1.BÖLÜM

241K 17.6K 2.8K
                                    

Geçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli bir oyunun içine girmişti ki bu düşman, yaptıklarının bedelini bir çok kişi çekmek zorunda kalmıştı.

Başta yıkım ve ölüm kokan canlar verildi, sonrasında bir çok kişi hapis ve sürgün edildi. Düzen bozuldu adaletin terazisi ters yönde akmaya başladı. Seavelondor sularının masumluğu kan dehşetine dönüştü. Öyle bir dönem başladı ki küçük taşların arkasına saklanmış olan kötülük dağ olup büyüdü. Ve tek bir kişi herkes üstünde hüküm sürmek üzere korkunç bir büyü yaptı.
Anlatılanlar ve tarih alıp yürüdü yıllar geçti, fakat kötülük yok olmadı sadece uykuya daldı.

Tüm bunlardan habersiz yaşayan, kendi küçük dünyasının aslında ne kadar büyük olduğunu bilmeyen birileride vardı elbet. Bir kurtarıcı mı ? Yoksa bir aptal mı ? Başına geleceklerden habersiz uyuduğu hastanede odasında uzun bir aradan sonra tekrardan gözlerini açtı.

***

Uzun bir sessizliğin içindeyim sanki bir uçurumun içinde amansızca her gün savruluyorum. Yorgun ve uzun bir yolculuğun bitmek bilmeyen dallarına vuruyorum her gün yeniden ve yeniden..

Günlerim her gün böyle tekrar ediyordu içimde, fakat bir gün bu uzun sessizliğim sonunda nihayete ermiş ve uyanmıştım.

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında buluvermiştim kendimi, koluma bağlanmış bir serum boğazıma oturmuş acı bir tat ile uyanmıştım.
Meraklı gözlerle yeni uyanışımın verdiği aptallıkla bulunduğum odayı incelemeye koyulmuştum.

Yanımda bana bağlanmış bir sürü makineler görmüştüm. Diğer yanıma kafamı çevirdiğimdeyse hafif bir boyun acısı hissetmiştim, sanırım uzunca bir süredir uyuyordum ki, bu kadar tutulmuştu.

Gözlerimi yukarıya doğru kaldırıp odayı süzdüğümdeyse yan tarafta asılı olan panonun üstündeki büroşürler dikkatimi çekmişti. Tıp deyimi bir sürü zırvalığın resmi vardı üstünde, şüphesiz yeni uyanan birisi için oldukça itici bir yerdi burası.

Çok geçmeden üstüme örtülmüş olan beyaz çarşafı sağ elimle çektim. Bedenime doğru zorlanarak da olsa, gözlerimi iliştirdim. Ben ne kadar süre uyumuştum böyle ? Bacaklarım çok incelmişti, belim çıkacakmış gibi duruyordu, tahminen elli kiloya kadar düşmüş olmalıydım. Elim ile çarşafı tekrardan üstüme çekerken dikkat ettim, kolum mosmor olmuştu. Sesli bir şekilde istemsizce

''Ne kadarda iyi bir hastaneye düşmüşüm'' dedim.

Hastaneye nasıl getirildiğimi yada burada ne işim olduğunu hatırlamıyordum. Bir kaza mı geçirmiştim ? Yoksa uzunca bir uykudan yeni mi uyanmıştım ? Bedenimin yorgunluğunu hissedebiliyordum, sanki dayak yemiş gibiydim.

Ben olanlara anlam vermeye çalışırken birden kapının gıcırdama sesi ile irkildim, içeriye biri girmişti. Kafasına geçirdiği kapüşonundan yüzünü tam olarak göremiyordum, bir iki adım attı ve daha da yakınlaştı.

Soğuk ve bembeyaz ellerinden birini ceplerinden çıkarıp kapüşonunu yavaşça indirdi. Kapüşonu çıkarınca beline kadar uzun saçları iniverdi aniden.

Koyu kestane çok güzel saçları olan, gözleri tıpkı benimkiler gibi koyu mavi ince uzun boylu yüz hatları oldukça belirgin bir kız duruyordu karşımda.

Kim olduğunu bilmiyordum, bu kişiyi tanımıyordum ama nedense yabancı ve uzak da gelmiyordu. Sanki bir yanım onu tanıyor gibiydi. Kısa süreli bakışmalarımızın ardından kadifemsi bir sesle konuştu.

''Arya ? ''

Merakla cevap verdim,

''Afedersiniz sizi tanıyor muyum ? ''

MAHFİ BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin