Half A Heart

By weekndfierce

130K 5K 514

"Seni seviyorum meleğim." "Seni seviyorum Zayn." More

1. Bölüm - "One Direction ha?"
2.Bölüm - ''Belki de hatırlamak istememiştir dostum?''
3. Bölüm - Geçiş Bölümü
4. Bölüm - "Ben hala onu seviyordum. Her şeyiyle."
5. Bölüm - ''Biz.. Biz nişanlanıyoruz!''
6. Bölüm - ''Ben onun sevgilisiyim.''
7. Bölüm - "Alışveriş"
8. Bölüm - "Jeremy"
9. Bölüm - ''Peki öyleyse. Seni seviyorum!''
10. Bölüm - ''Dünya Turu (Geçiş Bölümü)''
12. Bölüm - ''Melekleri Kıskandıracak Kadar..''
13. Bölüm - "Little Things"
14. Bölüm - "Sonsuza Dek"

11. Bölüm - ''Yarım Kalan İş''

4.8K 299 47
By weekndfierce

Süpriz bitches!! Hahah :D Umarız bölümü beğenirsiniz! Biliyorsunuz adımızı değiştirdik! Unutmadan son bölümlerin vote sayısından memnuz değiliz. Biliyoruz uzun aralıklarla bölüm atıyoruz ama bizi anlayışla karşılayın lütfen. Hikayeyi unuttuğunuzu düşünüyoruz :( Herneyse iyi okumalar! <3

-Nazlı&Sena

Hatırlatma-

''Hey Ally, neden tura bizimle birlikte gelmiyorsun?''

''Evet Ally, bizimle gelmelisin.'' Diyen Niall ve Liam'a dudak büzdüm. Gelmeyi gerçekten çok istiyordum. Bu Zayn ve benim yakınlaşmamızı sağlayacak son fırsattı. Ayrıca önümüzdeki New York defilesine kadar herhangi bir defilede yoktu.

''Bilmiyorum çocuklar, John'a sormalıyım.''

Bu tür kararları John'a sormadan verdiğimde bana fena kızıyordu ve neredeyse 1 ay soğuk davranıyordu.

''Ah, hadi ama!''

Çocukların görmediği bir anda kafamı Zayn'e çevirdim. Gözleri hadi kabul et şunu der gibi bana bakıyordu. Gülümsedim ve çocuklara döndüm.

''Pekala, geliyorum.''

John'un bana, 1 ay boyunca soğuk davranacak olması umrumda değildi.

Umrumda olan tek şey Zayn'di ve o da kabul etmemi istemişti. Gerisi önemli değildi.

****

Duyduğum alarm sesiyle, yavaşça gözlerimi açtığımda gülümseyerek yataktan doğruldum. Zayn bana, beni sevdiğini itiraf ettiği geceden beri her sabah güne gülümseyerek başlıyordum. Beni mutlu ediyordu. Onun yanındayken onlarca duyguyu birarada yaşayabiliyordum. Belki.. beni, benim onu sevdiğim kadar sevmiyordu ama sevgi değişken bir duyguydu. Artıp azalabilirdi ve ben, Zayn'in bana olan sevgisini artıracağımdan emindim.

Banyoya yönelerek soğuk suyu yüzüme çarptım ve odaya geri döndüm. Dağınık saçlarımı bir tokayla bağlayıp elime telefonumu alarak aşağıya indim. Guruldayan karnım bana, acıktığımın sinyallerini veriyordu.

Elimdeki telefonu koltuğa fırlatıp mutfağa ilerledim ve buzdolabından sütü çıkardım. Kendime kahvaltı hazırlayamayacak kadar üşengeçtim ve mısır gevreği yemeyi düşünüyordum. Raflardan gevreği çıkarıp koca bir kaseye boşaltarak üzerine sütü döktüm.

Kasemde kalan son gevrek tanelerini de dilimle sıyırdığımda karnımın doyduğunu hissetmiştim. Kaseyi masaya bırakıp, gevrek yerken açmış olduğum, televizyonu kapatacağım sırada gelen mesajla yerimden sıçradım. Telefonu elime aldım ve gönderene baktım.

Niall.

Birkaç saate hazır ol, yola çıkacağız!! Zayn seni almaya gelecek xx –Niall

Zayn mi? Anında yüzüme yayılan sırıtışla cevap yazdım.

Pekala, birkaç saate hazır olurum!! xx -Ally

Koşar adımlarla üst kata çıktığımda içim içeme sığmayarak valizimi bulunduğu yerden çıkardım. Tanrım, Zayn beni almaya gelecekti! İçini gerekli olacak tüm kıyafetler, aksesuarlar, ayakkabı ve bakım ürünleriyle doldurduğum ve oldukça ağırlaşan valizime bir göz gezdirdim. Sanırım koyacak başka bir şey kalmamıştı.

Artık tek yapmam gereken hazırlanmak ve Zayn'imi beklemekti. Göz ucuyla saate baktım. Tanrım çoktan 2 saat dolmuştu bile. Duş alırsam zamanım yetmeyeceğinden dolabıma yönelerek siyah dar pantolon ve bol bir tişört çıkardım. Giyinip, tepeden dağınık bir topuz yaptım. Yolculuk uzun süreceğinden, dağınık saç veya makyaj beni rahatsız edebilirdi. Dudaklarımın kuru görünmesini önlemek için parlatıcımı sürsem yeterliydi.

Ben, ayakkabılarımı ayaklarıma geçirirken zil çalmaya başlamıştı. Zayn!

Koşar adımlarla -bir yandan da valizimi çekiştirerek- aşağıya inmeye başladım. Kapıyı açmadan önce son kez aynada kendime bakıp memnuniyetle gülümsemiştim.

Kapıyı açtığımda karşımda 32 diş sırıtan bir Zayn Malik buldum. Aynı şekilde ona sırıtarak sıkıca sarıldığımda kokumu içine çektiğini hissettim. Ani bir hareketle içeri girip ayağıyla kapıyı kapatarak beni duvarla arasına aldı. Şaşkınlıkla gözlerim irileşirken koca vücudu altında iyice ezilmiştim. Yavaşça dudaklarıma yaklaşıp öpmeye başladığında ellerimi ensesinde birleştirdim.

''Z-zayn. D-dur.''

Durmak yerine kendini bana daha çok bastırırken elleri kalçalarıma indi.

''Seni çok özledim Ally. Tenini, kokunu, gözlerini...'' diye sayıkladığında gözlerimi kapatarak sıktım. Bende onu özlemiştim, hem de fazlasıyla. Ama yetişmemiz gereken bir uçak vardı.

''Geç kalacağız.'' Diye direttim.

Beni umursamadan boynumu emmeye devam ettiğinde ağzımdan istemsiz bir inilti çıkmıştı. Dayanamayarak ellerimi tişörtünden içeri soktum. Ellerim göğüs ve karın kasları arasında gezinirken istemsiz iniltiler çıkarıyor, beni daha çok kendine bastırıyordu. Kafasını kaldırıp dudaklarına yapıştım.

Çalmaya başlayan telefonla göz göze geldiğimizde, ela gözlerini kahveye döndüğünü görmüştüm. Kısa bir küfür savurup telefonu açtı. Bende fırsattan istifade dağılmış kıyafetlerimi düzeltiyordum.

***

''Tanrım, Niall sana inanamıyorum! O kıza fazlasıyla gıcık olduğumu biliyorsun.''

''Ah, çok küçüktük Ally. Kız alt tarafı kafana pasta atmıştı, o kadar.'' Dediğinde 'ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin' bakışlarımdan birini attım.

''Pekala, bizimle başka birinin ilgilenmesini istediğimizi söylerim.'' Diyerek yanımızdan kalktığında sinirle kollarımı göğsümde birleştirdim. O kızın burada olduğuna inanamıyordum. 12. yaş günümde, Niall bana hediyesini verirken yanağımdan öpmüş, o kız da buna dayanamamış –sanırım Niall'ı seviyordu- kafama güzelim doğum günü pastamı fırlatmıştı. Aptal.

Bulunduğumuz otelin görevlilerinden biri olduğuna hala inanmakta zorluk çekiyordum. Dünya küçük derlerdi de inanmazdım. Kız karşıma çıkmıştı işte.

Zayn sırıtarak gelip yanıma oturduğunda kaşlarımı çattım. Ne diye pişmiş kelle gibi sırıtıyordu ki şimdi bu? Etrafımızda insanlar olduğundan -mesafeli davranarak- kafamı ona çevirip öldürücü bakışlar attım. Bu sadece sırıtışının kahkahaya dönüşmesini sağlamıştı. Karşımızda oturan Harry bir an kafasını kaldırıp bize baksa da tekrar telefonuna geri dönmüştü. Gözlerimi büyüterek ona baktım. Tanrım, biraz daha tedbirli davranamaz mıydı bu çocuk?

