camouflage | min yoongi

By alluretodarkness

317K 26K 14.3K

"Çünkü Eun Ji, beni görmemen seni gördüğüm gerçeğini değiştirmiyor." 160528 - 160828 | min yoongi | More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27 || final
Yeni Hikaye Duyurusu! (one million bullets)
♡ Yeni fic & Daesang ♡
♡|yeni hikaye| devil in him (taekook)

16

10.3K 887 525
By alluretodarkness


 1 hafta sonra


 "Kim Eun Ji, derhal yatağından çık ve okula gitmek için hazırlan. Bir haftadır evdesin zaten."

 Büyükannemin sesiyle izlediğim diziden başımı kaldırdım. Kapının eşiğinden çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Son bir haftadır kendime söz verdiğim gibi bitkisel hayata girmiştim. Okul devamsızlığım büyük ihtimalle sonunda arşa değmişti ve büyükannemi aramışlardı. Çaresizce iç çektim.

"Ama büyükanne..."

 Çalan telefon sızlanmamı böldüğünde telefonu bana doğru kaldırdı. 

"Bak, okuldan arıyorlar. Bunu sen açacaksın. Bakalım ne diyeceksin, senin için bahane üretmekten bıktım usandım! Taehyung bile ergenliğini senden daha sorunsuz geçiriyor, beni çok şaşırtıyorsun artık." Telefonu yatağıma koyup gittiğinde ekrandaki OKUL yazısını inceledikten sonra uyuşuk elime aldım ve parmağımı ekranda sürükledim.

 "Alo?"

"Kim Eun Ji? Ah, Tanrım... Kaç gündür okula gelmiyorsun, bir sorunun mu var? Meraklanmaya başladım!" Sınıf rehberlik öğretmenimizdi. Otuzlu yaşlarında olmasına rağmen hepimizle yaşıtmış gibi konuşabilirdi ve koca okulda anlaşabildiğim tek öğretmen olabilirdi.

"Im.. Öğretmenim... Sanırım biraz hastayım. Ne olduğunu inanın ben de bilmiyorum." Gerçekçi olmasını umut ederek öksürdüm. 

"Hay aksi... Bugünkü sınava girmeyecek misin yani? O zaman senin için yeni sorular hazırlamak-"

Söylediklerinin farkına vardığımda gözlerim büyüdü ve hemen atladım. "Hayır! Yani, şey, bugünkü sınava gelebilirim sanırım öğretmenim. Beni düşündüğünüz için çok minnettarım, efendim." Sanki görebilecekmiş gibi olduğum yerde başımı eğdiğimde boştaki elimle kafama vurdum. 

"Gerçekten mi? Çok sevindim, o zaman sınavda görüşürüz, canım. Tekrar geçmiş olsun."

 Tam kapatacaktım ki öğretmenin kapatmamamı söyleyen sesini duydum. "Evet, öğretmenim? Bir sorun mu var?" dediğimde boğazını temizledi.

 "Biliyorsun ne olursa olsun bu kadar devamsızlık yapmamalısın. Müdür bey devamsızlığı 20'den fazla olan öğrencileri hizmet göreviyle cezalandırıyor. Sınavdan sonra saat 2'de yanına gitmelisin. Haber vereyim dedim."

 Dudaklarımı büzerken yataktan kalktım. "Peki, teşekkürler öğretmenim."

 Telefonu kapatıp aynanın karşısına geçtiğimde pasaklı yüzüm beni karşıladı. En azından önceki akşam sıkıntıdan banyo yapmıştım ve hala ıslak olan saçlarım şampuan kokusunu etrafa saçıyordu. Hemen okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve derin derin hangi sınava gireceğimi düşünmeye başladım. Resmen hangi dersten olacağımı bilmeden bir sınava gidiyordum. Hayat beni bu duruma getirmişti.

 Jimin'e 'Ayrılalım.' dedikten sonra üstümden kalkan yükle bütün gece Dami'yle kızlar gecesi yapıp yorgunluktan geberene kadar film izlemiştik. Park Jimin yaklaşık 127 tane özür mesajı attığından telefonumu kapatıp yastığımın altına sokmuştum ve 7 gündür açıp saate bile bakmamıştım. İçimde bir yerlerde oluşan eksiklik beni yiyip bitirirken neyin eksik olduğunu düşünerek geçen 1 hafta kafayı yememe sebep olacaktı. Neyse ki diziler vardı. Yaşadığımı unutup bir de dizidekiler için kafayı yiyordum. 

