Yatılı Okul | WATR yaz '14 En...

By oliandy

1.7M 62.5K 16.7K

Çok eski zamanlardan kalma bir yatılı okul... Bilirsiniz o zamanların, ağır şartlar, katı kurallar ve işkence... More

Yatılı okul
Kulube mi?
Kırmızı Kapı
Kırık Ayna...
Yeni Nesiller
Alarm
Brad RAMOS da kim??
Kağıt parçası
Tedavi Odası
Bu nesil devam etmemeli
Uyu bebeğim uyu, canlı kal.
Kendini ateşe atıyorsun...
Mektup...
Şenlik
Bunu Başarabiliriz...
Bir. iki, üç.....bir,iki, üç....bir, iki,üç. Hadi bizi yakala!!!
Zaman azalıyor!!
Belki de yaşamak bir olayı dinlemekten daha basittir?
İkiz kardeş...
Mezarına git... -Ama emin ol ters giden bir şeyler var-
Onu bulmak mı? Ölmek mi?
Sonsuza dek uyu
Kanlı Senaryo
Aynanın diğer yüzü.
Yağmur gibi mi?
O senin için hazırlandı..!
Sen Carolyn'sin!
ÖZEL BÖLÜM!
Hepsi yalan öyle mi?
Şimdi ne olcak??
Sana yardım etmek istedim.
Sen İnsan Olamazsın!
Beni ruhlardan bir tek sen koruyabilirsin.. Yıldız
Gerçek annem sen misin?
Çok üzgünüm.
Beni sonsuz karanlığa bırak!
Her şey birer yanıltmaca..
Dünya'nın tersine döndüğünü bile sandım.
İnanmak istemiyorum..
Final bölüm 1: Hayatımın ilkleri
Final Bölüm 2: Bitir işi
Final bölüm 3: Rose bunu haketti
Mezuniyet Balosu
Duyuru
✖2✖
• Yatılı Okul 2 çıktı•

Yak o kağıdı!

37.4K 1.3K 317
By oliandy

Sevgili Nathalia,

Umarım mektubu almışsındır. Bu zamanda çok kullanılmasa da işe yarıyor bazen. Okulda teknolojik aletlerin yasak olduğunu biliyorum. Sana söylemedim ama babam o okulun müdürü. Belki biliyorsundur yine de bilmeni istedim. Oda numaranı da ondan alıp mektubu yolladım. Aslına bakarsan benimle tanışmak istemende bir gariplik olduğunu anlamıştım. Bunu araştırmaya bile başlamıştım. Babamın okul kayıtlarını incelemesem senin Nathalia Ramos olduğunu bilemeyecektim. Bu soyadı gördüğüm an amacını anladım. Evet bende biliyorum. Ve bu konuda senin kadar şanssızım. Bunlar gibi senin bilmediğin birçok şey bildiğimden de eminim. Bunları mektupta yazamam sonuçta sana ulaşıp ulaşmadığını bile bilemiyorum. Sana bir adres bırakıyorum. Mektubuma cevap verip bu adrese yolla gerisine bakarız. Kendine iyi bak ve babama çok sataşma. Neler yapabileceğine sen bile inanmazsın.

                                                                                                               Andy...

Mektubun arkasını çevirdim. Orada yazan adresi bir kağıda karalayıp cebime koydum. Çok heyecanlanmıştım. Benim bilmediğim neleri biliyor olabileceğini düşündüm. Bu gece uyuyabileceğimi sanmasam da yatağıma yattım. Yorgamı kafama kadar çekmeyi unutmadım. Bu delik meselesi de artık çözülmeliydi. Çıkışları belirlediğime göre en zor kısmı atlatmıştım. Eğer kağıda yaptıklarım duvara işliyorsa bende o kağıda öyle bir şey yapmalıydım ki deliklerin işini bitirmeliydim. Yorganın altında nefes almak ise cidden zordu. Kafafı azıcık çıkartıp nefes aldım. O sırada bebeğin yatağın altından çıkmış olduğunu gördüm. Düşünmeden onu yatağın içine aldım ve uyudum.

'' Sonunda beni kabul ettin Nathalia... Sakın korkma rüya görüyorsun. Senin o kağıdı yok etmek lazım... Bunu unutma... Bu hiç de zor değil. Sadece yak onu... yak onu.."

Kendimi kolidorda buldum. Rüyamın devamıydı bu da Bir yerden duman yükseliyordu. Gittim. Şimdiki fotokopi odasının olduğu odadan geliyordu. İçeri girdim. Birkaç adam vardı. Defterde yazan sözlerden birkaçını okuyorlardı. Son duyduğum şey ise: Tek amazımız sana kurban vermek oldu.

..

Kantindeki masalardan birinde oturmuş kruvasan yiyordum. Stres benim iştahımı açmıştı. Gece gördüğüm rüyayı çok düşündüm. Kağıdı yok edicektim. Hemde yakarak. O yangınlı rüya da küçük bir kızı yakıyorlardı. Bu kağıdı yakarak yok etmem gerektiğini anlatıyor olmalıydı. En azından benim düşüncem buydu.  Bir ses düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu.

"Burası boş mu?"

Kafamla ''elbette boş'' anlamında işaret yaptım. Kız karşıma oturdu.

"Meraba, beni hatırladın mı?"

Çok samimi konuşuyordu. Onu hatırlamam birkaç saniyemi aldı.

"Çamaşırhanedeki şirin kızsın değil mi?"

"Gerçekten şirin olduğumu mu düşünüyorsun?"

"Evet, 12. sınıf değilsin galiba."

"Aslına bakarsan 12 olmam lazımdı küçük durduğuma bakma ama yinede 12 değilim. Anlarsın ya önceki okulumda sınıfta kalmıştım."

"Üzüldüm. Nathalia ben."

"Bende Carrie. Memnun oldum. "

"Bende."

"Şimdi gitmem lazım". elindeki boş kahve fincanını işaret etti. "..Oda numaram 97. Eğer ihtiyacın olursa gelebilirsin."

"Teşekkürler görüşürüz."

Sanki bu kız halimden anlıyor gibiydi. Yine de içine bulunduğum hiçbir durumda yardımcı olamazdı. Birkaç saat yalnız takıldım. -Bunu söylediğim an gerçekten yalnız olduğumu yeni anlıyordum.- Akşam odama döndüm. Amacım Andy'ye cevap yazmaktı ama ne yazacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Önümdeki boş kağıda saatlerce baktım. Yine de bir şey yazamadım. Sandalyeden kalktığımda İsimsiz'i gördüm.

"Ne zamandır burdasın?"

"Yeni geldim."

"Hala ismini sölemiyecek misin?"

"Neden söyliyeyim ki?"

"Geçen kulübenin orda söylemek üzere sandım seni."

"Kulübenin oraya hiç gitmedim."

"Oradaydın! Konuştuk."

"Ben tüm gün odamdaydım."

Sandalyeye geri oturdum. Akıl hastası değildim. Beynimde sorun da yoktu. Bunları düşünürken İsimsizin yatağına girişini izliyordum. Herhangi tuhaf bi hareket, bi ses. Bir şey görmeyi bekledim. Ama herşey normaldi. Bende yatağıma gittim. Sabah derlerden sonra kağıdı yakacaktım.

..

"Olmuyor, olmuyor, olmuyor!"

Elimdeki kağıdı fırlattım. Nasıl bir şeydi bu böyle. Yanmıyordu. Tekrar tekrar denedim. Olmuyordu. Kağıdı buruşturup yere attım. Çakmağı da onunla yere fırlattım. Çimlerde küçük bir alevlenme oldu. Hemen üzerine basıp söndürdüm. Çakmağı tekrar yaktım.

"Okulda sigara içiyorsun bu çok cesaret ister."

Çakmak elimden düştü. Eğilip aldım. Daha önce görmediğim ya da dikkat etmediğim birisi bana bakıyordu.

"Sigara içmiyordum."

"İnanmamı bekleme. Versene çakmağı bende içiyim bir tane."

Çakmağı cebime koydum. Eğilip kağıdı da yerden aldım. Onu da cebime koydum.

"İyi dinle sigara falan içmiyordum. Sen nerede ne içersen iç umrumda değil. Tamam mı?"

"Çok inatçısın. "

Dik dik bakıp oradan ayrıldım. Bu okul bu aralar bana kalabalık geliyordu. Önceden tek takıldığım her yerde bana bulaşan birisi vardı. Kağıdı da yakamamıştım. Çaresizce odama geldim. Andy' ye mektubu yazdım.

Merhaba Andy!

Biraz geç cevap verdim. Üzgünüm. Beni doğru anlamana sevindim. Bu konuyu konuşmamız lazım. İşte telefon numaram. Ne yapmamız gerektiğine karar ver ve beni ara.

Hızla numaramı karaladım. Onun bana yazdığı mektubun yanında çok basit kalıyordu. Ayrıca beni ne zaman arayacağını da bilemezdim. Belki o zaman telefonu açamayacaktım. Bu yasaktı zaten. Odamda gizlice konuşabilirdim. Bugün gerçekten zor bir gündü.

..

Sabah kalktım. Hazırlanıp odadan çıkacaktım. Masada bıraktığım mektubu aldım. Onu yollamadan önce içime sinmeyen bir şey olduğunu farkettim. Mektunu açıp sonuna şu notu ekledim:

Not: Beni akşamdan önce aramamalısın.

Yaklaşık 2 saa sonra mektubu yollamış, duş almış ve kağıdımı ne yapacağımı uzun uzun düşünmüştüm. Ve bulamamıştım. Odamda çaresizce yerde oturuyordum. Elimde bebek vardı. Parmaklarımı içi boş gözlerine sokup çıkarıyor ve bebekle konuşup duruyordum. Deli gibi hissediyordum. Bebeği bir kenara bıraktım. Kağıdı da alıp fotokopi odasına gidecektim. Çantamı yanıma aldım. İçimdeki sesi dinledim ve bebeği de çantaya sığdırdım. Fotokopi odasına geldim.

"Neyin fotokopisi çektirilecekti?"

Burayı incelerken oyalanmam lazımdı. Çantamdaki kağıdı çıkarıp uzattım.

"Bunun fotokopisi çekilecekti."

Fotokopi çekilirken odayı incelemeye başladım. Kızı tam olarak o köşeye asmışlardı. Sonra da yakmışlardı. Rüya aklıma geldikçe içim acıyordu. 

"Fotokopi makinelerimiz arızalı olmalı bu kadar oldu."

Adamdan kağıdı aldım.

"Sorun değil acelesi yoktu zaten."

Odadan çıktıktan sonra kapının önünde kağıda baktım. İlginç... Kağıtta boru şekilleri aynıydı ama üzerinde birkaç karalama olmuştu. Adam bunu makinelerden kaynaklandığını sanmıştı. Ama anlaşılan öyle değildi.

Odamda masaya geçtim. Kalemi elime aldım. Fotokopideki oluşan noktaları birleştirmeye başladım. Aklıma küçükken annemle birleştirdiğimiz noktalı bulmacalar geldi. Onu çok özlemiştim. Tüm noktaları birleştirmeyi başardım. Bu aynı şeye benziyordu.

..bebeğe

Ve o an ne yapacağıma karar verdim. Kağıdı bebekle birlikte yakacaktım. Ama şimdi değil. Yarını beklemem gerekecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

233 99 6
Küçük yaşta savaşmayı öğrenmeye zorlanan Floren Ailesinde Kayıplar yaşar. Çok zorlu bir hayat geçiren Floren , büyüdükçe daha hırslı ve daha güçleniy...
3.5K 944 14
Melis gözlerini açar. Kafasının arkasında bir acı,bir ağrı vardır. Bir an 'Ben neredeyim. ' dercesine etrafına bakar. Bir köşede damacanalar,diğer ta...
Kara'm (+18) By Sevo

Teen Fiction

5.5K 3.1K 15
Kadın hâlâ seviyordu katilini.. Yaptığı onca şeyden sonra bile sevmeye devam etmişti arsız yüreği.. Adam papatya kalpli kadını kaybettiğine mi üzül...
96.1K 10.6K 27
Çocuk, nadir müşterisi olan,doughnut dükkanında çalışan bir elemandı. Kızın ise doughnut manyağı bir kardeşi vardı.