SAHİPSİZ

Par _eleutheromania_1

2.7M 97.6K 15.8K

Başlama Tarihi: 27.10.16 Romantizm#4: 03.02.17 Hikayenin ilk bölümleri yıllar öncesine aittir. Gelişmemi izle... Plus

Bölüm 1: Başlıyoruz,
Bölüm 2: Hiçbir işe yaramazsın,
Bölüm 3: Üzgünüm,
Bölüm 4: Aç gözlerini,
Bölüm 5: Geri geleceksin,
Bölüm 6: Zümrüd-ü Anka,
Bölüm 7: Bende öyle düşünmüştüm,
Bölüm 8: İntikam soğuk yenir,
Bölüm 9: Plan,
Bölüm 10: Oynayalım bakalım,
Bölüm 11: Neden,
Bölüm 12: Ne istiyorsun,
Bölüm 13: Turta,
Bölüm 14: Kanlı Dövüş,
Bölüm 15: Tehlike,
Bölüm 16: Burası çok karanlık,
Bölüm 17: Ortak hisler: Öfke,
Bölüm 18: Ateş,
Bölüm 19: Sesler,
Bölüm 20/1: Melisa,
Bölüm 20/2: Karaoke,
Bölüm 21: Sarhoş,
Bölüm 22: Hissetmek,
Bölüm 23: Yeni Ev,
Bölüm 24: Yakınlaşma,
Bölüm 25/1:Lili,
Bölüm 25/2: Kararlar,
Bölüm 26: Aptalsın,
Bölüm 27: Cidden Aptalsın,
Bölüm 28/1: Takas,
Bölüm 28/2: Takas,
Bölüm 29/1: İzin vermem,
Bölüm 29/2: İzin vermem,
Bölüm 29/3: İzin vermem,
Tanıtım Videosu 1-2
Bölüm 30/2: Ölüm
Bölüm 30/3:Ölüm
Bölüm 30/4: Ölüm,
Bölüm 30/5: Ölüm,
Bölüm 31: Kuş Beyin,
Kesit
Bölüm 32: Bu Kadar Hassas Olma,
Bölüm 33: Sahip,
Bölüm 34/1: Kim O,
Bölüm 34/2: Kim O,
Bölüm 34/3: Kim O,
Bölüm 35: Çaresizlik,
Bölüm 36: Prens Vakti,
500K! Teşekkürler.
Bölüm 37: Kaçış
Bölüm 38: Öyle Değilsin,
kesit
Bölüm 39:
Bölüm 40:
Bölüm 41'den,
Bölüm 41:Ve Kuş Kanadı Sarmaşığa Dolaştı,
Bölüm 42: Gerçek,
Bölüm 43: Dilek Taşı,
Bölüm 44: Arkadaş,
Bölüm 45: Güven
Bölüm 46: Renkarnasyon
kesit
Bölüm 47/1; Acı Nota
Bölüm 47/2: Acı Nota
Bölüm 47/3: Uçurtma
Bölüm 48: Kökleri Zehir Dolu Gerçekler
Bölüm 49: Daima
Bölüm 50: Döneceksin...
Bölüm 51: YUVA'M
Bölüm 52: Aile
Bölüm 53: Değişim,
Özel; Sarhoş
Bölüm 54: Dikiş, Part 1
Bölüm 54: Dikiş, Part 2
Bölüm 54: Dikiş, Part 3
Bölüm 54: Mavi Işık ve Yanılsamalar
Bölüm 55: Kanatları mile çeken acı benim değil, Part 1
Bölüm 55: Kanatları mile çeken acı benim değil Part 2
Bölüm 55:KMÇABD 1.KİTAP FİNAL

Bölüm 30/1: Ölüm,

35.9K 1.4K 79
Par _eleutheromania_1

Bölümü düzenleme fırsatım olmadı, yanlışlarım varsa lütfen görmezden gelin, onları fırsat bulunca düzelteceğimden emin olabilirisiniz. 

Keyifli okumalar.

Hissettiğim sıcaklık, yüzümde veya kalbimde bir gevşemeye sebep vermiyordu. Beni soğuktan bile çok tedirgin ediyordu ve bu tedirginlikle birlikte bazı duygular baloncuk baloncuk beynimin en ücra köşelerinde patlıyor, patlama sonucu etrafa saçtığı parçalarıyla da kalıcılığını, farklı bir şeyin ya da birilerinin onu temizlemesini zorlaştırıyordu.

Her bir kalıntı beynimde tıpkı burada bulunan, duvarların oyuklarında dalgalanan mumların ateşi gibi hareket ediyor ve ısısı beni düşünmeye itiyordu.

Haldun'un belimde olan eli hareket edince o mumlardan birinin alevi etime deydi ve küçük Uluç'un anılarından biri soyut bir şekilde, yanan etimin dumanıyla silüet kazandı.

Bir annenin çocuğu önünde tecavüze uğramasına sebebiyet vermişti bu adam. Bir gencin babasından nasihatler alacağı dönemde, baba katili olmasına yol açmıştı ve bilmesemde binlerce hayat söndürdüğüne emindim.

Belimdeki elinin cansız bir şekilde yere düştüğünü hayal ettim. Acaba Uluç o kadar çabuk öldürür müydü Haldun'u merak ediyordum. Sinir uçlarım damarlarımın etrafına dolanırken, damarlarımdaki kanda bulunan özgürlük isteğim onları sakinleştirici bir narkoz etkisi gördü ve yeniden ait oldukları yere çekilmeleri için zaman verdi.

Sinir uçlarım yavaşça geriye doğru çekilirken gözlerimde nefret kırıntısı olduğunu biliyordum ve bunu Haldun'a göstermemek için onunla hemen göz göze gelmedim. Gözlerim kalabalık salonda dolaşırken bununla yanlış yaptığımı anladım çünkü tüm salonun gözü hâlâ üstümüzdeydi ve bu beni fazla geriyordu. Haldun beni nihayet masasına çektiğinde korumalar etrafımızı çevirdi. Normalde onlardan da tıpkı Haldun gibi iğrenirdim ama şimdi insanlarla aramızda duvar oldukları için neredeyse onlara minnettardım.

Haldun'un yüzüme baktığını hissedebiliyordum, tıpkı yalnız olduğumu hissettiğim gibi. Gözlerimi ona dikerken içimden ona duyduğum tiksintiyi anlamaması için dua ettim.

"Dövme olayını pek sevmem ve yaptırmayı daha önce hiç düşünmedim. "Haldun ondan daha çok tiksinmemi sağlamak istermiş gibi gülümsedi. Öğürme hissi boğazımı yakarken bunu yutkunarak bastırmaya çalıştım.

"Bence düşünmelisin. Siz kadınların güzellik uğruna hoşlanmadığınız pek çok şeyi yaptığınızı biliyorum. Dövme de senin için böyle olmalı." Haldun ona yeterince yakın değilmişim gibi bedenini bedenime yaklaştırdı. Kokusu burnuma dolduğunda hissettiğim yoğun parfüm kokusu beni ondan bir adım uzaklaşmam için tetikliyordu ama bunu yapmadım.

"Dövme beyaz teninde çok güzel durur. "Sıcak ve terli parmakları sırtımdan aşağı kaydığında ayaklarımı bütün kuvvetimle yerinde tutmaya çalıştım. Vücudumdaki bütün tüyler diken diken olmuştu ve bir yandan zihnim de benimle oyun oynamak istiyormuş gibi Uluç'un kolumdan aşağı süzülen dokunuşunu hatırlatıyordu. Onda da rahatsız olmuştum ama onunki şimdi olandan çok farklıydı. Onun dokunuşunda tiksinme yoktu. Korku vardı ama o korku bile şimdi olandan çok farklıydı.

Gözlerim tanıdık bir çift göze tutunurken bu yerimde durmam konusunda bana yardımcı oldu. Erdal bana hem tüm bunlar için üzgün olduğunu belirten hemde başarabileceğini biliyordum diyen gözlerle bakıyordu.

Haldun'un dikkatini çekmemek adına gözlerimi Erdal'ın üzerinden çekerken düşünmeden edemedim. Az önce ortadan kaybolurken onunda tıpkı Uluç gibi geceye karıştığını beni bir başıma bıraktığını düşünüyordum. Ve bir bakıcı edineceğini.

Sahne gerisinde kalan tek kişi bendim. Ben sahneden inerken kimse gelmediyse eğer Erdal şuan elinde olan bakıcısınıda kaybetmişti. Böyle bir konudan nefret ediyor olsamda, Sinem'in Erdal'a bakışını ilk elden görmüşken de onlar için üzüldüm. Benim yüzümden ayrı kalmışlardı. Birbirlerine- en azından Sinem'in- bakışlarından bile belliydi aşık oldukları.

"Ee, böyle düşününce de mi aklına yatmadı yoksa ?" Tüm dikkatim havada asılı kalırken hızla Haldun'a döndüm. Onun hâlâ dövme konusunda kaldığı zihnime dolarken durumu geçiştirmek ve aramızdaki diyaloğu en aza indirmek adına ara bulucu bir cevap verdim.

"Sanırım  biz kadınlar konusunda haklısın. Konu güzellikse istemediğimiz pek çok şey yapıyoruz. " Mumların hareketi insanların hareket ederken çıkardığı rüzgardan etkileniyor ve bazen neredeyse sönecek gibi oluyordu. 

Biliyor musun senin hakkında bir şey biliyorum.

İçerideki Anka yeniden benimle konuşmaya başladığında ona ilk önce aldırmadım. Haldun ona verdiğim cevabı olumlu anlamış olacak ki yüzündeki sırıtma ile bana bakmaya devam ediyordu.

"Sana anlam veremiyorum Anka. Bu kadar güzel olduğunun farkında bile değilsin. Kendine yazık ediyorsun." Kaşlarım çatılırken yüzüne baktım. Neyi kastettiğini tam anlamıyla anlamamıştım ve bu onun kötü biri olduğunu bildiğimden beni tedirgin ediyor, her lafından olumsuz olan unsurlar aramama sebep veriyordu.

Belkide rahat olup ona istediği şeyler konusunda kolaylık sağlayabilirdim. Tek bir şey dışında ki eğer onu isterse bende henüz ne yapacağımdan emin değildim. Uluç'a güveniyordum, içeri yerleştirdiği adamın bana yardım etmekte gecikmeyeceğini umuyor ve buna inanıyordum.

İnanmayı tercih ediyorsun. Zavallı oldun.

"Dövme konusunda bu kadar iddialı olmayı tercih etmiyorum. Hem güzelsem dövmesizde güzelim." Haldun'un sözlerini  iyimser olarak yorumlarken diğer taraftan konuşan Anka'yı kapı dışı ederek etkisiz bıraktım. Şu anda negatif olan ufacık bir şeye ihtiyacım yoktu.

"Ben bu konuda ısrarcı olmak istiyorum." Haldun hiç beklemediğim anda önüme düşen saç tutamını avuçladı ve geriye attı. Boynum ve yüzüm şimdi daha da açıktaydı ve bu beni rahatsız etmişti.

"Yalnızca." Ellerinin hareketliliğine son verdi ve gözlerini kısarak açıkta bıraktığı boynuma baktı.

"Boynun mu sırtın mı emin olamadım." Boynumda olan parmak izleri zihnime dolarken tedirgin oldum. Nejla fondöten ile izleri kapatmıştı ama bulunduğum durum adımı sorsalar düşünerek söyleyecek hale getirmişti beni.

