4.BÖLÜM

177K 8.6K 2.1K
                                    

Artık kabul etmeye yavaş yavaş başlamıştım. Kesinlikle bu kasabada olanlar normal değildi. Hastanede ziyaretime gelen kaçık bir kız, telefonuma bırakılan gizemli bir mesaj, insan siluetine giren garip bir ateş şekli, teyzemin gizli konuşmaları ve devamındaysa beni gizlice seyreden garip bir erkek.

Tüm bunların bir tesadüf olduğuna inanmak artık benim için çok zordu. Hastanede yanıma gelen kız, başından beri beni uyarmaya çalışmıştı, sanırım başım beladaydı ve o bunu biliyordu. Ya da o kız da bir düşmandı.

Brunch Mix'in soru işareti şeklinde dizelenmesi de tesadüf müydü ? Peki ya şu robottan korkuluklar ? Tüm bu olanların anlamı neydi ?

Uyuduğum beş yıl boyunca sanırım çok garip şeyler olmuştu. Bu kadar çok gizemin bir arada olmasıysa beni öldürüyordu.

Elimde kalan kapüşonu başta, kütüphanenin kayıp eşya bürosuna bırakmayı düşünmüştüm. Sonraysa bundan vazgeçtim. Çünkü ya bu kapüşonun arkasındaki kişi Belirsiz ise, ya beni o gözetliyorsa ? Bu kişi her kimse kapüşon ona ulaşmama yardımcı olabilirdi. Kapüşonu yanıma almaya karar vererek, onu koluma attım.

Kısa bir süre sonra kütüphaneye geri döndüm. Kitapları teker teker araştırmaya koyuldum. Brunch Mix ile ilgili bir şeyler aradım fakat kasaba tarihi ile ilgili hiç bir şey elde edemedim.

Kitaplar ile aram her zaman iyi olmuştu, okumayı seviyordum. Ama iş tarih gibi şeylere gelince oldukça sıkıldığım su götürmez bir gerçekti. Ne kadar sevmesem de bunu yapmak zorundaydım. Kasaba hakkında ne kadar çok şey öğrenirsem gizemin perde arkasına bir o kadar daha yaklaşabilirdim.

Elime aldığım kitaplar üstünde belli bir süre daha çalışmaya devam ettim. Ivır zıvır bilgiler dışında gene hiç bir sonuç elde edememiştim. Kalan kitapları yanıma alıp kitaplarla ilgilenen görevlinin yanına gittim. Hafifçe öksürerek söze girdim,

"Merhaba bu kitapları yanımda götürmek istiyorum gerekli belgeler için yardımcı olabilir misiniz? "

dedim nazikçe.

Rafların başında kitapları düzenleyen görevli hafifçe başını kaldırıp bana baktı. Çok güzel ince uzun vücuda sahip tahminen yirmilerinde benimle yaşıt olan biri duruyordu karşımda. Gözlerinde bala çalan bir renk hakimdi, çekikliğinden anlaşıldığı kadarıyla da uzak doğulu olmalıydı. Gülümsemesiyle ne kadar güzel dişlere sahip olduğunu gösteriyordu adeta.

Kız çok sıcak bir ifadeyle,

"Ah üzgünüm ben de sizin gibi sadece bir okuyucuyum, sadece düşürdüğüm kitapları kaldırıyordum."

dedi ve parmağı ile karşı tarafta oturan asabi tipte yaşlı bir adamı işaret etti.

"Kütüphane görevlisi, tam orada."

bu kız nedense diğerleri gibi değildi. Belirtilere baktığımda bir robottan korkuluk tepkisi saptayamamıştım. Çok insancıl çok samimi birine benziyordu. Şüphesiz bu kitapları belki günlerce araştıracak belki de hiç bir şey bulamayacaktım. Bu dost canlısı kız belki de bana yardımcı olabilirdi. Ona tüm samimiyetimle gülümseyip söze girdim tekrardan,

"Çok pardon, kitap düzenleyince siz görevlisiniz zannettim. Bu arada ben Arya..Arya PERSIBLE."

Benim tatlı ifadeli konuşma mı sanırım beğenmişti, büyük bir gülümsemeyle tekrar cevap verdi,

"Yok önemli değil, bende Yu Jin WOO memnun oldum Arya. Yenisin sanırım buralarda ?"

diyerek biraz kıkırdadı. Uyandığımdan bu yana gerçeği söylemek gerekirse karşıma çıkan en sıcak kanlı insan Yu Jin idi. Sorusunu çok fazla bekletmeden yanıtladım,

MAHFİ BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin