Bölüm 9: Plan,

48K 1.7K 67
                                    

Benimle vote ve yorumlarınızı paylaşırsanız çok mutlu olurum. Ayrıca eğer beni takip ederseniz panomda yayınladığım mesajları haber akışında görebilirsiniz. Profilin hakkımda kısmında ask.fm linki var, eğer sorularınız olursa oradan sormanızı rica ediyorum.

Keyifli okumalar ♥

Paslanmış demir korkuluğa parmaklarımı dayarken yüzümü hafif bir meltem yalıyordu. Karşımdaki harabe sokak buranın kimliğini ele veriyordu. Parmaklarımı görüş alanıma sokup elimdeki kırmızıya çalan pas lekesine baktım. Birbirine sürttüğümde daha çok yayılıyordu. Buranın pası bile bas bas bağırıyordu aslında. Kurtulmaya çalışırken daha çok batmanın örneklerinden biriydi bu. Özgünleşmiş bir bulaşıcılıktı bu. Her şeyiyle buraya yakışan.

"Hey, bir şeyler yesen iyi olur. Melisa'yı kızdırmak istemem."  Gelen sesle tüm dikkatimi Alper'e çevirirken elinde tuttuğu tepsi ilişti gözüme. Pencereden uzaklaşıp masaya ilerlerken o da çoktan iskembeye çökmüştü.

"Teşekkür ederim." Gerçekten açtım. Son bir haftadır doğru düzgün öğün ihtiyacımı karşılamamıştım. Sadece ölmemek adına atıştırdığım bir iki lokma ile ayakta duruyordum.

Bende bir iskembeyi altıma çekip masaya oturdum. Oturmamla Alper tepsiyi iyice önüme itti. Ne var diye tepsinin içine göz gezdirdiğimde yarım ekmek arası domates dürümü ve bir bardak suyla karşılaştım. Alışıktım buna ama Alper de çekinir gibi bir his seziyordum. Elime ekmeği alıp kocaman bir ısırık aldım. Sanırım Alper yemeyeceğimden şüpheleniyor olacakdı ki gevşemiş görünüyordu. İkinci bir ısırık aldığımda

"Su da iç." Dedi. Sanki onun söylemesini bekliyormuşum gibi bardaktan küçük bir yudum su aldım. Ekmeğin yarısına geldiğimde artık yiyemeyeceğimi biliyordum. Suyun hepsini bir dikişte bitirip teşekkür etmek için Alper'e çevirdim gözlerimi.

"Teşekkür ederim." Dediğimde bir bana bir yarım kalan ekmeğime bakıyordu Alper.

"Gerçekten o kadarla doymuş olamazsın değil mi ?" Dedi. Yüzündeki ifade bende kıkırdama hissi uyandırdıysa da bunu bastırarak.

"Kesinlikle doydum." Dedim. Elimle tepsiyi ona doğru ittim.

"Pekala, o zaman sanırım onu ben yiyebilirim değil mi ?" Biraz önceki bastırdığım kıkırtıma bu sefer engel olamayıp serbest bıraktım.

"Sanırım." Derken Alper çoktan tepsiyi önüne almıştı bile. O yarım kalan ekmeği midesine indirirken ilk defa ona bu kadar dikkatli bakıyordum.

Siyah gözleri sarışınlara meydan okuyordu sanki. Bu adam sarışınların renkli gözlü olmak zorunda olmadığını söylüyor gibiydi. Sivri çenesi yüzüne ayrı bi hava katıyordu ve alnına düşen saçları onu olduğundan daha da genç gösteriyordu. Oldukça geniş omuzları ve uzun boya sahip olduğunu da belirtmeliydim.

"Melisa birazdan burada olur." Melisa sabahtan beri aklımdaydı ama sormamıştım. Yinede bu haberi almak huzur vermişti bana. Son dilimi de ağzına atarken kambur duran belini iyice dikleştirdi.

"Sanırım bunu sormak istiyorsun ?" Dedi. Ona dikkatlice bakma nedenimin bu olduğunu düşünmüştü demekki. Bu fırsatı es geçmeyerek

"Hayır. Ben sadece onunla ne zamandır tanışıyor olabileceğinizi düşünüyordum."  Dedim. Dün gece gerçekten buna benzer yüzlerce soru geçmişti aklımdan. Ee şimdi de böyle bir fırsat varken hem de meraklı görünmemek adına sormuştum.

"Hmm. Tarihlerle aram pek iyi değildir ama sanırım üç yıl oluyor." Dedi. Melisa'yla bende tanışalı yaklaşık üç yıl oluyordu ve bu adamdan hiç bahsetmemişti. Gerçi o bana hiçbir şeyinden bahsetmezdi ki.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin