Bunu Başarabiliriz...

34.4K 1.2K 224
                                    

"Buraya nasıl geldin?"

"Sessiz ol.."

"O kadar kamera var bu her şeyin sonu olabilir nasıl.."

"Sessiz ol, müdürün oğlu olmanın avantajlarından birisi olarak düşün."

Andy gelmişti. Saate baktım. 05.14. Henüz çok erkendi. Ama uykum fazlasıyla kaçmıştı. 

"Şimdi ne olacak? Senin buraya geleceğini hiçdüşünmemiştim."

"Ben hepsini düşündüm merak etme. Bir süre görünürlerde olmayacağım sonra ise babamdan beni bu okula yazdırmasını isteyeceğim. Hayır diyeceğini sanmam. Sonuçta biz nesil adayları bir aradayız."

"Dalga mı geçiyorsun bu gerçekten kötü bir şakaydı kabul et."

"Biliyorum ama sakin olmaya çalış."

Andy'yi yatağımın altına sakladım. O orada dururken bende hazırlandım. Saat 6 gibi işim bitmişti. Andy'ye çıkmasını söyledim. Birlikte odadan çıktık. Onu kulübenin  oraya götürdüm. Her ihtimale kaşşı yüzüne dolaması için atkı verdim. Kimse onu görmese daha iyi olurdu. Yatağın altındaki çanta ilgisini çekmiş olmalı.

"Bu çantada ne var?"

"Tüm keşiflerim."

"hıh?"

"Bu okulda bulduğum her şey. Kağıt,defter... Anla işte."

"Bakabilir miyim?"

O çantamı incelerken bende yeni ipucuyu düşünmeye başladım. Fayansın altındaki o bölmelere bir şey koyuluyor olmalıydı. Sanırım onları bulup koymam lazımdı. Bu arada saat ders saatine yaklaşıyordu.

:Bunların tümünü zaten biliyor muydun Andy?"

"Evet. ve fazlasını da biliyorum."

"Anlatmak ister misin?"

"Tabi, ama önce yetişmen gereken bir ders var sanırım."

O an unuttuğumu anladım. Çantamı Andy'ye bıraktım. Onu çok iyi tanıdığım söylenemezdi ama yine de güveniyordum. Bugünkü dersler en azından daha az kafa yorucuydu. Zaman geçmek bilmese de daha az sıkıldım. Aklımın bir yanı Andy'de , diğeri bölmelerdeydi. Son derteydik. Hoca tahtada küçük animasyon izletiyordu. Animasyonları hep sevmişimdir. Son animasyon çok garipti. Sadece siyah bir ekran verdı. Görüntü yoktu. Sesler vardı ama. Aynı şöyle:

"Bir. iki, üç.....bir,iki, üç....bir, iki,üç. Hadi bizi yakala!"

Animasyon bittiğinde -ki animasyon bile denemezdi- hoca bize animasyonları özetliyordu. Son animasyon için dedikleri aklımı karıştırdı. Filler sevimli hayvanlardır... Ben sonuncuda fil görmemiştim. Hem fil sesi bile duymamıştım. Sonunda odama geldim. Yatağımın üzerine baktım. Çantam verdı. Yanına bir not sıkıştırılmıştı.

''Babamın yanına gittim, sanırım kabul edecek. Şimdilik eve gidip eşyalarımı hazırlamam gerekiyor. Yarın gelmiş olurum.

                                                                                          -Andy-

Notu çantama koydum. Birkaç gülüşme sesi kulağımda çınladı. İlk baş aldırış etmesem de kafayı yiyecektim. Gerçekten rahatsız ediciydi. Ağrı kesici bir hap alıp yattım.

..

DDrrr!

