İLGİ/GERÇEK AİLEM

By bluesky_whitetulip

166K 7.5K 1.9K

KLASİK BİR GERÇEK AİLE/ABİ KİTABI (Küfür yok) Berbat bir hayat yaşayan İlgi başka bir kızla karıştığını öğren... More

Not
1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
Instagram
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
ÇOK ÖNEMLİ!
27.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
100 BİN!
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
SORU-CEVAP!!!
35.BÖLÜM

28.BÖLÜM

1.5K 100 38
By bluesky_whitetulip

"Mükemmel hissediyorum." Dedim eve girerek.

"Allah'ım delirdi bu kız." Dedi annem bana bakarak. Hepimiz gülerken kendimi koltuğa atıp başımı yanımda oturan Ozan'ın omzuna koydum.

Kaskatı kesildiğini hissettim. Fakat sonra o da başını yasladı.

"Ay ne kadar yorulmuşum be." Kendimi gerçekten çok güzel hissediyordum. Aşırı enerjik ve keyifliydim. Bunun nedenini bende bilmiyordum.

"Öyle olur, elin dursa ayağın, durmadı, ayağın dursa çenen durmadı, çenen dursa miniklerin durmadı." Diye sitem etti Barkın. Kaşlarımı çatarak baktım.

"Sen benden sıkıldın mı? Eğer sıkıldıysan söyle, ben başkasını bulurum." Dediğimde Kaan ve Taha aynı anda büyük bir kahkaha kopardı. Bakışlarım ayakta duran Dağhan'a kaydığında elimle 'gel, gel' işareti yaptım.

"Gel bakim, ablasının gülü." Dedim. Hızlıca yanım gelip oturduğunda, başını göğsüme yasladı. Kıvırcık saçlarını okşarken Dağhan mayışmaya başlamıştı.

"Anne," dedi Pars. Annem şefkatle ona baktı.

"Pazar günü, hep beraber piknik mi yapsak." Bugün pazartesiydi. Ve Pars'tan ilk defa böyle bir şey duyuyordum. Daha çok ev kuşuydu çünkü o. İse gider gelirdi.

Annem babama bakıp tekar Pars'a döndü.

"Sizin işleriniz yoksa olur. Çok da güzel olur. Ailecek ilk kez piknik yapmış oluruz." Dediğinde gülümsedim. Ailecek ilk piknik. Kulağa hoş geliyor.

Bir de duygusal.

Evet duygusal.

🎀🎀🎀

"Anne ben markete çıkıyorum!" Diyerek içeri seslendim.

"Saat geç oldu İlgi, Barkın gitsin senin yerine."

"Yok annem hemen gidip geleceğim zaten."

"Yok kızım olmaz öyle şey. Hava karanlık." Başımı yana yatırıp ona baktım.

"Annem hemen geleceğim, gerçekten. Hem bak," dedim ve elimdeki telefonu gösterdim. "Telefonum da yanımda. Ararım bir şey olursa." Annem istemey istemeye başını salladı.

"İyi madem. Ara ama." Yanağını öpüp ayakkabılarımı giydim.

"Tamam." Hoplaya zıplaya markete doğru ilerledim. Saat 12'ye geliyordu ve burada açık market bulmak zordu. Fakat bulabilmiştim. Canım cips çekmişti bu yüzden de bu saatte gidiyordum. Ayrıca biraz hava almak iyi olurdu. Evet Barkın gitse de güzel olurdu, çalışırdı köle ama bugün çıkasım gelmişti. Markete girip en sevdiğim cipsten ve soğuk kahveden aldım. Hızlıca ödeyip marketten çıktım. Elimdeki poşeti sallaya sallaya yürürken arkadan ayaka sesleri geldi.

Olduğum yerde durup göz devirdim,

"Yani kardeşim, bir rahat durun ya." Diye söylendim. Sesler kesilmeyip daha da yaklaşınca yumruğumu kaldırıp ani bir hareketle arkaya döndüm. Fakat daha vuramadan kolumu tuttu. Aniden kolumu tutunca da sendeleyip bir iki adım yaklaşmış bulundum. Bakışlarımı kolumu tutan elinden yüzüne doğru çevirdim.

"Demir?" Dedim sorar gibi. Yani herkes olurdu, arabacan olmazdı.

"Kulakların ve reflekslerin kuvvetliymiş." Dedi gözlerimin içine bakarak. O kadar yoğun bakıyordu ki bir an yok olacak gibi hissettim.

