MAHFİ BAŞLANGIÇ

Per marcansado

3.1M 222K 26.2K

Geçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli... Més

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
MAHFİ : BAŞLANGIÇ TANITIM VİDEOSU
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
ALEC ALESTER
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
MAHFİ BAŞLANGIÇ: FİNAL TEASER

8.BÖLÜM

126K 7.4K 1.3K
Per marcansado

Şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Ağacın metrelerce yükseğinden düşen bir kaçık elini bana uzatmış üstüne iddiaya girelim mi demişti ? Korkudan sürünerek ağacın dibinden uzaklaştım. Bu kişiye hala güvenmiyordum bana zarar verirmiş gibi geliyordu.

Adının Zack olduğunu söyleyen çocuğa döndüm ve,

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun ?"

dedim.

O ise memnun olmayan surat ifademden sonra elini indirerek,

"Uzatılan eli geri çevirmek hiç de nezaketli bir davranış değil."

demişti.

Suratına kondurduğu gülümsemeyle sinirimi bozmuştu. Oldukça arsız umursamaz ve şakacı bir havası vardı. Kendimi tutamayarak şu sözleri söyledim,

"Senin ağacın tepesinde ne işin var ?"

Sorumun üzerine ellerini ensesinde bağlayarak sallanmaya başlayan bu deli konuşmaya devam etti,

" Nereden başlasam ? Evet buldum ! Junior Zack sabah uyandığımda yatağında yoktu. Onunla olan arkadaşlığımız boyunca asla beni terk etmemişti. Kesinlikle başka bir şey var diyerek kanıtları incelemeye başladım. Junior Zack'in yatağında bir damla bal buldum. Bu yeterince açık bir delildi. Onu kesinlikle arılar kaçırmıştı. Bunu bizimkilere anlattığımdaysa bam ! benim deli olduğumu düşündüler. Onlara göre kasabada arı bile yoktu. Bende eski döküntü evin yakınlarında bir ağaçta bal var dedim. Ve bil bakalım ne oldu ? "

Karşımda duran bu kaçık neler saçmalıyordu bilmiyordum ama anlattıklarında oldukça ciddiydi. Sorusuna cevap vererek,

"Ne oldu ?"

dedim.

O ise cümlesine şöyle devam etti,

"Tabi ki de bana inanmadılar. Bende iddiaya girelim mi dedim ve ağacı aramaya başladım. Uzunca arayışlarımın ardından da asılı olduğum ve senin beni hala çözmediğin bu ağacı buldum.

Ağaca ip bağlayıp tırmanarak, bahsettiğim balı buldum. Garip olansa bir tane bile arının olmaması. Sanırım Junior Zack midelerinde astronomik hazımsızlık yaratıp hepsini öldürdü.

Şaka bir yana Zack'i hala bulamadım. Sanırım onu başkaları kaçırdı ve büyük bir olasılıkla da çoktan öldürdü."

Anlattıkları kafamı iyice uyuşturmuştu. Dediklerinden bir şey anlamamıştım. O nedenle ona bir soruyla cevap verdim,

"Junior Zack'te kim ? "

Karşımdaki kaçıksa şöyle cevap vermişti,

"Junior Zack kim mi ? Bayan sizi kınıyorum. Kibrit çöpü güreşlerinde birinci, boncuk maçlarındaysa oldukça başarılı bir tırtıl kendisi. Gerçi çok mızıkçıydı asla yenilgiyi kabul etmezdi ama kadim dostumdu, onu çok özleyeceğim."

duyduklarımdan sonra istemsizce,

"Ne ?"

diyivermiştim.

Adının Zack olduğunu söyleyen bu kişi küçük bir tırtıla kendi ismini verip onunla mı yaşamıştı yani ? Duyduklarımdan sonra Brunch Mix'in deliler kasabası olduğunu düşünmeye başlamıştım. Zack ise bana şöyle bir yanıt verdi,

"Sanırım beyin nöronların yorgunluktan çökmüş durumda. Gayet mantıklı bir hikaye anlatmıştım oysa."

Ona şüpheli bir bakış attıktan sonra,

"Eminim öyledir."

dedim.

Bizim hareretli tartışmalarımızın arasında Yu Jin ormandan çıka gelmişti. Zack denilen çocuğu görür görmez,

"Seni hasta ruhlu bana yapmadığını söyle."

demişti.

Adının Zack olduğunu söyleyen bu kaçık ise,

"Zack Christopher iddiaya girerse yapar Yu Jin. Unutmadan deney farem olmaya hazır mısın ?"

Yu Jin şaşkın bir ifadeyle,

"Kimse seninle iddiaya girmedi."

demişti.

Yüzünün rengi atan Zack ise,

"Kabul edilemez. İddiaya girdik ve ben kazandım. Bundan kaçamazsın, seni hiptonize edeceğim."

demişti.

Yu Jin yılmış bir surat ifadesiyle Zack'in bağlı olduğu ipi kesmişti. Kafası üstü yere düşen Zack ise,

"Ne kadar da naziksin Yu Jin."

demişti.

İyice kızan Yu Jin

"Kapat çeneni !"

diyerek Zack'i susturmuştu.

İkisinin dakikalardır birbirini yemesini izledikten sonra Yu Jin'e dönerek,

"Siz tanışıyor muydunuz?"

demiştim.

Yu Jin'se sorumu şöyle yanıtladı,

"Sana bahsettiğim arkadaşlarımdan biri. Sanırım tanışmışsınız bile kendisi biraz gevezedir."

Yu Jin'in sözleri üzerine gözlerimi devirerek,

"Sence biraz mı?"

der gibi bakmıştım.

O da,

"Tamam kabul, oldukça gevezedir."

demişti.

Düştüğü yerden kalkan Zack'se üstünü silkeleyip, bana bakışlarını odaklamıştı ve

"İsmini söylemeyi düşünüyor musun, yoksa özel davetiye mi beklersin? Bu arada Yu Jin bu bahsettiğin kız ise kasabadan çıkabilmek için bence hiç şansımız yok."

demişti.

Yu Jin Zack'e sert bir bakış atarak,

"Bazen susmayı denemelisin Zack !"

dedi ve cümlesine şöyle devam etti,

"Arya bu Zack, Zack bu da Arya."

diyerek bizi tanıştırmıştı.

Yu Jin'in sözleri üzerine Zack ile memnun oldum diyen bakışlarımızı bir birimize atmıştık.

Zack maalesef ki deli değildi, sadece fazla konuşuyordu. Yu Jin biraz daha gecikseydi Brunch Mix Polis Departmanı'nı arayarak,

"Ormanda bir kaçık var gelin bunu alın." derdim. Aklı başında olması umurumda bile olmazdı.

Zack'in nedense başıma sarılmış farklı bir bela olduğunu düşünmeye başlamıştım. Evde tırtıl besleyen bir kaçık, kim bilir daha neler yapardı ?

Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken, Yu Jin, Zack'e soru sormuştu,

"Ee senin eklem bacaklı neredeymiş ?"

Sorusunun üzerine, Zack,

"Bulamadım."

demişti.

Tırtıl konusu ve Zack'in saçmalıkları tekrar etmeden konuyu kapatmalıydım. Yu Jin'e merakla dönerek,

"Bana bir şeyler göstermek üzereydin sanırım Yu Jin."

dedim.

Yu Jin ise kanayan diz kapağımı işaret ederek,

"Evet. Önce eve gidelim, ne oldu böyle diz kapağına ?"

demişti.

Ben olanlardan sonra, kanamamı tamamiyle unutmuştum. Bastırdığım mendiller kan içindeydi. Yu Jin'e koşarken düştüğümü söyledim.

O da,

"Konuşmaya evde devam edelim hem orada ilk yardım çantası var, orada müdahele edebiliriz."

diyerek koluma girmişti. Daha fazla soruyla boğuşmadan da hep birlikte ormandan yürüyerek çıkmıştık.

Biraz yürüdükten sonra nihayet o eski evin önüne gelmiştik. Eskimiş tahta merdivenlerine basarken çıkan sesse oldukça sinir bozucuydu. Yu Jin kapıyı açıp, benimle birlikte içeri girdi.

Zack ise hemen arkamızdaydı. İçeride bir koltuğa beni yerleştiren Yu Jin odalardan birine doğru giderek,

" Hemen geliyorum "

demişti.

Sanırım ilk yardım çantasını almaya gitmişti.

Dışarıdan eski duran bu evin içi, oldukça sevimliydi. Tahta olmasına karşın duvarlarda mavi kağıt kaplamalar vardı. Kaplamalar ne kadar şişmiş olsada tatlı maviliğini koruyordu.

Büyük bir koltuk, yanlarına kondurulmuş iki tekli koltukla sanki ziyaretçilerine küçük bir merhaba diyordu. Ortadaki sehpa ve altına yayılmış büyük bir kilim ile ufacık sevimli bir yerdi burası.

Tekli koltuklardan birine oturan Zack, şüpheli bakışlarını üzerime çevirmiş sessizliğini koruyordu.

Çok geçmeden de içeriden ilk yardım çantasıyla gelen Yu Jin, malzemeleri çıkartarak kanayan dizime ilk müdaheleyi yapmıştı. Yaramı iyice temizleyip, üstüne pamuklu bandaj yapıştırarak işini tamamlamıştı.

Diz kapağımdaki acıysa biraz azalmıştı. Artık daha iyi hissediyordum, ayağa kalmayı denedim, biraz sendeledikten sonra Yu Jin telaşla,

"Henüz değil Arya, biraz daha dinlenmelisin. "

demişti.

