Kar Tanem

By Tardela

141K 9.2K 7.4K

"Muhammet abi..." Arkamı döndüğümde kız kardeşlerimin can dostu Rumeysa'yı gördüm. Gözlerini kaçırıp tekrar b... More

❄️ Tanıtım ❄️
1 ❄️ Rumeysa
2 ❄️ Uzak
3 ❄️ Genç bir adam
4 ❄️ Kafası karışık
5 ❄️ Niyet
6 ❄️ Aile
7 ❄️ Beklemek
8 ❄️ Gözyaşı
9 ❄️ Mutlu
10 ❄️ Söz
11 ❄️ Rumeysa'm
12 ❄️ Sevgi
13 ❄️ Utanmak
14 ❄️ Yalnız
15 ❄️ Hoş geldin
16❄️Korkuyorum
17 ❄️ Hasta
18 ❄️ Nişanlı
19 ❄️ Evli
20 ❄️ Sevgili karım
21 ❄️ Delisin
22 ❄️ Tatlı Kahvaltı
23 ❄️ Üzülmek
24 ❄️ Sadece sen
25 ❄️ Çaresiz
26 ❄️ Yok
27 ❄️ Zaman
28 ❄️ Çok güzelsin
29 ❄️ Birlikte
30 ❄️ Benzemek
31 ❄️ Seni seviyorum
32 ❄️ İstiyorum
33 ❄️ Çilek gibi
34 ❄️ Ruhsuz bir beden
35 ❄️ Güzelim
36 ❄️ Kıskanmak
37 ❄️ Doğum günü
38 ❄️ Merhamet
39 ❄️ Çekirdek
40 ❄️ Çağlar
41 ❄️ Seviyorum
42 ❄️ Arkadaş
43 ❄️ Çöpçatan
44 ❄️ Kavga
45 ❄️ Deli sevgilim
46 ❄️ Şükür
47 ❄️ Hurma
48 ❄️ Kocaman aile
49 ❄️ Heyecan
50 ❄️ Hayal
51 ❄️ Anne
52 ❄️ Babaanne
53 ❄️ Ayşegül bebek
54 ❄️ Torun
55 ❄️ Dünür
56 ❄️ Yaşama sevinci
57 ❄️ Alışmak
58 ❄️ Tutku
59 ❄️ Çekirdek aile
60 ❄️ Ramazan Ayı
61 ❄️ En mutlu gün
62 ❄️ Baba
63 ❄️ Mavi
64 ❄️ Doktor Bey
65 ❄️ Bırakma beni
66 ❄️ Şifa
67 ❄️ Destek
68 ❄️ Yakışmak
69 ❄️ Mücahit
70 ❄️ Deliyim
71 ❄️ Güzel günler
72 ❄️ Kıskanırım
73 ❄️ Lale
74 ❄️ Kavuşmak
75 ❄️ Güzel adam
76 ❄️ İstanbul
77 ❄️ Hediye
❄️ Son ❄️

78 ❄️ Teslim

500 53 31
By Tardela

İyi okumalar ❣️


Anılar :')



Rumeysa Can YURTOĞLU 

Ter içinde uyandım. Korkuyorum. Çağlar... Gitme. Bırakma beni.

Yerimde kıpırdandığımda başımın göğsünün üzerinde kaldığını fark ettim. Kolu belime sarılıydı. Başımı kaldırıp yüzüne çevirdim gözlerimi. Gözleri kapalı. Yaklaştım kocama. Hissettiğim kalp atışları bana mı ait, yoksa gerçekten yaşıyor mu diye telaşlıyım. Nefesini hissetmek istedim. Dudaklarına yaklaştığımda sıcaklık hissettim. Ter içinde kalmış vücudumun sıcaklığı olamaz değil mi? Ona yakınlığım beni heyecanlandırdı mı yoksa? Korkuyorum. Allahım çok korkuyorum ben.