"Öyledir." Diye fısıldadım. Aynı şekilde gözlerine bakmaya başlamıştım.

"Sen neden buradasın?" Dedim. Başını yana çevirip eve baktı.

"Evim burada." Dedi. Onun gibi bende başımı çevirip eve baktım.

Lan!

N'oldu Pakize?

Bunun eli hala senin kolunda!

Pakize'nin dediğiyle kendime gelip geri çekildim. Bir iki adım da geri attım.

"Anladım, görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz." Dedi. Arkamı dönüp düz bir şekilde yürümeye devam ettim.

Allah'ım! Ben gerçekten ne yaşıyorum!

Derin bir nefes alıp çarpan kalbimi umursamadan, yürümeye devam ettim. Birkaç dakika sonra eve varmıştım.

"Ben geldimmm!" Dedim eve adım atarak.

💐💐💐

2 gün sonra...

"Biz geldikk!" Dedim neşeyle arkadaşlarımın yanına ilerlerken.

"Hoşgeldiniz." Dedi Bulut. Evet son zamanlarda hala garip davranıyordu.

"Hoşbulduk kardeşim." Diyerek Bulut'un yanına oturdu, Barkın. Ben de tek boş yere yani, Açelya ve Demir arasına oturdum.

Evet, Demir. Yine ve yine Demir. Demir, Barkın'ların da arakdaşıymış, ama onlardan 2 yaş büyük olduğu için okulları farklıymış ve bu yüzden de artık eskisi kadar fazla görüşemiyorlarmış. Demir, 19 yaşında olduğu için üniversiteye gidiyormuş zaten.

Elimdeki poşetten çıkardığım içecekleri bardaklara boşaltıp konuşmaya başladım.

"Ee, ne konuşacağız?" Dedim.

Sinan ellerini çırparak,

"Durun ben size dün yaşadığım mükemmel şeyi anlatacağım. Şimdi benim abim, aşçı. Siz zaten biliyorsunuz. Neyse işte bende dedim ki, madem abim aşçı, bir yemek yapayım da tadına baksın puanlasın." Dedi. Yüzümü buruşturarak elimdeki cipsi ağzıma attım.

"Yapmadım de lütfen." Diye yakındı Güneş. Fakat Sinan neşeli bir sesle,

"Tabii ki yaptım." Diyerek hepimizin aynı anda 'of' demesine sebep oldu.

"Ne yani? Ben mükemmel yemek yaparım. Ayrıca guys, sizin damak zevkiniz ölmüş. Sonra işte girdim mutfağa, dedim ne yapabilirim. Aklıma mantı yapmak geldi, hemen açtım tarifi yapmaya baş-" derken Açelya lafını böldü.

"Yani gerçekten gidip yapması en zor şeylerden mi başladın?" Açelya da bize karşı, açılmıştı. Artık çekinmiyor, bir yere çağırdığımızda geliyor, bize katılıyor ve bol bol konuşuyordu. Bu da en çok beni mutlu ediyordu.

"Önemli olan nereden başladığım değil, başlayıp başlamadığım Açelya ye-bacım." Son anda söyleyeceği şeyle Barkın Sinan'ın omzunu sıkmıştı, bu yüzden lafını yutmak zorunda kaldı. Keşke söyleseydi ya! Ulan Barkın, hepsi senin suçun!

"Bakın siz sürekli bölüyorsunuz beni. Bir daha böleni bölerim. Susun da dinleyin uşaklar. Nerede kalmıştım ben ya? Heh! Buldum! Ben tarifi yapmaya başladım. Her şey gayet güzel gidiyor, kıyması tamam, hamuru da çok güzel oldu. Şekil verip pişirdim. Çok da heyecanlıydım. Gittim bir de sos yaptım, çağırdım abimi. Koydum önüne tabağı. 'Al tadına bak bunu aşçı köle.' dedim. Başta öldürüyordu da annem elinden zor aldı. Sonra tadına baktı ve ne dedi biliyor musunuz?" Durup bize sorduğunda hepimiz aynı anda 'Ne dedi?' der gibi başımızı iki yana salladık.

"Cevap versenize be! Dilinizi mi yuttunuz?"

"Cevap verince de, neden lafımı böldünüz diye kızıyorsun Sinan." Dedi Barkın.