"Ne ?" Sesimin titremesine engel olamazken işleri berbat etmemek için düşünmeye ve sakinleşmeye çalıştım.

"Dövmeyi diyorum. Boynuna mı sırtına mı yaptıralım ?" Dövme yaptırmak istemiyordum ama Haldun bunu istediğini çoktan belli etmişti. Ona karşı gelip gelmemek konusunda kararsızdım ama bunu yapmadan önce zihnim beni bir konuda yeniden uyarıyordu. Eğer boynuma dövme yapılırsa bu, izlerin açığa çıkmasına sebep olurdu. Aslında büyük bir sorun  değildi, ona Erdal'ın yaptığını söyleyebilirdim ama yalan söylerken şimdi olduğum kadar sakin olamıyordum ve çoğu zaman hiç yoktan yeni bir sorun ortaya çıkarıyordum.

"Eğer yaptırırsam bu sırtım olsun isterim." Haldun kıstığı gözlerini çocuksu bir sevinçle açtı ve ellerini birbirine sürttü. Ona bu hareketlerin kendinde ne kadar iğrelti durduğunu söyleme hissi boğazıma tırmanırken yutkunarak buna engel oldum.

"Bunu duyduğuma sevindim. "Gülümsemeye çalışarak ona karşılık verdim. Haldun elini masadaki içki bardağına götürüp dikkatini üzerimden çektiğinde derin bir nefes aldım ve daha neler göreceğim konusunda düşünmeye başladım.

Tüm suç senin biliyorsun değil mi ?

İçerideki Anka onun yüzüne kapattığım kapının ardından bana sesini duyurmayı başardığında tepkisiz kalmayı bir kenara bıraktım ve kapıyı hışımla açarak ona ters ters baktım. 

Senin derdin ne ? Bunu ikimiz için yapıyorum.

Hoşnutsuz bir kahkaha eşliğinde kapının kenarına dayandı ve bir elini saçlarının arasına daldırıp bana öylece baktı.

Benim için yaptığın hiçbir şey yok. Vicdanını rahatlatmaya çalışmaya bir son ver çünkü yıllardır bunu deniyorsun ve lanet olsun ki ben hala burada durmaya devam ediyorum.

Kapıyı yüzüne kapatmaya çalıştığım sırada bana engel oldu ve elini çeneme koydu.

Başarısız olacaksın. Tıpkı beni yok etmeye çalıştığın gibi.

Çenemdeki elini ittirip kapıyı ona zarar gelip gelmemesini umursamadan yüzüne kapattım.

Onu önemsemeyecektim. Özgür olacaktım ve bunun için elimden gelen her şeyi yapacaktım, yapıyordum da.

"Yeni evinle tanışmak ister misin ?" Tüm dikkatim olandan daha kötü bir sesle dağıldığında bunları düşünmeyi bir kenara bıraktım ve hiçbir şey belli etmemeye çalışarak Haldun'a döndüm.

"Sabırsız değilim desem yalan olur." Bana yeniden o iğrenç gülümsemelerinden birini attığında bunu yaptığım için pişman oldum. Hiçbir şey belli etmemeye çalışarak sahte olduğunu yalnızca benim bildiğim bir gülümseme kondurdum dudaklarımın kenarına.

Yalnızca senin bildiğin mi ? Güldürme beni.

İçerideki Anka'ya göz devirirken bende ona takılmadan edemedim.

Özel günün mü geldi senin ?

"Öyleyse size eşlik edeyim." Haldun yüzünde olan gülümsemeyi soldurmadan girmem için kolunu bana uzattı. Onu bekletmeden koluna girerken kulağım hala içerideki Anka'daydı.

Ha-ha. Benim değil senin.