Koltuğu işaret ederek oturmamı söyledi. Ben de üstelemeden koltuğa oturdum.

Konuşulması gereken bir çok şey vardı. Vakit kaybedemezdim, sorularımı hemen sormaya başladım.

"Ormanda ki kimmiş öğrenebildin mi ?"

Sorumun üzerine Zack merakla bize bakmaya başlamıştı. Yu Jin' se çok sürmeden cevap verdi,

"Ormanı biraz dolaştım ama bir iz bulamadım, her kimse iyi kaçıyor."

Sesleri ormanda istemsizce Zack'in çıkardığını düşünmüştüm. Yu Jin'in anlattıklarına göreyse bizden başka biri daha vardı ormanda, bu durum tedirgin olmamı sağlamıştı.

Soruma bir yenisini daha ekliyiverdim hemen,

"Burası size mi ait Yu Jin ?"

Yu Jin ise, eve göz ucuyla baktıktan sonra bir iç çekip cevap vermişti,

"Bize ait denemez. Bulduğumuz da harebeydi, içini düzeltip karargah merkezimiz haline getirdik. Malum Brunch Mix'te bu kadar şey olurken araştırma yapmak için daha güvenli bir yere ihtiyacımız var."

Yu Jin'in anlattığı hikayeye inanmaya başlıyordum. Anlattıkları doğruysa araştırma yapmak için bir yer belirlemeleri çok mantıklı bir hareket olacaktı. Fakat aldığım cevaplar hala yetersizdi.

Yu Jin

"Bizimkiler"

demişti bu da tek Zack olmadığı anlamına geliyordu. Diğer kişi yada kişileride öğrenmeli onlarla da tanışmalıydım.

Merakla atıldım,

"Çoğul konuşuyorsun, Zack'ten başka birileri daha olmalı ? Yoksa yanılıyor muyum ?"

Yu Jin dikkatli oluşumu sevmiş olsa gerek, sırıtmıştı. Ardından da sözlerine devam etti,

"Evet doğru. Bakıyorum gözünden de pek bir şey kaçmıyor. Ben, Zack ve bir arkadaşımız daha var. Kendisinin işleri var ama yakında onunla da seni tanıştıracağım. "

Yu Jin'in yanıtı üzerine kafamda hemen yeni bir soru işareti belirmişti. Neden şimdi değil de sonra tanıştırıyordu ? Bunun cevabını hemen öğrenmeliydim.

Hızla cevap verdim,

"Neden şu an tanışamıyoruz ?"

verdiğim yanıttan sonra Yu Jin gözlerini bana odaklamıştı. Sanırım o da benim gibi hala bana tam olarak güvenmiyordu.

Biraz düşündükten sonra şunları söyledi,

"Sadece şu kadarını diyebilirim, bahsettiğimiz kişi yani Dante bize benzemez. Kimseye kolay güvenmez ve inanmaz. Onu ikna etmem için bana biraz zaman tanımalısın. Aynı zamanda bizim sana ısınmamız için de bu gerekli."

Yu Jin bana hala tam olarak güvenmiyordu. Haklıydı da onun için ne olduğu belli olmayan yeni biriydim. Onları bu konuda sıkıştıramazdım, iki taraf için de biraz zaman gerekiyordu.

Ben gene kendi alemlerime dalmışken söze Zack atladı,

"İnan bana şanslısın, adam çatlağın teki beni bir hafta sandalyeye bağladı."

Şaşkınlıktan gözlerim iyice büyümüştü. Yu Jin araya girerek,

" Başta hiç birimiz birbirimizi tanımıyorduk. Dante ile ilk ben tanıştım sonra da Zack'i bulduk. Dante biraz hassastır ve kimseye de kolay güvenmez. Ve Zack'i de biraz sorguladı."

dedi.

Bahsettikleri bu Dante, grubun anlaşılan en zor olanıydı. Onunla tanıştığımda ben ne yapacaktım merak ediyordum. Şartlar ne kadar kötü gözükse de bilgi almaya devam etmeliydim.

"Kasaba hakkında neler biliyorsunuz ?"

Sorumun üzerine o sıcakkanlı Zack bile Yu Jin'e

"Ona güvenemezsin."

der gibi bakmıştı. Yu Jin biraz sessiz kaldıktan sonra,

"Oldukça karmaşık bir oyunun içinde olduğumuzu biliyoruz. Biri bizimle uğraşıyor ya da ciddi bir şaka yapıyor. Brunch Mix tehlikeli bir yer Arya dikkatli olmalısın. "

demişti.

Sözlerine merakla cevap verdim,

"Tehlikeli derken mesela ne gibi ?"

Yu Jin sorumun üzerine bana şüpheyle baktı. Bildiği bir şey vardı, söylemiyordu.

Kısa bir sessizlik oldu. Ara ara verilen bu sessizlikler sanki güvensek mi güvenmesek mi aralarının tam adıydı. Biraz düşünen Yu Jin sorumu yanıtladı,

" Tepki vermeyen, duygusuz robot gibi olan buzlar kasabasından söz etmiştik. Onların tehlikeli olanları var. "

Aldığım cevap beni şaşırtmıştı. Benim karşılaştıklarım konuşma ve tepki özürlüsü olanlardı. Bunların bir de tehlikelileri de mi vardı ? Brunch Mix nasıl bir yerdi böyle ?

Merakla sordum,

"Tehlikeli derken ne demek istiyorsun ?"

Yu Jin sorumu şöyle yanıtladı,

"Duvar olayı sadece bir başlangıç Arya. Bu bahsettiğimiz insanlar sanki bizim bu kasabadan çıkmamamızı istiyor. Kasabadan çıkmaya yakınlaştığımız zamanlar oldu ve onlar bunu engelledi. "

Duyduklarım beni iyice ürpertmişti. Merakla atıldım,

"Nasıl engellediler?"

Yu Jin'den yanıt çok gecikmeden gelmişti,

"Kasaba içi iletişimimiz var. Ama kasaba dışı numaraları çevirdiğinde hatlarda bozulma oluyor. Yani dış dünyaya erişmemize izin vermiyorlar. Ayrıca belli yerlerde saldırgan olanları var, sanki bir şeyleri koruyorlar."

Duyduklarım kafamın iyice karışmasını sağlamıştı. Biri neden bizimle uğraşsındı ki ? Bizimle ne alıp veremedikleri vardı ? Sorular zinciri iyice artmıştı. Sorularıma devam ederek,

"Belli yer dediğine göre, orada duranlar bir şeyi koruyor olmalı. Bu belli yerler neresi ?"

Yu Jin, tedirginlikle devam etti,

"Neyi koruduklarını bilmiyoruz. Kasabada bazı yerler bu şekilde koruma altında. Yaşaman için oraları bilmemen daha iyi olur."

Yu Jin'in söyledikleri beni iyice korkutmuştu. Bana ne kadar tam güvenmese de alttan uyarmaya çalıştığı çok belli oluyordu. Olayın ciddiyeti kafamda şekillenmeye başlamıştı. Brunch Mix'te saklanan her neyse bunu bulacaktım, bunun kaçışı yoktu.

Yu Jin'i daha fazla soruyla boğmadım. Çünkü her sorduğum soruya zorlama şansını der gibi bakıyordu. Bildikleri çok şey olduğu kesindi, beş yılda neler neler öğrenmişlerdi kim bilir. Aramızdaki güven tam olarak oturmadan bunları bana anlatmayacaklardı. Daha fazla zorlamadım ve ayağa kalktım.

Eskisi gibi sendelemiyordum ve sanırım kananam da durmuştu. Yu Jin'e dönmem gerektiğini söyledim. Beni eve ne kadar bırakmak istese de bunu kabul etmedim. Herkesin biraz yalnız kalıp düşünmesi daha iyi olacaktı.

Ağır adımlarla, evin kapısına doğru ilerledim. Zack ve Yu Jin ben ayaklanınca beni geçirmek için kapıya kadar gelmişlerdi. Pek de samimi olmayan sarılmalarımızın ardından evin içinden çıktım.

Gökyüzüne kafamı kaldırdım. Yağmur dineli saatler olmuştu. Güneş açmış her şey gene normalleşmeye başlamıştı.

Bir iki adım atıp, merdivenlerden inecektim ki, Yu Jin ve Zack'in içerideki tartışmalarına kulak misafiri oldum.

Zack tekrar ve tekrar,

"Onu buraya nasıl getirirsin! Dante öğrenirse ne olacak ?"

diyordu.

Yu Jin'de

"Başka çarem yoktu, onu tanımalıydık."

dedi ve cümlesine şöyle devam etti,

"Sence bu o mu ?"

Konuşmaların yerini sessizlik aldı. Evin önündeki merdivenlerden ses çıkarmadan indim.

Yu Jin neden bahsediyordu ? Tanıştığım bu insanlar dost muydu, yoksa düşman mı ? En önemlisi ben kimdim ?

.............

TELİF BELGELERİ - SAHİPLEN.COM üzerinden alınmıştır. (Bknz 1.Bölüm Sonu)

Continua llegint

You'll Also Like

12.4K 166 16
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
100K 7.4K 61
Karanlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görün...
32.8K 4.5K 38
Memur bir kızın çözmesi gereken vaka için gittiği ormanda karşılaştığı şeylerin hayatını değiştirmesine sebep olmasını anlatan bir kurgudur Alıntı; O...
153K 6.5K 14
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...