başımda gölge gibi duran gitmem için bağıran limya asla dikkatimi çekmiyordu gözlerim kalbimi sanki durduran Ateş' teydi ölmüş müydü?
Gözlerimden yaşlar boşalıyordu limya kolumdan tutup beni kaldırdı ama nafile hâla gözlerim Ateş'deydi ölmüştü gözleri açık..
- Bana bak Gül bak bana
Limya yanaklarımdan tutup ona bakmamı sağladı
- gözlerime bak benim gibi mi olmak istiyordun?
Dediği gibi gözlerine baktım bir gözü zaten oyulmuştu bu görüntü mide bulandırıcıydı istemsizce yüzümü ekşittim
Limyanin dudakları kıvrıldı
- miden bulandı değil mi? Eğer onu öldürmeseydim her gün aynaya karşı sende böyle bakardın kendine
Eliyle Ateş'i gösterdi göz ucuyla tekrar baktım Ateş'e
Gözlerimi acıyla yumup boğazımdaki yumrunun geçmesini bekledim
Limya benden biraz uzaklaştı
- git burdan hadi
- öldürdün onu
Limya sinirle konuştu
- aptal bunu yapmak zorundaydım şimdi git ben seni kurtardım sende eşini ve ailesini kurtar hadi
Şaşkınca sordum
- onlar evde güvende
Limya sinsi bir şekilde güldü
- Sen öyle san Semûm sen çıktıktan sonra evi ateşe verdi
- Nee?
İstemsizce ağzımdan bir çığlık kaçtı
- Sana laf anlatmakla uğraşamam şimdi git ve aileni kurtar sana yeni bir hayat sundum ben ister burda aptal gibi Semûm'un cesedinin üstünde ağla ve yakalanıp türlü eziyetler ile öl ister aileni kurtar kendine güzel bir hayat kur sana kalmış
Dediklerinden sonra ona hiç birşey demeden bir kaç adım attım Ateş'in cesedi ayağımın dibindeyi son kez baktım ona eğilip açık olan bir gözünü şiş ile deldiği elim ile kapattım diğeri plastik gibi erimişti zaten kapattığım gözünün üstünden öptüm istemsizce göz yaşım kaşının altına düştü ve yavaşça göz pınarından akıp gitti
sanki göz yaşım ona aitmiş gibiydi..
Yerimden kalktım ve arkama baktım limya üzgün yüzü ile Ateş'e bakıyordu ona son bir bakış atıp hızla çıktım mutfaktan odaya geçip cevşenimi taktım
Göz yaşlarım hâla akıyordu burnum sızlıyordu
Hızla evden çıktım elimden kanlar akıp duruyordu bense koşmaya başladım limya'nın dediği gibi eşimi ve ailesini kurtarmam gerekti onlar beni hiç yarı yolda bırakmadı bende bırakamazdım ne onu ne ailesini ara sıra gözlerim kararıyordu ama asla durmadım duramazdım
Karanlık yollar sonunda bitmişti yaklaşmıştım ve cayır cayır yanan evi görüyordum gözlerimin önüne sürekli Ateş geliyordu silkelenip kendime gelmem gerekti etrafta insanlar toplanmıştı ampulans ve itfaiye gelmişti hızımı arttırdım ve eve ulaştım
Ulaştığım gibi bir ambulans hızla uzaklaştı kimdi bilmiyorum ama çok hızlı bir şekilde uzaklaştılar burdan korkuyla baktım eve içimden Allah'ım nolur kimseye birsey olmasın diye dualar ediyordum
Genellikle Ateş ten uzaklaştıktan sonra bana bir iman geliyordu eğer o olsaydı asla böyle bir dua edemezdim
Etrafa bir bakış attım insanlar korkuyla bana bakıyordu nedenini tahmin etmek zor değildi elimde kanlarla yüzü gözü dağılmış biri vardı karşılarında onları umursamadan itfaiye'ye yaklaştım bir adam elinde telsiz ile birine birseyler anlatıp duruyordu
Merdivene baktım yukarıya uzun bir merdiven dayamışlardı ev iki katlı gibi görünüyordu ama sadece fazla büyüktü biz yukarıdaki katta kalıyorduk
Yanına yaklaştığım adamın konuştuğu şeyleri duydum telsizden biri anlatıyordu
- iki kişiyi çıkarttık ama buradaki adam inatla bize doğru gelmiyor ve ateş heryeri sarmaya başladı
Yanımdaki adam bağırarak konuşmaya başladı
- içeri girin ve zorlada olsa çıkarın onu akli dengesi yerinde olmaya bilir
Karşıdan ses gelmedi bir süre ama hiç beklemediğim bir ses duydum daha çok birbirine girmiş bir sürü ses adam Anıl'a bağırıp duruyordu çıkması için ama Anıl red edip duruyordu
- bize yaklaşın yoksa yanıp kül olacaksınız son şansınız olabilir
- hayır eşim burda bir yerde lavaboda olabilir yada banyoda onu bırakamam ailem burda
Anıl'ın sesiydi bu beni arıyordu
- evden iki kişiyi çıkardık bir tek siz kaldınız çıkın artık
- hayır Gül nerdesin ses ver bana
- Adem sakın adamı bırakma belliki akli dengesi yerinde değil
Yanımdaki adam birden bağırınca hızla uzanıp ekinden telsizi aldım ve bağırarak konuştum Anıl'ın sesimi duyması umuduyla
- Anıl ben dışarıdayım aşağıdayım telsiz kimdeyse lütfen sesimin ona gitmesini sağlasın lütfen
Bende son ses bağırmıştım ama birden elimdeki telsiz çekildi elim çok kötüydü acısı beni yakıyordu ama umursamadım göz ardı etmeye çalıştım
- napiyorsun sen?
- lütfen yukarıdaki çıkmayan kişi benim eşim beni arıyor sesimi duyarsa direnmeden gelir
Adam tek kaşını kaldırdı ama telsizden tekrar ses geldi
- Gül sen misin cidden?
Hızla adamın elindeki telsiz gibi şeye bağırmaya başladım
- evet aşağıdayim gel Anıl anne ve babani indirmişler sende çık
- tamam sana birsey oldu mu?
Yanımdaki adamın bana olan şaşkın bakışları altında konuştum
- hayır hayır in sen lütfen
- evet inmeliyiz artık
Yanındaki itfaiyeci adam konuştu sanırım
Sonra gıcırtılar gelmeye başladı bizim yatak odasına dayanmış merdivene bakıyordum ki çok geçmeden Anıl çıktı saçı başı dağılmıştı her yeri duman dı.
- Anıl
Diye bağırdım istemsizce kötü görünüyor du dumandan etkilenmiş olmalı ki sürekli öksürüp duruyordu
Ve yanında bir tane adam vardı ona tutunuyordu
etraftaki insanlarda birseyler diyip duruyordu
Anıl'ın yanına doğru ilerledim oda yarı açık gözlerle bana bakıyordu zor ayakta duruyordu ama ona yaklaştığım an kollarına bana sarıp sarıldı ellerim yüzünden hiç bir tepki veremedim
- Sana birsey oldu diye çok korktum
- bende sana birsey oldu diye çok korktum
Anıl biraz geri çekildi gözleri kapandı kapanacak ama Anıl'a inmesi için yardım eden adam tekrar Anıl'ın omzundan tuttu çünkü Anıl'ın dengesi yerinde değildi
- ambulansa geçelim çok fazla içerde kaldı dumandan etkilenmiş olabilir sizde geçin hanımefendi eliniz için ve yüzündeki yara için
Adam karanlıkta da olsa fark etmişti
Daha birsey demeden Anıl bir anda yere yığıldı bayılmıştı sanırım ambulanstan bir kaç kişi sedye ile yanımıza yaklaştı hızla Anıl'ı sedyeye alıp ambulansa bindik evin yangınını hâla daha söndürmeye çalışıyorlar
Çok geçmeden soru dolu ve sorgu dolu bir yolculuğun sonunda hastaneye geldik Anıl sadece dumandan etkilenmiş ve bayılmıştı onun dışında çok şükür ki birseyi yoktu Aşkım hanım öyle diyordu bizzat kendisi ilgindi
ne kadar imam ve Hatice hanımı görmek istesem de izin vermediler ve bana da yardımcı oldular ellerimin durumunun çok kötü olduğunu söylediler yüzümü temizleyip bansuman yaptılar o sırada polis geldi ve benden ifade aldı ona " ben gece geç saate yürüyüşe çıktım kendimi iyi hissetmiyorum o sırada karşıma iki adam çıktı zifiri karanlıktı benden para gibi birseyler istediler yanımda olmadığını söyledin sonra beni darp ettiler bir tane adamın eline taş ile vurdum oda çok sinirlenip bıçak ile elimi bu hâle getirdi sonra koşarak yok oldular bende eve geldim o zaman gördüm yangının olduğunu" diye zırvalıklar uydurdum inanmışa benziyordu yangın hakkında sorsa da bir bilgim olmadığını söyledim adamları tarif etmemi istesexe görmediğimi çok karanlık olduğunu söyledim
Bir süre sonra polis gitti ne kadar da Anıl'ın yada diğerlerinin yanına gitmek istesem de serum vermişlerdi ve başım acayip bir şekilde dönüyor gözüm kararıyordu doktor bile elim yüzünden kaybettiğim bunca kan sonrası ayakta durduğuma şaşırıyordu bende ölmediğime şaşırıyordum
Son kez başımda birseyler yapan Aşkım doktora baktım dudaklarımı oynatmaya çalıştım ama mecalim yoktu o an kapı hızla açıldı ve içeri hemşire olduğunu tahmin ettiğim genç bir kız girdi
- Aşkım hanım yangında ki kadını kaybettik maalesef vücudunun neredeyse yüzde yirmi beşi yanmıştı diğer ikisi iyi biri baygın biride yoğun bakımda çok fazla dumana maruz kalmış
- Peki daha Anıl bey uyanmadı değil mi?
- hayır
Bundan sonraki konuşmayı dinleyemedim gözlerim kapandı tek anladığım şey Hatice hanımın ölmüş olduğuydu...
Ayyy lütfen dua edin bu sene mezun olayımmmm😭😭😭
Oy sınırı 150😝