Yavaşça kulağıma yaklaşıp ''Sinirlenince çok seksi oluyorsun.'' Diye fısıldadığında gözlerimi devirerek sağa sola salladım. Hiç büyümeyecekti.

''Pekala, odalarınız hazır.'' Diye koşar adımlarla yanımıza gelen Niall'a beklentiyle baktım. O kızın gitmiş olmasını umuyordum. Bana dönerek devam etti. ''Ve o kız, bizimle ilgilenen görevlilerden biri olmayacak.''

Gülümseyerek ''Güzel.'' Dedim ve ayağa kalktım. ''Ben odama çıkıyorum. Akşam yemeğinde görüşürüz çocuklar.''

Tembel adımlarla odama vardığımda kendimi yatağa atmıştım. Uçuş beni fazlasıyla yormuş, bir de bu kız çıkınca sinirlerim altüst olmuştu. Biraz dinlenmek en iyisi olacaktı. Valizim ben odaya gelmeden getirilmişti. Odanın bir köşesinde duruyordu. Yattığım anda ağrımaya başlayan bacalarıma lanet ederek banyoya yöneldim. Sıcak su kaslarımı gevşetirdi.

Küveti doldurdum ve ayak parmaklarımdan başlayarak yavaşça vücudumu suyun içine soktum.

Tüm kaslarımın gevşediğine kanaat getirdiğimde -ki bu, yaklaşık 2 saat sürmüştü- parmak uçlarım buruş buruş olarak küvetten çıktım. Etrafa bir göz gezdirip bulduğum kısacık iki havludan birini vücuduma, diğerini ise saçıma sardım. Havlu sadece kalçamı kapatıyordu ve bu fazlasıyla üşümeme yol açmıştı. Hemen odama geçip sıcak yatağıma girmek istiyordum.

Odaya girmemle ağzımdan çıkan ''Hiii'' ye engel olamamıştım.

Zayn yatağıma kurulmuş, bulduğu birkaç dergiyi karıştırıyordu. Üzerindeki Adidas şortu ve kısa kol, beyaz tişörtü buraya gelmeden önce odasına gidip üzerini değiştirdiğinin kanıtıydı.

Kafasını dergilerden kaldırıp beni görünce gözleri, gözlerimden başlayarak tüm vücudumu süzmüştü. Kendimi, karşısında tamamen çıplak hissediyordum –ki zaten yarıçıplaktım.- Yüzümün domatese dönüştüğüne emindim.

Ela rengi, donuk gözleri bacaklarımda fazla oyalandığında üzerimdeki kısacık havluya lanet edip kızarmamın verdiği kızgınlıkla konuştum.

''Burada ne işin var? Hem içeri nasıl girdin sen?!''

''Yedek anahtarla.'' Dediğinde dudaklarındaki alaycı sırıtış kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Ne demek yedek anahtarla? Her isteyen odama girebiliyor muydu yani?

''Korkma, sadece bende var.''

Düşüncelerimi mi okuyordu birde?

Yavaşça yatağımdan kalkarak bana doğru gelmeye başladığında refleksle geri kaçmış, sırtımı tenimi ürperten soğuk duvara çarpmıştım. Duvar? Hadi ama!

Beni duvarla arasına alırken yüzündeki sinsi gülümseme -fazlasıyla- korkmamı sağlayarak gözlerimi kaçırmama neden olmuştu. Parmakları çenemi tutup yukarı kaldırdığında dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu.

''Akşam yemeğine daha çok var.'' Dediğinde ne demek istediğini anlamayarak kaşlarımı çattım.

''Yani, evden çıkmadan önce yarım bıraktığımız şu işi tamamlayalım diyorum.''

Yüzündeki sinsi sırıtış artarken bir eliyle de bacağımı kavrayıp beline sardığında aramızda sıkışmış havlu yere düşmüştü.

********

Oy ve yorumlar artmadan yeni bölüm yok -,-

Continue Reading

You'll Also Like

827K 66.8K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
35.3K 8.9K 33
"Ezgi, sana bir şey söyleyeceğim." Midemde kelebekler uçuşuyordu. Herhalde 100 değil, 1000 tane uçuşuyordu. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Her...
8.8K 490 24
Hayat tesadüfleri sever.. #SüsÖm
3.4K 274 53
OLMASINI İSTEDİĞİM AMA... SADECE HAYAL OLAN SEVGİLİM SENİ ÇOK SEVDİM...!!!???