Yak o kağıdı!

37.4K 1.3K 317
                                    

Sevgili Nathalia,

Umarım mektubu almışsındır. Bu zamanda çok kullanılmasa da işe yarıyor bazen. Okulda teknolojik aletlerin yasak olduğunu biliyorum. Sana söylemedim ama babam o okulun müdürü. Belki biliyorsundur yine de bilmeni istedim. Oda numaranı da ondan alıp mektubu yolladım. Aslına bakarsan benimle tanışmak istemende bir gariplik olduğunu anlamıştım. Bunu araştırmaya bile başlamıştım. Babamın okul kayıtlarını incelemesem senin Nathalia Ramos olduğunu bilemeyecektim. Bu soyadı gördüğüm an amacını anladım. Evet bende biliyorum. Ve bu konuda senin kadar şanssızım. Bunlar gibi senin bilmediğin birçok şey bildiğimden de eminim. Bunları mektupta yazamam sonuçta sana ulaşıp ulaşmadığını bile bilemiyorum. Sana bir adres bırakıyorum. Mektubuma cevap verip bu adrese yolla gerisine bakarız. Kendine iyi bak ve babama çok sataşma. Neler yapabileceğine sen bile inanmazsın.

                                                                                                               Andy...

Mektubun arkasını çevirdim. Orada yazan adresi bir kağıda karalayıp cebime koydum. Çok heyecanlanmıştım. Benim bilmediğim neleri biliyor olabileceğini düşündüm. Bu gece uyuyabileceğimi sanmasam da yatağıma yattım. Yorgamı kafama kadar çekmeyi unutmadım. Bu delik meselesi de artık çözülmeliydi. Çıkışları belirlediğime göre en zor kısmı atlatmıştım. Eğer kağıda yaptıklarım duvara işliyorsa bende o kağıda öyle bir şey yapmalıydım ki deliklerin işini bitirmeliydim. Yorganın altında nefes almak ise cidden zordu. Kafafı azıcık çıkartıp nefes aldım. O sırada bebeğin yatağın altından çıkmış olduğunu gördüm. Düşünmeden onu yatağın içine aldım ve uyudum.

'' Sonunda beni kabul ettin Nathalia... Sakın korkma rüya görüyorsun. Senin o kağıdı yok etmek lazım... Bunu unutma... Bu hiç de zor değil. Sadece yak onu... yak onu.."

Kendimi kolidorda buldum. Rüyamın devamıydı bu da Bir yerden duman yükseliyordu. Gittim. Şimdiki fotokopi odasının olduğu odadan geliyordu. İçeri girdim. Birkaç adam vardı. Defterde yazan sözlerden birkaçını okuyorlardı. Son duyduğum şey ise: Tek amazımız sana kurban vermek oldu.

..

Kantindeki masalardan birinde oturmuş kruvasan yiyordum. Stres benim iştahımı açmıştı. Gece gördüğüm rüyayı çok düşündüm. Kağıdı yok edicektim. Hemde yakarak. O yangınlı rüya da küçük bir kızı yakıyorlardı. Bu kağıdı yakarak yok etmem gerektiğini anlatıyor olmalıydı. En azından benim düşüncem buydu.  Bir ses düşüncelerimden sıyrılmama neden oldu.

"Burası boş mu?"

Kafamla ''elbette boş'' anlamında işaret yaptım. Kız karşıma oturdu.

"Meraba, beni hatırladın mı?"

Çok samimi konuşuyordu. Onu hatırlamam birkaç saniyemi aldı.

"Çamaşırhanedeki şirin kızsın değil mi?"

"Gerçekten şirin olduğumu mu düşünüyorsun?"

"Evet, 12. sınıf değilsin galiba."

"Aslına bakarsan 12 olmam lazımdı küçük durduğuma bakma ama yinede 12 değilim. Anlarsın ya önceki okulumda sınıfta kalmıştım."

"Üzüldüm. Nathalia ben."

"Bende Carrie. Memnun oldum. "

"Bende."

"Şimdi gitmem lazım". elindeki boş kahve fincanını işaret etti. "..Oda numaram 97. Eğer ihtiyacın olursa gelebilirsin."

"Teşekkürler görüşürüz."

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiWhere stories live. Discover now