S~47~

135K 5.4K 729
                                    

ÖNEMLİ!

Sizi günlerce mi beklettim? Ya da aylarca? Alt tarafı bir kaç saat.. Beklemek çok mu zor? Ben 5 aylık hamile halimle yazıyorum oturup bu sıcak hava da ama..!

Size değer verip çok mu "canımlı cicimli" konuştum da bir kaç saat geç paylaştığım için bu tavırlarınız? Belki de tek hatam yazdığınız mesajlara tek tek cevap vermeye çalışmamdır! 

Sorduğunuz her soruya cevap vermeye çalışırken bir yandan da sizi bölümsüz mü bıraktım?

Belki de diğer bütün yazarlar gibi, sizi görmezden gelmeliydim, bazı çirkin hitaplarınızı duymamak için. En son bölümü ne zaman paylaştım. Salı sabahı mı? Yeni cumaya girdik!

Karşınızdaki insanı kırmaya bayılıyorsunuz.. Tebrik ediyorum..

Tamam bundan sonra hafta da bir bölüm ve cuma perşembeleri paylaşacağım..


-Demir Tunalı-


Hep beraber arabaya doğru gittiğimizde ayrılık zamanı adım adım yaklaşıyordu. İçimde çok büyük sıkıntılar vardı. Bu ayrılık iyi gelmeyecekti. Zaten Efe arayıp işlerin üst üste geldiğini, artık dönmemiz gerektiğini söylemişti. Daha iki hafta bile olmamıştı ki geleli.

Daha yeni bir şeyleri aşıyorken araya girecekti mesafeler. Yine soğukluk yine mesafeler! Keşke giderken o'da peşimden gelmeyi kabul etseydi.

Dün gece bunun için uzun bir konuşma yapmıştım ama bir işe yaramamıştı. Oysa bir ara gerçekten umutlanmıştım.

Arabanın yanında dururken Damlanın elinde tutuyordum. Annem Arasa sıkı sıkı sarılıyordu, sanki askere gönderiyormuş gibi. Her an görüşemesekte zaten arada görüşüyorduk. Bulduğumuz her fırsatta buraya geliyorduk. Tabi arada ennemde bizim oraya geliyordu.


Annemlerden uzaklaşıp Damlaya "Kendine dikkat et" dedim sarılarak. Sarıldığımda huysuzlanarak "Zaten sıcak hava" diye mırıldandı. Bu beni güldürürken, yine de ondan ayrılmadım.

"Eğer dönmek istersen arayıp söylemen yeterli. " dediğimde hal ve tavırlarıyla bundan sıkılmayacağı belli etmişti bende uzatmamak için üstelemedim.

"Sıkılırsın veya canın bir şey isterse hemen anneme söyle" dedim burada bir şeylerden çekinmesini istemiyordum. Kendi evi gibi rahat etmeliydi.

O rahat etmeliydi de benim için rahat eder miydi, etmezdi. Allahtan uçak diye bir şey vardı da mesafeler kısalıyordu. Damla olmadığı için araba yeriyle uçakla gidip gelecektik bu ayrılık boyunca.

"Ben her hafta sonu gelmeye çalışacağım. Olur da gelemezsen çocuklardan biri mutlaka gelir." dedim, biraz Damlayı kendimden uzaklaştırarak.

Derin nefes aldıktan sonra "Burası güzel , bir şey olursa burada zaten yardım edebilecek çok kişi var. Endişelenmene gerek yok." dedi havanın sıcaklığından bunalmış bir şekilde. Burada böyleyse şehirde daha beter halde olurdu.

"Sen yine de dikkat et ben sık sık ararım. Zaten en fazla iki hafta sonra görüşürüz yine. Banyoya girerken dikkat et, merdivenden inerken de geçen sefer neredeyse düşünecektin, çok hızlı hareket etme, hava çok sıcak dışarıya da fazla çıkma."

Annem "Tamam oğlum sıkma kızı, burada sorun yok dikkatli gidin siz" dediğinde Damladan uzaklaşıp anneme sarıldım.

"Tamam anne, Damla önce Allah'a sonra sana emanet. Bir şey olursa hemen doktor çağır olur mu?"

"Tamam oğlum, aklın kalmasın."

"Banyoya girdiğinde ona bak geçen sefer yerler ıslak olduğu için neredeyse düşüyordu"

Annem bıkkınlığını belli eder bir ses tonuyla "Aklın kalmasın dedim ya. Gözüm hep üzerinde olacak" Damlaya baktığımda sıkılmış gibiydi.

Tekrar anneme bakıp "Demekle olmuyor ki" dedim.

Arabaya binmeden hemen önce Damlayı son kez öpüp "2 ay burada güzel vakit geçir sonra tekrar geri döneceğiz. Kendine dikkat et seni arayacağım." diyerek arabaya bindim.

Araba uzaklaşırken annem ve Damla da içeri geçiyordu. İçimde büyük bir sıkıntı patlak verirken, nedeni olabilecek ihtimaller içimi sıkıyordu.

Bu kısa ayrılık umarım gerçekten kısa olarak kalırdı.

Yolu bu düşüncelerle nasıl bitirebileceğimi düşünürken, en kısa sürede yani ilk molada aramak en iyisi olacaktı. Mesafeler olsa da telefonla kapatabilirdik.

"Yol boyunca böyle susup, duracaksan vay benim halime. Yol bitmez."

Arasa döndüm yoldan gözlerini ayırmadan konuşmuştu. "Bitecek gibi de değil zaten."

"Nereye daldın böyle?"

"Hiç sorma.."


SahibimWhere stories live. Discover now