55.

1.7K 141 128
                                    

Anıl yada Ateş ben kalbimi değil aklımı kullanacaktım benim için en iyisi Anıl'dı bu gece o eve gidip Ateş'e kararımı söyleyecek bir daha görüşmek istemediğimi söyleyecektim evet bunu yapacaktım tepkisi ne olur bilemiyorum ama yapacaktım.

Temiz çarşafları serdiğim yatağa uzandım baş ucumuzdaki abajur açıktı bir benim birde Anıl'ın kendimkini kapattım uyuyormuş gibi yapacaktım Anıl durmuyordu çünkü gün içinde bir çok kez bana yakınlaştı sürekli birsey bulup kaçtım ondan.

Bir süre öylece uzandım uykum zerre yoktu kafamı yastığa koydum ama kafamdakiler beni deli ediyordu

Kapının açılma ve kapanma sesiyle gözlerimi sıkı sıkı yumdum Anıl'ın adım sesleri yaklaşıyordu baş ucumdaki komediye bir bardak su koydu sanırım

Daha sonra birsey demeden gitti
kemer ve elbise sesleri geliyor üstünü çıkarıyor olmalı.

Nefesimi tuttum gözlerimi olabildiğince sıktım yatağın diğer yanı çöktü

- Sen istemeden sana birsey yapmam merak etme baş ucuna da bir ağrı kesici koydum ağrın olursa diye iyi geceler

Birsey demedim bir süre ama içime kaçan sesimle konuştum

- iyi geceler

Gözlerim artık uykuya gidip duruyordu yerimden milim bile kıpırdamadım Anıl rahatsız olmasın diye stresten terlemiştim hep saatler oldu eminim yerimden yavaşça kalktım bugün herseyi bitsin artık

Yataktan yavaşça kalktım baş ucumdaki komedinden Anıl'ın bana haftalar öncesinde aldığı son model telefonu aldım ışık lazım olacaktı

Anıl'a baktım abajuru hâla açıktı ona yaklaştım fazla yakışıklıydı uyurken de çok masum kalbi yüzüne yansıyordu

Uyuyordu yavaşça çıktım odadan başıma bir şal geçirip hemen evden çıktım birde hırka almıştım gece hava serin oluyordu boynumda cevşenim vardı iyi hissettiriyor bunu sadece Ateş'in yanında çıkarıyorum

Hızlı adımlarla evime doğru ilerliyordum yarım saatin ardından varmıştım zaten yüzümde bir tebessüm oluştu ne zamandır gelmiyorum güzel evime benim için güzel ev olsada artık bu köy için cinli evdi bizim eve yakın olan bir kaç komşumuzun köyde yaydığı dedikoduya göre gece bazen bu evden çığlık sesleri geliyormuş o yüzden çevre evden bazıları taşınmış bunu Şeyma'dan  duydum çünkü ben ne dışarı çıkıyor nede geziyordum evde öylece oturuyordum sürekli bir işler yapıp duruyordum

Nefesimi tutup evimizin yarım bir şekilde açık olan kapısından içeri süzüldüm

- Ateş

Heryer zifiri karanlıktı saat gecenin üçü gibiydi hızlı hareket etmem gerekti bir an önce gelsede artık görüşmek istemediğimi söylesem

- Ateş nerdesin?

Yavaşça etrafa göz atıyordum heryer eskimiş ti annemin hergun özenle temizlediği misler gibi kokuttuğu evimiz iğrenç kokuyordu kaşlarım çatık bir şekilde etrafa bakıyordum.

Bir anda etrafımda oluşan hareketlilik ile çığlığı bastım

- sessiz ol Gül

Korkudan telefonum elimden düşmüştü
Benden uzakta duran Ateş'i görüyordum

Hızla eğilip telefonumu elime aldım ve Ateş'e tuttum

- indir

Ateş elini yüzünü siper etmişti
Yavaşça indirdim elimi

- korkuttun beni yine

- sarılacaktım ama cevşenin vardı yapamadım o yüzden öyle oldu

Yutkundum korkuyla titriyordum Ateş'e söyleyecektim ama tepkisi ne olur bilemiyorum ölmezsem iyi

- neden çıkarmadın cevşenini?

- çünkü ben buraya başka birsey söylemeye geldim

Ateş tek kaşını itina ile kaldırdı bana yaklaşımıyordu

- Ne söyleyeceksin?

- Ben artık görüşmek istemiyorum

Bir çırpıda söyledim telefon ışığımı yüzüne tutmuyordum ama görebiliyordum yüz ifadesini yüzüne bir anda gerildi gözlerini anlatmaya kelimeler bile yetmez

- tamam

Sesi sakindi ben üstüme atlar beni parçalamaya çalışır sanıyordum bu beklediğim bir cevap değildi

- Ne?

Ateş rahatça tekrar konuştu

- Duydun işte tamam artık seni zorlamayacağım gidebilirsin

Şaşkınlık içinde ona bakıyordum bu Ateş mi?
Şaşkınlığımı üstümden atamadan konuştu Ateş

- ama gitmeden son bir kez senden birsey istiyorum

- Ne istiyorsun?

Yüzünde anlamlandıramadığım bir gülüş oldu

- son kez sana sarılmama izin ver

Yutkundum ondan bir kaç adım uzaklaştım

- Sen Ateş değilsin

Karşımda duran Ateş'in yuzy düştü bir an

- hayır benim bu Gül sen kafanda yine kurmuşsun belli senin peşini bırakacağım Gül son bir isteğim tek var son kez sarılalım lütfen

Gözlerimin içine yalvararak bakıyordu
Bense şaşkınlık içinde

- lütfen Gül

Elini yavaşça kaldırıp bana uzattı bir kaç saniye öylece durdum yalan söylüyormuş gibi görünmüyordu son kez son kez ona sarılıp bitirecektim derin bir nefes alıp elimdeki telefonu koltuğun üstüne bize doğru sabitledim

Yavaşça boynumdaki cevşeni çıkardım ve onuda koltuğun üstüne koydum daha Ateş'e dönmeden başımdaki şalımın  çekildiğini ve saçlarıma birinin asıldığını hisettim...




LANET Mİ? MUCİZE Mİ?Où les histoires vivent. Découvrez maintenant