THE BODYGUARD ✔

Oleh SoMiBaekChan

22.9K 1.5K 933

Seni korumak için tutulan adama aşık olacağın kimin aklına gelirdi ki... ...OC Fanfic... Lebih Banyak

BÖLÜM #1#
Bölüm #2#
Bölüm #3#
Bölüm #4#
Bölüm #6#
BÖLÜM #7#
BÖLÜM #8#
BÖLÜM #9#
BÖLÜM #10#
BÖLÜM #11#
BÖLÜM #12# Final

Bölüm #5#

2.4K 177 138
Oleh SoMiBaekChan

Medya>> Baekhyunie *-* 

*********

Aynada kendine baktın ve gülümsedin. Aldığın elbise kesinlikle harika gözüküyordu. Yana dönüp sırtında olan derin dekolte kısmına göz gezdirdin. Kesinlikle omurganın tamamı gözler önüne çıkmıştı. Siyah renk, beyaz olan teninle uyum içindeydi. Kısa olan saçlarını da hafifçe dalgalar vererek, sola doğru ayırmıştın. Gözlerini daha da belli eden koyu makyajın da seni tamamlıyordu.

Topuklular ile işin biraz zordu, ama yine de düzgünce yürüyebiliyordun. Zaten böyle bir elbisenin altına da converse tarzı bir şey olmazdı.

Baban aşağı da bekliyordu ve biraz daha burada durursan sana kesinlikle kızacaktı. Çantanı da alıp, elbisenin önünü tuttun ve odadan çıktın. Merdivenlerden inerken babanın her zamanki gibi kendi koltuğunda oturup beklediğini gördün. Daha sonra görüş açına, sana bir an olsun göz kırpmadan bakan adam girmişti.

Yutkunmana engel olamamıştın. Baekhyun'un sana hayran gibi bakması kalbinin atışlarını hızlandırmıştı. Buna rağmen sen de onun gözlerine bakarak aşağı iniyordun. Sana doğru geldiğini gördüğünde, merdivenlerin hemen önünde durup sana elini uzatmış ve " Küçük hanım'' diyerek hafifçe eğilip reverans yapmıştı. Centilmence olan davranışı geri çevirmedin ve elini onun eline koydun.

"Baekhyun-ssi" dedin. Sana destek olup son birkaç basamağı güvenle inmeni sağlamıştı.

"Daha geç gelirsin diye bekliyordum." Baban ayağa kalkıp, size doğru gelmeye başladığında söylenmişti.

"İstersen yukarı çıkıp biraz sonra gelebilirim babacığım." Gülerek söylemiştin. Elin hala Baekhyun'un elinin içindeydi. Sana yol göstererek yürümüş ve babana yaklaşınca senin elini babana teslim etmişti.

"Bu kadar güzel ve sevimli olmasan seni kesinlikle dizime yatırır döverdim." Baban seninle uğraşıyordu. Elini alan babana sarılıp, yanağına hafifçe dudaklarını bastırmıştın. Rujunun bulaşmasını istemiyordun.

"Ama sevimli ve tatlıyım." Diyerek kıkırdamıştın.

"Ne yazık ki öylesin." Baban da gülüyordu. "Hazır mısın peki?"

"Evet"

"O zaman hadi gidelim." Demişti baban. "Baekhyun oğlum, sende hazırlandın değil mi?"

"Evet efendim" Demişti. Ona döndün. Üzerindeki takım elbiseden anlaman lazımdı. O da sizinle gelecekti.

"Baekhyun neden bizimle geliyor?"

"Senin yakın koruman olduğu için tabi ki" baban cevaplamıştı.

Göz devirmene engel olamamıştın. "Bunu unutmam benim hatam." Dedin.

"Babaya göz devirme" baban belinin yanını hafifçe sıkmıştı.

"Ah! Baba!" diye sızlandığında baban gözlerini kısıp sana bakmıştı.