"Ulna soruyu ben sordum, ayrıca ben lafımı böldünıüz diye kızıyorum, konuştunuz diye değil! Şimdi cevap verin cacıklar!"

"Ne dedi?" Diyerek Sinan'ın sorusunu yanıtladı, geldiğimizden beri ilk defa konuşan Demir.

" 'Sen buna tuz yerine şeker koymuşsun gerizekalı.' " dediğinde sesini kalınlaştırıp, yüz ifadesini sertleştirmişti. Olayla beraber bunlar da bizim kahkaha atmamıza sebep oldu. Sadece Sinan ters ters bakıyordu. Hepimiz gülüyorduk.

"Ben biliyordum ama sonunun böyle olacağını." Dedi Bulut.

Uzun uzun ettiğimiz sohbetlere denizin dalga sesleri de eklenmişti. Sahilde olduğumuz için sadee biz yoktuk. Ayrıca hava da kararmıştı.

"İlgi," dedi Barkın. "Sen gitarını getirmemiş mıydın? Bir şeyler çalsana."

Gülümseyerek yerdeki gitarımı aldım ve çantasından çıkardım.

Aklıma gelen ilk şarkıyı çalmaya başladım.

"İçinden geleni söyle, kalırsa yazık olur
Hayata küsüverirsin, hüzünler seni bulur
Bi' şeyler yapabilirsem güzel gözlerin için
Başından geçeni anlat, masaldır benim için"

Güneş sevdiği bir şarkıyı çalmamla gülümsedi. Ve farkında olmadan başını Açelya'nın omzuna yasladı.

"Hele bi' gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi' gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur uzun, zor, sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi"

İlk defa dinleyen Demir başta şaşırmış ama sonra yoğun bir şekilde bakmaya başlamıştı. Bazen gerçekten neden böyle baktığını merak ediyordum. Ve o öyle bakınca kalbimin hızına engel olamıyordum.

"İçinden geleni söyle, kalırsa yazık olur
Hayata küsüverirsin, hüzünler seni bulur
Bi' şeyler yapabilirsem güzel gözlerin için
Başından geçeni anlat, masaldır benim için"

Bulut gözlerini kapatmış dinliyordu. Onunla eskisi gibi değildik. Neden böyle yapıyordu, hiç birimizin haberi yoktu. Ondan hoşlandığımı düşünüyordum, fakat son zamanlarda sanki bu kaybolmuştu.

"Hele bi' gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi' gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur uzun, zor, sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi"

Açelya da ilk defa dinliyordu ve sanırım onun da çok hoşuna gitmişti.

"Hele bi' gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi' gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur uzun, zor, sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi

Hele bi' gel, uzaklar sana gelir
Sen hele bi' gel, bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur uzun, zor, sıkıcı günler
Yazık olur, hadi gel kurtar bizi"

Şarkıyı bitirdiğimde ufak bir alkışla benii tebrik ettiler. Oturduğum yerde elimi karın hizama koyup hafifçe eğildim.

"Sağ olun beni sizler var ettiniz."

"Ben de çalabilir miyim?" Diye sorarn Demir'e şaşkınlıkla baktım.

"Biliyor musun?" Başını salladı. Gitarı ona uzatıp merakla gülümsedim.

"Tabii, çalabilirsin."

Gitarı uygun bir pozisyona getirdi.

Her veda edişimde düşünürüm
Seni bi' daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak, her yerde biz olsak
Ama yine de senleyken dünya bile dar

Başta bakışları sadece gitardaydı.

Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli

Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer

Fakat ardından bakışları bana döndü. Gözleri yüzümün her bir zerresini izledi. En son gözlerime baktı. Hayır yani, neden öylesine bir insanın gözlerine bu kadar derin bakarsın?

Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer

Sanki onu yeni değil de, yıllardır tanıyormuş gibiydim. Bir geçmişimiz var, bir şey olmuş gibiydim.

Her veda edişimde düşünürüm
Seni bi' daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak, her yerde biz olsak
Ama yine de senleyken dünya bile dar

Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli

Sesi de büyüleyiciydi. Sanırım daha önce çok şarkı söylemişti, hatta eğitim almış bile olabilir.

Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer

Bu adam yalnızca sana boyun eğer
Bu adam yalnızca sana

Hayret ve hayranlıkla bakarken ilk tepkiyi yönelten ben oldum.

"Sesin çok güzel, eğitim aldın mı daha önce?" 