 Evden çıkarken büyükanneme seslendim ama bana trip atmakla meşguldü. Son anda kalem ve silgimi de çantaya attıktan sonra okula doğru yola çıktım. Dami'ye mesaj çekip sınavın hangi ders ve hangi dersten olduğunu sorduğumda gelen mesajla yüzümü buruşturdum. Daha sınava 1 buçuk saat vardı ve okula varma sürem 10 dakika bile olmayacaktı. Ayrıca sınav İngilizce sınavıydı ve derin bir oh çekmeme neden oldu. İngilizcem okulda öğrendiklerimizden çok daha iyiydi, resmen şans dışkılıyordum.

 Yavaş adımlarla okula giderken pastaneden aldığım çikolatalı keki iki ısırışta mideye indirdim. Son günlerde ihmal ettiğim midemi ödüllendirmeliydim. Bana katlanmak çok kolay bir şey değildi.

 Okul bahçesinden adımımı attığımda ihtişamlı binaya tip tip baktım. Kesinlikle arazi lanetliydi. Başka türlü bir açıklaması olamazdı. Ayaklarımı sürüye sürüye yürürken başımı yukarı kaldırdım ve hareket eden bulutları izledim. Bulutlar beni hep hayrete düşürüyordu. Parmağımı gökyüzüne uzattım ve rastgele bir bulutun hatlarını çizdim. Bu bulut gözleri kısılmış bir kaplumbağaydı. Bana kızgın kızgın bakıyordu. 

 "Nefes egzersizlerini öneririm." dedim kaşlarımı kaldırarak. "Fazla sinir vücuda zararlı, biliyorsun."

 Kaplumbağanın sessizliğiyle kıkırdarken yakın mesafeden adımı duymamla olduğum yerde sese doğru döndüm.

 Min Yoongi hiç olmadığı kadar ciddi bir şekilde bana doğru yürüyordu.

 Kaplumbağaya fısıldadım. "Lütfen arkamı kolla."

 Ben daha ne olduğunu anlamadan Yoongi kollarını belime doladı ve kollarımı omzunda havada bırakacak şekilde sımsıkı sarıldı. Şaşkın şaşkın havada kalan kollarıma baktım. Kendimi toplayabildiğimde göğsünden iterek geri çekildim ve çekingen bir şekilde yüzüne baktım. Kızarmıştım.

"Ne yapıyorsun?"

 Gözleri yüzümde turlarken nefesi hızlandı. "Bir haftadır seni bir kere bile görmedim, lanet telefonun kapalı, Dami bile ne yaptığını bilmiyor. Jimin desen dünya başına yıkılmış gibi dolaşıyor. Seni nasıl merak ettiğimi biliyor musun? Ölmemi mi istiyorsun?!"

 Sözlerine boş boş bakarak cevap verdim. Bu konuda gerçekten berbattım.  "Ö-özür dilerim." dedim neden olduğunu kendim de anlamayarak. "Sadece biraz uzaklaşmak istedim."

 Afallayarak yarım adım kadar uzaklaştı. "Benden mi?"

 Yüzümü buruşturdum. "Hayır!" Duraksadım ve elimle havada bir yuvarlak çizdim. "Bundan.. Yani, her şeyden. Yorulduğumu hissettim." dedim ciğerimdeki nefesi boşaltarak. Çöken omuzlarım üstünde bin ton ağırlık var gibi uyuşuktu.

 Yüzündeki ifadeden beni incelediğini anlayarak boğazımı temizledim.

"Sen niye bu saatte dışarıdasın? Derse girmedin mi?"

 Omuz silkti. "Girmemin hiçbir anlamı yoktu. Zaten bir haftadır meraktan delirecek gibiyim."

 Gözlerimi devirdim. Sonrasında ise bir elimle diğer kolumu kavradım. "Of, çok tuhaf hissettiriyorsun!" dedim ve çatık kaşlarımla okul merdivenlerine doğru giderken peşime takıldığını gördüm.

 "Neden öyle söyledin?" dedi merakla. Adımlarıma kolayca yetişmişti. Birden durdum ve o da durdu. Yutkunarak yüzüne baktım. 

"Çünkü birden bu kadar açık sözlü davranman tüylerimi diken diken ediyor! Neden beni..." Kelimeleri söylemeye cesaret edemiyordum.

"Neden mi seni seviyorum?" dedi kalbimin teklemesine sebep olan çarpık gülüşüyle gözlerime bayram ettirirken. Suratına şaşkın şaşkın bakarken nefesimi tuttum. 

 Gözlerinin kısılmasına sebep olarak güldü ve işaret parmağını burnumun hizasında yanlamasına tuttu.

"Nefes al, Eun Ji."

 Komut alır gibi ciğerlerime dolan oksijenle başım zonklamaya başlarken gitmek üzere merdiven basamaklarını çıkmaya başladım. 

 "Bundan sonra açık sözlü olacağım, çünkü artık ben de yaşamak istiyorum! Buna sen neden oldun! Jimin'e karşı da sorumluluğu olan kişi benim. Asla seni zor durumda bırakmayacağım!"

 Arkamdan bağırdığında görmeyeceği için dudaklarıma yayılan gülümsemeyi kendi haline bıraktım. Son basamakta durdum ve en aşağıda bana yumuşacık gözleriyle bakan Min Yoongi'ye döndüm.

"Ayrıldık." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak. Önce söylediklerimi algılayamadı. Sonra ise gözlerini inanamıyormuş gibi basamaklara indirdi. Tekrar başını kaldırıp göz göze geldiğimizde burukça gülümsedim ve yanaklarıma hücum eden sıcaklığı hissederek arkamı dönüp okula girdim. 



***


"Şaka yapıyorsun!" Dami kızlar tuvaletinde cıyak cıyak bağırırken kıkırdayarak ağzını kapattım. "Yavaş olsana!"

 "Ama! Yani! Sen o zaman... Min Yoongi'den.." Gözlerim kocaman oldu ve elimi ağzına sokarcasına bastırdım. "Delirdin mi? Neden bağırıyorsun?!"

 Gereksiz bir şekilde gülümsüyordum hatta ağzım ayrılacak gibiydi. Aynada kendimle her göz göze geldiğimde yüzümdeki sırıtmayı kontrol etmek için somurtmam gerekiyordu.

 "Zaten o son olaydan sonra dangalak Park Jimin OUT, aşık Min Yoongi IN!" dedi Dami aynaya bakıp parlatıcısını dudaklarına yaydıktan sonra. Bakışlarımı lavaboya indirdim ve cevap vermedim.

 "Sınavdan sonra müdürün odasına bir yolculuğun varmış diye duydum." 

 Dudaklarımı büzdüm ve başımla onayladım. "Devamsızlığım yüzünden hizmet görevi alacağım galiba." 

 Suratını buruşturdu. "Bütün bir hafta yattıktan sonra tuvalet temizlemede sana iyi şanslar diliyorum, şanssız arkadaşım. Ve şimdi senin tam puanla geçip benim sınırda puan aldığımda havalara uçacağım sınava gireceğiz. Haydi, marş marş!"

 Dami beni sınıfa bırakıp gittiğinde gözüne far tutulmuş tavşan gibi sınıftakilere baktım. Herkes harıl harıl ders notlarını karıştırıyordu ve herkesin alnındaki ter damlaları bariz görülüyordu. İğrenerek sırama ilerledim ve ulaştığımda başını sıraya koymuş uyuklayan Min Yoongi'yi inceledim. Ters bir şeyler vardı. Masanın üstünde not kağıtları vardı ve Min Yoongi'nin ellerinde kalem ucundan bulaşan lekeler göze çarpıyordu.

 "Ders mi çalışmış?!" Ağzımdan çıkan sözlerle bir kez daha afalladım. Gerçekten ve gerçekten Min Yoongi ders çalışmıştı?!

Dikkatini çekmeye çalışarak boğazımı temizledim ve sırama oturdum. Gözlerinin hafifçe aralandığını gördüğümde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. 


***


Sınav her zamanki gibi geçmişti. Derin bir nefes alarak kalabalıktan faydalandım ve müdür odasına doğru kimseye görünmeden ilerledim. Daha 15 dakika vardı bu yüzden oyalanmak için aynı kattaki toplantı odasında koltuklara ayaklarımı uzatıp Dami'yle mesajlaşmayı seçtim. 15 dakika sonra üzerimdeki kıyafetleri örnek öğrenci moduna getirdim ve müdür odasının önüne gidip kapıyı üç kere tıklattım.

"Gel!" sesini duyduğumda masum masum gülümseyerek içeri girdim ancak müdür masasının önündeki koltuklardan birinde oturan Min Yoongi gülümsememin suratımda donmasına sebep oldu. Şaşkın şaşkın içeri girerken Yoongi'ye "Senin burada ne işin var?" dercesine baktım. Bakışlarımı anlayınca omuz silkip gülümsedi. Endişeli bir şekilde müdüre döndüm. 

 "Ah, sen 1 haftadır okula gelmeyen öğrencisin değil mi?" dedi ve önündeki kağıtlara baktı.

"Iıım, Kim Eun Ji? İsmin bu değil mi?"

Başımı hızlıca salladım. "Evet, efendim."

 Anladığını göstermek için başını salladı ve eliyle oturmamı işaret etti. Yoongi'nin karşısındaki koltuğun ucuna oturduğumda bir ona bir de bana baktı.

 "Bakalım siz baş belalarıyla ne yapacağız... 20 küsür gün okula gelmeyip ya da derslere girmeyip ne yaptığınızı merak etsem de şimdilik sadece hizmet göreviyle yetineceğim. Min Yoongi karıştığı kavgalar yüzünden başına büyük bir bela açtı ama bunu sonra da konuşabiliriz. İkinizden çok iyi bir iş çıkarmanızı bekliyorum, aksi halde yandınız."

 İkimiz de aynı anda başımızla onayladık. Göz ucuyla Yoongi'ye baktığımda benim aksime çok rahat olduğunu gördüm. Omuzlarım gerginlikten kopacak gibiydi. Kalbim müdürün kapısına vuruşumla çıkan sesi çıkararak atıyordu. 

 Min Yoongi'yle hizmet görevi yapacağım için mi heyecanlanıyordum?  Yok artık!

"Yarın rehber öğretmeninizle konuşursanız sizi yönlendirecektir, sakın bir daha bu kadar devamsızlık yapayım demeyin! Şimdi çıkabilirsiniz." 

 Sanki çıkmak için can atıyormuşum gibi birden ayağa kalktım ve müdür selamladım. Kapıya ilerlerken arkamdan gelen Yoongi'nin ayak seslerini duyabiliyordum. Ensemden inen bir damla ter ürpermeme neden oldu. Kapıdan çıktım ve bir anlığına duvara yaslandım. 

 Yanıma geldi ve kafası karışmış gibi yüzüme baktı. "İyi misin? Suratın kağıt gibi beyaz oldu." Elini yüzüme uzatacakken aniden geri çekildim.

"Yoo, iyiyim ben."

 Duvardan kendimi itip gideceğim sırada önümde durdu ve ellerini iki yanımdan duvara dayadı. Bu kadarı fazlaydı. Nefes alacak alana ihtiyacım vardı. Minnoş kalbim bu kadarına katlanamıyordu. Gözlerim yavaşça dudaklarından gözlerine çıkarken o da aynı şekilde dudaklarımdaki gözlerini gözlerime kenetledi.

 "Ben.." dediğim sırada duyduğum sesle duvarın içine girip kaybolmak istedim.

"Siz!"

 Jimin darmadağın olmuş saçları ve üstünde ilk defa emanet gibi duran okul kıyafetiyle koridorda dikilmiş bize bakıyordu.


***

Bu bölüm gerçekten hiçlikten çıktı diyebilirim. Aklımda biçimlendirdiğim asıl olay çok yakında geliyor! İyi okumalar diliyor ve köşeme çekiliyorum. Kendinize çok swag bakın :***


Continue Reading

You'll Also Like

134K 13.5K 29
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
1.6M 145K 38
jungkook: şey senden bir şey rica edebilir miyim beni pek sevmedikleri için sınıf grubuna almıyorlar da böyle önemli bir gelişme olunca bana haber ve...
1.1M 112K 35
Oyunculuk kariyerinin dibe çöktüğü sırada bir gay dizisinden teklif alan Kim Taehyung ve ilk kez başrol olacak olan Jeon Jeongguk'un ortak projesi. |...
32.8K 5.5K 27
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.