MAHFİ BAŞLANGIÇ

By marcansado

3.1M 222K 26.2K

Geçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
MAHFİ : BAŞLANGIÇ TANITIM VİDEOSU
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
ALEC ALESTER
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
MAHFİ BAŞLANGIÇ: FİNAL TEASER

23.BÖLÜM

55.1K 4.6K 241
By marcansado

Duyduklarımdan sonra donup kalmış bakışlarımı karşımda duran kelimelerine anlam veremediğim robottan korkuluğa odaklamıştım.

Yu Jin ile Zack ise bir bana bir robottan korkuluğa bakıyor şaşkınlıkla olanları izliyordu.

Saniyeler süren kısa bir sessizliğin ardından ise robottan korkuluk yeniden kafasını ileri geri büyük bir hızda sallamaya başlamış ardından durarak sanki bayılmış gibi gözleri kapanmıştı.

Hareket etmiyor ve ses çıkarmıyordu. Gördüklerimizden sonra Zack aniden atıldı ve,

"Bu duyduklarımız da neydi şimdi ?"

dedi.

Ardından ise Yu Jin ile bana gözlerini odaklamışlardı ki sanırım burası bir şeyler söylemem gerektiği kısımdı.

Duyduklarımdan hiç bir şey anlamamışken açıkçası bende ne söyleyeceğim konusunda emin değildim.

Nefesim çekildi aklım karıştı tam bir şeyler söyleyecektim ki önümüzde hareketsiz duran robottan korkuluk gözlerini açmış yine debelenmeye başlamıştı.

Robottan korkuluk konuşurken oldukça normal davranırken sanki yeniden eski haline dönmüştü.

Zack robottan korkuluğun boğazına aniden atıldı ve,

"Çabuk söyle demin neler zırvaladın ?!"

diyerek robottan korkuluğun üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Yu Jin ise hala olanları anlamaya çalışıyordu.

Zack çok geçmeden ikinci bir soruyu robottan korkuluğa yöneltti ve,

"Bu kişiyi tanıyor musun ?"

diyerek beni işaret etti.

Robottan korkuluk ona hiç aldırış etmeden deli gibi tepinmeye devam ediyordu.

Zack'in cümlesinden sonra sinirlenmiştim. Sert bir ses tonuyla,

"Benim onunla nasıl bir ilgim olduğunu düşünebilirsiniz !"

diyerek çıkışmıştım.

Robottan korkuluğun tepkisizliği benim şaşkınlığım birleşince Zack ve Yu Jin'in suratında ki sorgulayıcı ifade silinmişti.

Ardındansa Yu Jin söze girdi ve,

"Arya'nın bizim gibi hiç bir şey bilmediği çok açık."

diyerek konuyu toparlamaya çalışıyordu.

Zack yaptığından utanmış olsa gerek ki beni suçlayıcı cümlesinden sonra sessizleşmişti.

Bir şeyler demem gerektiğini hissetmiştim. Gözlerimi Yu Jin'e odaklayarak,

"Daha önce böyle bir şey yaşadınız mı ?"

diye soru sormuştum.

Yu Jin ile olanların şaşkınlığından bir bana bir robottan korkuluğa baktı ardından kafası karışık bir yüz ifadesiyle,

"Hayır ilk kez oluyor. Daha önce normal olmayanlardan biri içimizden birini hiç tanımamıştı. Özellikle bilmediğimiz kelimelerle."

diyerek

"Mahfi."

diye ekleme yaptı.

Bu kelimeyi ilk kez duyuyordum. Mahfi ne demekti ? Neden bana bakılarak söylenmişti ? Kafam oldukça karışmıştı. Kasabada bir çok araştırılması ve çözülmesi gereken şey varken bir yenisi daha eklenmesi canımı sıkmıştı.

Odada kısa bir sessizlik oluştu. Zack robottan korkuluğun tepkisinden sonra makinelerde ki değerlerini kontrol ediyordu. Yu Jin ise ona yardımcı olmaya karar vermiş bir sürü sayfada ki tonlara nota bakıyordu.

Yaşanılanlardan sonra odayı doğru dürüst inceleyebilme fırsatı bulamamıştım bile. Etrafta bir sürü doktorluk için kullanılan malzemeler vardı. Duvarlarda resimler, resimlerde masaya bağlanmış robottan korkulukların bazı yerlerde çekilmiş resimleri vardı.

Bazı yerlerdede ay ve yıl takvimleri yapılmış burada günlerin yanına küçük küçük notlar yazılmıştı.

Hemen arkamda ise zincir bıçak ve tüpler gibi ıvır zıvır şeyler bulunuyordu.

Bu oda tam anlamıyla ürkütücü bir yerdi. Sanırım robottan korkuluklara dair çoğu bilgiyi burada toplamışlardı.

Sessizliği bozma kararı verdim ve,

"Bu normal olmayanları yakalamayı nasıl başarabildiniz ?"

diyerek ortaya bir soru attım.

Sorum üzerine kafasını ekrana gömen Zack bana döndü ve,

"Kolay olduğu söylenemez üç kişi zar zor yakalayabildik."

diyerek gözleriyle af dilermiş gibi uzun soluklu bir bakış atmıştı.

Üç kişi dediklerine göre robottan korkulukların yakalanmasında Dante'de yardımcı olmuş olmalıydı. Robottan korkulukların güçlü oluşu ve sinirlendiklerinde neler yaptıkları hesaba katılırsa üç kişi az bile denilebilirdi.

Yu Jin dakikalardır bir monitörlere bir sayfalara bakıyordu. Araştırmasını bitirmiş olsa gerek ki Zack'e döndü ve,

"Anormal hiç bir şey bulamadım. Sende durum nedir ?"

dedi.

Zack ise sesini topladı ve,

"Anlayamıyorum bayadır bu garip yaratıkları inceliyoruz neden böyle bir şey oldu ? Hiç bir şey yok."

diyerek yanıt verdi.

Zack'in yanıtından sonra Yu Jin gözlerini bana odaklamıştı. Bir şey söylemek istiyordu ama doğru kelimeleri seçmeye çalışır gibi bir hali vardı.

Biraz bekledi ve,

"Arya yanlış anlamanı istemiyorum ama sanırım bu normal olmayanlar ile bir şekilde bağın var."

dedi.

Yu Jin'in sözleri üzerine,

"İyi ama nasıl olur, tanımadığım hatta bilmediğim bir şey ile nasıl bağım olabilir ?"

dedim.

Konuşmalarımız sırasında Zack'te bize bakıyor olanları algılamaya çalışıyordu. Kafamın karıştığını Yu Jin anlamış olsa ki,

"Biraz karışık bir durum ile karşı karşıyayız sanırım."

diyerek.

Benim gibi onunda kafasının karıştığını destekliyordu. Zack biraz durduktan sonra konuşmaya dahil olarak,

"Nasıl olsa Arya artık bizimle eğer bir şekilde bir bağları varsa bunu bulabiliriz."

diyerek bana baktı ve gülümsedi.

Bense çok içten olmasa da gülümseyerek kafamı sallayarak onayladım.

Araştırmalar ve ilk kontroller bitmişti ne Zack ne Yu Jin kimse olanlar ile ilgili bir şey bulamamıştı. Bu da şimdilik bu odada bir işimiz kalmadığı anlamına geliyordu.

Yu Jin, Zack ile bana bakarak,

"Artık çıkalım bir şey bulamayacağız sonra araştırmaya devam ederiz."

diyerek kapıyı işaret etti.

Kimse başka bir şey demeden robottan korkulukların bulunduğu odadan çıktı.

Odadan çıktıktan sonra herkesin ayılmış gibi gözüktüğünü fark ettim. Sabahın köründe bir çok şey yaşanıyordu ama olanların etkisinden herkesin uykusu kaçmış gibiydi.

Dayanamayarak atıldım ve,

"Ee şimdi ne yapacağız ?"

dedim.

Sorum üzerine Zack,

"Bütün olanlardan sonra uyuyabileceği mi sanmıyorum."

diyerek yanıt verdi.

Yu Jin ise Zack'in cevabına kafa sallayarak katıldığını ifade etti.

Zack gözlerini bana odaklayarak,

"Aslında bir fikrim var, hem kendimi de sana affettirebilirim."

dedi.

Bir şey demeden onu dinlemeye devam ettim o ise,

"Burada ki tünellerin işleyişini merak ediyorsundur gerekli kontroller için hat yolunda bazı yerlere bakmam gerekiyor sende gelirsen sana anlatabilirim."

diyerek gönlümü almaya çalışan bir ifadeyle sırıttı.

Yu Jin Zack'in söylediklerinden sonra,

"Beni karıştırmayın ben elimizde ki kitaplardan bugün duyduklarımız hakkında bir şeyler var mı diye bakacağım. Siz gidip gelin hem Arya'da nerede kaldığını öğrenmiş olur."

diyerek gözlerini bana çevirmişti.

Zack ile ikisi cevabımı bekliyordu. Açıkçası burada güvende olduğumuz söylenirken nasıl bir güvenden bahsedildiğini merak ediyordum. Dante burayı biliyordu buraya gelebilirdi.

Güvenliğimden emin olmak için Zack'in davetini kabul ettim.

Yu Jin yukarıya odasına doğru çıkarak yanımızdan ayrıldı. Zack ise sürgülü demir kapıyı ittirerek çıkış yolumuzu açtı.

Bir şey demeden tünele doğru yürüdüm, Zack biz çıktıktan sonra sürgülü demir kapıyı tekrardan ittirerek yanıma doğru yürüdü.

Uzun hat yolunda yürümeye başladık. Sessizlik oluşmuştu. Ne Zack ne de ben konuşmuyorduk.

Zannediyorum Zack yaşanılanlardan sonra gerçekten utanç duyuyordu. Suratında ne diyeceğini bilemez bir ifade saklıydı.

Biraz ilerledikten sonra bir konu açmaya karar verdim ve sesimi toplayarak cümleye girdim,

"Bu hat istasyonunu nasıl bulabildiniz ?"

dedim.

Zack sorumu duyduktan sonra hevesli bir şekilde,

"Onlar bulmadı ben buldum."

diyerek cümlesini şöyle sürdürdü,

"Biraz seni eski anılarıma götüreyim."

dedi.

Zack'in cümlesinden sonra hiç bir şey demeden onu dinlemeye devam ettim o ise anlatmaya başladı,

"Kasabada uyanışımdan sonra iki yada üç gün geçmişti emin değilim. Neler olmuştu neden gözlerimi açtığımda böyle bir yerdeydim bilmiyordum. Anılarım kayıptı aklım karışıktı.

Kasaba merkezine doğru yürüdüm, insanları algılayamıyordum gariptiler. Sürekli donuktular renksiz. Hatta belli bir süre kişiliğim için bunun verilen bir ceza olduğunu bile düşündüm.

O gün karar vermiştim gözüme kestirdiğim biriyle iletişime geçecektim. Çünkü onları merak ediyordum bilirsin normal olmayanları."

diyerek biraz nefeslendi.

Ardından ise ekledi,

"İçlerinden biri dikkatimi çekti kasaba merkezinde yürüyen yaşlı bir kadın. Kadının yanına doğru ilerledim. Sakin bir tonla,

"Afedersiniz."

Dedim kadın herhangi bir cevap vermemişti. Olduğu yerde kalmış bana uzun uzun bakıyordu.

Elimi kadının gözlerinin üzerinde salladım. Transa girmiş gibiydi neler olduğunu anlayamamıştım. Dayanamadım ve kadının elini tutarak ufak bir çimcik attım."

Zack anlatmaya devam ederken heyecanlanmıştım dayanamayarak,

"Sonra neler oldu ?"

dedim.

O ise sesini toplayarak,

"Kadın aniden sinirlendi elimi tutup sıkıca kavradı. Öyle bir sıktı ki sanki yaşlı değilde çok güçlü biri elimi tutuyordu. Beş on saniyede ben ne olduğunu anlayamadan kadın elimi kırmıştı. Ufak bir sesle inledim.

Elim hem kırılmıştı hemde canım çok yanmıştı o an emin olmuştum bu insanlar normal değildi. Bu kişiler insan değildi.

Yaşlı kadının suratının ortasına diğer elimle yumruk attım. Kadın sersemleyerek yere doğru kapaklandı.

Ondan sonra olanlarsa büyük bir felaketi tetiklemem için zaten yeterli olmuştu."

Zack felaket deyince, irkilmiştim merakla,

"Neyden bahsediyorsun ?"

dedim.

O ise anlatmaya kaldığı yerden devam ederek,

"Kadın kapaklandığı yerden kalkarak yanda duran çöp kovasını iki eliyle sıkıca kavradı. Çöp kovasını dükkan camlarından birine doğru fırlatarak büyük bir şangırtı ve ses çıkarttı. Çok sinirlenmişti gözlerinden öfke akıyordu.

Kendi kendine kudurmuş gibi sesler çıkartarak debelenmeye başlamıştı. Çıkardığı seslerin anlamını çok sonradan çözebilmiştim. Sesleri duyan diğer normal olmayanlar bulunduğumuz noktaya doğru dörtlü beşli gruplar halinde gelmeye başlamışlardı.

Kadın ise üstüme yürümeye başlamıştı kafam o kadar çok karışmıştı ki olanlara anlam veremiyordum.

Ayaklarım geri geri gitti benim yavaş yavaş kaçmaya başladığımı anlayan robottan korkuluklar bunu anlayınca ise üstüme doğru hızla gelmeye başladılar.

Koştum.. o kadar hızlı koşmaya başlamıştım ki nefesim kesilmişti. Bütün normal olmayanlar peşime takılmıştı ne halt ettiğim hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu."

Zack cümlelerini sürdürürken,

"Bunlar bir çimcik yüzünden mi oldu yani ?"

dedim o ise,

"Kadın iyi mi diye kontrol etmek istemiştim sadece."

diyerek konuya espirili bir yaklaşım sergilemişti.

Heyecanla,

"Sonra neler oldu ?"

dedim.

Zack ise gözlerini bana odaklayıp,

"Kasaba merkezinden uzaklaşarak koştum ağaçlık alanlara girdim. Arkamdan bir sürü normal olmayan gelmeye devam ediyordu hepsi aşırı sinirlenmişti. Ne yapacağımı bilmeden koşuyordum.

Çok sürmedi ağaçlık alanları geçip, bir ev buldum açıklıkta kalan bir ev. Seni götürdüğümüz karargah merkezi."

Zack bakışlarıyla onay beklermiş gibi baktı kafamı sallayarak devam etmesini işaret ettim kaldığı yerden devam ederek,

"Eve girdiğimde bu yıkık dökük yerde kesinlikle öldüğümü düşünmeye başlamıştım. Kapıyı zorlayıp açmaları çok sürmezdi. İçeride ki eşyaları kapıya doğru sürükleyip içeriye girmelerini biraz engellemiştim.

Ama ne kadar engellersem engelleyeyim içeriye girmeleri an meselesiydi evin etrafı çevrilmişti kaçacak bir yerim kalmamıştı.

Adımlarım geri geri giderken evin içerisinde ayağım paspasın altına gizlenmiş bir şeye takıldı.

Merakla paspası kaldırdığımda bunun bir demirden eski bir kapak olduğunu fark ettim.

Kapağı kaldırıp aşağı baktım merdivenden başka bir şey gözükmüyordu. Başka çarem yok diyerek merdivenlere yöneldim inerken kapağı kapatarak kendimi gizlemiş oldum."

Zack'in anlattıkları  inanılmaz geliyordu aklıma bir soru işareti takılmıştı dayanamayarak,

"Onlar kapağı açmadılar mı ?"

dedim.

Zack ise yanıtım üzerine sırıtarak,

"Emin ol Arya güçlüler ama o kadar zeki değiller."

dedi.

Zack'in anlattıklarına göre gittiğimiz o ev bu tünellere bağlıydı başından beri karargah merkezi demeleri mantıksız sayılmazdı.

Konuşmaya o kadar çok dalmıştık ki ne kadar ilerlediğimizi fark edememiştim bile. Koridorda ilerlerken Zack durdu ve duvarda ki dikdörtgen biçiminden ki tuğlanın birini çekti tuğla çekilir çekilmez duvar yana doğru hafif açılarak kaydı.

Gördüklerimden sonra,

"Burası da ne ?"

dedim.

Zack ise gülerek,

"Hat istasyonunu kontrol eden oda."

diyerek içeriye doğru girdi.

Bir şey demeden onunla beraber içeri girdim.

İçeride bir sürü bilgisayar bağlantısı bütün tünellerin giriş ve çıkışlarının kamera görüntüleri ve büyük bir enerji kaynağı vardı.

Tünellerde gezerken hiç kamera görmemiştim kontrol odası gibi onlarda iyi gizlenmiş olmalıydı.

