Aşk'ı kıyamet

By Crazy_Mama_007

567K 32.3K 18.8K

Ünlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağı... More

1.Hayatın sonu gibi...
2.Bilseydim!
3.Kimsiniz siz?
4.Yeni Hayat...
5. Huzur...
6. Ömer ve Ali
7. ÖMER VE MELEK
8. Ömer ve Melek Part 2
9. Arka Kapı!
10. Leyla'nın kararı
11.Bana Böyle Dokunma!
12. Hani Benim Gençliğim Anne Part 1
13. Hani Benim Gençliğim Anne Part 2
14.Otur Baştan Yaz Beni
15.Leyla'nın kaderi
16.Korunuyormusun?????
17.Hangimiz Düşmedik Kara Sevdaya
18.Sonun Başlangıcı...
19.Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş
20.İşte Gidiyorum
21. Neredesin Sen (Hakan & Bahar)
22. Leyla'nın Korkusu (Hakan & Bahar)
Anneler Gününe Özel (Gelecekten Bir Alıntı)
23. Sol Yanım Benim
25. En Güzel Aşk Zor Olandır (Şeytan!)
26. Ben Ne Zaman Büyüdüm Anne
27. Yak Gel
28. Kalbimin Tek Sahibine
Duyuru!
29. Aşkın Bana Değdi Değeli (Huysuz ve Tatlı Kadın)
30. Acıyı Sevmek Olur mu!?
31.Anneler ve Evlatlar
32. Kim bu Leyla
33. Vay Yine mi Keder
34.Benim Hayatım
35. Kurşuna Gerek Yok!
Duyuru: Kuzumun resimleri
36. Gitme!
Duyuru Yeni Hikayemiz
37. Aşk'ı Kıyamet (Hayatın Sonu Gibi)
38. Gidiyorum Bütün Aşklar Yüreğimde
39.Yazımı Kışa Çevirdin (Yeni Hayat)
Aşk'ı Kıyamet İzmir Karakterler
40.Öf Öf!
Hadi Gelin Biraz Dertleşelim
41. Tuzak
42.Tuzak Part 2
43. Hoş Geldin Bebek
44. Son Mektup...
45. Herkes Yaralı!
46.Kader Diyemezsin!
47. Pişmanım!
48. Git
49. Hasretinle Yandı Gönlüm
50.Kalbimdeki Deniz
51. Emri Olur
52. Bitmeyen Sevda
53. Ben Yoruldum Hayat
54.Nenni Bebek Oy
55. Devlerin Aşkı
56. Aşıklar Şehri
57. Sevgilim
58. Kıyamet!
59.Ben Bir Adam/Kadın Sevdim (FİNAL)
Dudaklarında Arzu Kollarında Yalnız Ben

24. Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini

8.1K 480 369
By Crazy_Mama_007

En nihayetinde geldim yeni bölümle. Biraz kısa oldu kusuruma bakmayın ne olursunuz. Ne diyeyim evdeki hesap çarşıya uymuyor her zaman maalesef. Yeni bölüm ne zaman gelecek soruları ne kadar hoşuma gitse de yayınlayamadığım her gün o kadar üzülüyorum ama ne yapayım benim adım Hıdır elimden gelen budur :)) Bu bölüm bana en azından verdikleri oylarla destek olan sessiz okurlarıma gitsin. Hikayemi okuyan herkese teşekkürler. İyi okumalar :))

"Leyla hanım"

.........................

"Leyla hanım"

............................

Ziya ikidir Leyla'ya sesleniyordu ama o oturduğu sandalyede tek bir noktaya bakıyor ve duymuyordu. Çaresiz yanına gidip koluna dokundu.

"Leyla hanım" Leyla öylesine dalmıştı ki Ziya'yı duymuyordu bile, biraz önce olanları düşünüyordu. Seni seviyorum demişti değil mi? alnından öpmüştü.

Yok ya kesinlikle kendimi iyi hissedeyim diye söylemiştir. yarın pişman olacak ve bu gün için saçmaladığını söyleyecek, evet ya kesin böyle olacak, kesin.

"Leyla hanım iyi misiniz"

"Hı" Artık korkmaya başlayan Ziya Leylanın en nihayetinde verdiği tepki ile derin bir nefes aldı.

"Gitmemiz gerekiyor Leyla hanım İyi misiniz?" Diye tekrarladı sorusunu.

"İ...İyiyim"

"O zaman gidelim artık"

Her ikisi de arabaya bindiklerinde Leyla aklına yeni takılan soruyu sordu Ziya'ya.

"Selçuk, o nerede onu göremedim"

"Selçuk hastanede Leyla hanım"

"Niye vuruldu mu ne oldu?" Diye sordu Leyla heyecanla.

"Yok vurulmadı ama biraz hırpalandı"

"Yoksa beni kaçıranlar  mı dövmüş onu?" Dedi ama cevabını kendi kendine verdi.

"Ama ben bile götürüldüğüm yerde anladım kaçırıldığımı, hastanede onlardan kimse yoktu ki"

"Neyse Leyla hanım, siz dert etmeyin bunları kendinize. Merak etmeyin iyileşecek Selçuk" Deyip geçiştirmeye çalıştı ama Leyla peşini bırakacak değildi.

"Kim dövdü, nasıl olmuş, anlatsana ya"

"Susma hakkımı kullanıyorum Leyla hanım"

"Öyle bir hak verdiğimi hatırlamıyorum" Yüzüne yerleştirdiği çarpık gülümseme ile cevap verdi Ziya

"Susma hakkı,  kişinin hakkıdır zaten  izne gerek yoktur"  Leyla bu cevaba kayıtsız kalamadı tabi ki 

"Ukalalık diz boyu maşallah"

"Estağfurullah Leyla hanım"

"Yok yok siz kesin Ömer'in yanına ukalalıkta mastır yapmaya geliyorsunuz. Bu konuda patronunuzun da maşallahı var çünkü" Leyla sözünü henüz bitirmişti ki arabanın durmasıyla eve geldiklerini fark etti.

"Geldik Leyla hanım"

"Yani anlatmayacaksın neler olduğunu"

"Leyla hanım lütfen, ben bu konuda size bilgi veremem, daha sonra Ömer beyle konuşursunuz"

"Anlaşıldı senin ağzından laf alamayacağım, Peki ben de Ömer'e sorarım o zaman" Dedi ve arabanın kapısını açtı. Kızlara bir şey olacak diye o kadar sıkmıştı ki kendini, eve gidip bir duş aldıktan sonra yatmaktan başka bir şey düşünmek istemiyordu zaten. 

Leyla sabah kalktığın da ilk aklına düşen yine dün yaşadıklarıydı. sonra İpek geldi aklına, o gözlerindeki korku o çırpınışları o kadar iyi biliyordu ki bu duyguları, Ömer'e söyleyip o kızla görüşüp konuşmak istiyordu. Daha sonra  Ziya ile konuştuklarını hatırladı. Ne olmuştu acaba Selçuk'a,  kim niye hırpalamıştı? En önemlisi  Ziya niye öyle ketum davranmıştı?  Leyla aklına gelenle gözlerini kocaman açtı. Yok artık olamazdı değil mi bunu Ömer yapmış olamazdı!  

Bütün bu düşüncelerden onu çalan telefonu ayırdı. Ekranda Ömer yazısını görünce ateşe değmiş gibi çekti elini bir an telefonundan ve öylece baktı ta ki susana kadar.  Hem biraz önce aklına gelenler yüzünden hem de kalbinin deli gibi çarpmasından. Leyla korkuyordu, Ömer'in ona söylediği güzel sözleri duymayı çok istiyor ama deli gibi korkuyordu. Yeniden çalan telefonu ile bir elini kalbinin üstüne koyarken bu sefer cevapladı.

"Alo Ömer"

"Günaydın Leyla, uyandırdım mı seni?"

"Yoo hayır uyanıktım"

"Biraz önce de aradım çıkmayınca, uyuyorsun zannettim" 

"Aaa yok du... duydum ama yetişene kadar kapattın, zaten bende geri... Allah kahretsin!" 

"Ne oldu Leyla iyi misin sen!"

"Değilim Ömer değilim. Telefonunu duydum ama çıkamadım"

"Neden!?" Leyla ağlamaklı sesiyle sordu cevabından deli gibi korktuğu soruyu.

"Ömer... Dün dün  gerçek miydi her şey, sen bana o sözleri söyledin mi gerçekten" Derin bir nefes aldı ve devam etti Leyla.

"Yoksa lanet olası bir günde rüya mı gördüm ben, yanlış mı duydum Ömer!?"  Hiç bir cevap gelmeyince yine içinden kurmaya başladı.

"Tabi ya tabi, bendeki de akıl işte, gördüğüm rüyaya bak ne haddime benim, rüyasını görmek bile ne haddime. Niye susuyorsun Ömer söylesene, evet haddin değil desene hadi konuş niye susuyorsun ha..." Leyla yine kendini kaybetmiş gibi sözlerini sıralıyordu ki, belinden sarılan kollarla ve burnuna dolan o tanıdık kokuyla öyle put gibi kalakaldı. Hele boynuna değen dudaklar, daha sonra kulağına nefesini üfleyerek konuşunca, artık ayakta duracak takati kalmadı neredeyse.

"Ah birde sen susabilsen be güzelim" Leyla öyle heyecanlanmıştı ki  bedeni felç dili lal olmuştu. Çok yabancıydı bu duruma, Ömer'in duygularını sakladığı zamanlar daha mı kolaydı kendisi için. Neden sonra Sevdiği adamın sesiyle kendine geldi.

"Vur dedik öldürdün sende ama"

"E...Efendim?" Leyla hâlâ üzerindeki şaşkınlığı atamamış aval aval bakıyordu Ömer'e

"Diyorum ki ben bir sus dedim sen temelli sustun"

"Ömer!" diyebildi sadece Leyla. Gerisi yoktu yine dili tutulmuştu sanki, çaresiz kollarını boynuna doladı ve ne zamandır hazırda bekleyen gözyaşlarını tutamadı artık. Evet evet kesinlikle  Ömer duygularını saklarken her şey daha kolaydı. Şimdi ne yapacağını nasıl davranacağını bilmiyordu. Ömer sevdiğinin yüzünü ellerinin arasına aldı ve gözyaşlarını sildi sevdiğinin, sonra tam gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Doğru Leyla, bütün duydukların doğruydu. Seni ne kadar sevdiğimi senden uzak kalınca anladım. sevdiğini kaybetmenin ne demek olduğunu  dağ gibi arkadaşımı, güçsüz çaresiz bir şekilde hastane odasında kabloların arasında gördüğümde  anladım. Ben, seni kaybetmek istemiyorum..." Leyla daha fazla dayanamadı ve parmaklarını Ömer'in dudaklarının üstüne koydu.

"Sus Ömer yalvarırım sus. Bu... bu bana çok fazla" Ömer önce dudağına değen parmakları öptü daha sonra Leyla'yı iyice kendine yaklaştırıp çölde susamış bedevi gibi kapandı dudaklarına. Zor da olsa ayrıldığında sevdiğinin alnından öptü ve sinesine çekti kadınını. Artık onundu Leyla ve bu ilişkiye karşı koyan herkes kendisini bulacaktı karşısında. Bu, tepkisinden en çok korktuğu annesi olsa bile. Anın büyüsüyle böyle düşünüyordu, Ömer'in bilmediği ise karşısına öyle bir şey çıkacaktı ki artık Leyla ile birlikte olması ve şu anda hayal ettiği gibi onunla evlenmesi imkansız olacaktı işte o zaman yaşarken ölüme terk edecekti kollarında ki kadını. Ne güzel demişti  Oscar Wilde: Herkes, öldürür sevdiğini ama herkes, öldürdü diye ölmez.

