Mafyanın Esiri

By siyahindogusu

1.6M 57.2K 5.4K

Hayatta hangisi daha acıydı.. İstemediğin bir hayatı yaşamak zorunda kalmak mı yoksa o hayatla seni tehdit ed... More

Mafyanın Esiri
Sen benimsin
kaçış planı
sonsuz mavilik
Benim cehennemim
yeni iş
sakın beni bırakma
benden kurtulamazsin
Nefret ediyorum
Kıymetlimsin
seni seviyorum
aciklama
Hayal kirikligi
umurumda degilsin!
askin aci tadi
İntikam
Ceza
Adın kalbimde..
Ask zamani
Nefesim
sevgi cemberi
yeni arkadaslar
Ayaz Kurtoglu
Sonsuzum
Birakma sevgilim..
Bedel
Saka
Sen bensin..
Kırık kalp
Gozlerinin isigi
Ozur dile!
Bitti!!
Yazıklar olsun!
Sezon finali
Duyuru
2. Sezon
İçimdeki korku
Oyun!
Seçim
Kabul
Dört Taraflı Karanlık
Veda...
Duyuru
Hata
Gerçekler...
Vazgeçmem Senden
Herşey En Baştan
Ölümün soğukluğu
Öfke!
Geri Dönüş
Mucize
Barışma
Süpriz
Sevgililer günü
Romantik öküzüm
Yürekten sevmek
Kötüler değişmez!
Temiz sayfa
Son bir hafta
Düğünümüz var!
Tuzak!
Yardım..
İş ortaklığı
Mutlu haber
Duyuru
Meydan okuma
Büyük Yıkım!
Gecenin hüznü
Baykuş!
SON VEDA / Sezon finali
👉🏻Duyuru👈🏻
Susarak özlüyorsun..
Doğru zaman
Kurtar beni!
FİNAL..
Duyuruuu
Özel bölüm!
Özel bölüm 2
Önemli Duyuru

Herkes Gider Mi?

9.7K 445 98
By siyahindogusu

İyi okumalar...

Yiğit'in ağzından,

Okuduklarım beynimde tekrarlanırken zaman durmuştu.

Kağıtta yazılan yazıları beynimde tekrar ediyordum.

Donmuştum.

Zaman akmıyordu sanki...

Yüzüme şiddetle gelen rüzgarla kendime gelmeye çalışıyordum.

"Nef-Nefess!" diye bilmiştim sadece.

"Ne oldu Yiğit. Ne yazıyor mektupta. "

Egemen'in sorusuna karşılık sadece yüzüne baktım. Ben cevap vermeden öylece durunca elimden kağıdı aldı.

Birkaç saniye sonra şaşkınca oda bana bakıyordu.

" Yiğit, Nefes intihar mı etti? " söylediği cümle kalbime hançer saplerken bunun olmasına izin veremezdim.

" Ha-hayır. Buna izin veremem! " deyip hızla adımlamaya başladım.

Arabamın kapısını hızlıca açıp kendimi koltuğa attım. Anahtarı yerine sokup arabayı çalıştırdım. Ayağımı gaza koyacakken Egemen arabanı  yanına gelip beni durdurdu.

" Yiğit nereye gidiyorsun?  Daha nerde arayacağını bilmiyorsun? "

Sinirle arabadan inip karşısına dikildim.

" Bilmiyorum lan bilmiyorum!!  Ama bulucağım onu! Ona birşey olmasına izin vermem anladın mı?! "

" Tamam Yiğit. O zaman Mert'i arayalım. O bize yardım eder. " dediğinde itiraz edemedim. Şuan gurur yapıp ben bulucam diyemezdim.

Sadece başımı salladım. Tekrar arabanın kapısını açıp binecekken arkamda duyduğum sesle durdum.

Endişem yerine büyük bir öfkeye bırakmıştı.

" Nefes nerde lan? Aldın dimi lan onu benden aldın? " diye üzerime gelen Egemen'e sinirle baktım.

" Kimi kimden alacağım lan! Anla artık Nefes hep benimdi ve öyle kalacak! "

" Nerde lan o zaman Nefes! Nerde!! "

Cevap vermemiştim. Aslında verememiştim. Çünkü ben bile nerde olduğunu bilmiyordum.

Sevdiğimi söylediğim kızın nerde olduğunu bilmiyordum.

******

Yoktu işte...

Hiçbir yerde yoktu...

Aradan 3 saat geçmişti.

Koskoca 3 saat.

Ben her saniyeyi sayarken kaç saat geçmişti.
Her saniye her dakika daha çok uzaklaşıyordu benden sankii...

Elimde tuttuğum içki bardağını duvara fırlattım. Diğer elimde tuttuğum kazağını burnuma getirdim.
Kokusunu içime uzun uzun çekiyordum.

Çiçek gibi kokuyordu.

İlkbaharda yağmurdan sonra o yemyeşil ağaçların çiçeklerin arasında olan bir kokuydu onunkisi...

Herşeyiyle ona özeldi...

Onu o yapanda buydu zaten..

Kokusu bahar gibiyken dudakları gül rengiydi. İlk gördüğüm an geldi aklıma. Dikkatimi çeken dudakları kadar gözleriydi aslında.

Tutsak olmuştum.

O benim değil asıl ben onun esiriydim. Gözlerine, dudaklarına, ve kokusuna...

Onsuz olamazdım ben. Yapamazdım. Ölürdüm gözlerine bakamazsam.

Odaya baktım tekrar. Her yerde onun kokusu vardı.

Aklıma bana birkaç saat önce söylediği şarkı geldi. Gözlerim dolmuştu.

Hayatım boyunca sadece ilk kez bir kıza böyle davranmıştım.

Aşkı onda tatmıştım... Şimdi beni bırakıp gitmesine izin vermeyecektim.

Oturduğum yerden kalkıp kapıya ilerledim. Merdivenlere ilerlediğimde aşağıdan duyduğum seslerle hızla inmeye başladım.

Merdivenleri indiğimde ilk gördüğüm kişi Ayaz'dı. Onun ardından Egemen'i ve Asya'yı gördüm.

Ayaz'ın burda ne işi olduğunu merak ettiğinizi biliyorum. Onunla bir anlaşma yapmıştık. Nefes'i bulana kadar kendi meselemizi bırakıp onu aramaya odaklanacaktık.

Mert de görüş açıma girdiğinde hemen yanına ilerledim. Yüzündeki anlamsız duygu beni korkutmaya yetsede yinede soru mu sordum.

"Bir gelişme var mı Mert? " derin bir nefes çekmişti içine.

Mert benim üniversiteden arkadaşımdı tabi Egemen'inde öyleydi.

Şimdilerdeyse de emniyet müdürüydü. Bize yardım edebilecek en iyi kişiydi şuanda.

" Yiğit, kardeşim... " dediğinde sabırsızca araya girdim.

" Konuşsana Mert, Nefes'i buldunuz mu? " dedim. Benimle birlikte arkamda duran Ayaz, Egemen ve Asya da dikkatle dinliyorlardı.

"Nefes'in tarifine uyan bir kız cesedi bulmuşlar."  duyduklarımla kalbim soğumuştu.

Bu, bu olamazdı.

Nefes beni bırakmazdı. Öyle değil mi?

Kalbim yavaşlıyordu. Nefes aşışverişlerim hızlanırken başımı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır lan hayır!!!  Olamaz bu anladın mı? Nefes değildir o! " deyip Mert'in yakısına yapıştım.

Mert'i sarsarken Egemen de kollarımdan tutup beni durdurmaya çalışıyordu.

" Sizin yüzünüzden!  Duydunız mu beni! " duyduğum sesle arkamı döndüm. Diğerleride benimle birlikte gözyaşları içinde konuşan Asya'ya bakıyordu.

" Sizin yüzünüzden!  Mutlu musunuz şimdi. İkinizde ablamın hayatını mahvettiniz. O sadece mutlu olmak istemişti. Sadece beni korumak istemişti. Ama siz o-onun hayatını mahvettiniz. " diyebilmişti.

Gözyaşları içinde yere yıkıldığında Egemen koşarak yanına gitmişti.

Bende Mert'e dönüp bulunan cesedin hangi hastanede olduğunu öğrenmiştim. Koşar adımlarla evden çıkıp arabama ilerledim. Ayaz'ın da peşimden geldiğinde itiraz edecek yada sinirlenecek zamanım yoktu.

Arabayı çalıştırıp adresini aldığım hastaneye sürdüm. Kısa bir süre hastaneye gelmiştim.

Morg bölümüne ilerlerken ayaklarım gitmiyordu sankii...

Tüm kalbimle onun olmamasını diliyordum.

Asya'nın sözlerini hatırladım. Haklıydı..

Benim yüzümdendi.

Nefes, benim yüzümden böyle bir şeye kalkışmıştı.

Morgun kapısına geldiğimde durdum. İçeriye girmekten korkuyordum. Aslında orada Nefes'i görmekten korkuyordum.

Elimi kapının kuşpuna uzatıp yavaşça açtım. Peşimden gelen morg görevlisinin gösterdiği yere ilerledim.

Bembeyaz örtüyü kaldırırken gözlerimi kapatmıştım.

Bir süre sonra yavaşça gözlerimi açtım. Gördüğüm şeyle biriken gözyaşlarım akmaya başlamıştı.

Bir süre öylece yatan kıza baktım.

Bu, bu Nefes değildi.

O değildi. Benim aşık olduğum kız yaşıyordu.

Kendimi odadan dışarı attığımda Ayaz'ın meraklı ve korku dolu bakışlarıyla karşı karşıyaydım.

Başımı olumsuz anlamda salladığımda yüzündeki gülümseme gözümden kalmamıştı. Birşey dememe fırsat kalmadan telefonum çalmıştı.

Elimi cebime götürüp telefonda arayan kişiye baktım. Arayanın Egemen olduğunu gördüğümde hemen açıp kulağıma götürdüm.

"Egemen? " dedim soru sorarcasına.

" Yiğit. Nefes'i bulmuşlar. Yaşıyor ve hastanede. " duyduklarımla kalbimde donan aşkım yeniden yeşermişti.

" Nerde hangi hastanede?  Durumu iyi mi? "

" Durumun bilmiyorum. ..........  hastanesinde. " hastanenin adını öğrendikten sonra telefonu cebime atıp koşmaya başladım.

Bu sefer geç kalmayacaktım ona. Onsuz kaç günüm geçmişti ama artık onsuz bir günüm bile olmayacaktı.

Arabaya binerken Ayaz da binmişti.

Hastanenin yoluma hızla arabayı sürerken trafik kurallarını bile dinlemiyordum. Sonunda hastaneye geldiğimde arabadan inip koşarak hastaneye girdim.

Etrafta tanıdık bir yüz ararken Mert'i görmüştüm.

"Nefes nerde?! "

" Ameliyata aldılar kardeşim. Durumu ciddi. "

" Nerde, hangi kattalar? "

Mert, cevap vermeden ameliyat olan kata çıkmaya başlamıştık. Koridorda ilerlerken bizimkileri gördüğümde yanlarına ilerlediğimde hıçkırarak ağlayan Asya'yı görmemle kendime küfür ettim.

Ameliyat olduğu odanın kapısına yaklaşıp kollarımı yasladım.

Benim yüzümden sevdiğim kız canıyla savaşıyordu. Bu muydu gerçek sevgi.. Sevdiğine acı çektirmek mi? 

"Nerede bulmuşlar? " dedim gözümden alan yaşı silerken. Hala kapıya dayanmıştım.

Arkamdan birkaç saniye sonra cevap Mert'ten gelmişti.

" Polisler, Ayaz'ın arabasının takibinden buldular. Uçurumdan atlamış. " son söylediği cümle yüreğimi parçalamıştı.

Bunu nasıl yapabilmişti. Beni değilse bile kendini, kardeşini hiç mi düşünmemişti.

Ama iyi olacaktı. İki kalp birken ayrılmazdı. Biri diğerini nasıl bırakırdı ki...  Herkes gidebilirdi. Ama Nefes benden gidemezdi. Gidemezdi değil mi?

Koridorda bir oraya bir buraya dönüp dururken kaç saat geçtiğine baktım. Tam 3 saat 12 dakika 25 saniye olmuştu.

Sonunda bir doktor içeriden çıkınca hemen önüne geçip Nefes'i sordum.

"Doktor, Nefes nasıl! İyi olacak değil mi? "

" Lütfen sakin oşun beyefendi. "

" Doktor. Nefes. Nasıl!" her kelimenin üzerine basa basa söylemiştim.