Yüzüm bu gerçekle buruşurken bunu sessiz sedasız halletmenin bir yolunu aramaya şimdiden başlamam gerektiğinin farkındaydım. Henüz olmamıştım ama çok yakın olduğunu hissedebiliyordum.

Haldun beni Erdal ile girerken kullandığımız tanıdık koridorlardan geçirirken koridorun başında beliren tanıdık silüet içimin korkuyla kaplanmasına sebep oldu. Gelen Melisa'ydı ve bütün bu olanlardan haberi yoktu. Düşünmeden hareket ederse her şeyi mahvedeceği ortadaydı.

Melisa başta beni farketmeden ilerlerken arkamdan gelen korumanın önüme geçmesine izin vermek adına Haldun'a yaklaştım. Doğru bir hamle yapmıştım ama yanlış olan bir sonuç daha ortaya çıkarmıştım. Haldun beni omzunun altına alırken şimdilik bunu dert etmiyordum çünkü Melisa başını kaldırıp benimle göz göze geldiğinde içinde bulunduğum durum Melisa'nın ne yapacağını bilmeyişimden daha tehlikeli değildi. 

Koruma aramızdaki mesafeyi açıp kapıdan kaybolduğunda Melisa ile aramızdaki mesafede her adımda azalıyordu ve Melisa'nın gözleri her adımda daha da büyüyordu. Haldun'un onu görmemesini hiç yoktan dikkat etmemesini umuyordum.

Göz'ün koridorları dar ve uzun olduğundan Melisa bana oldukça yakın olduğunda önce o tanıdık kokusunu duydum ve sonra onunla tamamen göz göze geldim. Ne yaptığımdan emin durmaya çalışarak gülümsemeye çalıştım ama bu Melisa'nın yüzünde olan korkuyu ne kadar azaltırdı veya ne kadar etki ederdi emin olamıyordum.

Melisa onunla olan mesafemizi sıfıra indirdiğinde duracak gibi oldu ama o sırada aramızdan geçen koruma yüzünden neye uğradığını şaşırarak duvara doğru yaklaştı, bunun için korumaların varlığına yeniden minnet duydum. Onunla o ufacık zaman diliminde göz göze gelirken gözünde bulunan tüm ifadeyi seçebilmiştim. Korku başta olmak üzere kızgınlığın birden fazla çeşidi bulunuyordu gözlerinde ve bunlardan biri, en büyüğü kendine olan kızgınlığıydı. Bunu ona yaşattığım için kendime kızarken daha fazla dikkat çekmemek için başımı Haldun'a çevirdim. Haldun bana bakmak yerine hangi ara taktığını bilmediğim gözlükleriyle koridorun sonundaki kalabalığa bakıyordu.

Kalbim korkuyla ve merakla teklerken bunun Uluç'un işi olup olmadığını düşündüm. Haldun'un işleri anlayacağını sanmıyordum ama Uluç'un ekstra planlarıyla bunu zedeleyeceğinden korkuyordum. Kalabalığa iyice yaklaştığımızda ilginin odağının biz olmadığınını anlamıştım. Dönüp ardımızdan kim geliyor diye bakmak istedim ama bunu yapacak fırsat bulamadım, Haldun hemen önümüzde duran arabanın kapısını benim için açık tutarken onu bekletmeden arabaya bindim.

Araba ben daha ne olduğumu anlamadan hareket etmeye başladığında telaşla etrafıma baktım. Haldun hemen yan tarafımda oturuyordu ve benim aksime gayet rahat görünüyordu. Yalanın verdiği rahatsızlık ve Haldun'un tehlikesi üzerimde psikolojik bir baskı kuruyor olmalıydı ya da Uluç'un bile bilmediği bir işler dönüyordu ortada.

Haldun'un kendinden bile güçlü düşmanları olabilir miydi ?

"Bana neden o denli dikkatli baktığını merak ediyorum küçük hanım." Bakışlarımı kaçırmadım ama irkilmeden edemedim. Benimle konuşmasını beklemiyordum. Ona, onun bile dikkatini çekeceğim kadar dikkatli bakmadığımı düşünüyordum.

"Yaşına göre fazla hızlı hareket ediyorsun ?" Bu yalan değildi. Gerçekten hızlı hareket ediyordu ve cevap olarak aklıma ilk bu soru gelmişti.

Arabanın içi korumalarında dahil olmak üzere kahkahalarına boğulduğunda Haldun bir dizini koltuğun üstüne çekerek bana doğru döndü.

"Düşmanlarım genelde benden genç olur, bu yüzden koşmak zorunda kaldım hep ve bu bir alışkanlık oldu diyelim." Bu denli rahat ve açık sözlü oluşuna şaşırmayı bir kenara bırakarak ona kaşlarımı kaldırarak baktım.

"Genelde o kovalayan adamlara benziyorsunuz oysaki." Haldun buna alınmış gibi elini göğsüne koydu ve eğilerek benimle konuştu.

"Gerçekten yaygın olan bir bahsi değiştirmek istiyorum, kaçmak her zaman kovalamaktan daha zevklidir. Hem şunu unutma, kaçsan da, kovalasan da gücün kimin elinde olacağı hiç belli olmaz." Onu başımla onaylarken bu sefer kimin kaçtığını bulmaya çalıştım. Uluç mu kaçıyordu yoksa Haldun mu ? Uluç mu kovalıyordu Haldun mu ? Haldun bana bakmaya devam ederken mırıldanır gibi konuştum ama o beni rahatça duydu.

"Bu kirli bir oyun." Haldun az önce benim yaptığım gibi başını aşağı yukarı salladı.

"Kirli ve zevkli bir oyun." Bakışlarımı ondan kaçırmamak için kendimle savaş verirken Uluç'unda bu denli zevkli bir oyunda ne kadar gönüllü olduğunu düşündüm. Bazı oyunlar bağımlılık yapardı, Uluç bunu bir intikam oyununa çevirip bağımlılık yapmış olabilir miydi ?

"Ya sen ? Sen niye bu kadar durgunsun ?" Kaşlarım kendiliğinden çatılırken ona nereden çıktı bu dercesine baktım.

"Ne demek şimdi bu ?" Bir şey dikkatimi çekmişti. Eğer Haldun fiziği ile kendini ele vermese aslında çok genç bir beyne sahipti ve belkide sürekli genç düşmanlarının olmasının birinci nedeni buydu.

"Yüzünde sürekli durgun ve eksik olan bir şey var. Gülümsemeye çalışırken bunu farkettim." Eğer Haldun bunu söylemeseydi onu bir gülümseme ile geçiştireceğimi düşünüyordum ama o bunu söylediğinde kendimi çıplak ve savunmasız hissettim ve bu fikirden hemen vazgeçtim.

"Farketmedim.  Yani mutluyum ve burada olan yalnızca mimik."İşaret ve baş parmağımı çenemi işaret etmek için kullanmıştım. Haldun tıpkı benim yaptığım gibi çenesini işaret ve baş parmağı arasına alırken onu dikkatle inceledim.

"Ve biz bunu genelde duygularımızı belli etmek için kullanırız." Yerimde rahatsızca kıpırdanırken onun asıl amacını anlamaya çalıştım. Ya beni tanımaya çalışıyordu ya da tahmin ettiğimden daha zeki bir adamdı ve tüm oyunu bilip  ağzımdan laf almaya çalışıyordu.

"Ya sende olan ?"Dedim bir kaçış bulma umuduyla. Ona cevap verecek bir şeyler bulamıyordum ve en iyi savunma savaşmaktır diyerek böyle bir yol izliyordum.

"Sen niye sürekli o kibirli yüz ifadesine sahipsin. Gülmeye çalışırken o kadar yapmacıksın ki. Zeki bir adam olduğunu biliyorum ve bunu bilerek yaptığını düşünüyorum." Tüm kontrolümü yitirirken ben bile bu denli rahat konuşabildiğim için şaşkındım. Haldun'un beni burada yalnızca ufacık bir parmak hareketiyle bile korumalarına öldürtebileceğini biliyordum ama o tüm beklentilerimin tersinde bir duruş sergileyerek yeniden bir kahkaha attı ve bu seferki gerçek bir kahkahaydı. Yüzünde iğrelti durmamıştı ve sözlerim onu sinirlendirmekten çok bir ilacın yan etkisi gibi beynini uyuşturup ne tepki vereceğini şaşırtmıştı.

"Seni gerçekten sevdim küçüğüm ama açık sözlülüğünü her yerde kullanmamanı tavsiye ederim. Soruna gelince."Birkaç saniye boyunca düşünüyormuş gibi durdu ama bu bariz bir oyundu. Ne cevap vereceği öncesinde belliydi ve alışagelmiş bir cevap olduğunun kokusunu buradan bile alabiliyordum.

"Çünkü kibirliyim ve gücümü bundan daha iyi ifade edebileceğim bir şekil bilmiyorum." Açık sözlülüğü beni bir kez daha şaşkına çevirirken tepkisizce durdum. Durmak zorundaydım çünkü aklıma daha iyi bir fikir gelmiyordu.

Haldun bana o yüzüne yakışmayan gülümsemesi ile baktı ve saniyeler boyunca bakmaya devam etti. Bakışlarımı kaçırmak, ona söyleyecek bir şeyler bulmak istiyordum ama aklıma ona bakmaya devam etmekten başka hiçbir şey gelmiyordu.

"Zorlama kendini, seni sevdim." Bunun gerçek olmaması konusunda içimde bir istek belirirken fırsat bilerek tıpkı onun gibi ona gülümsedim ve bakışlarımı fırsat bilerek önüme çevirdim. Haldun beni fazla zorlamış olduğunu düşünerek ya da uğraşacak daha iyi bir şey bulduğundan benimle konuşma gibi bir çaba içerisine yeniden girmemişti.

Bundan hoşnutluk duyarak geçirdiğim uzun dakikalar sonunda bir eve yaklaştığımızda Haldun benimle konuştu.

"Evim evim güzel evim." İçimdeki tüm organlar titrerken bir his bedenimi ele geçirdi ve bana avaz avaz bağırdı. Bu evden çıkarken ölü ya da özgür olarak çıkacağımı kafası karışmış bir halde tekrar edip duruyordu. Hangisinin olacağına o da benim gibi henüz karar verememişti ama baskın olan taraf özgür olacağımdı.

"Umarım sende seversin."Haldun bana bakıp cevap beklemeden indiğinde, önümdeki koltukta oturan koruma arabadan hızlı bir şekilde indi ve kapımı benimde inmem için açık tuttu.

Haldun yine o hızlı hareketlerine bürünmüş ve görüş alanıma çoktan girmişti. Koruma yerini Haldun'a sessiz bir şekilde bırakırken telaşa kapılmadan arabadan indim. İnerken elbise konusunda zorluk yaşamadığım için kendime minnet duyuyordum.

Haldun elini sırtımdaki yerine koyarken adımlamadan önce durdu ve kafasını havaya kaldırarak derin bir nefes çekti ciğerlerine. Hareket etmek için acele etmezken bende durup etrafı incelemeye başladım. 

Burası oldukça büyük bir evdi ama villa görüntüsü yoktu. Ayaklarımı bastığım yer bir topraktı ama hemen yüz metre ötem yemyeşil çimlerle kaplıydı.

"Bugün hava bir farklı kokuyor." Çevreye izlemem sekteye uğrarken döndüm ve Haldun'a baktım. O bana bakmıyordu. Bana bakmıştı ama bu yalnızca bir göz değmesiydi, üzerimde oyalanmadan benden geride duran bir yere baktığında bende onun bakışlarını takip ederek nereye baktığına baktım. Korumalardan biriydi ama bu bizimle olanlardan biri değildi.