Leyla için ise durum bambaşkaydı. Öylesine mutlu, öylesine huzurluydu ki sevdiği adamın kollarında. Bu sebepten değil miydi susması, bundan değil miydi korkusu. Sanki konuşsa bütün büyü bozulacaktı, konuşsa güzel bir rüyadan kabusa uyanacaktı.  Ömer hâlâ göğsünde sessiz gözyaşları akıtan kadını biraz uzaklaştırdı kendinden.

"Gel oturalım" Deyip onu koltuğa yönlendirdi kendisi de yanına oturdu.

"Neden böyle yapıyorsun Leyla, neden ağlıyorsun?" Leyla cevap veremiyordu, konuşma yetisini  kaybetmişti sanki. Ömer bu sessizliği neye yoracağını bilmiyordu. Karşısında başını öne eğmiş Leyla'nın çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı.

"Ben senin de beni sevdiğini düşünmüştüm yanılıyor muyum  yoksa?" Yine cevap alamayınca bu sefer biraz daha yüksek tuttuğu sesiyle konuştu.

"Niye susuyorsun Leyla konuşsana!" Artık bir cevap vermesi gerektiğini düşünen Leyla sesinin titremesine engel olamadı.

"Ko... Ko... Korkuyorum" Dedi ve derin bir nefes aldı.

"Neden korkuyorsun?" Leyla sessiz gözyaşlarına her an bir yenisi eklenirken cevap verdi.

"Bu rüyadan bir kabusa uyanmaktan korkuyorum" Derin bir iç geçirdikten sonra devam etti.

"Başaramamaktan, geçmişimin bir kabus gibi bu güzel anların üstüne düşmesinden..." Dedikten sonra devam edemedi ve sessiz göz yaşları kendini hıçkırıklara bıraktı. Ömer Leyla'yı kendine çekip sımsıkı sarıldı. Daha sonra onu kendinden uzaklaştırıp yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Kolay olacak dersem yalan olur. Zor olacak, önümüze bir sürü engel çıkacak ama korkma, ben senin elini hiç bırakmayacağım. Birlikte aşacağız bu engelleri duydun mu Leyla?" Hıçkırıkları iç çekmelere dönüşen Leyla, sanki bir kabahat işlemiş te azarını işiten bir çocuk gibi sadece başını sallamakla yetindi bu soruya. Leyla'nın bu tatlı hallerine  bir gülümseme ile karşılık veren Ömer dudağına ufak bir buse kondurduktan sonra yine sinesine çekti sevdiğini. Neden sonra Leyla biraz sakinlediğinde sordu Ömer.

"Daha iyi misin?"

"İyiyim"

"Ömer?"

"Efendim güzelim"

"İpek'le Melek nasıllar?"

"İpek dün eve bıraktığımızda daha iyiydi. Melek'te iyi şimdi."

"Sevindim, şey... benim sana bir sorum var"

"Sor"

"Aslında iki sorum var" Bu sefer sabırsız bir ses tonuyla cevap verdi Ömer.

"Sor Leyla!"

"Ben eğer izin verirsen İpek ile görüşüp konuşmak istiyorum"

"Neden?"

"Çünkü o kızın hâlâ içinde tuttuğu korkular var ve onu benden iyi kimse anlayamaz" Ömer bu sözler üzerine gözlerini kapattı, kollarında tuttuğu yaralı kadına daha da sıkı sarıldı.

"Tamam olur. Ben onu buraya getiririm"

"İkincisi"

"Efendim?"

"İki sorum var demiştin"

"Ah evet Selçuk neden hastanede?" Dedi ve tepkisini görmek için kaçamak bir bakış attı. Ömer'in yüzünde ki huzur, kendini sert bir ifadeye bırakıp, kaşı çatılınca aslında sormaması gereken bir soru olduğunu anladı ama artık çok geçti.