Elimi yanağına getirip telaşla atıldım. "Çağlar! Uyan Çağlar! Bırakma beni!" dediğimde gözlerini açtı hızla. Göz göze geldik. Ağlamaya başladım. Yerinde doğrulup yatağa yatırdı beni. Aramızdaki yakınlığı korudu. Tedirgindi bakışları. Gözlerim göğsündeki ameliyat yarasına kaydı. Yarası kapansa da izi belliydi. Parmaklarım teninde gezinirken sol elimi yanağına sarıp sayısızca öpmeye başladım yüzünü. Onu kaybetme korkusu sardı etrafımı. Beni kolları arasına aldığında yavaşça ayrıldı benden. Yüz yüzü bakıyoruz. Canım acıyor, korkuyorum.

"Yanındayım, güzelim. Zor nefes alıyorsun."

"Ben kötü rüya gördüm sadece." dedim yaşlı gözlerimle. Kendimi kaybettim sanki. Kendime gelmeliyim. Ne yapıyorum ben? Sadece bir rüya. Evet sadece bir rüya değil mi?

Yaklaşıp öptü şefkatle. Dudaklarında beliren gülümseme ile sesini duydum. Sıcak nefesleri yüzüme çarpıyordu.

"Taşıma işleri çok yordu seni. Yorgunluktandır. Yanındayım ben güzelim. Yarın ailemiz de yardıma gelecek. Hep birlikte yeni evimizi yerleştireceğiz inşallah." deyip tekrar öptü beni. Yaşadığını inandırmak istiyor gibi derin ve tutkuluydu öpücükleri. Eli geceliğimin ipine uzandı sonra. Kolumu boynuna sarıp kokusunu uzunca soludum. Gözlerimi kapattım. Boynuna ıslak bir öpücük bıraktığımda hafif gülüşünü duydum. 

"Ter içinde kalmışsın. Geceliğin ıpıslak. Çocuklar uyuyorken banyoya geçelim-"

"Biraz daha kalalım burada." deyip başımı kaldırdım. Göz göze geldik. Yaşadığını hissetmek istiyorum. Sanki başka yere geçsek uyanacağım güzel rüyadan. Rüya gibi. Hayır, rüyada değilim ben. Gerçek...

"Başkası görmesin seni." dedi bir anda. Anlamadım. Bedenimi saran kollarındaki damarlar kasıldı. Elimi yanağına sardım. Kaşları hafif çatıktı. İç çekti. "Sende gördüğüm hiçbir güzelliği kimse bilmesin."

Aklıma gelenle dudağımı ısırdım. Unutmamış. Ayşegül, babasına da sormuş olmalı. Belki de defalarca. Nerden bilebilir ki ne anlama geldiğini? O kadının sözleri çok çirkindi. Huzursuzlandım.

"Öyle bir şey olmayacak, Çağlar. Unut o sözleri. Ben-"

"Sen benim karımsın." dedi derin bakışlarıyla. Elim dağınık saçlarına uzanırken yaklaşıp hızla öptü beni. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Kalp atışlarını hissediyorum. Sadece onu hissettim. Onunla yaşadığım her güzel anda huzurlu hissettim kendimi. Tutkulu aşkına bağlandım.

___

Mucize YURTOĞLU KORKMAZ 

"Ağır kaldırma, Mucizeciğim." 

Elimdeki koliyi tuttuğunda bırakmadım. Mavi gözlerini kıstı. Omuz silktim nazlanarak.

"Ağır değil, Mücahitçiğim. Bırak, mavi gözlüm. Dikkat ediyorum kendime." deyip kaşlarımı çattığımda yaklaştı bana. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Abim geliyor. Atıldım.

"Abim geliyor." dedim alel acele. Alnıma küçük bir öpücük bırakıp ayrıldı benden. Eniştem hazırola geçiyordu. Özgüvenli Doktor Mücahit.