Haldun onunda üzerinde durmayıp ilerlemeye başladığında ve beni kendinden bir adım önde tuttuğunda bir terslik olduğunu biliyordum.

Evin geniş kapısının önüne geldiğimizde bir koruma önümüze kadar geldi ve Haldun'un önüne eğilerek konuştu.

"Hoş geldiniz abi." Bu denli saygı göstermesini yapmacık bularak Haldun'a baktım. Bir cevap vermesini bekliyordum. Tam o sırada Haldun elini belimden çekip korumanın beline elini attığında bir adım geriye gittim ve neler olduğuna baktım.

Ben daha neler olduğunu anlamadan bir el silah sesi duyduğumda gözlerim irice açıldı ve neler olduğunu anlamak için Haldun'a bakakaldı. Haldun'un elindeki silah patlamanın kaynağını ortaya serdiğinde namlunun ucunu takip ederek hedefin kim olduğuna baktım. Az önce göz göze geldiğim adamı yerde yatar vaziyette gördüğümde telaşla Haldun'a döndüm.

Haldun silahı hiçbir şey olmamış gibi korumanın beline yeniden koyduğunda bana gözlerinde nefret dolu bir ifadeyle baktı ve iliklerime kadar korkmama sebep olacak kadar ürkütücü bir tonda konuştu.

"Bugün havada farklı bir koku olduğunu söylemiştim." Gözlerim onun gözlerine korkudan dolayı kilitlenirken Haldun yanıma kadar geldi ve beni belimden tutarak açılmış olan kapının eşiğinde geçirerek içeriye girdirdi.

Beni yine bir adım önde tutmuştu. İçeriye girip dengemi sağladığımda dönüp onun ne yaptığına baktım ama bunu yapmamayı karşılaştığım manzaradan sonra deliler gibi istemiştim. Haldun elinde tuttuğu silahın namlusunu bana doğrultmuştu ve gözlerini o çok belirgin kin dolu ifadeyle yüzümde sabitlemişti

"Bugün havada kan kokusu var Anka." Büyümüş gözlerimle onu izlerken namlunun bu sefer benim için ateşlenmesini bekledim. Haldun'un zeki bir adam olduğunu biliyordum ama eğer başından beri biliyorsa neden bu kadar beklettiğine anlam verememiştim. Belki o da hevesimin kursağımda kalmasına razı gelmemişti ve en azından eve kadar girmemi istemişti.

Namlu hiç beklemediğim bir anda ateşlenirken tüm dengem sarsıldı ve giydiğim topuklular yüzünden sendeledim. Kurşun hiç beklemediğim bir yere isabet etmişti, oysaki ben doğrudan kalbime iner diye beklemiştim.

Korku dilimin ucuna kadar geldiğinde ve dişlerim onu kanattığında kanın içime aktığını hissediyordum.

Aslında daha uzun bir bölüm ama tamamlayamadım, önceki kesitinde burada olmadığını zaten şu an anlamış olduğunuzu biliyorum, o kesitteki yerde bu bölümde ama ben bölümü henüz bitiremedim ve sizin beklediğinizi biliyorum, bu yüzden keserek bu kadarını yayınlamaya karar verdim.

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

22.2M 902K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
2.3M 64.3K 44
"Bak ulan bana!" Diye bağırdığında komodinin üzerindeki su bardağını yere fırlattı ve bardak tıpkı benim kalbim gibi gözümün önünde parçalara ayrıldı...
431K 3.6K 24
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
SEVDA Par Hope

Roman d'amour

3.5M 128K 40
Kalbinde büyüttüğü adamı karşılıksız sevmeye daha ne kadar dayanabilecekti ? 21.08.2019