camouflage | min yoongi

By alluretodarkness

317K 26K 14.3K

"Çünkü Eun Ji, beni görmemen seni gördüğüm gerçeğini değiştirmiyor." 160528 - 160828 | min yoongi | More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23
24
25
26
27 || final
Yeni Hikaye Duyurusu! (one million bullets)
♡ Yeni fic & Daesang ♡
♡|yeni hikaye| devil in him (taekook)

22

8.2K 769 389
By alluretodarkness


 Huzursuzluk fışkıran villaya adımımı attığımda pişman olduğumu hissediyordum. Bir gün bu aptal cesaretim yüzünden kesinlikle ölecektim. Ama bir yandan da Min Yoongi'nin başı belaya girmeyeceği için içim rahattı. Yavaş adımlarla bilmediğim koridorda ilerlerken topuk sesleri duydum. Sesleri takiben olduğum koridorda bir kadın silüeti belirdi. Yaklaştığında hizmetçi olduğunu gördüm.

 "Hoşgeldiniz, geliş amacınız nedir?" dedi resmi bir şekilde. Etrafımı inceledim.

 "Oh Sehun'un babasıyla konuşmaya geldim." dedim kararlı görünmeye çalışarak. Geri gönderilmek istemiyordum. 

 "Beyefendi şu anda müsait değiller, randevunuzun olmadığını varsayıyorum." 

 Resmi konuşması sinirimi bozsa da sinirlenmedim. "Bakın, buraya gelmek için çok uğraştım. Konuşacağım şey de çok önemli. Oğlu hakkında konuşmak istiyorum."

 Tam yutkunup cevap verecekti ki koridorda kibar ama otoriter bir ses yankılandı.

 "Oh Sehun'un arkadaşı mısın, agashi?" Benimle konuştuğu belli olan adama baktım. Hafiften toplu vücudu sporla toparlanmaya çalışıyordu, 7/24 bakım yaptırdığına da gayet emindim. Sehun'un babası bu adam mıydı?

 "Oğlum hakkında her konuşmaya açığım, lütfen ofisime geçelim." 

 Kibarlığı karşısında ağzımın açık kaldığını söylememe gerek yoktu herhalde. Şaşkın şaşkın adamın arkasından gittim. Ahşap ağırlıklı dekore edilmiş ofise girdiğimizde masanın önündeki tekli koltuklardan birine oturdu ve eliyle karşısını işaret etti. Peşimizden gelen hizmetçiye bir şeyler ikram etmesi için talimat verdi. Ben hala adamı incelemekle meşguldüm. Masada duran tabla dikkatimi çektiğinde adamın isminin Wang Min Sung olduğunu öğrendim. 

 "Ee, benimle konuşmak istediğin şey nedir hayatım?"

 Bana seslenme şekli tuhaf bir şekilde irkilmeme sebep olmuştu, bu adam fazlasıyla kibar birine benziyordu ve Sehun gibi bir serserinin babasından neden bu kadar korktuğunu anlayamıyordum.

 "Bakın, Bay.. Wang. Sanırım mekanınızdaki kasanız çalınmış, kaybınız için üzgünüm."

 Başıyla onayladı ve nezaketle gülümsedi. "Teşekkür ederim, oldu öyle bir talihsiz olay. Sehun diyordun?"

 Kafam karışmıştı. Neden bu kadar sabırsızdı?

 "O gece ben de oradaydım. Ve sanırım kasanızı kimin çaldığını görmüş olabilirim."

 Adamın bakışları ciddileşirken kapı tarafından duyduğum ses dişlerimi sıkmama neden oldu.

 "Eun Ji? Burada ne işin var?" Sehun nefes nefese bir bana bir babasına bakıyordu. Gözlerindeki korkuyu görmemek için kör olmak gerekirdi. Yüzümü buruşturup nefretle suratına baktım.

 Babası bir anda ayağa kalktı ve oğluna doğru yavaş adımlar attı. Attığı her adımda Sehun'un sarsıldığını görebiliyordum.

 "Arkadaşın kasanın çalındığı gece orada olduğunu ve kasayı kimin çaldığını görmüş olabileceğini söylüyor. Senin gördüğün adamlar olabilir mi, Oh Sehun?"

 Sehun yutkundu ve hızla onayladı. "Öyle olmalı, Eun Ji'nin orada olduğunu ben de görmüştüm, babacığım." Sesindeki korkunun altında yatan nefret şaşırmama neden olmuştu. Sehun'un sözlerinden sonra babasının omuzları genişledi ve oğluna gülümsedi. Sonrasında Sehun yalvaran bakışlarıyla bana dönüp kaş göz işaretleri yaparak konuştu.

 "Eun Ji, geldiğin için teşekkürler. Neden biraz konuşmuyoruz? Hem seni evine bırakmış olurum."

 Bir süre düşündüm ve merakım baskın geldi. Daha fazla bilgi, daha fazla koz demekti. Pis pis gülümsedim ve babasına selam vererek Sehun'un yanına gittim. Evden çıkana kadar konuşmamıştı. Bahçeye çıktığımızda hızla kolumdan tuttu ve ormana açılan yoldaki piknik oturakların olduğu yere götürdü. Oturduğunda ona öldürücü bakışlar attım.

 "Oturacak mısın? Konuşmamız gerek, lütfen." dedi fakat sinirliydim.

 "Senin yüzünden ölüyordum aptal herif! Sen ne bok yediğinin farkında mısın? Seni geberteceğim!" dedim ve yakasına yapıştığım sırada kollarımı sıkıca tutup gözlerine bakmamı sağladı. 

 "Eun Ji, lütfen."

 Çatık kaşlarımla kollarımı silkip karşısına oturdum. "Ne halt söyleyeceksen söyle, nasıl olsa her türlü seni öldüreceğim. Ben öldürmesem Min Yoongi öldürecek. Dökül." dedim ve terli suratına baktım. Stresliydi.

 "Bak, biliyorsun ki aramızda bitmek bilmeyen olaylar oldu ama ben hiçbir zaman seni öldürmek istemedim tamam mı? Yanımdaki aptal veletlerden biri çakmağıyla oynarken eşyaları tutuşturdu ve ne yapacağımızı bilemedik. Eğer oradan çıkıp gitmesek yaptıklarımız ortaya çıkacaktı, bir de üstüne verdiğimiz zararlardan sorumlu tutulacaktık. Kaçmaya mecburdum. Baygındınız, bu yüzden sizi çıkaracak vaktimiz yoktu, ya birinizi çıkarabilecektik ya hiçbirinizi. Ben de sizi orada bırakıp Min Yoongi'ye haber verdim. Sence ölmenizi istesem o gerzeği arar mıydım?"

 Yüzüne boş boş baktım ve tek kaşımı kaldırdım. 

 Yüzünü tek eliyle sıvazladı. "Bak, özür dilerim. Ciddiyim. Korktum. Hayatımda hiç korkmadığım kadar hem de. Mutlu musun şimdi?"

 Başımı eğdim ve düşündüm. Derin bir nefes aldım. 

 "Neden beni durdurdun peki? Babana söylesem ne değişecekti? Neden o kasayı çaldın, Sehun? Tamam, pislik biri olduğunu anlayabiliyorum ama babanla az önce tanıştım ve neden ondan bu kadar korktuğunu anlayamıyorum. Adam resmen karamelize edilmiş şeker gibi." Kafa karışıklığıyla alnımı kaşıdım.

 Bana şaka yapıyormuşum gibi baktı. Sonra da histerik bir kahkaha attı. Daha ben kahkahasına anlam veremeden yüzü bir anda düştü ve bana dişlerini sıkarak bakmaya başladı. Bu çocuk sorunluydu. Peki neden bütün sorunlularla ben uğraşıyordum?!

 "O benim gerçek babam değil." dedi birden başını eğip. Masa üzerinde birleştirdiği ellerini izliyordu. Böyle bile gözlerinin dolduğunu anlayabiliyordum. Kaşlarımı çattım.

 "Ama..-" dediğim sırada suratı kıpkırmızı olmuş bir şekilde bana patladı.

 "O hasta herif benim için annemle evlendi. Benim için! "

 Resmen donup kalmıştım. Acı dolu suratına bakarken çığlık atmamak için zor duruyordum. Başımı ellerimin arasına aldım ve inanamaz bir şekilde gözlerimi boşluğa diktim.

"Seni taciz mi ediyor?" Sesim fısıltı şeklinde çıkmıştı. Hayatımda hiç bu kadar şaşırdığımı hatırlamıyordum. Oh Sehun eğdiği başını kaldırdı ve koluma yapıştı.

"Bunu kimseye söyleyemezsin, anladın mı? Kimseye! Sana neden söylediğimi bile bilmiyorum ama..." Bir anda hıçkırıkları sesini yuttu ve sarsılarak ağlamaya başladı. Dişlerimi sıktım.

 "Adi orospu çocuğu!" Eve tekrar girip o herifi gebertmemek için kendimi zor tutuyordum. Sehun'u sevmiyor olabilirdim, pisliğin dik alası olabilirdi, beni az daha öldürmüş olabilirdi ancak böyle bir şeyi kimse hak etmiyordu. Sehun bile. 

 "Ağlama." dedim elimi ona doğru uzatmamak için tırnaklarımı avcuma geçirerek. Lanet vicdanım yüzünden kimseye kin tutamıyordum. Lanet olsun sana Eun Ji!

 "Git buradan." dedi parmaklarını saçlarına geçirirken. Hızla oturduğum yerden kalktım ve gitmek için masadan geri çekildim. Sıkıntıyla iç çektim ve ellerimi yüzüme kapadım.

 "Eğer bir daha karşıma çıkarsan vicdanım bile beni durduramaz, Oh Sehun. Bu sana karşı son merhamet kırıntılarım. Adam gibi kullansan iyi edersin." dedim ve şaşkın bakışları altında Min Yoongi'yi kilitlediğim arabaya doğru ilerledim.

 Son anda beni durdurdu ve kan çanağına dönmüş gözlerini bana dikti.

 "Bana acımana izin veremem, sana ne kadar minnettar olduğumu da söylemeyeceğim. Seni son bir kere zor durumda bırakmama izin ver. Sevgilin hakkında çok ilginç bir şey öğrendim."


***

Cebimdeki anahtarı çıkarıp arabanın kilidini açtığımda Min Yoongi dalgın bir şekilde boşluğa bakıyordu. İçi içini yiyordu, bunu görebiliyordum. Arabaya bindiğimde beni fark etti. Önce temkinli bir şekilde öfkesini belli edercesine yüzüme baktı, sonrasında dayanamayıp kollarımdan tuttu ve vücudumu kontrol etti.

 "Sana bir şey yapmadılar değil mi?! Endişeden ölecektim, Eun Ji! Ne halt yediğini sanıyorsun?!"

 Kükreyişi hem şefkat doluydu hem de ateş püskürüyordu. Kollarımı boynuna doladım ve ensesine doğru inen saçlarını okşarken kokusunu içime çektim. Her ne kadar belli etmemeye çalışsam da Sehun beni inanılmaz etkilemişti ve aynı şeyin Min Yoongi'nin başına geldiğini hayal ederek irkildim. Böyle bir acıya katlanacak bir vücut dünyada var olabilir miydi? Beden katlansa bile ruh dengesini kaybediyordu işte. Her kötülüğün bir çıkış noktası vardı. Kötü öyle var olmamıştı, kötü olmaya itilmişti.

 "İyisin değil mi?" dedi öfkesinden eser kalmayarak. "Eğer sana dokundularsa... Hepsini öldüreceğim! Sonra da seni bir yere kapatıp sonsuza kadar saklı tutacağım!" Tabii ki sakinliği uzun sürmemişti. Geri çekildim ve koltuğumda arkama yaslandım.

 "Sanırım sorun sonsuza kadar çözüldü. En azından benim için." dedim bozmaya başlayan havaya bakarak. 

 Arabayı çalıştırdığını gösteren sesi duyduğumda şaşkın şaşkın yüzüne baktım.

 "Neler olduğunu sormayacak mısın?" 

 Geri geri gitmek için aynadan baktı ve bana döndü. "Sorsam anlatacak mısın ki? Anlatacak olsan çoktan başlamıştın bile. Şimdilik sorunun çözüldüğünü varsayacağım çünkü yüzün asık ve bu beni endişelendiriyor." 

 Ana yola çıktığımızda camı açtım ve rüzgarın yüzümde dans etmesine izin verdim. Sehun'un son söylediklerini aklımdan atmaya çalışıyordum ama tek düşünebildiğim onlardı.

 Başımı çevirdim ve dikkatle yola bakan Min Yoongi'nin yüzüne baktım. 

 Üzülmeni istemiyorum, Min Yoongi. Ne yapacağım?



***

Yeni kurgumu düşündükçe bu fiki yazasım geliyor ben de çözemedim ama işte yeni bölüm! :**

 Artık alıştığınız için tekrardan teşekkür etmiyorum, zaten her gün bölüm atıyorum neredeyse. Siz de bıktınız teşekkürlerden eminim sdygfydsfah

Continue Reading

You'll Also Like

32.1K 3.2K 13
Madem kardeşimi istiyorsun, o zaman bana kardeşini vereceksin. Texting*
299K 22.7K 21
+82... -gercekten g noktan el bileklerin mi? -hassiktir texting / semetae [düzenlendi] ୨୧ #1-taekook {200823} #1-jungkook {230823} {311223} #1-jeongg...
88.8K 9.4K 25
Ve senin için memnuniyetle kalbimi kıracağım. By akina
68.5K 14.4K 14
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting