31.BÖLÜM

36.2K 5.3K 298
                                    

Gözlerim yuvalarından çıkacak kadar büyümüştü. Günler belkide haftalardır görmediğim teyzem tam karşımda duruyordu.

Silüetim olanların şokundan benim gibi dona kalmış ne yapacağını bilemez bir halde bakakalmıştı.

Teyzem ise çok geçmeden söze girmişti bile,

"Lafı uzatmayacağım Arya, kitap nerede ? Derhal onu bana ver."

Teyzem ne iş çeviriyorsa hala kaldığı yerden devam ettiği çok açıktı. O kitaptan nasıl bir çıkarı vardı bilmiyordum. Fakat ne olursa olsun kitabı ona vermek gibi bir niyetim yoktu.

Sesimi toparladıktan sonra söze girdim ve,

"Onu asla bulamayacak ve elde edemeyeceksin."

dedim.

Sesim ağzımdan öyle sert bir tonla çıkmıştı ki öfkeli ve net tavrımı bu durum iyice ortaya koyabiliyordu.

Sözlerim üzerine teyzem ise,

"O kitap siz çocuklar için oldukça tehlikeli. Bende daha emin ellerde olacak güven bana. İşimi zorlaştırma Arya kitap nerede ?"

dedi.

Kitap konusunda çok ısrarcıydı. Her ne olursa olsun onu elde etmek istiyordu. Bilmediği şu vardı ki benimde geri adım atmak gibi bir niyetim yoktu.

Hiddetli bir ses tonuyla,

"Sana neler oluyor yada neyin peşindesin bilmiyorum ama şunu bilki ben nefes aldığım sürece o kitaba asla sahip olamayacaksın !"

dedim.

Bu kadar zaman boyunca neler yaptığını merak ettiğim teyzemden bir açıklama almam gerekirken ondan ilk duyduğum şey kitap olmuştu. Brunch Mix garip bir kasaba olmasının yanında, Amanda kendi başına yeterince garipti.

Sözlerim üzerine gözlerini hafif kısan teyzem sanki kendi kafasında bir plan kuruyormuş gibi bir hali vardı. Bir şeyler çevirdiği kesindi bunu sezebiliyordum.

Çok sürmeden teyzem dev yumağa benzeyen yaratığa döndü ve,

"Albandos ne yapman gerektiğini biliyorsun."

dedi.

Bu dev yaratık ise gözleriyle hafifçe onu onayladı.

Ondan sonrasındaysa olanlar korkutucuydu. Dev yumağa benzeyen ve ismini henüz yeni öğrendiğim Albandos denilen bu yaratık bitkisel uzuvlarını açarak kendisini genişletti.

Saniyeler içerisindeyse etrafımı sarmalayarak beni bir kafes içerisine aldı.

Her şey o kadar çok hızlı gerçekleşmişti ki ben daha neler olduğunu anlayamadan kapana kısılmıştım.

Silüetim ise olanlar karşısında atağa geçmiş olsada işe yaramamıştı. Beni kurtarmak için hareketlenmesiyle birlikte teyzemin onun üzerine bir sıvı şişesini boşaltması bir olmuştu.

Şişenin içerisinde ki pembe renkte ki sıvı her ne ise silüetim acı içerisinde çığlık attı. Sonrasındaysa birden bire ortalıktan kayboldu.

Bense bu bitkisel uzuvların arasından görebildiklerimle bağırmaya başlamıştım.

"Ona ne yaptın ! Çabuk söyle nereye gitti o ?"

Ne kadar bağırsamda bütün çabalarım boşunaydı. Girmiş olduğum bitkisel kafesin içerisinde ki uzuvları ısırıp çıkmaya çalışınca, ısırmış olduğum uzvun içinden yoğun bir koku içeriye doldu saniyeler sürmedense gözlerim kapandı ve kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım.

MAHFİ BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin