MAHFİ BAŞLANGIÇ

By marcansado

3.1M 222K 26.2K

Geçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli... More

1.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
MAHFİ : BAŞLANGIÇ TANITIM VİDEOSU
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
ALEC ALESTER
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
MAHFİ BAŞLANGIÇ: FİNAL TEASER

2.BÖLÜM

205K 10.9K 2.2K
By marcansado

Kafam oldukça karışmıştı, rehberime birilerini kaydedeceğim zaman takma isimler asla kullanmazdım. Belirsiz denen kişiyi kesinlikle rehberime ben kaydetmiş olamazdım, mesajının maksadı ne olabilirdi ki ? Son değil başlangıç diyerek neyi ima etmişti ? Beynimin içinde sanki kopmuş parçalar vardı yerine oturmakta zorlanan , bunu algılamakta hiçte güçlük çekmiyordum. Belirsiz'in kim olduğuna daha fazla kafa yormaya şu an vaktim yoktu, teyzem ile bir an önce konuşmam gerekiyordu. Hafızamda belirli kopukluklar vardı. Mesela kaza nasıl olmuştu, bunu öğrenmeliydim.

Odanın kapısını açarak aşağıya emin adımlarla indim. Salonumuza doğru giriş yaptığımda komidinin üstündeki resimler gözüme çarptı, babam ile doğum günümde çektirdiğim fotoğraflardan tut da ailecek kampa gittiğimiz fotoğraflara kadar duruyordu. Onların bu zor zamanımda yanımda olmayışı ve onları kaybettiğim gerçeği aklıma gelince içim bir kez daha burkulmuştu. Çok geçmeden omzuma bir elin dokunduğunu hissederek irkildim.

''Onları hepimiz özlüyoruz. ''

Teyzemin gözlerindeki kırılgan ifadeye beş saniye baktıktan sonra yutkunarak konuşmaya başladım.

''Kaza nasıl oldu teyze ? ''

Teyzem hastaneden yeni çıktığımı belirten bir bakış atarak, önce büyük mavi zımbalı koltuğumuza oturma mı istedi, oraya iyice yerleştikten sonra o da yanıma geldi ve anlatmaya başladı.

''Brunch Mix'te şiddetli bir yağmur yağıyordu ve sanırım günlerden cumartesiydi. Ella'yla bir gün önce konuşmuştuk, babanın Chestermetet'ta bir müvekkiliyle görüşmesi gerekiyormuş. O nedenle kasabadan dışarıya çıkmanız gerekiyordu. Kayganlaşmış yollar yüzünden, Altıncı Horewey Caddesi'nden geçerken baban arabanın kontrolünü kaybetmiş ve yoldaki bariyerlere vurmuşsunuz.''

Teyzem olanları anlatırken öylesine soğukkanlı davranmıştı ki, sanki tüm olanlar onun için çok önemsizdi. Onun bu tavrına içten içe biraz sinir olmuş olsam da, bana gerçekleri söyleyebilmesi için soğukkanlı olması gerektiğini anlayabiliyordum. Ama olayı daha detaylı bir şekilde öğrenmem gerekiyordu.

''Peki sonra neler oldu ? ''

''Olayı haberi alır almaz hastaneye ulaşmıştım ve aileni daha kaza anında kaybettiğimizi öğrendim. Seninse mucizevi bir şekilde hayatta olduğunu gözlerimle gördüm. Anlatılanlara göre vurduğunuz bariyerlerin yakınında bir elektrik direği varmış ve kaza anında arabanızın ön kısmına düşmüş, aileni de işte tam o anda kaybetmişiz. Sense arka koltukta olduğun için düşen direkten çok fazla zarar görmemişsin. Ama kazanın şiddetiyle savrulmuş ve arabanın camına oldukça sert bir şekilde başını vurmuşsun. Bunun neticesinde de başına bir sürü cam saplanmış. Saplanan o camlardan ancak birden fazla zorlu ameliyat sonrası kurtulabildin. Başına aldığın darbeler ve geçirdiğin ameliyatlar neticesinde de beş yıl gibi uzunca bir süre bitkisel hayatta kaldın.''

Teyzemin anlattıklarından sonra yaşananların dehşetinden kanım çekilir gibi olmuştu. Bu korkunç anı hatırlamıyor olduğum için sevineyim mi, üzüleyim mi bilemez hale gelmiştim. Ama anlatılan kazanın hikayesinde ciddi tutarsızlıklar var gibiydi. Mesela babamın iş görüşmesi için gittiği yolculukta biz neden bulunuyorduk ? Bu ve bunun gibi oturmayan yapboz parçaları vardı bunları acilen öğrenmeliydim.

''Teyze sana bu konuda bir şeyler sormam gerekiyor, kafamda oturmayan şeyler var. Örneğin babamın Chestermetet'da ki iş görüşmesinde bizim ne işimiz vardı ? Ayrıca Brunch Mix'de neresi ?''

Bu sorumun üzerine teyzem önce afalladı, kısa bir süre düşündükten sonraysa omuzlarını dikleştirip söze girdi.

''Brunch Mix'de neresi mi ?! bana lütfen bulunduğumuz kasabanın adını unuttuğunu söyleme. Ayrıca Chestermetet'da ki görüşmeye ailecek gitmenize bende başta anlam verememiştim. Kazadan sonra özel eşyalarınız bana teslim edildiğinde, taşlar yerine oturdu. Bagajınızın arkasında bavullar varmış, ek olarak babanın üzerinde Burnen Tatil Merkezi'ne ait üç kişilik otel rezervasyonu bulundu. Sanırım iş görüşmesi kısa sürecekti oradan da Tatil Merkezine gidecektiniz.''

Soruma aldığım cevaplar olayları hatırlamadığımdan benim için hiç bir şey ifade etmemişti. Hafızamda kayıp olan beş yıllık döneme dair en ufak bir anı kırıntısını bile tetiklememişti. İşin kötü tarafı kasabanın bile adını unutmuş olmamdı bu nasıl mümkündü ? Şaşkın bakışlarla teyzeme dönerek,

''Üzgünüm maalesef hiç birini hatırlamıyorum. ''

demiştim sözlerimin üzerine teyzemin yüzünde anlamsız bir ferahlama belirivermişti onun bu tavrı benim kafamda büyük bir soru işareti yaratmıştı. Kendim bu düşünceler ile boğuşurken ansızın duyduğum seslerle irkildim. Muhteşem bir rüzgar pencerelere vurmaya başlamıştı ve çok kısa süre içerisindeyse oda buz gibi olmuştu. Teyzemin soğuktan dolayı ellerinin üzerinde ki gerilen damarlarını görmemek imkansızdı benim gibi o da titremeye başlamıştı.

''İkimizde burada soğuktan ölmeden şömineyi yakmalıyım. ''

diyerek teyzem odun almak üzere hızlıca evden dışarıya çıktı. Ben de açılan pencereleri kapatmaya koştum. Teyzemse kısa süre içerisinde elinde büyük bir kovanın içine doldurulmuş odunlarla dönmüştü. Odunları şöminenin içerisine yerleştirdikten sonra üzerine biraz gaz döküp ateşi yakmaya çalıştı. Bir süre uğraş verdikten sonraysa ateş yanmıştı. Ateş ne kadar yanmış olsa da soğuk hala hakimdi, yukarıdaki odama gidip dolabımdan battaniye alıp hızlıca aşağı indim. Teyzemle koltukta battaniyeye sarılıp ısınmaya çalıştık.

Bugün yaşananları anlamlandıramamıştım. Hastaneden çıktığımda, hava sıcakken birden neden bu kadar soğumuştu ? O hastanede ki çalışanların o hali neydi ? Sanki hepsi ruhları çekilmiş robotlar gibiydi. Ayrıca hastanede yanıma gelen o gizemli ziyaretçim de kimdi ? Beni neye karşı uyarmak istemişti ? Bir de telefonuma mesaj bırakan Belirsiz kimdi ? Sorular birleşerek, soru işareti dünyamı oluşturmaya başladı.

Odanın içerisinde büyük bir sessizlik oluşmuştu. Ben düşüncelerimle boğuşurken oda çoktan ısınmıştı, teyzem battaniyenin altından çıkarak işinin olduğunu söyledi ve yukarı çıktı. Battaniyenin altında biraz daha kaldıktan sonra üzerime yapışmış hastane kasvetinden kurtulmak için duşa girmeye karar verdim. Hızlı adımlarla odamdan kıyafetleri mi alarak banyoya girdim. Sıcak suyun keyfini çıkartarak duşumu aldım. Saçlarımı havluya dolayıp, şöminenin başına döndüm üşümemek için battaniyeye sarınarak kanepeye oturdum.

Teyzem sanırım uyumuş olmalıydı sesi çıkmıyordu. Şömineye bakıp düşüncelere dalarken, aniden bir çatırdama ve parlama oldu. Çıkan görüntü ve ses beni ürkütmüştü, başta çok dikkatli bakmamıştım ama ateşin içinde sanki bir hareketlilik oluyordu. İlk başta bir siluet belirmeye başlamıştı. Sanki bu bir canlının yüzü gibiydi. Sonrasında da ateşin içindeki hareketlenmeler artmaya başladı ve aniden alevler bir top halini alıp şömineden dışarı çıktı. Gördüklerim karşısında korkudan ne yapacağı mı bilmez bir şekilde bir çırpıda ayağa zıpladım. Tekrar ateşe bakmak istediğimdeyse top halinde ki ateş havada ve tam gözlerimin önünde duruyordu.

Ateş yana ve aşağı doğru genişleyerek garip bir şekil almaya başlamıştı. Kısa süre içerisindeyse önümde ateşten bir insan silueti bulunuyordu. Siluet bana elini uzatarak, omzuma dokundu. O dokunuşun ardından sanki bedenimden bir şeyler çekilmeye başladı ve gözlerim kapanarak yere doğru düştüm.

Gözlerim tekrardan açılmaya başladığında, teyzemin telaşlı sesini duyabiliyordum. Sürekli olarak,

''Arya iyi misin ? kendine gel ! ''

diye bağırıyordu. Kısa süre içerisinde toparlanarak yerden doğruldum. Teyzem koluma girip beni koltuğa oturttu ve bir çırpıda mutfağa koşup su getirdi. Oldukça telaşlanmış bir hali vardı, endişeli gözlerle bana bakıyor, sorular yağdırıyor ve benden bir cevap bekliyordu. Zorda olsa bir cümle dökülüvermişti ağzımdan,

''Bayıldım sanırım. Ateş !...''

Söylediklerimden sonra teyzemin meraklı soruları iyice artmıştı. Ateş dediğim için sürekli buna yönelik sorular sormaya başladı,

''Ne ateşi, ne oldu !? Anlat bana !''

Bu ve benzeri sorduğu sorular peşin sıra gelivermişti. Ona bunu anlatmam ne kadar doğru olurdu ? Belkide ilaçların etkisinden hayal gücümün bana oynadığı bir oyuna maruz kalmıştım. Bunu teyzeme söylemek ona delirdiğimi düşündürtebilirdi hemde, beni tekrardan hastaneye yatırabilirdi. Hastanelerden nefret ediyordum ve kesinlikle tekrar oraya dönmek gibi bir niyetim yoktu. Geçiştirici cevaplar vererek önce onun sakinleşmesini sağladım,

''Bir şey yok sanırım hastaneden sonra fazlasıyla yorulmuşum. ''

Teyzemi verdiğim cevap onu tatmin etmemiş olmalıydı, suratındaki sorgulayıcı ifade hala silinmemişti. Gözlerini bana dikerek sorularına yenisini ekledi.

''Ateş demiştin, ne ateşi ? ''

Teyzemin ateş demiş olmama bu kadar takılması çok düşündürücü gelmişti. Belkide ben her şeyi fazlasıyla kafamda büyütmeye başlamıştım. Bu konuyu kapatmalı ve bir daha açmamalıydım aksi taktirde halim psikolog psikolog gezen hastalara dönecekti. Sesimi öksürerek toparladım ve tok bir ses ile cevap verdim.

''Ateş sönmüş onu diyecektim. Fazlasıyla yorucu bir gündü sanırım dinlenmem gerekiyor. ''

Teyzem bu durumu onaylarmışcasına kafasını sallamıştı ve kafamdan yere düşerken çıkmış havluyu göstererek,

''Sanırım duşunu da almışsın şimdi güzel bir uyku çekmeli ve dinlenmelisin doğru yatağa. '' demişti.

Teyzemin bu isteğine hiç itiraz etmedim, odama doğru çıkarken de teyzem eşlik etti. Yatağımın içerisine girdim, teyzem beni örttü ve ışığımı söndürüp dışarı çıktı. Üzerimdeki aptal yorgunluğun etkisiyle daha fazla yaşananları sorgulamadım. Kendimi derin uykunun kollarına teslim ettim.

Uzunca bir uykunun ardından penceremden yüzüme vuran güneşin ışıklarıyla tekrardan uyandım. Oldukça iyi dinlenmiştim daha dinçtim. Yatağımdan hızla doğrulup odamın kapısını açtım tam aşağı inerken teyzemin telefonda birileriyle olan kavgasına kulak misafiri olmaya başladım. Ne hakkında konuştuklarını bilmiyordum ama bağırıyordu ve kesinlikle çok kızgındı.

İyice meraklanmaya başladım daha iyi duyabilmek için merdivenlerden biraz aşağı indim. Birilerine işlerini iyi yapamadığını söylüyordu. Konuşmalardan hiç bir şey anlamamıştım. Neden bu kadar kızgın olduğuna anlam vermek çok zordu. Konuşmaların içerisinden bir cümleyi net bir şekilde duymayı başarmıştım.

''Kız uyandı başlayabiliriz. ''

Teyzem kiminle konuşuyordu böyle ve hangi kızdan bahsediyordu ? Uyanan kızdan bahsettiği kişi ben miydim yoksa ?

Tanrı aşkına bu kasabada neler oluyordu ?

.............

TELİF BELGELERİ - SAHİPLEN.COM üzerinden alınmıştır. (Bknz 1.Bölüm Sonu)

Continue Reading

You'll Also Like

199K 13K 61
Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin olunmaması önerilir !!! Dünya baştan koy...
1.7M 95K 45
Zengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde...
12.1K 166 16
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
49.1K 6.2K 35
"Arkanı dönme, daha değil." Sinirlerim iyice gerilirken gözlerimin kapalı olması elimi kolumu daha da bağlıyordu. "Bir insansın, değil mi?" diye sord...