Oyun Bozan//YARI TEXTING//

By luvvwen

507K 19.2K 3.9K

Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga g... More

1.Bölüm
2. Bölüm
Karakterler
karakterler2
3. bölüm
4. bölüm
5.bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8.bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11.bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15.Bölüm
16. bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. bölüm
20. Bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. Bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. Bölüm
28. bölüm
29. bölüm
30. bölüm
yeni bölüm ile ilgili
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
38. Bölüm
39. bölüm
40. bölüm
41. bölüm
42. bölüm
43. bölüm
bölüm
44.bölüm
45. bölüm
46.bölüm
47. bölüm
48. bölüm
49. bölüm
50. bölüm
51. bölüm
52. bölüm
53. bölüm
kitap
54. bölüm
55.Bölüm
instagram bölümü
56. bölüm
57. bölüm
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61.bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
65. bölüm
67. bölüm//final//
Özel Bölüm. 1
instagram bölümü
yeni kitappp
acilll

Özel bölüm 2

2.5K 109 25
By luvvwen

Baran hayatımda gördüğüm en iyi baba olmuştu
Birde dünyanın en iyi kocası.
Baran hala önceki senelerde yaptığı şeyler için pişmanlık duyuyordu ama ben artık her şeyi unutmuştum. Geçmiş geçmişte kalmıştı. Eğer Baran değişmeseydi şuan kesinlikle böyle bir ilişkimiz olamazdı.

Atlas Ege 3 yaşına girmişti ve 5 tane şehir gezmiştik birlikte. Ege tam olarak anne kuzusuydu Baranıda çok seviyordu ama çocuk bana ayrı sevgi duyuyordu.

Barış ile Ela'nın 1 çocuğu oldu. Şuan 1 yaşında ve ismi Barlas.

Bu gün Baranın doğum günü ve 2 yıldır söz ettiği hediyeyi vericektim ona:)

"Baba neyde ayne" diyen Ege ile düşüncelerimden uzaklaştım.

"Baba şirkette annecim." Dedim Egeye doğru eğilip kucağıma alırken. Baran son 2 hafyadır fazlası ile yoğundu eve geç saatlerde geliyordu ve direkt uyuyordu. Bir çok kez şirketi satmasını benimde bir işe girip evi yine geçindirebiliceğimizi söylesemde kabul etmiyordu.

"Gidelim mi bizde siykete"

"Babaya soriyim bir. Eğer baba müsaitse seni bırakırız. Benim biraz işim var."

"Damam.c dediğinde gülümsedim ve Egeyi aşağı indirip telefonuma uzandım.

Baranı arayıp kulağıma götürdüm
2. Çalışta heemn açmıştı

"Efendim karıcım"

"Napıyorsun?"

"İyi dosyaları kontrol ediyorum siz naoıyorsunuz?"

"İyiyiz bizde. Elalar geldi onlarla oturuyoruz. Ya şey dicektim aslında ben sana"

"Söyle güzelim"

"Ege şirkete gelmek istiyor da müsaitsen getiriyim"

"Sen gelmicek misin?"

"Yok Elalar burda ya azcık işimiz var sonra belki"

"Tamam. Getir müsaitim" dediğinde sanki görücekmiş gibi başım ile onayladım.
Ne kadar yorgun olursa olsun yinede Egeye zaman ayırmaya çalışıyordu. Onun küçüklüğününde kendisi gibi olmasını istemiyordu. Egeye zaman ayırmasından asla şikayetçi değildim.

"Tamam öyleyse. Egeyi hazırliyim geliyoruz."

"Tamam karıcım. Ben şimdi kapıyorum yeni dosyalar geldi birşey olursa haber verirsin."

"Tamam... kolay gelsin sana" dediğimde birşey demeden aramayı kapattı.

"Baba kabulnetti annecim."

"Yeyyy" dedi sevinerek. Ben ise bu haline burukça gülümsedim.

Egenin elini tutup odasına doğru gittik.

Egeye bu kombini giydirdim. Küçük bir sırt çantasına da yedek eşyaları koydum.

Burda beklemesini söyleyip bende giyinme odasına gittim.

Bu kombini yaptım ve başka birşey yaomadan odadan çıkıp Ege'nin odasına geri gittim.

"Hadi gidelim annecim."

"Oluy." Dedi. Az önce oturttuğum yerden inip çantasını da koluna aldı ve yanıma geldi.

Ellerini yukarı kaldırdığında kucak istediğini anlamıştım.

Egeyi kucağıma aldığımda zorlanıyormuş gibi yaptık daha doğrusu gerçek hislerimi dışa yansıttım çünkü gerçekten zorlanmaya başlamıştım.

"Benim oğluşum büyümüş, ağırlaşmış artık." Dedim gülerek.

"Anne daha fazla büyüyünce seninle evlenebiliymiyim?"

"Bilmem. Babana sorarız." Dediğimde Egede güldü ve birlikte evden çıktık.

Arabanın yanına geldiğimizde Egeyi çocuk koltuğuna oturtup kemerini sıkıca bağladım. Arabanın arka kapısını kapadım ve ön kapıyı açıp binicekken durdum.

"Yenge ben süriyim sen zahmet etme." Dedi Aytuğ

"Ben sürerim. Sen git süsleri hazırlamaya başla. Egeyi bırakıp gelicem."

"Sen bilirsin yenge." Dediğinde arabaya binip arabayı çalıştırdım.

"Anne şaykı açç" dedi Ege. Gülümseyip sarkı açtığımda şarkıya eşlik ediyordu.

10 dakika sonra Baranın şirketinin önüne gelmiştik. Arabayı park ettim ve kapıyı açıp arabadan çıktım. Egeyi de arabadan indirdim küçük çantasını da sırtıma atıp elini tuttum.

"Babaya yaramazlık yapmak yok. Uslu uslu otur. Sıkılınca çağır beni tamam mı?"

"Damam. Dediğinde gülümsedim ve içeriye dogru yürüdük.

"Hoş geldiniz Alara hanım. Baran bey kendi odasında. Diyen görevliye gülümsedim ve asansöre bindim.

Baranın katına geldiğimizde durduk. Asansörden inip Baranın odasına doğru ilerleyip kapıyı çalmadan içeri girdim.

"Kapımı neden çalmadan giri- karıcım." Dedi beni fark etmesi ile kocaman gülümsiyerek.

Hızla ayağa kalktı ve yanımıza yaklaştı.

"Hoş geldiniz." Dedi Egeyi kucağına alarak. Ege gülümsedi. Baran bana yaklaşıp dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı.

"Hoş bulduk." Dedim kocaman bir gülümseme ile.

"Oturmicak mısın karıcım?"

"Yok ya gidiyim Elalar evde şimdi ayıp olmasın."

"Olmaz ayıp falan ya azcık otur işte."

"Kocacım olmaz diyorum." Dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi.

"Şimdi gidiyorum eve erken gel."

"Niye?"

"Bir özlem giderelim." Dedim göz kırparak.
Yaptığım imayı anlamış olacak ki muzip bir şekilde güldü ve
"Merak etme işimi erkenden bitirmek ixin 2× te çalışıcam." dedi. Küçük bir kahkaha atıp dudaklarına öpücük bıraktım.

"Şaka maka bizim için birşey hazırladım ona bakman lazım. O yüzden erken gel eve." Dediğimde başı ile.onayladı.

"Gelicem merak etme sen."

***

Birkaç saat geçmişti. Bütün süslemeler hazırdı. Masayı romantik bir şekilde süsledim, yatığım hediyeyi güzel bir şekilde paketledim, evi iyice süsledim.

Çok kişi çağırmamıştım. Sadece Ela, Aytuğ, Barış vardı Can ve babam Amerikaya gitmişti. Artık birlikte bir şirket yönettikleri için hep birlikteydiler.

Herşey hazır olduğu için Baranı aradım.

Bir sürü kez aradım ama açmamıştı.

"Açmıyor."

"Gelir merak etme." Dedi Ela.

"Evet gelir. Süpriz yapıcağını söyledin mi?" Diye soran Barışa döndüm.

"Yani bizim için birşey yaptığımı söyledim ama ne yaptığımı söylemedim."

"Süprizi anlamıştır o yüzden gelir merak etme sen." Diyen Aytuğ ile biraz da olsa kendimi avutuyordum.

Nerdeyse Baranı aramamın üzerinden 1 saat geçmişti ve çıt dahi yoktu. 1 saat içerisinde birkaç kez yazmıştım ve aramıştım ama yine kimse açmamıştı.

"Baranı tekrardan arasana."

"Tamam." Dedim ve tekrardan aradım.

Birkaç dakika sonra
"Açmıyor." Dedim. Moralim iyice bozulmuştu. Yüzüm fazlası ile düşmüştü.

Barış
"İşler uzamıştır. 30 dakika daha bekliyelim gelir." Dedi

"Ya gelmezse." Dedim üzgün sesim ile.

"Gelir güzelim merak etme sen." Diyen Ela ile birazda olsa gülümsedim.

Aytuğ ise sessiz duruyordu. Aytuğda biliyordu gelmiyeceğini ama dile.getirip daha da moralimizin bozulmasını ortamın bozulmasını istemiyordu.

1 saat daha gdçmişti ve yine hiç birşey yoktu.

"Siz isterseniz gidin. Hiç beklemenize gerek yok. Gelmez zaten." Dedim üzgün sesim ile.

Ela
"Üzme kendini Alara. Sizin için çalışıyor sonuçta." Dediğinde burukça gülümsedim.

Barış
"İyi öyleyse biz gidelim. Başka zaman kutlarız." Dediğinde başım ile onayladım.

"İyi geceler yenge." Diyen Aytuğa da başım ile ceval verip herkes evden gidince yukarı çıkıp Egeyi kontrol etmek için odasına girdim.

Uyuyordu. Üzerini örtüp alnına öpücük bıraktım ve odadan çıktım.

3 4 saat önce sıkıldığı için gidip almıştı. Barana o zamanda geç kalmamasını tembihlemiştim. Baranda onaylamıştı.

Saat 12 ye geliyorfu ve Baran ne mesaj yazmış ne aramıştı.

Koltukta uzanmış öylece duvarı izliyordum. Kendimi istemeden de olsa çok yanlış hissediyordum.

Uzandığım koltiğun üzerindeki küçük masada bir pasta pastanın yanında da bir kutu vardı. O kutuda da tahminimce Baranın en çok istediği şey vardı.

Bir süre sonra artık gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Ne kadar kendimi tutmaya çalışsamda dayanamamıştım ve kendimi uykunun kollarına bırakmıştım...

BARAN KILIÇ KAPLANDAN

Alaraya erken geliceğime dair söz vermiştim ama dosyaalr eklendikçe ekleniyordu. Şuan en çok yanında olmak istediğim kişi karım ve oğlumdu. Son 2 haftadır Alara ile ilgilenemiyordum ve o bana ne kadar yansıtmamaya çalışsada üzüldüğünü hissediyordum. Ama elimde değildi eğer şimdi bunu yapmıyor olsaydım nerdeyse 1 haftaya şirket batardı ve bütün şirketlerimi ayakta tutan şirket batarsa resmen iflas ederdim.
Herşey oğlumuz ve bizim geleceğimiz içindi. Çok yorgundum hemde fazlası ile yorgundum.

Saat akşam 1 e geliyordu ve ben yeni şirketten çıkıyordum. Alara erken gelmemi söylemişti. Ama gelememiştim. Aklıma gelen şey ile jemen telefonumu elime alıp whatsappa girdim.

Hridayeş🫠

Hridayeş🫠:

Kocisss nerdesinnn?
Hadi gelll
Bekliyorum seniii
Arıyorum açmıyorsunn
Geliyor musunn
Baraannn
Kocaciiimmm
Bak artik aramalarimaaa
Yavruuum
Gülümmmm
İyice kekoya döndüm ayol
Kocammm
Birtanecik kocaaam
Nerdesijnnnn
(21.58)

Geliyor musuun
Baraann
Kocacıım
Dünyanın en iyi babası
Mesajlarıma veya aramalarıma
Dönsen mi artıkkk
Baksana mesajlaraaaaaaa
Baraaaaaannnn
Bak artık mesajlaraaa
Hridayeş🫠:

(22.43)

Baran
Sana sürpizim var demiştim
Nerdesin?
Arıyorum açmıyorsun.
Yazıyorum cevap vermiyorsun
Süprizim var demiştim
Elli kere tembihlemiştim
Nerdesin?
Baran
Bak artık mesajlara
Sana diyorum
Kaç saat oldu
Nerdesin?
(23.37)

Baran
Gelicek misin?
Süprizim var demiştim
Erken gelmen için bir sürü
kez arayıp söyledim yazdım
yüz yüzeyken de söyledim
Gelsen mi artık.
(12.00)

Keşke gelemiyeceğini
haber verseydin.
Sabahtan beri hazırlık yapıyordum.
Haber verseydin en azından bu kadar heveslenmezdim.
(12.30)

Mesajı görür görmez hızla arabaya bindim ve son sürat eve doğru sürdüm.

O kadar iğrenç biriydim ki karımın benim için saatlerce uğraştığı süprizi mahfetmiştim. Evin oraya geldiğimde arabayı park etmeden rastgele bir yere koydum ve hızla eve doğru ilerledim.

Aytuğ beni görünce yanıma geldi.

"Naber abi?"

"Bok gibi Aytuğ. Yengen içerde mi?"

"İçerde abi."

"Of of deliricem.c

"Abi kendini kötü hisset diye demiyorum ama yenge baya hevesle hazırladı bu partiyi. Yakınların olduğu partiydi evi sabahtan beri süslüyor. Bir hediye yapmış diye biliyorum. 7/24 ondan bahsetti." Dediğinde kendimi öldürmemek için kendimi zor tuttum.

Aytuğa cevap vermiyerek kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açıp içeri girdim. Yerde güller vardı. Duvarlarda uçan balonlar ve bir sürü süsler vardı. Gülleri takipe ettiğimde masaya gidiyordu. Masa özenle hazırlanmış kırmızı bir örtü serilmişti üstünde gül ve mumlar vardı.

Hızla salona doğru ilerlediğimde koltukta uyuyan Alarayı gördüm. Kalbim o an parçalanmıştı. Çok heveslendiği belliydi.
O kadar yoğun çalışıyordum ki bu gün doğum günüm olduğunu bile unutmuştum.

Yavaş yavaş Alaraya doğru yaklaştım. Yüzünde birkaç tane kurumuş göz yaşları vardı.

Şuan içimdeki hissi kimseye anlatamam. O kadar iğrenç bir his ki.
Alaranın fazlası ile hevesi kırılmıştı. Koltukta uzanıyordu. Büyük ihtimal benim gelmemi beklerken uyuya kalmıştı.

Baş ucuna oturdum ve elimi saçlarına götürdüm.

Fısıldayarak
"Özür dilerim. Çok özür dilerim. İşler çok yoğundu ve ben bu işleri bu hafta bitirmezsem şirketim kesinlikle batardı. Size zaman ayıramadım çok özür dilerim." Dedim gözümden yaş akarken.

Alaraya böyle hissettirmekten nefret ediyordum. Alaranın hevesini kırmaktan çok çok nefret ediyordum. Özellikle de kendimden nefret ediyordum.

"Baran." Dedi Alara uykulu sesi ile.


"Güzelim." Dediğimde hemen yatakta doğruldu.

"Gelmişsin."

"Özür dilerim." Dedim göz yaşlarımı silerken. Sildiğim an gözümddn bir damla daha yaş akmıştı.

"Niye geç kaldın? O kadar hazırlık yapmıştım. Ben... ben sana çok büyük bir süpriz yapmak istemiştim."

"Çok özür dilerim. Güzelim işler iyice yoğunlaşmıştı gelemedim. Hızlı hızlı bitirmeye çalıştım. Yemek bile yemedim daha hızlı gelmek için. Çok özür dilerim lütfen affet beni."

"İyi ki doğdun." Dedi ve bana sarıldı.

Bende elimi beline sardım ve kafamı boynuna gömdüm. Boynuna küçük öpücükler bırakırken gözümden damla damla yaşlar akıyordu. Yaşların sebebi yorgunluğum değildi. Alaraya kendini önemsiz hissettirdiğim içindi hepsi.

Bir süre sonra geri çekildi Alara.

"Artık sadece evde durucam biliyor musun?"

"İsten mi çıktın? Yada dur şirket senin. Şirketi mi sattın?"

"Hayır. Sadece işlerin hepsini bitirdim."
Dediğimde kocaman gülümsedi

"Artık hep bizimle misin?"

"Evet artık hep sizinleyim."

ALARA KAPLANDAN

Uyandığımda Baran yanımdaydı. Kendini kötü hissettiği her halinden belliydi. Gözlerinden pişmanlığı okunuyordu. Yüzündeki yaşlar ağladığının kanıtıydı.

Daha fazla hem kendimi hem de Baranı üzmenin saçma olduğunu düşünüp uzatmadan barışmaya karar verdim. Sonuçta doğum günüydü. Doğum gününü kim böyle geçirmek isterdi ki?

"Baran sana bir hediyem var..."

"Ne hediyesiymiş güzelim?"

"Hani senin 2 yıldır hep söylediğin birşey vardı."

"Neydi?" Dediğinde kocaman gülümsedim. Ellerini tuttum ve ciddi bir şekilde konuşmaya başladım.

"Baran sen çok iyi bir baba oldun çok iyi bir koca oldun sen herşeyde çok iyi oldun. Seni çok seviyorum. İyi ki varsın iyi ki hayatımdasın... sana vericdğim hediye ile çok mutlu olucağını biliyorum. Sana bu hediyeyi vermek için çok sabrettim. Bazen kendimi tutamayıp söylemeyi düşündüm ama tuttum kendimi. Bu gün öğrenmen için tuttum kendimi. Baran seni çok seviyorum." Dedim ve masadaki kutuyu aldım elime.

"Bu sana bu yıl ki hediyem." Dedim ve kutuyu uzattım. Baran ise sessizce kutuyu aldı. Yavaş yavas kutuyu açtığında gözleri kocaman oldu.

"Umarım tekrardan baba olmaya hazırsındır..."

***

LAN AGLICAM HA SIMDIIII
Asiri duygusallaşmam halis midir?
Özel bölümlerde bile üzücü birşeyler yazmam...

Baranın Alarayı kaydetme şeklinin anlamı

Alaranın hediyesi:(temsili)

Diğer bölümlerde görüşürüzzzzz

Continue Reading

You'll Also Like

576K 6.2K 20
"Strip nowww". "W..what" "You heard me..I said strip..or so help me God I will rip that dress apart". "B..but " Her name is Regina and she is new to...
1.1M 29.1K 95
This is the story based on Fifty Shades of Grey. As the title suggests it'll be the gay version of the book, the storyline might change at some point...
326K 1.2K 8
"Oh come on I haven't even done a lot and your already moaning, I'm not complaining tho." He says and he smirks going back at what he was doing. This...