Elimi uzatıp alarmı kapattım. Artık geç kalma derdim yok. Bir alarmım var. Hazırlandıktan sonra Jade ile Ana'nın hala uyuduğunu gördüm. Derse geç kalabilirlerdi. Onları kaldıracakken son anda vaz geçtim ve odadan çıktım. Kütüphaneye uğrayıp aldığım dergileri iade ettim. Derse başladık. En arka sıraya kalmıştım bu gün de. Duvara yaslanıp ders dinlemediğim zamanlardandı. Kitaplarımı sıranın altından çıkaracakken tüylü bir şey hissettim. Çıkarttığımda bunun bebek olduğunu gördüm. Adı Karen olan bebek. 

"Derste oyuncak bebeklerle mi oynuyorsun?"

Yanımda bir çocuk bana sataşıyordu. Ne dersem deyim beni rezil edecekti. 

"Benim değil, burdan buldum."

"Oynamaya devam et."

Beni küçümsemişti. Dalga geçiyordu. Onu çantama sığdırdım. Her yerde karşıma çıkıyordu. Derlerin bitiminde akşam olmuştu ama Andy yoktu. Gelmemişti. Bense beklemeye devam ediyordum. İsimsiz yine ortalıkta yoktu. Odayı boş bulunca hemen yere oturdum. Tahtayı ordan çıkardım. Bölmeler çok eskiydi. Sanki... Yıllardır var gibi... Elimi sürdüm. Pürüzsüz bir yüzeyi vardı.  En uç bölmede bir yazı vardı. Elimle hissetmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Masadan bir kurşun kalem alıp hafif karaladım. Orada bir isim yazıyordu. İsabel... Diğerlerini de karalamaya başladım. İsabel, Anne, Sue, Carolyn, Karen. Aklıma geldi bir anda. Karen!!! Bebeği hemen çantamdan çıkarıp yerine yerleştirdim. Gözlerimi kapattığımda kesik bir görüntü geldi. Bağıran bir çocuk... Ve şimdi diğer bebekleri bulacaktım. Tahtayı geri yerleştirdim. 

"Hey, ne yapıyorsun?"

"Selam Jade, çantamı alıyordum."

"Ben çok yorgunum hemen yatacağım, ışığı uzun süre açık tutmazsın değil mi?"

"Tabi, bende yatıyordum."

Işıkları kapattım. Tüm gece kulağımda o sesler yankılandı:

"Bir. iki, üç.....bir,iki, üç....bir, iki,üç. Hadi bizi yakala!"

..

"Demek kabul etti!"

"Aynen beklediğimden kolay oldu!"

Bugün Andy gelmişti. Ve okula kaydını yaptırmıştı. Artık aynı okuldaydık. Bugün derslerden sonra o benim henüz bilmediğim şeyleri anlatacak. 

..

Dersler bitmişti. Yine kulübenin ordaydık. Elinde benim kağıtlarımı tutuyordu. 

"Bunları duymak seni üzebilir".

"Daha ne üzücü olabilir ki? Söyle."

"Bak, olay şu ki nesil devamı bizim ellerimizde değil."

"Ya nerde?"

"Senin ellerinde.."

"Ne demek istiyorsun daha açık konuş!"

"Bunu bana babam anlatmıştı. İlk öğrendiğimde. Korkmamamı söylemişti, beni böyle sakinleştirmişti. Evet, nesiller ikişer ama bu geçiciydi. Beklenen nesil gelene kadar. Bir kız nesil... Bu kız nesil işi bitirecek olan kişi. Ruhlara sonsuza dek hizmet edecek, kendini adayacak kişi. İlk kız nesil yıllardır beklenen nesildi. Ve o sensin Nathalia... Bu iş senin omuzlarında."

"Hayır, hayır. Ben bunu istemiyorum."

"Bende istemiyorum Nathalia, bana bak. Sen şu ana kadar bunu bitirmek için çabalamadın mı? Pes etmemelisin!"

"Ben ne yapmalıyım, ne?"

"Sadece durma! Devam et. Bende yanındayım. Sana yardım edicem. Bunu başarabiliriz Nathalia. Lütfen!"

..

"Bunu başarabiliriz.."

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin