Sahibim

By AnormalEylul

10M 279K 29.6K

**Bazen birşeye sahip olduğumuzu sanırız. Ama yalnızca 'sanırız'** "Herşey yoluna girecek!" "..." "Herşeyi un... More

Dikkat!
S~10~
S~11~
S~12~
S~13~
S~14~
S~15~
S~16~
S~17~
S~18~
S~19~
S~20~
S~21~
S~22~
S~23~
S~24~
Hımm
S~25~
S~26~
S~27~
S~28~
S~29~
S~30~
S~31~
Yazanın İsyani!!
S~32~
S~33~
S~34~
S~35~
S~36~
S~37~
S~38~
S~39~
Hatırlatma..
S~40~
S~41~
S~42~
S~43~
S~45~
S~46~
S~47~
Geçmişin İki Yüzü
S~48~
S~49~
S~50~
Duyuru
S~51~
S~52~
S~53~
2. Kitap?
~Final~
Özel Bölüm & Teşekkür ?
Merhabalar...

S~44~

121K 4.9K 245
By AnormalEylul

-Damla Tunalı-

Sonunda Elanın yanına gitmek için yola çıkmıştık ama gitmeden önce haber vermemiştik. Onun içinde, Zeynep teyze içinde sürpriz olacağını düşünmüştük.

Bitmek bilmeyen yolda her ne kadar söylenmemeye, şikayet etmemeye çalışsamda mümkün olmuyordu. Yol boyunca klimayı bırak camları bile açmama izin vermemiştiler. Onu bırak su istediğimde günün sıcaklığıyla ısınmış, ılık denilebilecek hal almış bir su almışlardı.

Sürekli geldik, geldik diye diye oyalayıp başlarından savmışlardı beni resmen. Yalanlarını önlerine sürünce de hemen bıkma nidaları yükselmeye başlamıştı!

"Ay Damla gözünü seveyim sus!" diye Aras yüzünden bir daha da konuşmamıştım. Zaten gelmiştik, neyse..

Demir "Geldik hadi in" dediğinde derin nefes verip "Sonunda!" diyerek inmiştim. Allahım toprağa basmak, bu havayı solumak gibisi yoktu!

Eve doğru giderken gördüklerimle olduğum yere çivilenmiştim. İnanamazca "Ben yanlış mı görüyorum?" diye fısıltıyla sormuştum. Herhangi bir cevap alabilmek için sorulmuş bir soru değildi. Zaten herşey gözler önündeydi.

Aras "Yuh daha neler!" dediğinde hala gözümü görüntüden alamamıştım.

Demir "Ela!" dediğinde olan da olmuştu zaten..

Elindekileri yere atıp hızla gidip Elayla Özgürü ayırıp, Özgüre yumruk atmıştı Demir. Özgürün yere düşmesiyle bende olabildiğince hızlı adımla yanına gitmeye başlamıştım. Demir ise eğilip tekrar Özgüre vuracakken ağabeyim çoktan bu atağı savurup yerden kalkmış, korkmuş Elanın yanına gitmiş, yüzünü tutarak "korkma" diye mırıldanmıştı..

Yanlarına gidip durduğumda bir ağabeyime bir de Elaya bakıyordum. Elanın korktuğu her halinden belliyken, bunu gözyaşları da gösteriyordu.

Özgür ise.. Allah aşkına onun burada ne işi vardı?

Eşyalarla eve doğru giderken son olarak bile görmeyi beklemeyeceğimiz şey gözler önündeydi. Elayla öpüşen bir adam.. Ve bu adam Özgür.. Arasında dediği gibi; Yuhh daha neler!

Sürpriz yapalım derken, asıl sürpriz bize olmuştu..

"Çek ellerini Elanın üzerinden!" Demirin öfkeyle kükremesi beni korkutmuştu. Çok sinirliydi ve bu sinirle ağabeyime zarar verebilirdi. Gözü dönmüş gibi..

Özgür ağabeyim de aynı öfkeyle Demire bakıp "Sesini yükseltme, zaten yeterince korkuyor" dediğinde Demirin çokta umurunda değildi.

"Çek ellerini dedim!" diye daha yüksek kükrediğinde evden Zeynep teyzede çıkmış, yanımıza gelmişti. Ben ise hala ağabeyim için korkuyordum.

Zeynep teyze "Demir, sizin ne işiniz var burada?" dedi. Belki de şaşırmıştı ama korku ve telaş daha ağır basıyordu.

"Anne, Damlayı ve Elayı da alıp içeri girin"

Demirin öfkesiyle asla ağabeyimi baş başa bırakacak değildim. Öfke bir insanı ele aldımı, canavara döndürmeden bırakmazdı. Ve ben öfkeye ağabeyimi teslim etmeyecektim!

Zeynep teyze "Oğlum.." dese de boşaydı. Demir kimseyi duyacak değildi.

"Anne dediğimi yap!"

Zeynep teyze biraz geri çekilmişti. Belli ki o da oğlunun öfkesinin farkındaydı. Ama ben çekilmeyecektim..

Özgürün biraz daha yanına sokulup durumum el verdiğince ona sarıldım. Doğan ağabeyim de yoktu ki burada, yalnızdı. Biraz daha sokuldum.

"Sorun yok, bir şey olmayacak" diyen ağabeyime inanmıyordum. Başımı 'hayır' anlamında sallayıp "İnanmıyorum, sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim" dedim. Gücüm neye, kime yetecekse..

"Bana güven güzelim, hadi içeri geç sen, sadece konuşacağız" ses tonu bile bunun yalan olduğunu bas bas bağırırken birde ona inanmamı mı bekliyordu?

"Hayır!" dedim.

"Demir!" Arasın sesiyle ona döndüm.

En başından beri Demir gibi sinirlenmek yerine sakinliğini koruyordu. Belki o da öfkeli olabilirdi ama ben onu nadir öyle görmüştüm. Yani sadece Demir olaylarında, beni korurkendi..

"Damla da yaptığın hatayı yine mi yapacaksın? Hem de bile, bile mi?"

Arasın dediğiyle her ne kadar üzülsem de söylediğinin her kelimesine katılıyordum. Her şeyden önce bir kez olsun dinlemesi gerekiyordu!

Demire baktığımda uzun süredir gözlerinin üzerimde olduğunu yeni fark etmiştim. Gözünü kırpmadan bana bakıyordu. İlk defa bakışlarındaki öfkeyi, siniri silip süpüren bir şey görmüştüm. Pişmanlık.. Ama öyle sözde olanından değildi..

"İçeri geçin öyle konuşun. Böyle kapı önünde olmaz"

Zeynep teyzenin sözleri biter bitmez Demir son kez bana bakıp eve doğru ilerlemeye başladığında Aras da onu takip etmişti. Biz Özgürle olduğumuz gibi dururken Zeynep teyzenin "Hadi Özgür oğlum gelin" demesiyle Arasla Demirde dahil herkes ona bakmıştı.

Ne yani Özgür ağabeyim, Zeynep teyzeyle tanışmış mıydı? Ağabeyime baktığımda gülümsediğini gördüm. Kesin bir şeyler karıştırmıştı..

---

İçeri geçtiğimizde kimse bir süre sesini çıkarmasa da yinede hoş olmayan bakışlar ortalıkta geziyordu. Bu fırtına öncesi sessizlikti de hepimiz de bunun farkındaydık. Gereken sadece bir hareketlenmeydi. Oldu mu da tam olacaktı.

Gerginlik son raddeye gelirken, sonra bir kıvılcımla olan yine olmuştu.
Demir "Senin burada ne işin var" diye hesap sormaya başladığında Özgür ağabeyim her zamanki gibi umursamazdı. Ve şuan onun bu hali beni bile sinirden delirtiyordu.

Elanın yanında ne işi vardı! Hele ki buldukları pozisyonda. Ağabeyimin bu tavırlarının sonucunda bir tek Ela üzülen olacaktı. Bunun farkında olarak mı böyle davranıyordu.

Sakinliğini koruyarak "Her şey ortada" dediğinde iyi bir dayağı hak ettiğine bende kanaat getirmiştim. Aklından neler geçiriyordu da böyle cevaplar verebiliyordu.

Demir "Ortada olan bir şey yok" dediğinde "Bence sen gayet her şeyin farkındasın" diyerek hamlesini geri püskürtmüştü Özgür. Tam bir laf ebesi gibi..

Demir bu sözüne daha çok sinirlenirken "Evet farkındayım" dedi. Öfkesini yumruğunu sıkarak daha çok belli ederken, yine zor zapt etmeye çalıştığı öfkesiyle "Ve bu da izin vermeyeceğim" dedi kendinden emin olan sesiyle.

Eğer ağabeyim Elaya kötü bir şey yapacak olursa bende karşısında dururdum. Ama bir yandan da ağabeyime sonuna kadar güveniyordum. Belki biraz alışkanlıkları kötü ve yanlıştı ama 22 yıllık ağabeyimdi işte..

Özgür yine aynı tavırla "Senden izin almamaya gerek yok" dediği anda Demir ayağa fırlayıp yakasına yapışmıştı.

"Sen kendini ne sanıyorsun?!" dediğinde ağabeyim hiç istifini bozmadan "Ben kim olduğumu biliyorum" dedi

"Ben de ne yapmaya çalıştığını biliyorum!" Demirin sözleriyle ilk defa kaşları çatılan Özgür dikkatle Demire bakarken "Ne yapıyormuşum?" diye sormuştu.

"Niye yaptığın şey ben mı söyleyeyim?" diyerek gözlerine baktığında aradaki soğuk savaş herkesi dondurabilecek güçteydi. Nefret de bir yere kadardı. Ama buna nefret bile denilemezdi. Sanki ikiside aynı taraf ama aynı şeyi bir birine karşı korumaya çalışıyorlardı.

Demir uyarır tonda "Ela dan uzak duracaksın" dediğinde, ağabeyimde gayet kendinden emin "Senden izin alacak değilim bunun için" dedi.

Ela bana sığınır gibi biraz daha sokulduğunda Demirleri izlerken bir yandan da Elanın sakinleşmesi için sırtını sıvazlıyordum. Ama Demirin bağırmasıyla bir anda sıçramıştı.

" Alacaksın!!"
Aras sakince "Demir sakin ol." dediğinde Aynı öfkeyle ona dönüp sağ eliyle Özgürü göstererek "Ne sakini! Resmen Elayı kullanıyor. Buna izin vermeyeceğim" diye bağırdığında, Özgür ağabeyimde sinirle ayağa kalkarak "Orda dur!" diyerek uyardı.

Demir ona bakarak alaylı bir ifadeyle "Ne oldu zoruna mı gitti" dedi. Özgür ağabeyim onu izlemeye devam ederken "Ne o? Yalan mı,onu kullanıyorsun. Buna izin vermem anladın mı? Buna izin vermem! Onun bu halinden yararlanamayacaksın!" Demirin sözlerine sinirlenen ağabeyimin her adımını izlerken Demire yumruk atabileceğini hiç düşünmemiştim.
"Yeter lan. Bu hali de, bu hali! Siz insanların derdi ne! Ne varmış halinde! Bu iğrenç bahanelerin artık öne sürmekten vazgeçin! İnsanı çileden çıkarmayın." Dedi. Daha sonra bize doğru –Yani daha doğrusu Elaya- bakıp biraz durduktan sonra tekrar Demire bakarak "Burada olmak istedim, buradayım. Ve bu ne senin ne de başkasını ilgilendirmez. Bu benimle Ela arasında, başka kimsenin değil.." dedi.

Demir sessiz kalırken Aras bundan faydalanıp "Bence yeterince geç oldu. Herkes biraz dinlenip, kendini sakinleştirse iyi olacak. Bu yüzden herkes yatsa iyi olacak" dediğinde herkes onayladı.

"Özgür oğlum sende burada kal. Misafir odalarından birini hemen açıvereyim" Zeynep teyze der demez hemen ayaklanıp ağabeyimden cevap bile beklememişti. Gerçekten ağabeyim kendini sevdirmiş olmalıydı.

Özgür ayaklandığında Aras "Bence de geç oldu. Burada kal." Dediğinde ağabeyim bir şey dememiş ama gitmemişti de.

Demir bana dönerek "Çok yorgun görünüyorsun. Biraz uyusan iyi olacak, hadi" dediğinde gitmeden önce bir kez daha ağabeyime gidip sarıldım.

"Çok kötüsün!" dediğimle gülüp alnıma öpücük kondururken "Unuttun mu ben Özgürüm.." dediğinde çoğu şeyi anlatmıştı cümleleriyle.

"Hadi gerçekten geç oldu, yorgun görünüyorsun. Git uyu" dediğinde ondan ayrılıp "İyi geceler" dedim.

"İyi geceler" dediğinde Demirin yanına gidip odamıza doğru gitmiştik. Beni önceki geldiğimizde ilk çıktığım odaya yani kendinin odasına getirmişti.

Üzerimi giyinmem için Demir dışarı çıkarken bende hızlı bir şekilde üzerimi değiştirdim. Aynanın karşısına geçip saçımı tarayıp tepeden gelişi güzel saçlarımı topuz yaptığımda kapı çalınca "Gir" diye seslendim. Demirde üzerine eşofman giyinip gelmişti.

Yatağa girip yattığında bende tuvalet masasından kalkıp yatağa giderken "Nasılsın?" diye sormuştu. Yani kısaca günü özetleyip cevap vermemi istiyordu.

Yatağa girip "Daha iyi olabilirdim" dedim.

Demir bana doğru dönüp sol elini yastığının altına sokup "Bugün için beni suçlama" dedi, açıklama yapmak ister gibiydi. Bunu neden yapmak istediğini başta anlamayarak "Ne için?" diye sordum.

"Bugün için" dediğinde biraz olsun anlamaya başlamıştım. Sanırım Arasın başta ima ettiği kapıya çıkıyordu..

"Özgürün başka amaçlı düşünmüştüm ama.." dediğinde hemen sözünü bölüp "Şimdi öyle düşünmüyor musun?" diye sordum.

"Bilmiyorum.." dediğinde "Özgür ağabeyim her şeyi yapabilecek biri ama asla bu kadar ileri gitmez. Bunu yapmasına senden önce ben izin vermem" dediğimde sağ elini yanağıma sürterek "Sana göre dünyadaki belki de en kötü insanım.." dediğinde eli yanağımda bir noktada durdu.

"Ama şuan bana göre her şeye rağmen en şanslısı"

Demirin dedikleriyle her hangi bir cevap vermeye gerek görmemiştim. Sağ eliyle sol elimi tutup kendi beline dolayıp, sonra da kendi eliyle beni sarmıştı. Resmen sarılır pozisyona gelmiştik.

"Ben senin en büyük şansızlığınken, sen benim en büyük şansım oldun."

Doğruydu. Ama yine de bir şeyleri aşmak adına sadece gözümü yumup uykumun gelmesini bekledim.

YENİ BÖLÜM YARIN BUNDAN DAHA ERKEN SAATTE GELECEK. TATLI TATLI YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :)

YAZIM YANLIŞLARI İÇİN AFFOLA..

ELAYLA-ÖZGÜRÜN HİKAYESİ GECE SAHUR SONRASI GELECEK :) :*


Continue Reading

You'll Also Like

6.3M 276K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
172K 2K 10
ali: Seni sikmeyeceğim. 05..: İtaatkâr olacağıma söz veriyorum, lütfen.
564K 21.2K 31
Arkadaşımın abisine aşık olmak yapacağım en büyük saçmalıktı ama bazen işler bizim isteğimiz dışında gerçekleşebiliyordu. Serhat; Anlamıyorsun kızıl ...
571K 24.5K 57
Asena dişi kurt demek . Bağımsız , güçlü ve lider olan demek . Peki Asena kızılarslan ? O masumulara göre bir kurtarıcı her türlü askerin gibi . Düşm...