!"

Ali gülerek iki kadını izliyordu.

"Biliyorum babacım hiç bir sey anlamadın. Büyüyünce anlarsın diyeceğim de ben büyüdüm kadın muhabbetini hala anlamıyorum."

Deniz, Esin'i içeri davet ederken Ali'nin elindeki Onur'u kucağına aldı.

"Halacım meraba."

Onur gülümseyip iki elini de Deniz'in yanaklarına koydu.

"Sevdin mi sen halam beni. Kurban olurum len ben sana!"

İçeri geçerken Yüzbaşının yüzünde yine o saniyelik gülümsemelerden biri geçmişti ve Deni üsteğmen buna alıştığını hissediyordu. Ve sanırım bu gülümsemeyi ondan başka görenin olmadığını düşünüyordu.

Melek hanım, Esin'i kucaklayıp öptü. Daha sonra kızının oynadığı torununu kucağuna aldı.

"Oy benim süf kuzum. Oy."

Melek hanım torunu yerine koyduğu Onur'u severken bir yandan da Ali'yle konuşuyordu.

"Onur... Ne güzel de ad vermişsiniz Ali oğlum."

Ali, Esin'in gözlerine şefkatle bakıp konuştu.

"Teşekkür ederiz Melek anne."

Melek sultan ikisine de gülümseyerek baktı.

"Hadi sofraya geçin soğumasın yemekler. Deniz kızım sende senin çocuk koltuğunu getir bakayım!"

Faryalı masaya adeta koşmuştu.

"Ne var yani iki saattir gözümün önünde işkence gibi duruyor mis gibi yemekler. Gelin artık da yiyelim!"

Herkes masaya geçince kocaman bir aile olmuşlardı...


◔◗  


Aradan geçen 1 günün ardından artık toparlanma vakti gelmişti. Ali çoktan eşini eve bırakmış ve Ankaraya doğru yola çıkmışlardı bile. Sabaha doğru karargaha vardıklarında Yüzbaşı en önde tim de arkasından geliyordu.

Üsteğmen Deniz en arkadaydı. Yavaş adımlarla yürürken telefonu çalmıştı.

"Konuş gel üsteğmen."

"Emredersiniz komutanım!"

Arayan amcasının eşiydi.

"Canım yengem. Güzelim nasılsın?"

Fakat duymayı beklediği ses bu değildi. Yengesinin hıçkırıkları kulağını doldurduğunda yerine mıhlanmıştı Üsteğmen.

"Yengem birşey mi oldu?"

"D-deniz A-amcan... Amcanı Şehit ettiler!"

Üsteğmen'in telefonu elinden yavaşça düştü.

Olamazdı...
Olmaz dı değil mi böyle bir şey? Bunu yaşıyor olamazdı değil mi?!

Karargaha girecek olan Yüzbaşı son anda fark etmişti onun sendeleyen bedenini ve ondan beklenecek bir çeviklikle hızla koşmuş ve yere düşmeden yakalamıştı onu.

"Deniz!"

-BÖLÜM SONU-

BU BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR


Continue Reading

You'll Also Like

539K 9.1K 26
🔞Türkiye'nin en büyük mafyası tarafından kaçırılmak ve onla ilişki yaşamak.🔞 🔞Bolca +18 vardır. 🔞
5.8K 579 63
Hayat aşık olmak için çok kısa. Aşk bana göre değil. Ben bu hayata köle gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya geldim. Üniversiteyi okuyup okuduğum bölüm...
160K 6.8K 24
Bir komutana anonim olarak mesaj atarsak en fazla nolur? ‹ ·_· › Başlangıç: 04.03.2024