Karanlık Çete

By Tilki-99

748K 38.1K 20.1K

"Her insanın kendi zevkleri vardır küçüğüm, benimki de cesetler. Ve unutma ki, katilini affedersen seni yenid... More

KARANLIK ÇETE- TANITIM
1.BÖLÜM: "KAÇAK"
2.BÖLÜM: "ÇETE"
3.BÖLÜM: "KATİL"
4.BÖLÜM: "BAŞARISIZ"
5.BÖLÜM: "ACI" ●
6.BÖLÜM: "GECENİN FARKLI YÜZÜ"
7.BÖLÜM: "ÇOK GÜZELSİN."
8.BÖLÜM: "KURTULUŞ."
9.BÖLÜM:"KÜÇÜK SAVAŞÇI"
10.BÖLÜM: "TEHDİT"
11.BÖLÜM: "İNTİHAR."
12.BÖLÜM: "AFFET."
13.BÖLÜM: "ANSIZIN GELİR ÖLÜM."
14.BÖLÜM: "Sadece sen."
15.BÖLÜM: HASTALIK
16.BÖLÜM: İTİRAF
17.BÖLÜM: KAN KOKUSU
19.BÖLÜM: "VAZGEÇMEK."
20.BÖLÜM: "AĞABEY."
21.BÖLÜM: "GERÇEKLER."
22.BÖLÜM: "BEKLENMEYEN."
23.BÖLÜM: "ALIŞILMADIK."
24.BÖLÜM: "ÇOCUK."
25.BÖLÜM: "BUNALIM."
KARAKTER TANITIM
26.BÖLÜM: "İTİRAF"
27.BÖLÜM: "SEÇİM."
28.BÖLÜM: "ANKA."
29. BÖLÜM : "PLANLAR."
Duyuru
DUYURUUU
30. BÖLÜM : "ANNE."
Yeni kitap yayında
Yeni başlangıç yeni video

18.BÖLÜM: "KARAR."

17.8K 925 458
By Tilki-99

"Ne zaman uyanır acaba?" dedi Ayaz gözlerini yatakta yatan kızın üzerinden çekmeden.

"Bir açıklama yapman gerektiğinin farkındasın değil mi Ayaz?" dedi Ares ciddi bir sesle.

Ayaz gözlerini Ares'e çevirdi ve aralarında birkaç saniyelik ruhsuz bir bakışma geçti. "Ne açıklaması?"

Ares inanamaz gibi baktı ve çenesinin ucuyla kızı gösterdi. "Ulan sen manyak mısın?" dedi şaşkınca. "Kızı kaçırmışsın lan."

Ayaz gözlerini devirip tekrardan kıza baktı uzun uzun. "Evet, kaçırdım. Bir açıklama yapmak da istemiyorum."

"Ne demek açıklama yapmak istemiyorum?" dedi Cengiz hafiften sinirli bir sesle. "Kızı bayıltıp kaçırmışsın. Deli misin oğlum sen?"

Ayaz bir çocuk edasıyla omuzlarını kaldırıp indirdi gözlerini kızın üzerinden çekmeden. "Gel desem gelmezdi ki. Bende kaçırmak zorunda kaldım." Ses tonu ve surat ifadesi o kadar masumdu ki, kaçırırken hiçbir kötülük düşünmediğine adım kadar emindim.

"Lan oğlum kız uyandığında ne yapacaksın?" dedi Batuhan alayla gülerek. "Canım seni kaçırmak istedi o yüzden kaçırdım mı? Burada duracağını mı sanıyorsun?" Güldü. Samimiyetten uzak bir gülümsemeydi. Gözlerini bana çevirip bir süre baktı. "Biri yetmiyordu ikincisini sardılar başımıza."

Gözlerimi devirip onunla göz temasından kaçındım. Sanki isteyerek kalıyordum burada. Gerizekalı.

"Bence bana laf etmeden önce kendinize dönüp bakın." Gözlerimiz kesiştiğinde ne demem gerektiğini bilemedim. Gerçi bana da bir şey demek düşmezdi. "O kızın özgürlüğünü elinden alan sizsiniz. Yaren'in özgürlüğü de size düşmez."

Ares aniden ayaklandı ve Ayaz'ın önünde durdu. "Sana da düşmez."

Ayaz'da aynı şekilde ayağa kalktı ve Ares'in önüne dikildi. "Bana düşmeyecek de kime düşecek?"

"İleri gidiyorsun." dedi Ares dişlerinin arasından. "Durduk yere kalkıp birini getiremezsin bu eve. Nisan'ı karıştırma bu işe. Onun burada olma sebebini biliyorsun."

"Artık burada kalmak zorunda olmadığını da biliyoruz." dedi Ayaz aniden. "Onu hiçbir sebep olmadan tutuyorsunuz bu evde. Gidip bizi polise ihbar etmeyeceğini de biliyorsunuz."

Batuhan erkeksi bir ses tonu ile kıkırdadı. "Ona o kadar emin olma Ayaz. Elinde olsa ve korkmasa beni çekip vurabilir." Ardından bana döndü ve serseri bir edayla göz kırptı. "Öyle değil mi, küçük kaçak?" Son yaşananlardan sonra kurduğu cümle canımı acıtmıştı.

Cevap vermedim.

Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki, adının Yaren olduğunu öğrendiğim kız mırıldanmaya benzer sesler çıkardı. Sanırım uyanıyordu. Asıl bomba biraz sonra patlayacaktı.

Gözlerini aralamaya çalıştığında bir an kızda kendimi görür gibi oldum. Aynı durumu birkaç ay önce bende yaşamıştım. Gözlerini usulca araladıktan sonra bir süre odaksız gözlerle etrafa baktı. Daha sonra gözleri Ayaz'ı bulduğunda aniden yatakta doğruldu ve tiz bir çığlık atıp yatakta geri geri gitti.

Ayaz aniden ayaklanıp ayakucuna oturduğunda kız olduğu yere iyice sindi. "Neler oluyor? Yaklaşma bana. Ne işim var burada?"

"Sakin ol." dedi Ayaz endişeli gözlerle. Sanki biraz sonra olacakları tahmin eder gibi.

"Ayaz?" dedi kız gözlerini kırpıştırarak. "Neler oluyor? Bu da ne demek?!" Sesi sonlara doğru yükselmişti. Sesinin tonunda ki öfke bariz belli olsa da korktuğunu da hissedebiliyordum.

"Dinle beni Yaren." Duraksadı ve sertçe yutkundu. "Kötü amacım yok, yemin ederim."

"Ne demek kötü bir amacın yok Ayaz?" Duraksadı ve gözleri etraftaki her şeyi hızlı bir şekilde inceledi. "Neden buradayım? Neden beni buraya getirdin? Bana ne yapacaksın?"

"Sana kötü bir şey yapmayacağım, korkma. Seni buraya getirdim çünkü başka götürecek yer yoktu." Kıkırdadı. "Aslında vardı ama fazla güvenilir bir yer değildi."

"Ne saçmalıyorsun sen?!" diye bağırdı Yaren boğazı yırtılırcasına. Göz yaşları kendini serbest bırakmış, yanaklarından aşağı onun izni olmadan sürükleniyordu. "Gitmek istiyorum buradan! Hemen gitmek istiyorum. Sen böyle biri değilsin Ayaz. Kendinden nefret ettirme ve beni hemen geri götür!"

"Hiçbir yere gitmeyeceksin!" diye bağırdı Ayaz. Sesinin tonu hem beni hem Yaren'i sıçratmıştı. Herkes sessizce oturmuş Yaren ve Ayaz'ın kavgasını izliyorlardı.

"Bu olanlar artık canımı sıkıyor, hiçbir şey söyleyememek canımı acıtıyor." dedi Semih ve odayı terk etti. Ona hak veriyordum, bu çetede herkesin bir fikri bir düşüncesi olabilirdi fakat herkes beyan edemiyordu düşüncesini.

"Bu kadarı gerçekten fazla Ayaz. Nisan için üzülüyorsun, ona olanlar seni üzüyor. O zaman Yaren'e nasıl bunu yapabilirsin?" dedi Cengiz ağır abi havasını takınarak.

"Aynı şey değil!" diye bağırdı öfkeyle. "Nisan'ı bir suça şahitlik yaptığı için kaçırdık. Ama onun bizi şikayet etmeyeceğini ve etse bile bize bir şey yapamayacaklarını biliyoruz. Fakat Yaren'in durumu çok farklı. Ben ona aşığım ve uğruna ölürüm. O bana ait. Benimle, benim yanımda olmak zorunda."

Yaren'in şok olmuş gözleri Ayaz ve diğerleri arasında mekik dokuyordu. Transa girmiş gibiydi. Titriyor ve gözyaşları hızla akıyordu. Hızla ayağa kalktım ve yanına oturdum. Ona sarıldığımda bunu karşılıksız bırakmadı. Bu çok iyi hissettirdi. Hemcinsim olan birine sarılmaya gerçekten ihtiyacım vardı. Ve ikimizinde kaderi aynıydı. İkimizde bu bok yoluna düşmüştük ve kurtuluşumuz yoktu.

"Demek seni de kaçırdılar." dedi Yaren gözyaşlarını silerken. "Ben seni onlardan sanmıştım, ama sende benim gibiymişsin. Yani aynı kaderden."

Başımı sallayıp onu onayladım. "Çok kez kaçmaya çalıştım Yaren. O kadar çok ki sayısını hatırlamıyorum. Kimi zaman kapıdan çıkamadan yakalandım. Kimi zaman kaçtım da yakalandım. Bacağımdan vuruldum, dayak yedim, hakaretlere maruz kaldım. Daha sonra pes ettim ve intihar ettim." Yaren'in gözleri irileşti ve hemen bana sarıldı. Ben ise devam ettim. "Beni kurtardılar. Bu evde onların izni olmadan ne nefes alabiliyorsun ne de son nefesini verebiliyorsun Yaren."

Yaren tekrardan ağlamaya başladığında ona sımsıkı sarıldım. Yapacak başka bir şey yoktu çünkü. Teselli de veremezdim. "Çok kötü şeyler yaşamışsın. Çok üzgünüm bunun için. Başarıcaz Nisan. Tek yapamadın ama ikimiz başaracağız. Kaçıp kurtulacağız bu evden."

"Kaçıcaz." dedim onu onaylarken. Gülümsedim. Nasıl diyebilirdim ki ona hiç bir umut yok diye? Nasıl diyebilirdim o umut olsa da kaçamam diye?

"Annen ve baban çok merak etmiştir eminim. Aylardır yoksun ortalıkta."

Duraksadım ve sertçe yutkundum. Boğazımda ki yumru yüzünden yutkunmak bir hayli zor olmuştu. "Benim annem ve babam öldü." dedim aniden. "Teyzem, eniştem ve kardeşimle yaşıyordum."

"B-ben çok üzgünüm. Boş boğazlılığımı mazur gör. Bu konuları açmak istemezdim." dedi üzgün bir sesle. Sesinin tonunda pişmanlık da vardı.

"Sorun değil." dedim başımı iki yana sallayarak. "Olmuşla ölmüşe çare yok. Ağlayınca geri gelmiyor, bende alışmaya çalıştım."

"Peki ya alışabildin mi yokluklarına?" diye sorduğunda gözlerimi kaçırdım. Annemle yemek yapışımız, Eylül'e hamile olduğu zamanlar hep aklımdaydı. Eylül'e hamile olduğu zaman bile beni düşünürdü. Parka gider beraber sallanırdık. Yüzünü çok zor hatırlıyordum. Küçük bir burnu masmavi badem gözleri vardı. Gözümün önünde yüzü zar zor da olsa canlandığında gülümsedim.

Başımı iki yana salladım. "Hayır, alışamadım." Yutkundum ve gözlerimi Yaren'e çevirdim. "Zaten istesen de unutamazsın onları. Burası unutsa bile," Elimi şakağıma koydum. "Burası unutmaz." Elim yavaşça aşağı kaydı. Tam kalbimin üzerine.

Yaren'in bir kaç damla gözyaşı daha firar etti göz pınarlardan. Başını aşağı yukarı salladı ve, "Evet, unutamazsın." Gözyaşlarını silip saçlarını kulağının arkasına soktu. "Ben de unutamadım, unutmam gereken birini. Bana ve anneme ihanet eden birini. Yani babamı."

Başımı öne eğip parmaklarımla oynadım. "Üzülme diyemem sana. Bu büyük saçmalık olur. Elbette üzülürsün. Ama inan, kimsenin hayatı mükemmel değil. Ve bir şey daha söylemek istiyorum." Derin bir nefes aldım ve gözlerimi başka yere çevirdim. " Bir kaç gün önce Ayaz'la konuştum. Onu uyuşturucu içerken yakalamıştım. Daha sonra çığlık attım ve diğerlerini topladım başımıza. Baya hırpaladılar onu o gün. O da acıyor dedi ağlayarak. Ilk defa ağlayan bir erkek görmüştüm ve çok gerçekti Yaren. Sana olan sevgisi çok gerçek. Batuhan o kızı getirebilirim senin için dediğinde, onun hayatını mahvedemem demişti. Kendi hayatım bok gibiyken onunkini de mahvedemem."

Yaren'in yaşlı gözleri irileşti ve bir süre öylece kitlendi gözlerimde. "Ayaz serserinin teki Nisan. Onun ve diğerlerinin nasıl biri olduğunu benden iyi biliyorsundur. Ben, ben onunla yapamam. Kendi hayatımı mahvedemem. O aslında gerçekten iyi biri ama yapamam. Kendimi geçtim, onunda hayatını mahvedemem benim gibi eksik bir insanla."

"Herkes eksiktir Yaren. Sende, bende, Ayaz'da." Gözlerimi gözlerine dikip gülümsedim. "Ayaz'ın annesi yok senin ise baban. Sen ona anne o da sana baba olur."

"Çok güzel söyledin ama ben annemi görmeden yapamam. Sen kardeşini özlemiyor musun? Nasıl onlara kin beslemezsin? Onlara alışmamalısın Nisan. Onlar tehlikeli. Onlar sana alışsalar bile, vazgeçmeleri gerektiğinde vazgeçirler."

"Ayaz'la nasıl tanıştın?"

"18.yaş günümü kutlamak için bir parti düzenlemişti arkadaşlarım. Normalde içkili bir ortamda asla işim olmaz, barlarda da. Ama o gün gittim o bara. Anneme de asla yalan söylemem. Öncelikle ondan izin aldım. Annem içmemem şartıyla gidebileceğimi söyledi. Her neyse işte, gittik, takıldık, dans ettik.
Sonra bir çocuk bana yavşadı orada. Beraber başka bir yere gidebileceğimizi söyledi. Bense kabul etmedim. Daha sonra çok ısrar etmeye başladı ama yine gitmedim ve yanımdan uzaklaşmasını rica ettim. Oldukça sinirlenmişti. Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladığında çığlık çığlığa bağırmıştım yardım edin diye. Herkesin kafası güzeldi tabi. Kimse bana yardım etmemişti. Daha sonra tam kapıdan çıkacaktık ki Ayaz'ı gördüm. Yanımdaki orospu çocuğuna beni bırakmasını söyledi. Bırakmadı tabi. Ayaz'da çekti vurdu onu. Hiç unutmuyorum o günü. Korkunç bir geceydi. Resmen bir ceset görmüştüm. Önümde birini öldürmüşlerdi. Daha sonra Ayaz bir kaç defa daha çıktı karşıma. Bende eğer bir daha karşıma çıkarsa onu polise şikayet edeceğimi söyledim. Oda eğer polise şikayet edersen seni kaçırırım demişti. Hiçbir şey söylemememe rağmen kaçırdı beni."

Duraksadı ve derin derin nefesler aldı. "Amma konuştum be."

Gözlerimi kırpıştırıp başımı sağ omzuma yatırıp ona baktım. "Evet valla baya hızlı ve uzun konuştun ama bundan hoşlandım en az benim kadar geveze bir arkadaşa sahip oldum."

Gülümsedi. Daha sonra gülümsemesi yüzünde soldu. Sanki gülümsemeye hakkı yokmuş gibi. "Öyle yani." dedim konuyu değiştirerek.

Gözlerini yatak çarşafına dikti ve öylece durdu. "Annem tek başına. Çok merak etmiştir beni. Eminim ki polise bile gitmiştir. Bugün ona tarhana çorbası sözüm vardı. Yapamadım." Gözlerinden yaşlar tekrar akmaya başladığında benim de gözlerim dolmuştu. "İşte bir şeyler yemiyor, o yüzden eve çok aç geliyor. Eve geldiğinde beni göremedi ve çok endişelendi. Tabi bir şey de yiyemedi. Şuan çok aç, hissedebiliyorum."

Kendi gözyaşlarımı es geçip onunkileri sildim. "Her şey yoluna girecek. Ayaz seni üzecek bir şey yapmaz, buna eminim."

Odanın kapısı aniden açıldı ve Ayaz içeri girdi. Kendine yakışmayan ve onda emanet duran bir sinir vardı üzerinde. Hızla Yaren'i ayağa kaldırdı ve onu sürüklemeye başladı. Yaren, "Bırak beni, canımı acıtıyorsun." dediğinde Ayaz'ın elinin gevşediğini gördüm ama bırakmamıştı. Yaren'i kendi odasının banyosuna soktu. "Bu diş fırçan. Özel ihtiyaçlarını Nisan'dan alabilirsin. Yada birlikte markete gideriz." dedi ve tekrardan peşinden sürükleyip odaya soktu. Dolabı açıp içindeki kıyafetleri gösterdi. "Burada ki kıyafetler de senin. Hepsi Nisan'ın bedeni. Zaten aranızda bir fark yok. İkinizde cılız ve bücürsünüz."

Yaren'le aynı anda, "Sensin bücür!" diye bağırdığımızda Ayaz'ın dudakları titremişti ama gülmemişti.

"Umarım tek derdin bücür boyun olur." dedi Ayaz, Yaren'e bakarak. Daha sonra bakışları bana döndü. "Ve sen güzelim, bu kıza fazla alışmasan iyi edersin."

"Neden?" diye sordum kaşlarımı çatarak. "Yoksa onu özgür mü bırakacaksınız?"

"Hayır," dedi sertçe. "Böyle bir şey asla olamaz."

"O zaman?" diye sordum meraklı bir sesle. Yaren'de en az benim kadar merak etmişti eminim. Omuz silkti ve cevap vermedi.

Yaren'e yaklaşıp saçlarını okşadı. Yaren'in ağzından huysuz bir homurtu çıktığında Ayaz bundan memnun olmuşcasına gülümsedi. "Beni istemezsen bir kelebek olacaksın." dedi acı dolu bir sesle. "Hani şu ömrü bir gün olanından." Duraksadı ve bir süre Yaren'in gözlerinin içine baktı. "Acele etme, şimdi biraz dinlen. Sonra kararını verirsin." Yaren'in alnına sert ama kısa bir öpücük kondurup gitti. Yaren sinirden dişlerini sıkıyordu. Ayaz gittikten sonra dolaba tekme attı. Daha sonra yatağın oraya gidip yastığı aldı ve kapıya fırlattı.

Kapı aniden açıldığında karşımda Batuhan'ı görmeyi beklemiyordum. Batuhan bana göz kırparak içeri girdi. Gözlerini Yaren'e çevirdiğinde gülümsemesi solmuş, yüzü gaddar bir hâl almıştı. "Demek kardeşimi üzen bebe sensin?"

"Ben kimseyi üzecek bir şey yapmadım." dedi Yaren korkmuş bir sesle. Batuhan'dan korkmayacak bir kız tanımıyordum. Ve sanırım öyle bir kız yaratılmamıştı.

"Kaç yaşındasın velet?" Ses tonu alaylı biraz da umursamazdı.

"18." dedi Yaren üstüne basa basa. "Yani velet demesen iyi olur."

"Bak sen." dedi Batuhan. Kaşları havalanmıştı. Oldukça şaşkındı Yaren'in bu cesaretine. Yaren'in üzerine bir adım attığında önüne geçtim ve, "Yapma." dedim yalvarır gibi.

Aramızdaki boy farkından dolayı bana gözlerini indirerek bakıyordu. "Neden bu kadar aptalsın?" diye sordu gayet ciddi bir sesle.

"Bu da ne demek?" diye sordum meraklı bir sesle.

"Birine silah doğrultsam onun önüne geçebilecek kadar aptalsın." Hayır öyle değildi. Önüne geçtiğim kişi benim için çok değerli olmalıydı.

Cevap vermedim.

Beni kolunun altına çekti ve saçlarımı karıştırdı. "Şu kıza dua et. Yeterince acı çekti ve dert dinledi. Bir de senin derdini ona eklemeyecegim. O yüzden dikkatli ol ve arkanı kolla velet." Beni kollarının arasından çıkardı ve odadan çıktı.

Yaren'le birbirimize bakakalmıştık öylece.

Akşam yemeğini hazırlarken yalnız olmamak ve sohbet edebileceğim birinin olması beni sevindirmişti. Ama tabi ki benimle aynı kaderi paylaşması da üzmüştü beni. Yaren yanımda ki sandalyeye oturduktan sonra ben kalkıp diğerlerini çağırdım.

Batuhan Yaren'in önünde durdu ve, "Orası benim yerim, kalk." dedi.

"Orası senin yerin değil. Senin yerin orası." dedim karşımdaki sandalyeyi göstererek.

Tek kaşını kaldırdı. Gözleri olduğundan daha koyu gözüküyordu. "Artık benim yerim. İtirazınız mı var?"

Ayaz duruma el atıp, "Yaren yanıma gel." dedi soğuk sesiyle. Yaren bana acı dolu bir bakış attıktan sonra Ayaz'ın yanına geçip oturdu.

Yaren bana bakarken, Ayaz'da Yaren'e bakıyordu. Ben ise Ares ve Batuhan'ın ortasında oturuyordum. Gözlerimi onlara çevirdiğimde birbirlerine baktıklarını gördüm. Dikkatlerini dağıtmış olmalıyım ki ikisininde bakışları bana döndü.

Yemek bittikten sonra mutfağı toparlayıp Yaren'in yanına gittim. Kısa bir duş aldıktan sonra, benden sonra Yaren'de banyoya girdi. Birbirimizin saçlarını taradıktan sonra biraz dertleştik, sohbet ettik, ağladık ve yeri geldi güldük. Daha sonra Yaren'in saçlarını okşamaya başladım ve onu uyuttum. Susadığımı fark edince aşağıya indim. Tam mutfağa inecektim ki birinin olduğunu fark etmemle duraksadım. Bu Cengiz'di. Telefonla konuşuyordu sanırım.

"Şuan da nerede?" diye sordu ve bir süre karşı tarafı dinledi.

"Dinle beni Mehmet. Onun kılına zarar gelirse önce seni sonra tüm sülaleni sikerim, ona göre." Ayağa kalkıp kendine bir bardak su koydu. "Ben seni aramadan da beni arama. Bizim çetenin bu durumu öğrenmesini şu sıralar istemiyorum. Zaten herkesin derdi başından aşkın. Ayrıca benim derdim onları ilgilendirmez. 26 yaşındaki herif neler yapıyor diyecekler, anasını satayım." Tekrardan karşı tarafi dinledi.

"Allah'tan okulu kapandı da dışarı çıkamıyor." Karşı taraf ne söylediyse onu baya sinirlendirmis olmalı. Kaşları çatıldı.

"Sanane lan aramızda 8 yaş varsa babasız piç. Yaşlı da anandır sokuk seni."

"Ulan karşıma çıkma valla mezarını sikerim, ibne herif." Daha fazla küfürü midem kaldırmadı ve mutfağa sesli bir şekilde girdim. Cengiz'in bakışları bana döndüğünde ona gülümseyip kendime su doldurdum.

"Ben seni sonra arayacağım, hadi eyvallah." dedi ve telefonu kapatıp bana döndü.

"Uyuyamadın mı ufaklık?"

"Su içmeye kalktım." dedim gülümseyerek. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. "Sen kimle konuşuyordun?" Bu soruyu neden sorduğumu bilmiyordum. Uykuluyken bir deli cesareti kaplıyordu beni. Sarhoş gibi oluyordum ve ne dediğimi bilmiyordum.

"Bir arkadaş." dedi Cengiz gülümseyerek. "Hadi gel seni yatırayım."

Başımı iki yana salladım ve bir sandalye çekip oturdum. "Cengiz sana bir şey soracağım. Yaren ne olacak? Ona da bana yaptığınız şeyleri mi yapacaksınız?"

Cengiz gözlerini kaçırdı ve telefonunu cebine soktu. "Ayaz bir yolunu bulacaktır. Onu üzecek bir şey yapmaz buna eminim."

"Bende öyle düşünüyorum. Yani Ayaz bana Yaren'i anlatırken çok sevdiğini söyledi ve onun hayatını asla mahvetmeyeceğini. Ama eğer onu burada tutmaya devam ederse o kız çok üzülür."

Cengiz gülümsedi ve burnuma işaret parmağıyla vurdu. "Öyle mi olurmuş? Sen kendini düşün, bilmiş şey seni." İstemsiz kıkırdadığımda Cengiz'de güldü. Yukarıdan Ayaz'ın bağırış çağırış sesi geldiğinde aniden arkamı döndüm.

"Lan gitmiş. Nasıl gider lan? Nasıl kaçar? Bu siktiğimin kapısını kilitlemiyor musunuz?"

Batuhan, "Neler oluyor?" dedi uykulu ve umursamaz sesiyle.

"Kız kaçmış." dedi Semih neşeli bir sesle. Ayaz bu neşeyi fark etmiş olacak ki, "Utanmasan götüne kına yakacaksın amına koyduğumun çocuğu." dedi.

Cengiz araya girip, "Kesin kavgayı, yeter." dedi.

"O kızın kaçacağını biliyordun Ayaz." dedi Okan ciddi bir sesle. "Bugün veya yarın. Er yada geç kaçacaktı."

"Kesin sesinizi!" diye bağırdı Ayaz deli gibi. Daha sonra kapıyı çarpıp çıktı. Hepsi tek tek peşinden gittikten sonra, Okan'la ben evde tek kalmıştık. Yaren birlikte kurtulacağımızı söylemişti. Neden böyle yapmıştı bilmiyorum. Odama çıktığımda yatağıma oturdum ve durdum öylece. Yaren bile ilk sefer de kaçıp kurtulmuştu.

Ben artık kaçamazdım. Başarısız olmaktan yorulmuştum. O sırada komidinin yarıya kadar açık olması dikkatimi çekti. Komidinin ilk çekmecesini açtığımda elime bir kağıt değdi. Hemen kağıdı açıp içinde ki notu okudum.

"Seninle tanıştığıma çok memnun oldum Nisan. Şimdi eminim düşünüyorsundur bu kız beni bırakıp nasıl gider diye. Ama öyle olmadı. Eminim Ayaz çıldırmıştır ve herkes benim peşime düşmüştür. Eğer seni evde Batuhan'la tek bırakmadılarsa kaçabilirsin çünkü herkes benim peşimde. Bu sefer başaracaksın.
-Yaren."

Erken gelen bir bölüm. Şuanda tavuk gibi pişmiş vaziyetteyim, başım çatlıyor ama yine de uyumadım ve bu bölümü yazdım. Doğrusunu söylemek gerekirse hiç ama hiç içime sinmeyen bir bölüm oldu. Kısa ve istemediğim bir şekilde bitti. Bu yüzden gerçekten üzgünüm ve sinirlerim bozuk.

Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin, buna ihtiyacım var.

Seviliyorsunuz. ♡

Sorular...

1-Yaren hakkındaki düşünceleriniz?

2-Sizce Cengiz ne işler çeviriyor?

3-Okan mı Ayaz mı?

4- Batuhan'ın bu bölümde ki ruh hali hakkındaki düşünceleriniz?

5-Sizce Nisan kaçacak mı?

6-Semih arkadaşımızında burasına kadar geldi tabi. Hdjshdj Onun hakkında ki düşünceleriniz?

7-Ayaz'ın Yaren'e hissettikleri için düşündükleriniz?

Continue Reading

You'll Also Like

753K 12.7K 7
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
138K 10.8K 11
Tesis'te başarılı bir ajan olan Magenta Mavi Mibalva'nın, Venator ekibine transferi gerçekleşir. Görevler, kaçışlar, aksiyonlar ve rakipler. Aşk, deh...
501K 30.1K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
738K 39.4K 52
En candan gördüğün insanlar en çok canını yakanlardır...🥀🍂 -Mübrem ●●●Ferman Miroğlu ve Jiyan Miroğlu'nun hikayesine hoş geldiniz:)●●● Çoğu sahne...