"Ne yaptınız?" deyip abim kolunu belime sardı. Şalımın üstünden öptüğünde gülümsedim. Gözlerim kocama gittiğinde bana baktığını fark ettim. Göz kırpıp abime döndü. Heyecanlandım. "Yeğenimin keyfi yerinde mi? Ağır taşıma."

Elimdeki koliyi aldı abim. Boşluğuma geldi. Bir kilo bile değil, abartmayınız. Abimle yengemin evliliğine gıpta ederdim. Kocam, abime benziyor.

"Keyfi yerinde de siz de abarttınız. Yardım etmeye geldik buraya. Ne yapıyım, oturayım mı?" diye sitem ederken Mücahit beni kolunun altına alıp sarıldı. Gülüyorlar.

"Aynen öyle, Avukat Hanım." dedi kocam sırıtarak. Abim devam etti. "Yengenin yanına git, ağır kaldırmasın. Çay için, yapın bir şeyler. Hadi güzel kardeşim."

Yüzümü asıp Mücahit'in kolundan çıktım. Salondan çıkarken abimin kısık sesini duyduğumda adımlarım yavaşladı.

"Yarın öğle arası yine aynı saatte buluşuyoruz."

Yarın mı? Yarın Mücahit hastanede olur. Yoğun olduğu için gün içinde pek de aramıyorum onu.

Arkamı döndüğümde abim başını çevirdi. Beni fark etti. Hiçbir şey olmamış gibi gözlerini kapatıp açtı güvenle. Gözlerimi Mücahit'e çevirdim. Koliyi kenara sürükleyip bana döndü. 

"Mucize'm mutfakta meyve gördüm. Meyvelerden ye." dedi gülümseyerek. Bir şey anlamadım ben. Başımı salladım sadece. Arkama dönüp kapıya doğru ilerlediğimde bu sefer Mücahit konuştu kısık sesle. Bunların akıllarında ne var?

"Bacanak da geliyor değil mi?"

Mutfağa geçtiğimde bütün kızlar toplanmış buraya. Beni ilk fark eden Ayşegül hala oldu. Sandalye çekti hemen bana. Gülümsedim. Yanına oturuverdim.

"Mutfak yerleşti mi Ayşegül hala?" dedim gözlerim mutfakta gezinirken. Rumeysa tezgahı siliyordu. Bugün durgun geldi gözüme. Çokça güldüğümüz şeylere gülümsedi sadece. Ev taşıma, yerleşme telaşıdır diye üzerinde durmadım. Stres yapmış olabilir belki. Bilmiyorum.

"Çoğu bitti, azı kaldı. Yorulmadın değil mi sen? Çok ayakta geziyorsun, çiçek kızım."

"Yorulmadım, Ayşegül hala. İş yapıyım diyorum, abimle Mücahit engel oluyor bana." dediğimde annem güldü. Ayşegül hala da katıldı anneme. Ayşe Teyze atıldı.

"Otur kızım sende. İlk aylar ağır kaldırmaman lazım. Allah razı olsun, yardım ediyorsun. Değil mi Rumeysa?"

Gözlerimi Rumeysa'ya çevirdiğimde tezgahı sıkı sürterek siliyordu. Duymadı bile. Derdi var yengemin. Bilirim ben.

"Kızım?"

Ayşe Teyze, kızının koluna dokunduğunda irkildi yengem. Etrafına bakındı.

"Bir şey mi oldu? Çağlar?"

Çağlar mı?

Abimle mi tartıştı acaba? İyiler aslında. Abim bir şey mi yaptı yoksa? Yakarım.

"Yok, kızım. Salonda oğlum-"

"Çocuklar nerede?" deyip elindeki bezi bıraktı. Menese atıldı o sırada. Ben yengemi ilk defa bu kadar dalgın görüyorum.

"Yağız ile dışardalar. Oyun oynatıyordu. Ayşe Teyze sana seslendi öyle. Her şey yolunda." deyip gülümsedi. Rahat nefes verişini duydum. Gözlerim Ayşe Teyzeye gittiğinde düşünceli duruyordu. Anneme döndüm. Çatık kaşlarını fark ettim. Sonra toparladı kendini. Yüzüne güzel gülümsemesini yerleştirdi.

"Güzel kızım çok yoruldun sen. Biz hallederiz. Az bir şey kaldı zaten. Otur hadi, dinlen." deyip sandalyeyi çekti. Rumeysa başını salladı sadece. İtiraz etmedi. Sandalyeye oturduğunda annem gelininin omzunu okşayıp başından öptü. Gülümsedi, Rumeysa. 

"Menese kızım yemek hazırlığına başlayalım. Sen dolaptan çıkar malzemeleri. Ben geliyorum birazdan."

"Tamam, anne." diyerek işine koyuldu ikizim. Benim gibi tedirgindi. O sırada göz göze geldik. Göz kırpıp gülümsedi bana. Hamile olduğumu öğrendiği günden beri eniştemle birlikte üzerime ayrı titriyorlar. Gülümsedim. Sonra annem mutfaktan çıktı. Abimi çetin bir sorgu bekliyor.

Muhammet Çağlar YURTOĞLU 

"Açık renk boya iyi oldu, baba. Ferah oldu. Karımın istediği gibi. Salon ön bahçeye bakıyor."

Babam kolunu omzuma atıp pencerenin ardındaki bahçeyi gösterdi parmağıyla. "Dünürle bahçeyi temizleriz. Kızımın sevdiği meyveler yetiştirirsiniz. Çilek sever, güzel kızım." dediğinde gülümsedim. 

"Çilek severiz." dedim gülerek. "Bir de çiçekler istiyor, Rumeysa. Lokman babamla konuşacağım çiçeği. Ağaçlar da dikeriz. Sence hangi ağaçlar olur baba?"

"Muhammet Çağlar..."

Duyduğum sesle başımı çevirdim. Annem kapının önünde bekliyordu. Babam omzumu sıkıp kolunu çekti üzerimden.

"Gelsene anne, durma orada. Biz de babamla-"

"Biraz konuşabilir miyiz oğlum? Sonra babanla devam edersin." dedi ciddiyetle. Başımı babama çevirdiğimde gözleri annemdeydi. Anlamaz hâlde kaşlarım çatılırken annemin yanına yaklaştım. 

"Konuşalım, anne. Bir şey mi oldu? Rumeysa nasıl?" dedim aklıma gelenleri sıralayarak. Cevap vermedi annem bana. Salona Mücahit girdi sonra. Elinde tamir çantası vardı.

"Baba tamir çantası bunu buldum. Yeterli mi?"

"Tamam, oğlum. Dolaplara bakalım." dedi babam memnun hâlde. Annemin işareti ile arkasından gittim. Mücahit ne oldu dermiş gibi kaş göz işareti yaptı bana ciddiyetle. Omzunu sıkıp salondan çıktım. 

Oturma odasının kapısını açıp içeriye geçti. Arkasından gittim. "Kapıyı kapat." dedi ciddiyetle. Dediğini yaptım. Canım gitgide sıkılmaya başladı. 

"Kızımın neyi var Muhammet Çağlar? Kafası dolu belli. Durmadan iş yapıyor. Çok dalgın. Yüzü gülerdi sürekli. Dün çok mutlu, keyfi yerindeydi. Şimdi enerjisi çekilmiş gibi. Bir şeylere üzülmüş belli. Anlat, neler oluyor?!"

"Dün gece rüya görmüştü." dedim düşünceli hâlde. "Sağ ol, anne. Karımın yanına gidiyorum ben."

Yerimde hareketlendiğimde kolumdan tutup durdurdu beni. "Ne rüyası?" dedi telaşla. Annemin alnından öpüp sakinleşmesi için gülümsedim. 

"Rüya işte anne."

Pek tatmin olmasa da gülümsedi annem. 

"Öyle olsun bakalım."

Rumeysa Can YURTOĞLU 

"Çorbanın tuzu yerinde. Börekleri de fırına atarız." 

Yağlı kağıdı tepsiye serdiğimde börekleri yerleştirmeye başladı Menese. Dün akşam hazırlamıştım. Hem peynirli hem patatesli yaptım. Çağlar patatesli böreği çok seviyor. Umarım yeni evimizde de bol bol çeşitli yemekler yapmak nasip olur. Ailemizi ağırlarız inşallah. Eve tamamen yerleştiğimizi görmek istiyorum.

"Yaprak sarmasını kim yaptı?" diye atıldı Menese. Gülümsedim.

"Ben yaptım, Menese'm. Tabağa koyun, atıştıralım." dedi annem keyifle. Görümcem, yaprak sarmasına bayılır. Menese, annemin gelini sayılır. Dayım, oğlu gibi. Anne gibi büyütmüş dayımı. Menese önceki gibi Ayşe Teyze diyor anneme. Biz kocaman aile olduk.

"Kolay gelsin hanımlar!"

Duyduğum sesle başımı çevirdim heyecanla. Çağlar geldi mutfağa. Gözlerini bana çevirdiğinde derin bakışlarına tutundum.

"Karıcığım gelir misin yanıma?" dedi gülümseyerek. Gülümsedim. Koşar adım yanına gittiğimde annemin gülüşünü duydum.

"Yardıma geldin sandım, oğlum." dedi annem imayla. Çağlar elini belime yerleştirdiğinde başımı kaldırdım. Bakışlar bize döndü. Utandım içten içe.

"Yine yardım ederim, anne... Geçen babaannem aramıştı. Seni sordu. Çok özlemiş seni. Aklıma gelmişken söyleyim dedim." dediğinde Mucize güldü. Elini karnına sardı. Hamile olduktan sonra ayrı tatlı bir şey oldu. Heyecanı yüzümü gülümsetiyor. 

Annem başını salladı pek memnun olmasa da. Gülmemek için zor durdum. Annem, babannem gibi konuştu az önce.

"Sağ olsun." dedi annem ciddiyetle. "Çok düşüyor kızıma. Hayırdır Ankara'ya yolculuk mu var yine? Gelecekler mi?"

"Yok, anne. Bir şey demediler. Biz geleli çok olmadı zaten. Geleceği zaman haber veririm. Seni görmeden yapamaz-"

"Kızımsız yapamıyor ama neyse." deyip derin nefes aldı annem. İçten içe kıskanıyor annem beni. "Siz gidin, oğlum. Yemeğe az kaldı. Bahçeyi gezin biraz."

Mutfaktan ayrıldık. Evden çıktığımızda ön bahçede babam, dayım ve çocuklar vardı. Lale, babasının kucağında gülüyor. İkiz oğullarım oturmuş toprağa. Ayşegül de kardeşlerinin yanında. Bahçe, toprak, yeşillik iyi geldi onlara. Dayım bir taraftan babamla konuşurken diğer taraftan da kızı ve yeğenleriyle ilgileniyor. Çekirdek ve Maviş de bahçede koşturuyorlar.

"Çağlar çocuklarımız çok mutlu." dedim sevinerek. Başımı çevirdiğimde göz göze geldim kocamla. Elimi tutup arkasından götürdü beni. "Ne oluyor?" dedim gülerek. Gülüyor benimle birlikte. Yan tarafa geçtiğimizde kucağına aldı beni. Kollarımı boynuna sardım. Arka bahçeye geçtik.

"Delisin!" dedim gülüşlerim arasından. Yanağımdan büyükçe öpüp güldü. Elimi yanağına sardım. Aramızdaki yakınlıkla öptüm tüy hafifliğinde. Kollarını sıklaştırdı. Yavaşça ayrıldığımda göz göze geldik. Rabbim onun acısını, yokluğunu gösterme bana.

Evin arka bahçesindeki salıncağa oturttuğunda yanıma ilişti hemen. Başımı göğsüne yaslayıp sokuldum kocama. Şalımın  üzerinden öptü. 

"Evin düzenine alışalım, hayvanlarımız olur. Tavuk istiyordun ya. Civcivler de olur. Tavşan da olsun mu?"

"Olsun." dedim yaşaran gözlerimle gülümseyerek. Elini yanağımda hissettim. Parmakları gözyaşlarıma değdiğinde tedirgin oldum. Burnumu çekiverdim. Başımı göğsünden kaldırdığımda tek hamlede dizlerine oturttu beni. Göz göze geldik. Ben rüyamın etkisinden çıkamıyorum.

"Dün gece rahatladığını sanıyordum." deyip iç çekti. Elimi yanağına sardım. Belimdeki kolunu sıklaştırıp yaklaştı bana. Alnını alnıma yasladığında kurumuş dudaklarımı ıslattım.

"Ben sana bir şey olacak diye çok korkuyorum. Ben aslında hiçbir şey istemiyorum. Yanımda ol, sevgilim. Çocuklarımız da olsun. Benim mutluluğum sizsiniz." dediğimde gözlerim doldu. "Seni kaybetmek istemiyorum, Çağlar."

"Lütfen böyle konuşma, Rumeysa'm." dedi fısıltıyla. Ellerimle yüzünü kavradım. Göz göze geldik. Kızarmış burnuma öpücük bırakıp gülümsedi. "Sadece rüya, güzelim. Rüya ile amel edilmez. Ne gördüğünü de bilmiyorum ama önümüze bakmamız gerek. Senin gülüşlerini görmek, duymak istiyorum. Daha dördüncü çocuğumuz olacak inşallah. Belki beş de olur. Kıyamıyorum sana. Lütfen üzme kendini-"

"Mucize de rüya görmüştü. Sen yokmuşsun. Bir şey olmuş sana. Sonra kaza geçirdin. Mucize etkisinden çıkamamıştı bir süre. Ya sana bir şey olursa? Ben ne yaparım?"

Yaklaşıp öptü şefkatle. Ayrılmak istemedim kocamdan. Gözyaşlarım hızla süzülüyordu yanaklarımdan. Kalp atışlarım çok hızlı çarpıyor. Göğsümde hissettim sızı ile yavaşça ayrıldım kocamdan. Elleriyle yüzümü kavradı. Gözyaşlarımı sildi parmaklarıyla. Hüzünle bakan gözlerine dayanamıyorum. 

"Ölüm hak. Rabbimizin izniyle nefes alıp veriyoruz. Seni bana nasip eden rabbim. Kalplerimizi birleştiren o. En güzelini o bilir. İmtihandayız... Sen kaza geçirdiğinde öyle perişan hâldeydim ki aklımı kaybedeceğimi sandım. Sonra nefes aldığını öğrendim. Rabbim seni bana bağışladı. Çocuklarımız oldu bizim. Sonra ben kaza geçirdim. Çocuklarımız vardı. Şimdi dördüncü çocuğu düşünüyoruz. Ayşegül'ümüz var bizim. Sana benzeyen dünya tatlısı bir kızımız var. İkiz oğullarımız... Bana benzeyen iki tane erkek çocuk. Biri yaramaz, biri uslu. Kocan gibi. Çocuklarımız annelerini çok seviyorlar. Sen gülünce onlar da gülüyor. Babaları da yanlarında... Ya ben? Varlığına her gün şükrediyorum. Seni öpüşüm, sana dokunuşum... Ben seni rabbimden istedim, Rumeysa. Dualara sarıldım. O nasip etti bana. Karım olduğunda da duaları eksik etmedim dilimden. Biliyordum, seni nasip eden rabbim, dilerse seni benden alır. Aynı şekilde ben de öyle. Duamdır rabbim bizi birlikte kabul etsin yanına... Çocuklarımızı düşünüyorum. Anne ve babalarını yan yana gördüklerinde seviniyorlar. Biz aile olduk. Dualarımdan, hayallerimden de ötede kocaman bir aile olduk. Güleceğimiz, şükredeceğimiz, bolca rabbimizi anacağımız bu mutlu ve huzurlu vakitlerimizde üzülüp kendimizi sonucunu bilmediğimiz bir şey için kahredersek rabbim bizden razı olur mu? Yazık olmaz mı bu güzel günlerimize? Teslim olmak varken üzülerek kendimizi neden perişan ediyoruz? Dedim ya ölüm hak... İyi düşünelim. Başka pencereden bakalım. Allah karımı çok seviyor ve ona rüyasında sevdiğinin ölümünü göstererek kulunun kendisine daha yakın olmasını istiyor. Ölümü hatırlatıyor. Rabbim seni koruyor. Sen bana çok güzel bir eş oldun, Rumeysa. Rabbim yüzüne hep gülsün."

Gözyaşlarım arasında gülümsedim. Kendimi iyi hissediyorum. Rahatladım sanki. Çocuklarımız aklıma geldi. Yeni evimiz. Taşınma telaşlarım. Daha birkaç gün önce kurduğum hayallerim. Bahçede açacak çiçeklerim, çeşitli hayvanlar, yapacağımız piknikler, çocuklarımla oynamak istediğim oyunlar... 

Çağlar... Kocam... Bütün sevinç ve üzüntülerimi paylaştığım eşim, sevgilim. Muhammet Çağlar'ım... Yanında ruhumun etekleri uçuşuyor özgürce. Ona yaptığım cilve, nazlarım. Sağ kolum, acıma merhem olanım. Kalbim hızlanıyor yanında, çocuk masumluğunda heyecanlanıyorum. Ben onun kuduruk karısıyım. Utangaçlığımı kalbimin bir odasına saklayıp edebimin gölgesinde kocama helal oluşumun şükrünü yaşıyorum ona her dokunuşum ve öpüşümde. Tesbih boncukları gibi sevap birikiyor yuvamıza. Dudaklarımız zikrediyor kalplerin Rabbini. Öpüyor secdeye giden alnımızın yüreklerini.

"Seni seviyorum." dedim fısıltıyla. Elleriyle gözyaşlarımı silip tutkuyla öpmeye başladı beni. Evliliğimizin ilk gününü tekrar tekrar yaşıyordum sanki. Kıldığımız şükür namazının huzurunu taşıyoruz ruhumuzda. Rabbim, Muhammet Çağlar'ı bana nasip etti. Dualarımla istediğim kulunu eş olarak nasip etti bana. Sevincim taze ve deli dolu. Heyecanım kıpır kıpır. Yanımdayken dualarıma onu katıyor ve dualarına amin diyorum. O beni seviyor. Ne kadar yaşayacağız, bilmiyorum. Ben Rabbimden istedim ya onu, rabbime teslim oldum ya, ancak şükredip dua etmek düşer bana. Kocamı sevmek ve ona iyi bir eş olabilmek. Kocamın sevgisine sevinmek. Üzüntülerim, korkularım, kaygılarım yoklar beni. Ama hani dedim ya, teslim oldum ben. En güzele teslimim ben. 

Kulağıma gelen sesle birbirimizden ayrıldık. Beni kucağından indirip salıncağa oturttu. Kolunu belime sardığında gülümsedim. Çok geçmeden dayım göründü. Yanımıza geldi. Çocuklar eve geçmiş olmalı.

"Benimle konuşacağın bir şey varmış. Bacanak dedi." 

Gözlerim Çağlar'a gittiğinde dayımın yüzüne tepkisiz bakıyordu. Anlamadım

"Bir ara söylerim. Yemek hazır mı?"

"Daha değil." deyip yanıma oturdu dayım. Yanağımı sıktığında gülümsedim. "Ayşegül, annesine benziyor. Küçükken sen de sürekli soru sorardın bana."

Güldüm. "Bıktırırdım." dediğimde cıkladı. Dayım beni kendine çekip başımdan öptüğünde bir engelle karşılaştım. Çağlar'ın kolu belime sarılıydı. Bırakmadı. 

"Kıskanç kayınço." deyip gözlerini kıstı dayım. Çağlar beni kendine doğru çektiğinde başım göğsüne geldi. Kolları arasına aldı beni. Gülesim geldi benim. Kıkırdadım.

"Yemek hazır olunca haber verirsin. Git hadi. Karımla baş başa kalmak istiyorum."

"Sen kocasıysan ben de dayısıyım." dedi dayım sert çıkan sesiyle. Ciddi mi?

Başımı kaldırdım. Çağlar çatık kaşlarıyla dayıma bakıyordu. Dayıma döndüm hemen. O da Çağlar gibi. Dikkatleri üzerimde toplamak için boğazımı temizledim.

"Kendinize gelin lütfen." dedim huzursuzca. Çağlar kolunu daha sıkı sardı bana. Başımın üstünden dayıma bakıyor.

"Hadi git-"

"Gitmiyorum." dedi dayım inatla. Nasıl ya?

"Ben gidiyorum." diye yerimde kıpırdanırken dayımla Çağlar aynı anda gülmeye başladı. Ağzım açık kalakaldım. Dayım kalktı yanımdan.

"Ben de karımın yanına gideyim." dedi dayım gülerek. Çağlar salıncaktaki yastığı dayıma doğru fırlattı. Gülüyorlar. Dayım gözden kayboldu. Delirmiş bunlar.

"Neydi o az önceki hâlleriniz?" 

Elimi omzuna sarıp yüzümü döndüm kocama. Gözleri yüzümde gezinirken iç çekti. Bakışlarını en son gözlerime çevirdi.

"Boş ver dayıyı, enişteyi. Biz, bizi konuşalım." dediğinde kıkırdadım. Yanağıma uzanıp öptü büyükçe. Sırıtıyor. "Dördüncü için heyecanlıyım."

"Yeni evimizde..." dedim heyecanla. Güldü. Yeni evimizde çocuklarımızın büyüdüğünü göreceğiz inşallah.

"Aşk yuvamız." deyip diğer yanağımı öptü. Aklıma gelenle duraksadım. "Sonra beşinciyi düşünürüz."

"Kuduruk Çağlar." dedim gülerek. Gözlerini kıstı. Beni etkilemeye çalışıyordu. Gözlerimi kıstım onun gibi. Yaklaştı bana. Ne olduğunu anlamazken sesini duydum.

"Üç güne evimize yerleşiriz."

❄️⭐

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Konuşalım 🫂

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️

Teslim.







Continue Reading

You'll Also Like

33K 2.2K 30
(Sırat: Yol) Başının hemen altında, göğsünün hizasındaydım. Kokusu burnuma dolarken ağlamalarımın arasından, neden istediğimi bile bilmediğim bir sor...
3.2K 310 20
"Umudunun kırıldığı yerde sakat kalmaya mecbursun." Anladığımı belirten harekette başımı salladım. Her günüm bir önceki günden berbat geliyordu gözüm...
29.3K 2.4K 54
"Bazı düşüncelerin varlığı okyanusun sonsuzluğunu unutturuyor." '''Deniz Benim Adım Rüveyda Yavaş...
URVE By balsuymelike

Teen Fiction

17.8K 1.1K 19
| TAMAMLANDI | Hifa ve Talha Hifa birçok şeye sahip olsa da onlarla tatmin olmamıştı. İçinde bir boşluk vardı. Aşkı fani şeylerde aramıştı. Ta ki...