Başını iki yana salladı. Diğerleri detepki verdikten sonra aniden kulağımıza farklı bir melodi ulaştı.

Bugün çok yorulmuşsan
Her yerde arayıp
Yine de bulamamışsan
O seni unutmuş
Sen unutamamışsan
Kalbinin kuşu uçmuş
Sen tutamamışsan

Güneş ve Açelya'nın elinden tutup ayağa kaldırdım. Deli gibi dans edip kahkahalarla gülerken insanların bize garip bakışlarını hissedebiliyordum. Fakat bu hiç umurumda değildi.

Bence hayat sevince güzeldi. Hayatın tadını çıkarınca güzeldi. Artık karnımız ağrıyana kadar gülünce güzeldi, en sevdiğimiz şarkıyı dinleyince güzeldi, sevdiğimiz bir kitabı tekrar okuyunca güzeldi. Sadece tek bir duyguyu değil tüm duyguları beraber yaşayınca güzeldi. Mesela güldüğümüz gibi üzülünce de güzeldi. En sevmediğin şey başına gelince güzeldi, altından kalkamayacağın bir olayla karşılaşıp çabalayınca güzeldi, arkadaşların, sevdiğin, sevgilin, ailen, akrabaların, tanıdıkların yüzünden başına bir iş aldığında, sevindiğinde güzeldi. Hayat gerçekten duygularla güzeldi. Hayat yaşayınce güzeldi.

Bugün çok yorulmuşsan
Her yerde arayıp
Yine de bulamamışsan
O seni unutmuş
Sen unutamamışsan
Kalbinin kuşu uçmuş
Sen tutamamışsan

Haydi gel
Haydi gel içelim
Derdini al da gel
Haydi gel içelim
Bu evrende bir tozsun
Tarih seni unutsun
Haydi gel içelim
Topla da gel
Haydi gel içelim
Hepsini al da gel
Haydi gel içelim
Mazi kalbinde yaraysa
Unut artık ne varsa
Haydi gel içelim
Yerlere düşelim
Haydi gel içelim
Yerlere düşelim

İnsanların tepkilerini de bazen umursamamak lazımdı. Arkamızdan konuşulması, dedikodumuzun yapılması lazımdı, ihanete uğramamız lazımdı. Sonra ise bunalrı yapan insanları umursamamız lazımdı. Eğer umursamayıp onlara önem verdiğimizi gösterirsek, bu sefer başımıza çıkıyorlardı. Kendilerini bir bok sanıyorlardı. Değerleri olduklarını sanıyorlardı. Hayat bunları yaşayınca da güzeldi.

"Kızım otursanıza, insanlar size bakıyor." Barkın'ın uyarısını duymamazlıktan gelip,

"Aman boşver be baksınlar, anca bakarlar zaten." Dedim gülerek.

"Bende ya bende." Dedi çocuk gibi Sinan. Ardından bize katıldı. Olduğum yerde dönerek saçlarımın uçuşmasına izin verdim.

Beni izleyen gözlerden bir haberdim.

🩷_________________________________🩷

Selamlar!

Nabersiniz?

Kusura bakmayın bölüm biraz kısa oldu. Fakat sınav haftasıydı şu son iki hafta. Bu yüzden çok yazamadım. Ayrıca ben bölüm yazmayı unuttum yaa. NEJEJHDJEJ. BUNU BAŞARDIM GERÇEKTEN.

Neyse bölüm?

Bu arada soru-cevap bölümü için en az 12 soru gelmesini bekleyeceğim. Ondan önce atamyı düşünmüyorum.

Bu arada çok çok teşekkür ed





Continue Reading

You'll Also Like

120K 3.5K 46
Melodi 3 abisi ve ikiziyle birlikte yaşıyordu Çok ünlü bir moda tasarımcısı olan Lodos Marsis'in en küçük kardeşiydi Eğlenceli ve biraz çekingendi H...
81.7K 4.3K 24
Hayatımdaki şanslarını hepsini kullanmış olabilirim.Çünkü bunun bir tek böylece açıklması olabilir!. Sıkıntıdan telefonumdan rastgele numara sallarke...
166K 7.5K 40
KLASİK BİR GERÇEK AİLE/ABİ KİTABI (Küfür yok) Berbat bir hayat yaşayan İlgi başka bir kızla karıştığını öğrenirse ve tek kız olursa ne olur?
351K 19.2K 42
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...