"Ne baba! Yürü hadi geç kalıyoruz." Diyerek seni elinden tutmuş dış kapıya doğru yürütüyordu.

Baekhyun, ikinizin baba-kız atışmalarınızı izlerken yüzüne yerleşen gülümseme ile peşinizden geliyordu. Baban ve senin koruman yanınızda aynı araba içinde sizinle gelecekti. Parti oldukça güvenlikli olduğu için daha fazlasına gerek duyulmamıştı.

Salona geldiğinizde; serilmiş kırmızı halının önünde arabanız durmuştu. Arabadan inmek için hareket ettiğinde kapın senin için açılmıştı bile. Başını kaldırıp kapını açan adama baktın.

Baekhyun, elini uzatmıştı. Bugün ikinci kere elini tutmaya çalışıyordu ve bir gün için yeterince ten teması olduğunu düşünüyordun. Elini ona vermedin ve bir ayağını atıp dışarı çıkmak için hamle yaptın.

Keşke elini tutsaydım... diyeceğin fena bir şey olmuştu.

Ayağın eteğine takılmıştı. Dengeni kaybedip öne doğru sendelemiştin. Göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir vakitte, kendini Baekhyun'un kolları arasında bulmuştun.

Burnuna yine aynı koku geliyordu. Bu sefer ona eşlik eden şey bedeninin sıcaklığıydı. Gözlerini kırpıştırıp başını hafifçe yukarı kaldırdığında ; sana bakan Baekhyun ile karşılaşmıştın. Anlam veremediğin şekilde derin bakıyordu ve yutkunmana engel olamadın.

Ne kadar o şekilde bakıştınız emin değildin ama belinin açık olan kısmında duran parmakları hissetmen, başının dönmesine neden olmuştu.

"İyi misin?" Baekhyun sorunca sadece başını sallayabilmiştin.

"Hey! Flört etmeyi kesin ve buraya gelin!" size bağıran adamı duyduğunda buz kesmiştin. Baekhyun'un kollarının seni sıkıca tutmasının verdiği garip histen kurtulduğunda, kendi ayaklarının üzerine basıp, boğazını temizledin ve gülümsemeye çalıştın. Ayrıca babanın biraz önce size dediği şeyi yok saymaya çalışıyordun.

"Ha..ha ne flörtü baba! Ihım! Teşekkürler" Baekhyun'a dedin ve dik bir şekilde yanından geçip babana doğru ilerledin. Yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordun. Güya elini vermeyip kendin çıkacaktın arabadan, ama sağ olsun sakarlığın yüzünden elini tutmayı geç; resmen onun kucağına atlamış gibi olmuştu.

Derin bir nefes alıp verdin ve içinden saymaya başladın. Baekhyun'un yanındayken vücudun hiç alışık olmadığın tepkiler veriyordu ve şu an kalp krizi geçirmeden geceyi bitirmeyi istiyordun.

********

Baban, diğer iş adamları ile konuşuyor, bazen de gülüyordu. Alkol alma diye sana meyve kokteyli istemişti. Kocaman kızdın, neden böyle yapıyordu ki sanki. Azıcık içmek istiyordun. Ayağındaki ayakkabı ile gece boyunca böyle dikilmektense en azından birazcık sarhoş olmak istiyordun.

Tanıdığın kimse yoktu. Birkaç teyze gelmiş basit şeyler konuşmuşlar ve sonra seni yalnız bırakmışlardı. Arka fonda çalan müzik ile dans eden birkaç çift vardı. En azından birazcık dans ederim diye düşünüyordun, ama tanımadığın biri ile de yapmak istemiyordun.

Yanından geçen garsonun elinde olan beyaz şampanya tepsisinden, bardağın birini alıverdin. Kimsenin sana bakmadığına emindin. Çünkü baban konuşmakla meşguldü. Baekhyun ise ortalarda görünmüyordu.

Bardağı kafana diktiğinde boğazın hafif yanmıştı, ama sorun etmedin. Hafifçe gülümsedin ve yaramazlık yapan ufak bir çocuk gibi gülümsemene engel olmadın. Olduğun yerden biraz uzakta bar kısmı vardı ve sen yavaştan o kısma doğru ilerledin.

Barmene gülümsedin. Sana hafifinden bir şeyler vermesini istedin. Güzelce oturup bardağını yudumlarken etrafa bakmaya devam ediyordun. Herkes eğleniyor gibi görünüyordu.

"Merhaba tatlım" yanından gelen ses ile irkilmene engel olamamıştın. Solundan gelen ses ile başını çevirdin.

"Merhaba" dedin sana gülümseyerek bakan adama.

"Yalnız mısın?"

"Aslında öyle gibi, ama flört edeceksen hiç başlama bence" direk mesajı iletmiştin.

Yabancının gülümsemesi daha da yayılmıştı. "Sert kızı oynamak istiyorsan benim için sorun değil güzelim."

Gülümsedin. " Sert kızı oynamaya çalışmıyorum bayım." Dedikten sonra daha fazla orada durmaya gerek olmadığı için; kalkıp gitmek için hamle yapmıştın.

"Nereye gidiyorsun?" senin önüne geçip, tepende dikilmişti. "Dans etmek ister misin peki?"

Gözlerini kırpıştırıp başını kaldırdın. "Adını bile bilmiyorum ya-"

"Sorun buysa-" elini uzattı. "-ben Kai"

Durup biraz ona baktın ve yakışıklı yüze sahip adamın elinin hala havada olması ile hafifçe elini uzattın. "Sanırım geri çevirmek istemiyorum." Dedin.

"Böyle düşünmene sevindim. O zaman hadi ortaya gidelim." Dedikten sonra senin elini tutup ileriye doğru yürümeye başladı. Dans etmek istiyordun. Üstelik hafiften bir sıcak basmıştı. Alkolun etkisi ile de olabilirdi. Bünyenin zayıf olması yüzündendi. Ama kötü birine benzemiyordu. Ayrıca zaten elit insanların içinde olduğunuzdan bir şey yapacağını düşünmüyordun.

O ellerini senin bel boşluğuna koyduğunda, sende omuzlarına koymuştun. Hafifçe sallanıyordunuz.

"Sevgilin var mı?"

"Neden merak ediyorsun?"

"Sadece laflıyoruz, bir nedeni yok"

"Senin var mı peki?"

"Önce ben sordum."

"Hayır yok." dediğinde gülümsemişti.

"Benimde yok."

"Nedense çapkın biri gibi görünüyorsun" Demiştin.

Bu arada belinde olan parmakların tenini okşadığını hissediyordun.

"Hmm niye böyle düşünüyorsun?"

"Ellerin kendinden bağımsız hareket etmiyorsa; daha fazla aşağı inmeyi kesmeli bence"

Kai gülümsemişti. "Bu kadar derin sırt dekoltesini giymek istemen, birilerinin oraya dokunması için değil mi?" Seni kendine çekip bastırmıştı. Gözlerin kocaman açıldığında nefesi kulağına çarpıyordu.

"Sanırım bu kadar dans etmek yeter. İzin verirsen gitmek istiyorum." Terbiyeni bozmamaya çalışıyordun. Babanın tanıdığı bir sürü insan vardı ve olay çıkartıp ortalık karışsın istemiyordun.

"İzin vermek istemiyorum ama..." Dili kulağına değmişti. Sarılıyor gibi olduğunuz için başkasının onun yaptığı şeyi görmediğine emindin. Omzunun üzerinden etrafa baktın. Baban ya da Baekhyun görünürde yoktu.

"Olay çıkarmak istemiyorum. Güzellikle söylerken bıraksan iyi olur." Dişlerinin arasından söylediğinde ellerinin altında olan teni sıkmıştın.

"Ah!" inlemişti. "Bu şekilde davranman beni tahrik eder. Bilmem farkında mısın güzelim. " kasıklarını sana iyice bastırırken hissettiğin şey ile yutkundun. Onun düşündüğün şey olmamasını umuyordun.

"Cidden bırak beni!" onu kendinden öteye itmek için uğraştığında sana izin vermemişti.

"Ne güzel vakit geçiriyoruz. Tuvaletler şurada ve ben tek gitmek istemiyorum."

İma ettiği şey ile daha da gerilmiştin. "Bak bağırmamı istemiyorsan bırak beni"

"Benimle birlikte sen de rezil olmak istiyorsan buyur"

"Beni tehdit mi ediyorsun?" parmakları belini okşuyordu ve açık kısımdan içeri doğru indiğine emindin.

"Çok güzel kokuyorsun." Burnu boynuna inmişti.

Kaskatı olduğunda diyecek şey bulamıyordun. Sana dokunmasını istemiyordun. Ağlayacak gibiydin ve sesin çıkmıyordu.

O sırada aniden geriye doğru çekilmiştin ve birisi önüne geçip Kai'ye yumruk atmıştı.

"Yumruğumda güzel kokuyor mu?" Demişti. Sesin sahibini tanıyordun.

"Sende kimsin be!?" Kai patlayan dudağını eli ile silerken tıslamıştı.

Baekhyun onun yakasına yapıştığında, tam burnuna kafa atmıştı. Şok olmuştun. Etraftan gelen sesleri görmek için baktığında; kadınların ağızlarını kapatıp hayret sesleri çıkardığını ve erkeklerin homurdandığını duymuştun.

"Baekhyun dur lütfen !" Onu durdurmak için yumruk atmak üzere kaldırdığı kolunu yakaladın.

Sana sertçe baktığında kanın donmuştu.

"Herkes bize bakıyor lütfen bırak gidelim." Diyebilmiştin.

"Bu şerefsize haddini bildirmeden mi?" Kai'nin dağılan yüzüne baktın. Zaten yeterince bildirmiş gibi duruyordu.

"Lütfen" Dedin ve elini tuttun. "Babamın rezil olmasını istemiyorum. Lütfen gidelim."

Bakışları az da olsa yumuşamıştı. Hışımla elini tuttu ve seni peşinden sürüklemeye başladı. Topuklu yüzünden sendeliyordun.

Kalabalığın kınayan bakışlarının arasından seni çeken; Baekhyun'un sırtına baktın.

Garip bir şekilde gülmek istiyordun. Şu anki sahne o kadar klişeydi ki; Baekhyun koruman olmaktan çok sevgilin gibi duruyordu. Bunu düşünmek kalbinin hızlanmasına neden olsa da sesini çıkarmadan onu takip etmeye devam ettin.

Çünkü onun ne yapacağını merak ediyordun.

*********

Takılıyorum öyle ... Baekhyun ile ilgili şeyler yazmak çok hoş *-* *-*

OC sevin *-* <333

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

275K 29.6K 27
Jungkook bahçesindeki çiçekleri sularken, minicik neredeyse parmağı boyutunda sevimli ve huysuz bir insan bulur.
76.4K 2.3K 81
‿︵‿︵୨˚̣̣̣͙୧ - - ୨˚̣̣̣͙୧‿︵‿︵ Kısaca bir dream smp tepki kitabı yani.. İyi okumalar dilerim <3 30/10/2021
552K 28.9K 44
"Çok geç Bay Kim." Alfa Taehyung Omega Jungkook Yan Ship: NamJin-YoonMin- Seokgum - ChanBaek Omega versiyon. 34.bölüme kadar düzenlendi Başlama Tar...
180K 16.5K 34
Chanyeol lütfen beni dinle, yalvarıyorum cover by: @ilgagsu 301116