"Durumu kritik. Şimdi yoğun bakıma alacağız. Ama.. "

" Aması ne doktor. "

" Bakın, hasta buraya geldiğinde kalp atışları çok zayıftı. İki kez kalbi durdu ameliyatta. Kendinizi herşeye hazırlayın." doktorun söylediklerinden sonra ellerimi yakasından sıkıca tuttum.

"Bana bak doktor! O kıza birşey olursa ne seni ne sevdiklerini yaşatırım!"

"Elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. " deyip uzaklaşmıştı doktor.

Ameliyat kapısı açıldığında kafamı çevirip sedyenin üzerinde yatan kıza baktım.

Bunlar benim yüzümden başına gelmişti. Benim bakmaya kıyamadığım yüzü şimdi yara bere içindeydi.

Ellerinde ve yüzündeki çizikler ve yaralar benim kalbimde açılmıştı sanki...

Boğazımda yumruyu zorla da olsa yutup sedyeyi götürdükleri yere ilerlemeye başladım.

Yoğun bakıma aldıklarında cama yaslanmıştım. Buradan onu izleyebiliyordum. Ama çok uzaktı bana yinede...

Dayanamazdım ki o benden uzaktayken. Doktor odasına girip birkaç şey yapıp çıktığında karşısına geçtim.

"Yanına girmek istiyorum doktor. "

" Bakın Yiğit bey bu mümkün değil"

"Doktor!! " dedim tehdit edercesine.

Başını olumlu anlamda sallayıp yanında duran hemşireye döndü.

" Kızım, Yiğit beyi hazırlayın,hastayı ziyeret edecek. " hemşireyi takip edip giymem için verilen şeyleri üzerime geçirdim.

Yoğun bakıma girdiğimde yatağına ilerledim.  Yanına yavaşça eğilip öylece izlemeye başladım.

İçimden ona söylemek istediğim onlarca şey vardı ama nerden başlayacağımı bilmiyordum.

Eline dokunmak istiyordum. Ama yaşamamıştım. Canı yeterince yanmıştı. Bu düşünce bile kendime zarar vermeme yetiyordu.

"Çok korktum Nefes. " dedim ve yutkundum.

" Seni kaybetme korkusu beni her saniye öldürdü. Nasıl yaptın bunu ha? Hiç mi düşünmedin beni!  Sensiz ben yaşayabilir miydim! Yokluğunun düşüncesi bile korkunçken sen nasıl beni bu gerçekle sınadın? " deyip uzunca yüzüne bakmaya devam ettim.

" Uyanacaksın Nefes! Beni bırakmayacaksın! Duyuyorsun beni değil mi? Beni arkanda bu cehenneme bırakmayacaksın! " deyip başımı eğdim.

Sözcükler boğazımda düğümlenirken birden duyduğum seslerle başımı kaldırdım. Cihazlardan gelen sesler ile birlikte doktor ve hemşireler odaya hızla girmişti.

Beni dışarı çıkardıklarında cama ilerledim ama içeriye görmememiz için kapatmışlardı.

Hızla inip kalkan kalbime rağmen ellerimi cama koyup doktorun çıkmasını bekliyordum.

Birşey olmayacaktı. Ona hiç birşey olmayacaktı. Beni bırakmazdı.

Kalbim bu düşüncelere inanırken aklım yalanlıyordu. Bu korkuyla yüzleşmek istemiyorken doktor odadan çıkmıştı.

Önümde durduğunda öylece söyleyeceği şeyleri bekliyordum.

"Üzgünüm Yiğit bey. Biz... "  devam edecekken sözünü kesip,

" SUSSS!!! " diye bağırdım....  Korktuğum gerçekle yüzyüze miydim şimdi? 

Evet, sevgili okuyucularım.

Bir bölümün daha sonundayız. Sizin için hemen yazmaya devam ediyorum. Yorumlarınız geldikçe çok mutlu oluyorum. Siz düşüncelerinizi dile getirin bende motive olup yb hızla yazayım canlarım.

Bu arada facebook sayfamıza bekliyorum. Destek olmayı unutmayalım.

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yiğit ne yapacak sizce?

Nefes'in durumu sizce ne?

Yoksa Nefes öldü mü?

Yeni bölüm nasıl olur sizce?

Haydi yorumaa...


Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 53.3K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
2.3M 141K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
666K 30K 18
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
103K 3.3K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...