"Nereden çıktı şimdi bu soru!?"

"Ziya hırpalandığını söyleyince merak ettim"

"Etme!"

"Ama o çocuk  benim yanımda çalışıyordu, e bende onu sevmiştim" Kaşları hayretle havalanan Ömer doğrulup Leyla'nın gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Ha dayak yediği yetmedi, sen illa ölsün istiyorsun yani" Leyla ise safça sordu.

"Niye ki?"

"Ne demek onu sevmiştim!?"

"Ya Ömer ne demek istediğimi biliyor..." Leyla bir an kafasına dank eden şeyle hayret dolu bakışlarını Ömer'e çevirdi.

"Ne yani onu sen mi dövdün?"

"Ben onu uyarmıştım,  aramızda hain var dikkat et demiştim ama o beni hiç dinlememiş demek ki" 

"Sen de onu bu yüzden dövdün öyle mi?"

"Ömer sen cani misin?"

"O an için çok sinirlenmiştim" Dedi umursamaz bir tavırla. Ama Leyla'nın sözlerinden sonra istemsizce kaşları çatıldı.

"Peki İpek'in ve Melek'inde kaçırıldığını duyduğunda kimi dövdün Ömer"

"Ne demek istiyorsun yani bende onları koruyamadım öylemi?"

"Hayır aşkım diyorum ki, adamlar o kadar caniydi ki, sen ne yaparsan yap, onlar öyle yada böyle kaçıracaklardı zaten bizi.

"Sen ne dedin, bir daha söylesene?" Ay bu adamın sağı solu hiç belli olmuyordu acaba yanlış bir şey mi söyledim diye korkuyla sordu

"Ne dedim ki?" 

"En son ne dedin?" Leyla iyiden iyiye tırsmıştı.

"Öyle yada böyle kaçıracaklardı dedim"

"Hayır ondan önce"

"Adamlar cani dedim" Ömer sabırsızca yeniden sordu

"Hayır ondan da önce ne dedin"  Leyla hâlâ korkuyla ve safça farkına varmadan cevap verdi.

"Hayır aşkım de..." Dedim diyecekti ki ne dediğinin son anda farkına varıp dudaklarını ısırdı ve utanarak baktı karşısında ki adama.

"Ömer ben özür dilerim öylesine ağzımdan çık..." 

"Şşşşt hayır niye özür diliyorsun anlamadım. Biz aşık değil miyiz zaten Leyla" Leyla öylesine alışmıştı ki duygularını saklamaya öylesine korkardı ki ağzından bir şey kaçıracak diye. Şimdi  zordu onun için bu aşk itirafları. Başını öne eğdi ve gözünden akan yaşlara engel olamadı.

" Bak şimdi, hep böylemi olacak Leyla"

"Ömer ben..." 

"Sakın! sakın özür dilerim deme, gel buraya!" Deyip aniden çekti kadınını kendine. Ateş miydi bundan sonrası? Yangın mıydı? Bütün itfailer gelse söndüremiyordu değil mi artık. Ömer bu laftan anlamayan kadına başka türlü anlatamayacaktı. Dudaklarının değdiği her bir zerresine  mühürledi aşkını adam kadının. Kadın bu  tutkulu dokunuş ve öpüşlerde kendini kaybederken her seferinde heyecandan öldü ve aldığı bu tatlı hazdan yeniden doğdu...














Continue Reading

You'll Also Like

112K 18K 39
TÖRE & ADALET SERİSİ 2. KİTAP♟️👠🎓
3M 158K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
107K 782 42
Bengi ile Cem Can ile Nalan İki evli çift. Bengi ile Can iş arkadaşıdır, zamanla aralarında yakınlaşma başlar ama ikisi de evlidir. Hem aşklarını y...
752K 44.4K 65
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...