Zack ekranlardan birine doğru yanaşarak,

"Gel buraya."

dedi.

Bir şey demeden yanına doğru ilerledim. Ekranda bir tünelin giriş kısmı bulunuyordu. Zack tuşlardan birine basarak tünelin giriş kısmını kapattı. Tüneller sanki sistematik bir makine gibiydi tek tuşla giriş çift katlı parmaklıkla kapatılmıştı.

Gördüklerimden sonra şaşkın bir ifadeyle,

"Bütün bunları nasıl bulabildin ?"

dedim.

O ise,

"Anlatılacak çok şey var tünellere ilk girdiğimde bir sürü tuzak vardı hepsini tek tek atlatmam gerekti hatta bu tuzaklar yüzünden yaralandığım bile oldu. Tabi kontrol odasını şansa bulmamış olsam herhalde şimdiye çoktan ölmüş olurdum."

dedi.

Aklıma takılan bir şey vardı Dante burayı biliyordu ne kadar çok burası korunaklı olsada biz ilk geldiğimiz de Zack burada değildi ve tahminen bir giriş açıktı ki biz içeriye girebilmiştik.

Zack'e odaklanarak,

"Bizim girdiğimiz giriş açıktaydı ve sen burada değildin Dante buraya girebilirdi burası nasıl oluyorda güvenli oluyor."

dedim.

O ise bilgisayar üzerinden girişleri kontrol ettikten sonra,

"O girişi Yu Jin ve benim dışımda bilen kimse yok bir de sen tabi."

diyerek konuya açıklık getirmişti.

Bense yeniden atılarak,

"Açık kalması tehlikeli değil mi ?"

diyerek ekledim.

Zack ise sırıtarak,

"Buraya ne için geldik sanıyorsun girişi kapatacağım şimdi."

dedi ve saniyeler sürmeden ekranda girişlerden birinin daha kapandığını gördüm.

Hat istasyonu olmasına rağmen burası çok korunaklı bir yerdi. Giriş ve çıkışlar tek tuşla kapanabiliyordu. Bunun tesadüf eseri böyle yapıldığına gerçekten inanmalı mıydım yoksa Brunch Mix gizeminde bu yeni bir soru işareti daha mı demekti ?

Zack ile işimiz bittikten sonra kontrol odasından ayrılarak çıktık. Zack odanın girişini yine kendi yöntemleriyle kapatarak gizledi.

Tam yürümeye çalışacaktık ki bir sallantı koptu ve yere kapaklandık.

Sallantının etkisiyle,

"Neler oluyor ?"

Dedim.

Zack ise endişeli bir şekilde,

"Duvarlar olmalı yine hareket ediyorlar !"

diyerek cevap verdi.

Sallantı bittikten sonra yerden yavaşça kalkmaya çalıştım. Düşerken dizimi biraz acıtmıştım. Zack elimden beni tutup kaldıracak oldu ki bir inildeme duyuldu.

Zack elini tutmuş acıyla bağırıyordu olanları başta algılayamasamda ellerime baktığımda gördüklerim gerçeği çoktan haykırmıştı.

Ellerim yine alev gibi kıpkırmızı olmuştu Zack'i istemeden yakmış olmalıydım.

Elleri mi havaya doğru kaldırdığımda kontrol edemediğim bir akım içimden yükseldi ve ellerimden dışarıya benim siluetimde ateşten bir şey çıktı koridorlarda hızla koşarak kayboldu.

Olanları gören Zack ise şaşkın bir ifadeyle baktı ve  şunu söyledi,

"Neler oluyor ?"

Soru belliydi neler olmuştu ve bana neler oluyordu ?

.............

TELİF BELGELERİ - SAHİPLEN.COM üzerinden alınmıştır. (Bknz 1.Bölüm Sonu)

Continue Reading

You'll Also Like

10K 741 28
Hiçbir yere ait olamamak mümkün mü? İnsan bir yere ait olabilir mi? Aidiyeti hissetmek için ne yapabilirsiniz? Nelerden vazgeçebilirsiniz? Doğaüstü...
23.6M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
34.8K 1.4K 11
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
68.7K 5K 35
Altı elementin bulunduğu bir okul. Bu okula her şeyden habersiz, bir gece yarısı zorla kaçırılıp getirilen bir baş rol. Annesiyle aynı gece kaçırılıp...